GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: YARGI HİZMETLERİNİN ETKİNLEŞTİRİLMESİ AMACIYLA BAZI KANUNLARDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASI VE BASIN YAYIN YOLUYLA İŞLENEN SUÇLARA İLİŞKİN DAVA VE CEZALARIN ERTELENMESİ HAKKINDA KANUN TASARI VE TEKLİFİ
Yasama Yılı:2
Birleşim:129
Tarih:01.07.2012

TUFAN KÖSE (Çorum) - Değerli arkadaşlarım, demin sözlerimi şöyle bağlamıştım: "Tutuklama zorunlu haksızlıktır." diye. Yani birisinin hürriyetinden birisinin hürriyetini tahdit ediyorsanız, sınırlıyorsanız, buna çok özen göstermek zorundasınız.

Peki, özel yetkili mahkemeler, tutuklamalar için konulan kriterlerin hiçbirisine uyuyor mu? Hiçbirisine uymuyor, az evvel söyledim hiçbirisine uymuyor. Peki, nedir bu uzun tutukluluklardan, hemen tutuklamalardan umduğunuz fayda? Yoksa hedef ulusal Kurtuluş Savaşı'mızın tam bağımsızlık felsefesi mi, tam bağımsızlık niteliği mi? Hedef, bu amacınızın önünde engel olarak gördüğünüz yurtsever aydınlarımızın, gazetecilerin, politikacıların susturulması ve uluslararası kapitalizmin, onların iş birlikçi sürüngenlerinin sömürülerinin pekiştirilmesi midir? Eğer sizin hedefiniz bunlar değilse, yurtsever aydınlara gücü yeten özel görevli mahkemelerinizin haksızlıklara, yolsuzluklara, soygunlara niçin gücü yetmiyor, hiç düşündünüz mü bunları?

Cumhuriyet Halk Partili belediyelere gücü yeten özel görevli mahkemelerinizin gücü niçin AKP'li belediyelere ulaşmıyor? Geçen hafta burada söyledim Çorum Belediye Başkanı ve 2 tane Belediye Meclisi üyesi hakkında açılan davayı, bir günden bir güne evlerinde arama yapılmadı, sabah kör vakitlerde evlerinden alınıp götürülmediler.

Vergi daireleriniz biat etmeyen iş adamlarına rahatlıkla ulaşırken Adalet ve Kalkınma Partili iş adamı milletvekillerine verilen para cezaları niye tahsil edilmiyor, biliyor musunuz bunları ve bunları ortaya çıkaran Sayıştayın yetkilerini niye tırpanlıyorsunuz? 40 trilyon, Kütahya Şeker Fabrikası?

Değerli arkadaşlarım, bugün burada yapılan, yargı eliyle darbedir demiştim. Her zaman tankla, tüfekle olmaz devleti ele geçirmek, hatta çoğu zaman böyle olmaz. Devlet bürokrasisinin içerisinde, adli bürokrasinin içerisinde, MİT ve emniyet bürokrasisinin içinde önemli köprü başlarının tutulması, karar organlarında egemenlik kurulması, bir bakıma devletin ele geçirilmesidir, işgalidir. Bugün de olan budur.

"İleri demokrasi" diye övünüyorsunuz her ağzınızı açtığınızda. Özel görevli mahkemeler ne zaman kuruldu biliyor musunuz? 12 Mart faşist diktası döneminde kuruldu. Biliyor muydunuz bunu? 1971'de darbe döneminde kurulan mahkemelerden ileri demokrasiyi kurmak da herhâlde

Adalet ve Kalkınma Partisine nasip olacak. Ne kadar samimiyetsiz değil mi?

Son olarak, sözlerime başlarken söylediğim şeye dönüyorum, gerçi Adalet Bakanı gitti, herhangi bir hukuk devletinde kendisine Adalet Bakanı denmeyecek Adalet Bakanı. Hukuk bir gün herkese lazım olacak, bir gün Adalet Bakanına da lazım olacak, bir gün AKP Grubuna da lazım olacak. Kısas da kıyamete kalmıyor değerli dostlar. Hukuksuzluklara, adaletsizliklere, uzun tutukluluklara, haksız tutukluluklara, adaletsiz ve zalim düzenin devamına kulaklarını tıkayıp siyaseten konumunu korumaya çalışan Adalet Bakanı da bir gün gelecek bu Meclisin önünde hesap verecek, bu Meclisin önünde hesap vermekle de kalmayacak; yine, yoksul halkımız adına, Türk milleti adına karar verecek bağımsız Türk yargısının önünde de bir gün gelecek hesap verecek, yargılanacak, hepsinden de önemlisi tarih önünde yargılanacak.

Cumhuriyet Halk Partisi de bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da haksızlığa uğrayan insanların, tüm namuslu insanların özlemlerini dile getirmeye devam edecek.

Teşekkür ediyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum.