| Konu: | 2012 YILI MERKEZÎ YÖNETİM BÜTÇESİ VE 2010 YILI MERKEZÎ YÖNETİM KESİN HESAP KANUNU TASARISI |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 36 |
| Tarih: | 13.12.2011 |
AK PARTİ GRUBU ADINA PELİN GÜNDEŞ BAKIR (Kayseri) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bugün Türkiye Bilimler Akademisinin, kısaca TÜBA'nın bütçesi için AK PARTİ adına söz almış bulunuyorum. Değerli heyetinizi en derin saygı ve sevgilerimle selamlıyorum.
Ben de 2011 yılı Ocak ayında Türkiye Bilimler Akademisi asosiye üyeliğine 3 TÜBA üyesi tarafından aday gösterilmiş bir bilim insanıyım, konunun içinde biri olarak bu konuşmayı yapıyorum.
Çok iyi bilindiği gibi, bilim akademileri ülkelerin en üst düzey bilimsel akademik kuruluşlarıdır. Bu kuruluşlar çok sıkı kurallar ve çok aşamalı değerlendirmelerden geçerek akademiye seçilmiş, yüksek bilimsel liyakat kriterlerini sağlayan, uluslararası saygınlığı olan bilim insanlarından oluşurlar. Türkiye Bilimler Akademisine üye olabilmek için de ulusal veya uluslararası saygın kuruluşlardan ödül veya madalya almış olmak, kendi adıyla anılan keşif, icat, teori ve modellere sahip olmak ve adı klasik kitaplara veya değerlendirme makalelerine geçmiş, uluslararası bilim atıfları kataloglarında genel kabul görmüş, yüksek sayıda atıf almış olmak gerekmektedir. TÜBA'ya şahsi olarak başvurulamamakta, en az 3 TÜBA üyesi bilim insanı tarafından aday gösterilmek gerekmektedir.
TÜBA'nın Türkiye çapında toplamda 82 asli üyesi, 17 de asosiye üyesi bulunmaktadır. Ancak bu sayı çok azdır ve üstün bilimsel vasıflarıyla akademiye girmeyi uzun süredir hak edip bekleyen çok sayıda bilim insanı bulunmaktadır. Bu yüzden yeni düzenlemeyle TÜBA'nın asli ve asosiye üye sayısı, her birinden 150 olmak üzere, 300'e çıkarılmıştır.
Değerli milletvekilleri, ülkemiz her ne kadar 1995 ve 2007 yılları arasında gayrisafi millî hasılasından araştırma ve geliştirmeye ayırdığı payı 3 kat artırarak yüzde 0,85'e çıkarmışsa da, daha katedilecek çok mesafemiz vardır. Güney Kore, gayrisafi millî hasılasının yüzde 3,36'sını, Finlandiya yüzde 3,84'ünü, İsrail ise yüzde 4,25'ini araştırma ve geliştirmeye ayırmaktadır.
2002'deki Barselona Zirvesi'nde, Avrupa Birliği Komisyonu, uzun vadedeki hedefinin bilgiye dayalı rekabetçi ekonomi olduğunu vurgulamış, 2010'da araştırma ve geliştirmenin gayrisafi millî hasılaya oranı için Avrupa Birliği bünyesinde yüzde 3 hedefi koyulmuştur.
Değerli milletvekilleri, ülkemizin araştırma geliştirmeye ayırdığı bu artan finansal desteğin en verimli bir şekilde değerlendirilebilmesi için yenilikçiliği ve üretkenliği teşvik eden, mükemmelliğiyse ödüllendiren bir bilimsel atmosferi oluşturabilmemiz şarttır. Türkiye'nin bugün uygulayacağı bilim politikaları geleceğini dramatik biçimde etkileyecektir. Modern ekonomilerin lokomotifi, liyakate dayalı bilimsel ve teknolojik araştırmalardır. 21'inci yüzyılın yüksek rekabete dayalı dünyasında ülkemizin ayakta kalabilmesi için Türk bilim insanlarını desteklemekten başka yolumuz bulunmamaktadır.
Değerli Başkan, değerli milletvekilleri; üniversitelerde öğretim üyeliğinin sürdürülmesi, bilimsel üretime ve iyi belirlenmiş performans kriterlerine dayanmalıdır. Performans değerlendirilmesinde başlıca kriter ise bilimsel araştırma yapılması ve bu çalışmaların sonuçlarının, saygınlığı kanıtlanmış, yani Science Citation Index'teki bilimsel dergilerde basılmasıdır.
Son yıllarda Hükûmetimizin verdiği olumlu desteklerle bilimsel araştırmalarında kaliteyi hedefleyen bilim insanı sayımızın artması çok sevindirici olmuştur. Türkiye, Science Citation Index'te yayınlanmış Türk bilim insanı adresli yayınlarda 1995'te dünya otuz 34'üncüsüyken 2008 yılında dünya 19'unculuğuna yükselmiştir. Bu başarıda Hükûmetimizin maddi destekleri ve Türkiye Bilimler Akademisinin seçkin bilim insanlarına yönelik araştırma, destek ve burslarının, bütünleştirilmiş doktora programının, doktora sonrası araştırma programının da büyük payı vardır.
Değerli milletvekilleri, bilim, bildiğiniz gibi çok ciddi bir iştir. Bir ülkenin ekonomisinden cari açığına kadar her şeyini etkiler. Eğer bir ülke, bilim, araştırma ve geliştirmede geri kaldıysa, o zaman düşük katma değerli ürünler üretir, dünyayla rekabet edemez, bilimde, araştırma ve geliştirmede atılım yapan bir ülkenin ürettiği yüksek katma değerli ürünleri ithal etmek zorunda kalır, bu da cari açığı artırır. Ülkemizi küresel ekonomide daha rekabetçi hâle getirebilmemiz için eğitime, bilim ve teknolojiye yatırım yapmamız kaçınılmazdır. Türkiye, içinden Apple veya Nokia gibi şirketler çıkan, tüm dünyadan talep görecek katma değerlerin üretildiği bir inovasyon ekonomisine sahip olmayı hedeflemektedir. Bu hedefe ulaşabilmenin yolu yenilikçi beyinlere, araştırma ve geliştirmeye daha çok yatırım yapmaktan ve daha fazla sayıda mühendis ve bilim insanı yetiştirmekten geçiyor.
Değerli Başkan, değerli milletvekilleri; Avrupa Birliği ülkelerinde görülen kriz bittiğinde rekabet daha da yüksek olacak, sadece en iyiler ayakta kalacaktır. Tabii ki liyakate dayalı bir bilimler akademisi bir ülkede bilimin gelişmesi için tek yol değildir ancak en azından bu hedefe ulaşabilmek için?
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Bakır, süreniz doldu, çok teşekkür ederiz efendim.
PELİN GÜNDEŞ BAKIR (Devamla) - Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkürler ederim efendim.