| Konu: | YARGI HİZMETLERİNİN ETKİNLEŞTİRİLMESİ AMACIYLA BAZI KANUNLARDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASI VE BASIN YAYIN YOLUYLA İŞLENEN SUÇLARA İLİŞKİN DAVA VE CEZALARIN ERTELENMESİ HAKKINDA KANUN TASARI VE TEKLİFİ |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 129 |
| Tarih: | 01.07.2012 |
ÖMER SÜHA ALDAN (Muğla) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinize günaydın.
Aslında Türk Ceza Kanunu'nun 220'nci maddesinin 6 ve 7'nci fıkraları bir hukuk garabetidir. Yeni TCK'yla gündemimize girdi. Terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleyen ve de yine üye olmamakla birlikte terör örgütüne yardım edenlerin örgüt üyesi gibi cezalandırılmaları şeklinde sistem getirildi. Son derece adaletsiz cezalar söz konusu oldu. Biz, öneri olarak bu fıkraların yürürlükten kaldırılmasını istiyoruz.
Buradan başka bir noktaya geçmek istiyorum. Size üç tane olay anlatacağım, nereden nereye gelindiğinin bence çok güzel bir örneğidir.
Yıl 2002, Ankara Devlet Güvenlik Mahkemesi. Bir savcı arkadaş, Recep Tayyip Erdoğan'ı Augsburg ve Rize'de yaptığı konuşmalar nedeniyle sorguya davet etti, yapılan sorgusu sonrasında Recep Tayyip Erdoğan'ı tutuklama talebiyle mahkemeye sevk etti. Şimdi muhalefeti alaya almak için değil de ortamı yumuşatmak için espriler patlatan, patlattığını düşündüğüm Sayın Meclis Başkan Vekilimizin yüzündeki endişeyi dün gibi hatırlıyorum. Sayın Recep Tayyip Erdoğan serbest bırakıldı sorgusunu müteakiben.
İkinci olay: Yıl 2003, Ankara Devlet Güvenlik Mahkemesinin hâkim ve savcıları Adalet Bakanı Sayın Cemil Çiçek'e hayırlı olsun ziyaretinde bulundular. Sayın Cemil Çiçek'e mahkemenin kapatılıp kapatılmayacağını sordular. Cemil Çiçek dedi ki: "Bunca olandan sonra Sayın Başbakan, kesinlikle Devlet Güvenlik Mahkemesi gibi, öyle özel yetkili mahkemeler gibi şeylere karşıyım, derhâl bu mahkemeyi kapatacağız." dedi. Bugün bu Meclis kürsüsünde konuşurken bugün yaşananları gözden geçiriyorum ve Recep Tayyip Erdoğan'ın deyimiyle "Nereden nereye!" diyorum.
O zamanki anlayışın bugün nasıl bir yapıya dönüştüğünü belirgin bir şekilde gördük. Böyle özel yetkili mahkemelerin rejim muhafızı hâline dönüştüğünü görüp, onun birtakım olanaklarından nemalanmak hoşa gitti anlaşılan ama son vermek istediğim örnek Yaser Arafat'tan.
İsrail'de seçim var ve seçimde aşırı sağcılar ile liberal nitelikteki İşçi Partisi yarışıyor, Yaser Arafat'a şu soruyu soruyorlar. Diyorlar ki: "İşçi Partisinin iktidara gelmesini sanıyorum istersiniz çünkü bir barış ortamı doğar ve Filistin sorunu çözülür." Yaser Arafat diyor ki: "Biz, kesinlikle aşırı sağcıların iktidara gelmesini istiyoruz çünkü aldatmacı tavırlarla bu halkımız çok ezildi ama aşırı sağcıların neler yapabileceğini biliyoruz. Benim halkım böyle bir iktidarda daha da keskinleşir." Kıssadan hisse, baskıcı yöntemler mutlaka antitezini doğurur ve mutlaka muhalefet kendisine her zamankinden daha fazla çekidüzen verir. Baskıcı yöntemlere karşı direnç gücü de artar ve gün gelir bundan bu baskıcı yöntemleri uygulayanlar daha çok zarar görürler.
Şuna dikkat çekmek isterim: "Kontrolsüz güç güç değildir." diye bir reklam vardır. Üstün bir gücü bünyesinde tutan insanlar ya da gruplar bir gün o gücün altında ezilirler.
Hepinize saygılar sunarım. İyi sabahlar. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum.