GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: YARGI HİZMETLERİNİN ETKİNLEŞTİRİLMESİ AMACIYLA BAZI KANUNLARDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASI VE BASIN YAYIN YOLUYLA İŞLENEN SUÇLARA İLİŞKİN DAVA VE CEZALARIN ERTELENMESİ HAKKINDA KANUN TASARI VE TEKLİFİ
Yasama Yılı:2
Birleşim:129
Tarih:01.07.2012

MAHMUT TANAL (İstanbul) - Değerli Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum, günaydın diyorum.

278 sıra sayılı tasarının içerisinde İcra İflas Kanunu değişikliği var, Ceza Muhakemesi Kanunu var, Ceza Kanunu var, İş Kanunu var. Tabii, hepsi bir arada olunca rahmetli Sayın Uğur Mumcu'nun Türk vatandaşı tanımıyla başlamak isterim.

Rahmetli Uğur Mumcu der ki: "Türk vatandaşı kime denilir? İsviçre Medeni Kanunu'na göre doğan, Almanya Ceza Muhakeme Kanunu'na göre yargılanan, İtalya Ceza Kanunu'na göre cezalandırılan, Fransa idare hukukuna göre idare edilen, İslam hukukuna göre gömülen kişiye Türk vatandaşı denilir."

Tabii, bugünkü görüştüğümüz konuda gerçekten idare hukukunu görüştük, Ceza Muhakeme Kanunu'nu şu anda görüşüyoruz. Ceza Muhakeme Kanunu'nda özel yetkili mahkemelere baktığımız zaman, Değerli Profesör Doktor Burhan Kuzu Hocam -biz Anayasa'yı kendisinden ve Selçuk Özçelik'ten okumuştuk- derlerdi ki: "Efendim, iki türlü mahkeme vardır: Bunların biri olağan mahkeme, biri olağanüstü mahkeme. Olağan mahkemeler normal, bizim bildiğimiz genel mahkemelerdir. Olağanüstü mahkemeler olağanüstü dönemin koşullarına göre olağanüstü dönemi yargılamak için kurulan mahkemelerdir."

Şimdi, tabii, burada baktığımız zaman bu çerçevede, olağan mahkeme bizim Anayasa'mızın, aynı zamanda Sayın Kuzu Hocamızın, 1982 Anayasası'nın getirdiği yenilikler arasında sayılırdı. Anayasa'nın 142'nci maddesi, tam dayanağını bizim normal, genel mahkemelerde buluyor, ancak olağanüstü mahkemelerin dayanağı ise Anayasa 143'tür. Anayasa'nın 143'üncü maddesi 2004 yılında ilga edilince, onunla birlikte devlet güvenlik mahkemelerinin anayasal dayanağı kalmadığı için onlar da ilga edildi ancak o arada bir geçiş süreci, bir boşluk yaşandı, 2005 yılında 5271 sayılı -işte şu anda üzerinde konuştuğumuz 250, 251, 252- Ceza Muhakemesi Kanunu getirildi ve onunla birlikte özel yetkili mahkemeler geldi.

Şimdi, bu özel yetkili mahkemelerin mevcut olan Anayasa'mızda şu aşamada bir hukuksal dayanağı yok değerli milletvekilleri. Nedir bu? Objektif olarak düşünürsek, bilim ahlakı açısından düşünürsek gerçekten Anayasa'ya aykırılık söz konusu. Tabii herkes burada özel yetkili mahkemeler ne getiriyor, ne götürüyor, bilimsel açıdan, tabii kısmen bilginiz olabilir, işin uzmanı olmayan arkadaşlarımız bilmeyebilir. Bizim Türkiye Büyük Millet Meclisinin Kütüphanesinde Türkiye Barolar Birliğinin özel mahkemelerle ilgili küçücük bir kitapçığı var değerli milletvekilleri veyahut da Türkiye Barolar Birliğinden temin edilebilir.

Ben, kısaca bunların özellikleri nedir, bunları size izah etmeye çalışayım. Geri kalan bilgileri eğer merak eden milletvekilleri olursa, oradan edinirlerse gerçekten fevkalade yararlı olur. Normal cumhuriyet savcıları anca kendi bölgesinde olan olaylarla ilgili soruşturma yapabilir, orada delilleri toplayabilir, orada keşif mahalline gidilebilir, özel yetkili cumhuriyet savcıları, yani özel yetkili mahkemelerin bulunduğu savcılar olayın olduğu yere de gidebilir, kendi sınırlarının dışında her tarafa gidebilir, herkesi dinleyebilir, o anlamda sınırsız bir güç var.

Gözaltı süresi normal genel mahkemelerde yirmi dört saat iken bunlarda kırk sekiz saat. Yine Anayasa'mızın 120'nci maddesi uyarınca dört günden yedi güne kadar çıkmış durumda. Aynı şekilde bunlarda duruşmayla ilgili, tebligatla ilgili, tutuklamayla ilgili süreler var. Tebligatı, aynen, devlet güvenlik mahkemelerinde "kitle iletişim araçları" derdi. Kitle iletişim araçlarındaki tebligat radyo idi. Bunda da aynı şekilde mesaj ve cep telefonuyla arama kitle iletişim araçlarının içerisine girmiş durumda.

Bununla birlikte, tutuklama süresinden bahsettik. Duruşmada uygulanacak hükümler bu? Aynı zamanda "Adli tatilde süreler işlemez, acil işlerdendir." denilir. Netice itibarıyla toplu davalarda hepsinin dinlenmesi gerekmez. Yani bu açıdan, normal, bizim olağan mahkemelerden farklı çünkü olağan mahkemelerin?

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

MAHMUT TANAL (Devamla) - Biraz önce Sayın Hasip Kaplan Bey bahsetti, gerek bankacılık hukukunda, kaçakçılık hukukunda, orada özel bir usul tatbik edilmiyor, Ceza Muhakemeleri Kanunu'nda aynen tüm usuller, ağır cezalarda olan usuller orada uygulanıyor.

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Tanal.

MAHMUT TANAL (Devamla) - Burada usul farklılığı var. Yani ihtisas mahkemelerinin hiçbirinde farklı bir usul uygulanmıyor.

BAŞKAN - Sayın Tanal, lütfen?

MAHMUT TANAL (Devamla) - Sabrınız için teşekkür ederim Sayın Başkan. (CHP sıralarından alkışlar)