GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: YARGI HİZMETLERİNİN ETKİNLEŞTİRİLMESİ AMACIYLA BAZI KANUNLARDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASI VE BASIN YAYIN YOLUYLA İŞLENEN SUÇLARA İLİŞKİN DAVA VE CEZALARIN ERTELENMESİ HAKKINDA KANUN TASARI VE TEKLİFİ
Yasama Yılı:2
Birleşim:129
Tarih:01.07.2012

HASAN HÜSEYİN TÜRKOĞLU (Osmaniye) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Sayın Başkan, Türk milletinin saygıdeğer milletvekilleri; 278 sıra sayılı Tasarı'nın 95'inci maddesinde değişiklik yapan önergemiz üzerinde söz almış bulunuyorum. Yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.

Aslında 94'üncü maddeyle ilgili de bir değerlendirme yapmak istiyorum müsaade ederseniz.

Tasarı'nın 94'üncü maddesi, 5271 sayılı Ceza Muhakemeleri Kanunu'nun 38'inci maddesine "Elektronik işlemler" başlıklı bir madde eklemekte, maddeyle ceza muhakemeleri iş ve işlemlerinde elektronik imza kullanılabilmesine imkân tanınmaktadır ancak elektronik imzanın Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi'ne kayıtlı olması gerekmektedir. Bir yanda elle atılan imza, bir yanda güvenli elektronik imza. Tasarı metninde güvenli elektronik imzayla imzalanmış belgenin elle atılan imzalı suretiyle çelişmesi hâlinde Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi'nde kayıtlı olan güvenli elektronik imza nüshasının geçerli kabul edileceği düzenlenmiştir.

Bu düzenleme, ceza muhakemesindeki delillerin serbestliği ve hâkimin delilleri serbestçe takdir ilkesine aykırılık teşkil etmektedir çünkü elektronik imzayla imzalanmış bir belgeyle elle atılan imzalı belgenin çelişmesi, ikisinden birinin tahrif edildiğine veya üzerinde sahtecilik yapıldığına işaret etmektedir. Eğer tahrifat ya da sahtecilik elektronik imzayla imzalanmış belgeyle yapılmış ise bu madde yasalaştığı takdirde hâkim elektronik imzayla imzalanmış ve tahrif edilmiş veya üzerinde sahtecilik yapılmış belgeyi geçerli kabul edecek, adalet bu kanunla tecelli etmemiş, edememiş olacaktır. Bu sebeple tasarının bu maddesi yanlış olarak düzenlenmiştir.

Bu tasarıda "Toplumun beklentileri karşılanacak." düşüncesiyle ortak olduğumuz bazı noktalar muhakkak vardır ancak Hükûmet ve içinden çıktığı Meclis AKP çoğunluğu, dile getirerek düzeltmeye çalıştığımız eksik ve yanlışları burnundan kıl aldırmayan bir anlayışla hep reddetmektedir.

Bu tasarıda daha evvel de dile getirdiğimiz hususların düzeltilmeden buraya kadar gelmiş olması, bundan sonra da devam edeceğine işaret etmektedir. Tasarı içindeki Terörle Mücadele Kanunu'yla bağlantılı Türk Ceza Kanunu'nun ilgili maddeleri, terör örgütüne destek verenleri, terör örgütü adına eylem yapanları affeden örtülü bir düzenlemedir.

Danıştay üyeliğine seçilecek kişilerin bir yandan memuriyet, kıdem ve tecrübelerinin daha az olmasına, diğer yandan seçimi yapılacak meslek gruplarını genişletmektedir. Danıştaya üye seçilecek kişilerin devlet tecrübesinin yeteri kadar uzun olması şüphesiz hepimiz için önem arz etmektedir çünkü Türk milleti adına karar verenler, konusunda uzman, tecrübeli ve kâmil olmalıdırlar. Aksi takdirde yargı, hukuka temayüz etmemişlerin elinde sığ kararlara imza atacaktır.

Danıştay üyeliği için hem hizmet süresi hem de farklı mesleklerin de dâhil edilmesine olan güvensizliğimizle beraber düşünüldüğünde "Acaba aklınızın saklı bölümlerinde bir şey mi planlıyorsunuz?" sorusunu getirmektedir. Daha evvel, kişiyi özel kanun çıkarmak suretiyle Anayasa ve hukuk devletine, ilkelerine aykırı olarak yaptığınız işi şimdi yineliyorsunuz.

Basın Kanunu'nda yapılan değişiklikle basın alanında suç işlemiş bir milletvekilini cezadan kurtarmak amacınız herkesçe malum.

Saygıdeğer milletvekilleri, partinizin içinden çıkan hükûmetler yaptıkları yolsuzlukları yargılanmadan kurtarmak için yargıyla oynamayı, yolsuzluk olan hususları kanunlarla yasal hâle getirmeye çalışan bir yapıya sahiptir. Bu hükûmetler yaptığı yanlışları, yolsuzlukları, haksızlıkları ve adaletsizlikleri kapatmak için bu Meclisi alet olarak kullanmaktadır. Kamu İhale Yasası'nda yapılan değişiklikler, 4+4+4 Yasası, Mit Yasası, 2/B Yasası, Afet Yasası, birçok torba yasa, Devlet Sırları Yasası, bütün bu düzenlemeler suçtan ve suçun delillerinden kurtulmak için yapılmış düzenlemelerdir.

Saygıdeğer milletvekilleri, sadece ihale mevzuatı dışına çıkardığınız devlet alımları, rekabet ve şeffaflığın olmamasından dolayı tüyü bitmemiş yetimlerin hakkının yenmesine sebep olacaktır. Mübarek üç aylar, Şaban Ayı ve müteakip Ramazan Ayı üzerinizdeki bu hakkın ne olduğunu düşünmeniz için iyi bir fırsat olacaktır. Bu tatili, yazı ve mübarek ayları bu açıdan değerlendirmenizde fayda olduğunu düşünüyorum.

Müsaade ederseniz, size bir olay anlatmak istiyorum: Aranızdaki birçok arkadaşım gibi ben Çukurova çocuğuyum. Bizim çocukluğumuz Çukurova'da sineklerin bol olduğu bir ortamda geçti. Çocukken arkadaşlarımızla, akrabalarımızla aramızda oynadığınız en güzel oyun, evin tavanında asılı bulunan ampul, floresan ya da lüks, gaz lambası gibi ışık kaynaklarına sineklerin çoğalması, sineklerin gelip üşüşmesiydi. Çocuklar olarak hep bunları seyrederdik. Sinekler şöyle bir hareket yolu izlerlerdi: Geniş daireler çizerek ışık kaynağına doğru yaklaşırlar, ışık kaynağına yaklaştıkça hızları, hareketleri, dönel hareketleri artardı çünkü ışık kaynağı onların gözlerini kamaştırırdı. En sonunda ışık kaynağına temas eden sinekler ışığın dibine düşmek suretiyle ölürlerdi. İşte, muhalefet olarak biz de sizin gözlerinizin kamaştığını, gerçekleri ve doğruları görmediğinizi hissediyoruz. O sinekleri kurtarmak için çocuk olarak ışıkları kapatmak suretiyle ışık kaynağından uzaklaştırmaya çalıştığımız gibi, muhalefet olarak yaptığımız şey de kamaşmış olan gözlerinizi açmak üzere ışığı kapatmaya çalışmaktır.

Bu duygu ve düşüncelerle Türk milletinin milletvekillerini saygıyla selamlıyorum. (MHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum.