GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 2013 YILI MERKEZÎ YÖNETİM BÜTÇESİ VE 2011 YILI MERKEZÎ YÖNETİM KESİN HESAP KANUNU TASARISI
Yasama Yılı:3
Birleşim:38
Tarih:12.12.2012

BAŞBAKAN YARDIMCISI BEKİR BOZDAĞ (Yozgat) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Diyanet İşleri Başkanlığı, Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığı ile Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığının bütçeleri hakkında yapılan değerlendirmelere cevap vermek ve Hükûmetimizin görüşlerini açıklamak üzere huzurlarınızdayım. Bu vesileyle değerli heyetinizi saygıyla selamlıyorum.

Değerli milletvekilleri, Anayasa, kanun ve ilgili diğer mevzuat hükümleri Diyanet İşleri Başkanlığına İslam dininin inançları, ibadet ve ahlak esasları ile ilgili işleri yürütmek, din konusunda toplumu aydınlatmak ve ibadet yerlerini yönetmek görevini yüklemektedir. Diyanet İşleri Başkanlığı cumhuriyetimizin en eski ve en köklü kurumlarından birisi olarak bugüne kadar İslam dininin doğru öğretilmesi, öğrenilmesi doğru anlatılması anlaşılması ve ibadet yerlerinin yönetilmesi konusunda çok önemli görevler ifa etmiş, ülkemizin birlik ve beraberliğinin, dirlik ve düzeninin âdeta bir çimentosu olmuştur. Bugün personel sayısı itibarıyla da ülkemizin en ücra yerlerine varıncaya kadar görevlisi bulunan kurumlarımız arasında yer alıyor. Dolayısıyla, Diyanet İşleri Başkanlığı, Türkiye'nin her yerinde olan ve her yerinde hizmet üreten büyük bir teşkilatımızdır. Ben bu vesileyle, Diyanet İşleri Başkanlığında görev yapan bütün arkadaşlarımıza, yaptıkları görevlerden dolayı teşekkür ediyorum.

Burada, Diyanet İşleri Başkanlığının bütçesiyle ilgili değerlendirmeler yapılırken, tabii, Diyanete ayrılan bütçe miktarının fazlalığı üzerinde müteaddit kereler duruldu ve eleştiriler yapıldı. Bir hususun altını özellikle çizmek isteriz ki, Diyanet İşleri Başkanlığının bütçesi fazla bir bütçe değildir; yaklaşık yüzde 96'sı personel giderlerini karşılayan bir bütçedir, yatırım bütçesi neredeyse yoktur. Böylesi bir yapıyla, Diyanet İşleri Başkanlığı, hem Türkiye'nin içinde hem de yurt dışında çok büyük faaliyetlere imza atmaktadır, bundan sonra da atmaya devam edecektir.

Burada bizim belki üzerinde durup Hükûmeti eleştirmemiz gereken şey "Diyanetin yatırım bütçesini niye artırmıyorsunuz? Neden daha fazla buraya yatırım ve diğer ihtiyaçları karşılayacak kaynaklar koymuyorsunuz?" diye eleştiri almış olsak, o zaman, "Belki daha haklı şeyler söylüyor arkadaşlarımız." diyebiliriz ama "Diyanet İşleri Başkanlığında çalışanların maaşlarını ödemesin Hükûmet." deniyorsa o ayrı bir şey. Ama yok, "Bu paralar nereye gidiyor?" diye baktığınızda, her defasında rakamları açıklıyoruz. Bu paralar, personel giderleri ve işletmelerin aydınlatma, telefon ve benzeri cari giderlerine gidiyor.

Türkiye'de yapılan bütün camilerin tamamı hayırsever vatandaşlarımızın kurdukları dernekler ve vakıflar aracılığıyla yapılıyor; devletin bütçesinden bu noktada herhangi bir kaynak aktarımı söz konusu değildir. Zaman zaman, yapılan inşaatlara çok cüzi bir miktarda destekler sağlanmaktadır. Bugün, Türkiye'de yapılan bütün camiler, bütün ibadethanelerin tamamı milletimizin gönül hazinesinden verdikleri katkılarla yapılmaktadır. Diyanet İşleri Başkanlığı hizmetlerine devam ederken, tabii, personeliyle bunu yapıyor; bu personelin de kalitesini artırmak için önemli çalışmalar yapıyor. 1990'lı yıllarda İlahiyat Ön Lisans Tamamlama Programı'nı, daha sonra İlahiyat Lisans Tamamlama Programlarını başlatarak eğitim seviyesini yükseltici adımlar attı. Hizmet içi eğitim kapsamında Diyanet eğitim merkezleri kuruldu. Bugün Türkiye'mizin tam 16 yerinde Diyanet eğitim merkezleri hizmet içi eğitim yoluyla din görevlilerimizin daha iyi bir şekilde hizmet vermeleri konusunda çalışmalar yapmaktadır. Ayrıca, dinî yüksek ihtisas merkezleri oluşturuldu, kanunla 10 tane kurulması öngörülüyor. Bugüne kadar 3 tanesi faaliyete geçti, önümüzdeki günlerde diğerleri de faaliyete geçecektir.

Bunun yanında, tarihî nitelikteki camilerin tanıtılmasının ehil kişiler tarafından yapılmasını temin etmek maksadıyla 250 cami rehberliği kadrosu ihdas edildi. Bundan sonra camilere gelen, ziyarete gelen turistlere veya başka maksatlarla gelenlere, bu noktada, ehil insanlar, camiyi bilen, caminin kültürünü bilen kişiler tarafından doğru bilgilerin verilmesi sağlanacaktır.

Diyanet İşleri Başkanlığı yaygın din eğitimi konusunda da önemli görevler yapmaktadır. Bir yandan hutbelerle, bir yandan vaazlarla, bir yandan konferanslarla, bir yandan seminerlerle, panellerle, öte yandan çıkardığı yayınlarla bu alanda önemli adımlar atmaktadır. En son olarak, Peygamber Efendimizin hadislerinden oluşan bir hadis külliyatını, "Hadislerle İslam" adlı eseri yayımladı ve Avrasya İslam Şûrası'nda da bunu Türkiye ve dünya kamuoyuna tanıttı.

Bugüne kadar 5 tane Dinî Yayınlar Kongresi tertip edildi.

Ayrıca, Diyanet İşleri Başkanlığı, Diyanet TV'yi kurdu. 2012 yılında TRT'yle yapılan protokol çerçevesinde Diyanet TV kuruldu. TRT Anadolu üzerinden Diyanet TV yayın yapmaktadır. Şimdilik test yayın yapıyor, bir zaman sonra bu yayın normal yayına dönecek ve yirmi dört saat süreyle yayın yapan bir televizyon hâline gelecek.

Tabii, yurt dışında yaşayan vatandaşlarımızın din hizmeti ihtiyacını gidermek maksadıyla da pek çok çalışmanın altına Diyanet İşleri Başkanlığımız imza atmıştır. Oradaki vatandaşlarımıza şu an itibarıyla 1.804 görevliyle hizmet vermektedir. Ayrıca, yurt dışında yaşayan vatandaşlarımızın bulundukları ülkelerin bazıları Türkiye'den din görevlisi kabul etmediği için oralara din görevlisi ihtiyacını karşılamak maksadıyla Uluslararası İlahiyat Projesi'ni başlattık. Yabancı ülkelerin vatandaşı olan soydaşlarımız burada ilahiyat eğitimi alarak döndüklerinde orada daha iyi hizmet verme konusunda çalışmalar yürütmektedirler ve bunun gibi pek çok çalışmayı Diyanet İşleri Başkanlığımız sürdürmektedir.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığıyla TİKA -esasında aynı zamanda Diyanet de bir boyutuyla- yurt dışında yaşayan vatandaşlarımızla da ilgili, soydaşlarımızla ilgili, akrabalarımızla ilgili teşkilatlardır.

Burada, değerli konuşmacılar Türk dünyasıyla ilgi konusunda eleştirilerde bulundular. AK PARTİ hükûmetleri Türk dünyasıyla daha yakından ilgilenmek, aramızdaki din, dil, kültür, tarih, ekonomi, siyaset ve benzeri köprüleri daha güçlendirmek ve daha da ileri adımları atmak için çok önemli adımlar attı, çok önemli kararları hayata geçirdi. Bunları müsaadenizle sizlerle paylaşmak istiyorum.

Bunların başında en önemli yapı TİKA'dır. Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığı 92'de kurulduğu zaman sadece belli bölgelere öncelik veren bir yapıyla kuruldu esasında, kanuna baktığımızda da onu görüyoruz. Öncelikle Türk dünyasından bahsediyor ama yanında da başka şeyleri söylüyor. "Başta Türk dilinin konuşulduğu cumhuriyetler ve Türkiye'ye komşu ülkeler olmak üzere gelişme yolundaki ülkelerin kalkınmalarına yardımcı olmak?" diye kanun devam ediyor.

Şimdi, Türk dili konuşan ülkeler, komşu ülkeler ve gelişmekte olan ülkeler. Biz ne yaptık? Türk dili konuşan ülkelerle ilgili önemli adımlar attık, komşu ülkelerle ilgili önemli adımlar attık. Daha da ileri adım atarak bu kanunun amacına uygun olarak TİKA'yı yeniden yapılandırdık ve bugün beş kıtada hizmet veren bir teşkilata dönüştürdük. Biz geldiğimizde TİKA'nın yurt dışındaki ofis sayısı 12 taneydi, şu anda bunun sayısını 33'e çıkardık, hizmet ettiği ülke sayısı da neredeyse 20'yi bulmuyordu, şu anda 100'den fazla ülkede kalkınma merkezli hizmetleri TİKA'mız yürütmektedir.

Bakın değerli arkadaşlarım, TİKA, 2002 yılında toplam 86 milyon dolar kalkınma yardımı yaparken, OECD Kalkınma Yardımları Komitesinin normlarına göre 2011 yılında bu miktarı 27,5 kat artırmak suretiyle 2 milyar 363 milyon dolara çıkarmıştır. Bu, büyük bir rakamdır. Sadece  2011 yılında 1 milyar 273 milyon dolar bu yardımların resmî kalkınma yardımlarıdır, geri kalanı ise STK'lar ve diğer yollarla yapılan yardımlardır. O nedenle OECD'nin Kalkınma Yardımları Komitesi (DAC), Türkiye'yi yükselen donör ülke ilan etti ve bu konuda yıldız ülkelerin arasına koydu ve başkanı bizzat Türkiye'ye gelerek -Sayın Babacan'a da gitti, bana da geldi- Türkiye'nin DAC'a üye olması için davetini iletti. Türkiye pek çok uluslararası kuruma üye olmak için uğraşırken şimdi  bakıyorsunuz "Gelin bize üye olun." diyen bir başka yapı var. İşte bu, Türkiye'nin gücünün, Türkiye'nin kuvvetinin bir göstergesidir.

Bir başka konu: TİKA, AK PARTİ iktidar olana kadar geçen zaman içerisinde 1992 ila 2002 yıllarında toplam 2.241 proje hayata geçirirken, bizim iktidarımız döneminde, on yıl içerisinde 10.086 proje hayata geçirdi; bunların içerisinde 2012 rakamları da yok. Rakama baktığınızda, ortaya çıkan sonuca baktığınızda biz Türkiye'nin gücünü, imkânlarını, Türk dili konuşan ülkeler, akraba topluluklar, kalkınma yardımına ihtiyaç duyan yerler olmak üzere her tarafa yaydık, yaymaya özen gösteriyoruz.

Peki, nereye gitti bu projeler diye baktığınızda, orada da çarpıcı rakamlar var. 2011 yılı rakamlarını veriyorum fazla geriye gitmeden: Projelerin 805'i Kafkaslar ve Orta Asya'da gerçekleştirilmiş; 425'i Balkanlarda gerçekleştirilmiş; 202'si ise Orta Doğu ve Afrika bölgelerinde gerçekleştirilmiştir. Hani Türk dünyası ihmal edilmişti, Balkanlar ihmal edilmişti; yok öyle bir şey. Biz Türk dünyasının her yerinde, Balkanların her yerinde, ecdadımızın ayağının, eserinin dokunduğu, olduğu her yerde olmaya özen gösterdik. Bugün, Moğolistan'a gidin, orada Bilge Kağan ve Kül Tigin abidelerinin?

ALTAN TAN (Diyarbakır) - Erbil'de var mı Erbil'de, Süleymaniye'de, Dohuk'da, Zaho'da?

BAŞBAKAN YARDIMCISI BEKİR BOZDAĞ (Devamla) - Gittiğinizde, Türkiye Cumhuriyeti tarafından, AK PARTİ döneminde restore edildiğini, 46 kilometrelik yolun sıcak asfalt yapıldığını göreceksiniz.

ALTAN TAN (Diyarbakır) - Moğolistan'dan biraz yakına gel yakına.

BAŞBAKAN YARDIMCISI BEKİR BOZDAĞ (Devamla) - Gittiğinizde, Makedonya'da Üsküp'te Mustafa Paşa Camisi, Kosova Prizren'de Sinan Paşa Camisi sizi selamlayacaktır saygıyla. TİKA tarafından onarılarak hizmete açıldı. (AK PARTİ sıralarından alkışlar) Yine, Kazakistan'da, Kırgızistan'da, Özbekistan'da, Türkmenistan'da, Azerbaycan'da, nereye giderseniz gidin, onlarca demiyorum, yüzlerce proje sizleri selamlayacaktır orada, ay yıldızlı al bayrağı taşıyan TİKA'nın logosuyla beraber. Her yerde varız; her yerde olmaya özen gösteriyoruz.

Yaşadığım bir hatırayı paylaşmak isterim: Karadağ'da Pljevlja kentinde, orada bir camiyi ziyaret ediyoruz.

ALTAN TAN (Diyarbakır) - Siz etnik milliyetçiliğe karşıydınız. Moğolistan'da ne işiniz var?

BAŞBAKAN YARDIMCISI BEKİR BOZDAĞ (Devamla) - Diyanet işleri başkanı dedi ki: "Buranın acıklı bir hikâyesi var:" "Nedir bu hikâye?" diye sorduğumda "1911'de bu cami tamir edilsin diye Osmanlıya mektup yazmış atalarımız ama 1912'de biz ayrıldık Osmanlıdan. Mektuba cevap gelmedi. Tayyip Bey Başbakan olunca hâlimizi bir kez daha arz ettik. Talimatıyla burası restore edildi. 2011 yılının Ramazan ayı, Kadir Gecesi'nde yeniden ibadete açıldı." dedi. Arkasından ilave etti: "Sayın Bakanım, bir daha bizim mektuplarımıza cevap vermek için lütfen yüz sene beklemeyin." dedi. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

ALTAN TAN (Diyarbakır) - Hülagû'nun mezarını da restore edin!

BAŞBAKAN YARDIMCISI BEKİR BOZDAĞ (Devamla) - Şimdi, dünyanın neresinde olursa olsun Türkiye'ye yazılan mektuplar anında cevabını buluyor.

ALİ ÖZGÜNDÜZ (İstanbul) - Sayın Bakan, Kerkük, Kerkük?

BAŞBAKAN YARDIMCISI BEKİR BOZDAĞ (Devamla) - "Kerkük'e gidilmedi, Kerkük'le ilgilenilmedi." diyor.

Bakın, yetmiş beş yıl aradan sonra Kerkük'e giden ilk Bakan bu hükûmetlerin Dışişleri Bakanı oldu.

ALİ ÖZGÜNDÜZ (İstanbul) - Ne oldu, ne oldu?

BAŞBAKAN YARDIMCISI BEKİR BOZDAĞ (Devamla) -  Sayın Ahmet Davutoğlu gitti. (AK PARTİ sıralarından alkışlar) Şimdiye kadar niye gidilmedi?

ALİ ÖZGÜNDÜZ (İstanbul) - Sayın Bakan, Kerkük'ten vazgeçtiniz!

BAŞBAKAN YARDIMCISI BEKİR BOZDAĞ (Devamla) - Yok öyle bir şey!

Bakın, Urumçi'ye giden ilk Türk Başbakan Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan oldu.

ALİ ÖZGÜNDÜZ (İstanbul) - Bakın, milletvekillerini yanıltmayın, doğru bilgi verin!

BAŞBAKAN YARDIMCISI BEKİR BOZDAĞ (Devamla) - Bugüne kadar bunlar konuşuldu ama biz icraatını yapıyoruz. Urumçi'de de varız, Kerkük'te de varız, Afrika'da da varız, dünyanın her yerinde varız.

ALTAN TAN (Diyarbakır) - Kürdistan'da yoksun, Kürdistan'da!

BAŞBAKAN YARDIMCISI BEKİR BOZDAĞ (Devamla) - Çünkü Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığını nerede bir vatandaş, nerede bir soydaş, nerede bir akraba varsa orada olma şiarıyla kurduk ve o şiarla da hareket ediyoruz.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

ALTAN TAN (Diyarbakır) - Etnik milliyetçi, Moğolistan'da varsın!

BAŞBAKAN YARDIMCISI BEKİR BOZDAĞ (Devamla) - Bakın, dünyanın her yerinde bize soruyorlar, Türkiye'de de soruyorlar, emin olun, Orta Doğu'da da soruyorlar, Batılılar soruyor, başka muhataplar soruyor, onlar bizim niyetlerimizi sorguluyor. 

ALİ ÖZGÜNDÜZ (İstanbul) - Sayın Bakan?

BAŞBAKAN YARDIMCISI BEKİR BOZDAĞ (Devamla) -Takdiri size bırakıyorum.

Bütçenin hayırlı uğurlu olmasını diliyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum.