GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: SPORDA ŞİDDET VE DÜZENSİZLİĞİN ÖNLENMESİNE DAİR KANUNDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASI HAKKINDA KANUN TEKLİFİ (S.S.: 80)
Yasama Yılı:2
Birleşim:22
Tarih:23.11.2011

MHP GRUBU ADINA LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) - O hareketin sahibi orada.

Efendim, hepinize hayırlı akşamlar diliyorum.

Sayın Başkan, değerli Meclis üyeleri; Sporda Şiddet ve Düzensizliğin Önlenmesine Dair Kanunda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Tasarısı'nın 2'nci maddesiyle ilgili olarak söz almış bulunuyorum.

Futbolla ilgili bu yasanın daha üzerinden bir yıl bile geçmeden yeniden düzenlenmiş olmasına dair konuşmaları izledim. Gerçekten öyle. Ben o dönemde Bursaspor Kulübü'nün Kulüpler Birliği'ndeki temsilcisiydim. O dönemde Kulüpler Birliği bu tasarıyı hazırladı. Hazırlayanların başında da Sayın Aziz Yıldırım geliyordu. Cenabıallah'ın takdiri ilahisi Aziz Yıldırım'ın hazırladığı bu yasaya ilk toslayan da Aziz Yıldırım oldu. Böyle bir takdiri ilahi.

Şimdi, Aziz Yıldırım'ı Mecliste nasıl kurtarırız diye bir hummalı çalışmaya başladık hep beraber.

ALTAN TAN (Diyarbakır) - Niye?

LÜTFÜ TÜRKKAN (Devamla) - Ben de soruyorum niye?

HAKAN ÇAVUŞOĞLU (Bursa) - Grubuna sor.

LÜTFÜ TÜRKKAN (Devamla) - Grubuma da soruyorum, ben grubuma da soruyorum.

Bakın, ben size bir şey söyleyeyim mi niye? Türkiye'de hukuksuzluğun diz boyu devam ettiği günümüzde sanki Türkiye'nin bütün problemlerini çözmüşüz, aşmışız, gele gele gelmiş, Fenerbahçe Kulübünün Başkanını içeriden nasıl kurtarırız diye düşünmeye başlamışız. Eğer hakikaten bu Meclisin böyle bir iradesi varsa, çözümler konusunda bu kadar ciddiyetle çalışıyorsa, benim bir önerim var. Bakın, bu Mecliste seçilmiş olan, görev yapamayan milletvekilleri var. Bu milletvekillerinin hangisi Aziz Yıldırım'dan daha az değerli? (CHP ve BDP sıralarından alkışlar)

Gelin, bu yasadan sonra, eğer hukuki bir problemse, bu milletvekillerinin tutukluluğunun devam etmesi hukuki bir değişikliği gerektiriyorsa onlarla ilgili de kanun teklifini hazırlayalım, Engin Alan Paşa'yı da aramıza alalım, tabii ki diğer arkadaşlarımızı da.

Bakın, ben size bir şey söyleyeyim. Süper Lig'de görev yaptım, Bursaspor'un şampiyon olduğu dönem dâhil olmak üzere, futboldan sorumlu as başkanlık yaptım.

Ben futbolun spor olduğunu düşünen herkesin aklına şaşarım. Profesyonel futbolun spor olduğunu düşünen herkesin aklına şaşarım. Futbol bir endüstri, ciddi bir endüstri. Sadece Türkiye'de değil, dünyada da bir endüstri.

Bakın, Bursaspor şampiyon oldu, şampiyon takım ertesi yıl forma reklamı dahi bulamadı. Yani forma reklamı almadan sahaya çıktı. Digitürk aboneleri düştü, reklam gelirleri azaldı, Süper Lig'in marka değeri düştü.

Buradan ortaya çıkan sonuç ne biliyor musunuz? Türkiye'de Fenerbahçe, Beşiktaş, Galatasaray'ın dışında kim şampiyon olursa olsun bu endüstri para kazanmıyor, zarar ediyor. Dolayısıyla, bütün bu düzenlemeler sadece bu üç kulübün şampiyon olmasına dair düzenlemeler. Onun dışındaki kulüpler kazara şampiyon olursa, Bursaspor gibi, reklam almadan sahaya çıkar.

Sayın Başbakanın tenakuza düştüğü maddelerle ilgili konuşmak istemiyorum, birkaç defa dile getirildi. Yani bu Sayın Başbakanın ilk tenakuza düşüşü olmadığı için çok da üzerinde durmuyorum. Yani yakın bir zamanda umuyorum, öyle zannediyorum ki Başbakan, şu anda çok kritik ettiği Demirel gibi olacaktır, "Dün dündür, bugün bugündür." dediği gibi, aynı, Başbakan da öyle olacaktır. "Dün öyle dedik, şartlar öyleydi; bugün şartlar farklı gelişti, bu içeriye attırdığımız adamların dışarı çıkması gerekiyor." dedi, böyle bir yasa getirdi, bizden de destek bekleniyor.

Bakın, bir şey daha söyleyeceğim size: Kulüp başkanlarının nasıl gözaltına alındığını hep beraber televizyonlarda izledik. Bunların sağlık muayenelerine giderken elleri kelepçeli gittiğini de izledik. Bir de geçen hafta gözaltına alınan, İstanbul Büyükşehir Kulübünde Başkanlık yapan, şu anda da Futbol Federasyonunda Başkan Vekilliği yapan, Sayın Başbakanın Eşi Hanımefendinin Ağabeyinin Damadı bir arkadaşımızın hastaneye şoförüyle beraber rapor almaya gittiğini izledik. Böyle bir adalet var mı ya?

GENÇLİK VE SPOR BAKANI SUAT KILIÇ (Samsun) - Polis nezaretinde.

LÜTFÜ TÜRKKAN (Devamla) - Eğer hakikaten böyle bir şey mümkünse, hukuken mümkünse bundan öncekileri niye öyle millete teşhir ede ede yaka paça arabalara bindirdiniz? Kafasından bastırıp arabalara bindirdiniz? Nedir bu çifte standart? (CHP sıralarından "Bravo" sesleri, alkışlar) Niye Göksel Gümüşdağ'ı kafasına basıp arabaya bindirmediniz? Ben, doğru olanın Göksel Gümüşdağ'a yapılan olduğunu iddia ediyorum, doğru olan odur ama diğerleri sizden olmayana yapılan bir hukuk uygulamasıdır yani her şeyde olduğu gibi sporda da bizden olan ve bizden olmayanlar şeklinde bir ayrışıma gidiyorsunuz. Bunu hatırlatmak istiyorum size.

HÜSEYİN FİLİZ (Çankırı) - CHP'liler gayet memnun şu anda.

LÜTFÜ TÜRKKAN (Devamla) - Ben AKP'yi veya CHP'yi memnun etmek üzere buraya çıkmış bulunmuyorum. Eğer memnun etmek isteyen arkadaşlar varsa onları nasıl memnun edeceklerini bilmem; gitsinler konuşsunlar, onlar nasıl arzu ediyorsa o şekilde memnun etsinler. Ben, burada grubum adına konuşuyorum. Dikkat edeceksiniz.

Size yanlış gelen çok doğru olan şeyler var. Bu memlekette, biraz evvel bahsettiğim hukuksuzluklara hâlâ siz doğru diyebiliyorsanız, size doğrularınızı bir kez daha gözden geçirmenizi tavsiye ediyorum.

Biraz evvel Sayın Celal Adan bana bir hikâye anlattı, Gümüşhane-Bayburt hikâyesi. Size çok benziyor yani bu memlekette o kadar çok adaletsizlik yapıyorsunuz ki, buradan farklı bir ses çıktığı zaman da asla ve kata kabul etmiyorsunuz, asla ve kata.

SIRRI SAKIK (Muş) - Anlat o hikâyeyi.

LÜTFÜ TÜRKKAN (Devamla) - Gümüşhane'yle Bayburtlular maç ediyor. Gümüşhane Bayburtlulara 4 gol atıyor. Bayburtlular da 1 tane gol atıyorlar. Memlekete gidince soruyorlar. " 4 tane yedik ama 1 tane bastuk" diyor. Yani sizinki de aynen o hâl.

ÖMER FARUK ÖZ (Malatya) - Sayın Vekilim, bu size yakışmadı.

LÜTFÜ TÜRKKAN (Devamla) - Arkadaşlar, ben bunun mahrecini bilmem. Ben Sayın Celal Adan'dan duyduğum şekliyle naklediyorum.

Efendime söyleyeyim?

ÖMER FARUK ÖZ (Malatya) - Bir milletvekilinin kürsüden bu şekilde konuşması hiç yakışmadı. Hiç yakışmadı?

LÜTFÜ TÜRKKAN (Devamla) - Bakın, ben daha iddia ediyorum size: Bu laf atma meselesini biraz evvel arz ettim, daha önce de arz ettim. Bitireceğim sözümü. Daha sonra beğenmediğiniz, itiraz ettiğiniz maddeler varsa buraya gelip konuşacaksınız.

Ben bu yasanın Türkiye Büyük Millet Meclisine çok önemli bir katkı sağlayacağına inanıyorum. Sayın Aziz Yıldırım Türkiye Cumhuriyeti'nde kendisi hakkında yasa çıkartılan bir Kulüp Başkanı olarak tarihe geçecektir. Bu Meclis de Aziz Yıldırım'ı cezaevinden çıkaran bir Meclis olarak tarihe geçecektir.

RECEP ÖZEL (Isparta) - Sizin de imzanız yok mu?

LÜTFÜ TÜRKKAN (Devamla) - Hepinize saygılar sunuyorum. (MHP sıralarından alkışlar)