GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: EDİRNE MİLLETVEKİLİ MEHMET MÜEZZİNOĞLU?NUN, DOĞAL ZENGİNLİĞE SAHİP ERGENE HAVZASININ ÖNEMİNE VE HAVZADA MEYDANA GELEN ÇEVRE KİRLİLİĞİNİN ÖNLENMESİ İÇİN ALINMASI GEREKEN TEDBİRLERE İLİŞKİN GÜNDEM DIŞI KONUŞMASI DOLAYISIYLA
Yasama Yılı:2
Birleşim:4
Tarih:06.10.2011

ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) - Sayın Başkanım, değerli milletvekillerimiz; Sayın Mehmet Müezzinoğlu'nun gündem dışı konuşmasına cevap vermek üzere söz almış bulunuyorum. Hepinizi saygıyla selamlıyorum efendim.

Özellikle Ergene Nehri hakkında kısa bir bilgi arz etmek istiyorum efendim. Ergene Nehri, Edirne, Kırklareli ve Tekirdağ vilayetlerimizi alakadar eden, 283 kilometre uzunluğunda bir akarsudur. Havzası 12 bin kilometrekare büyüklüktedir ve bu havzada 68 belediye ile yaklaşık olarak 1 milyon 150 bin insan barınmaktadır.

Ergene Nehri'nin kirliliğinin büyük kısmı özellikle orada bulunan belediyelerin 5393 sayılı Belediyeler Kanunu'na göre yapıp işletmekten sorumlu oldukları atık su arıtma tesislerini yapmadıklarından ve sorumluluklarını yerine getirmediklerinden kaynaklanmaktadır. Ayrıca, bir kısım sanayi tesisleri de yeterli derece arıtma yapmamaktadırlar. Böylece, maalesef, Ergene Nehri kirlenmiştir.

Trakya bölgesinde yine belediyelerin sorumlu olduğu katı atık bertaraf tesisleri de şimdiye kadar maalesef yapılamamıştır. Dolayısıyla, Sayın Başbakanımız, bu yıl başlarında, bir televizyon programını seyrettikten sonra beni arayarak Ergene Nehri'ne el atmamı talep etti. Ben Sayın Başbakanıma dedim ki: "Sayın Başbakanım, Ergene Nehri'ndeki bu kirliliğin esas kaynağı, oradaki belediyelerin kendi sorumluluklarında olan atık su arıtma tesislerini yapmamalarından kaynaklanıyor." "Mesuliyet onlara ait." dediğim zaman "Bununla alakalı bütün mevzuat düzenlemelerini yeniden ele alın ve neticede bu işi onlar yapamıyorlar, Hükûmet olarak, Bakanlık olarak siz yapın." diye bana talimat verdi. Ben de tabii, bu talimat üzerine "Emredersiniz Sayın Başbakanımız." dedim ve efendim, hemen o günden itibaren -esasen benim de hem doktora, doçentlik konum- bu Ergene ve Meriç havzasıyla ilgili, gerçekten, ilmî usullere uygun olarak, bütünüyle, on beş tane paket hazırlamak suretiyle, büyük, devasa bir eylem planı hazırladık. Bunun da maliyeti yaklaşık 1,5 ila 2 milyar Türk lirası civarında. Büyük bir maliyet söz konusu. Bununla alakalı 6 Mayıs 2011 tarihinde bendeniz Çerkezköy'de bütün tarafları, belediye başkanlarını ve sanayicileri toplamak suretiyle Ergene Havza Koruma Eylem Planı'nı açıkladım. Bu eylem planı gerçekten çok büyük bir eylem planıdır, on beş tane büyük paketi ihtiva etmektedir. Yani belki Türkiye'de ilk defa çok kapsamlı, tamamen dünyadaki en son nehir havzası modellerine uygun bir çalışma yapılacaktır.

Bunlardan tabii birincisi, dere yataklarının ıslahıdır. Nitekim hemen eylem planından sonra sayın milletvekillerim, DSİ hızla bu hizmeti yerine getirmek üzere hatta diğer bölgelerden çok sayıda iş makinesini Ergene Nehri'ne göndermek suretiyle temizlik çalışmalarına, dere ıslah çalışmalarına süratle başladık. Hatta 2010 yılı sonunda 20 kilometrelik bölüm ıslah edildi ve 1 milyon metreküplük kazı yapıldı. 2011, bu yıl ise 51 kilometrelik dere ıslahı yapıldı. Dolayısıyla DSİ hemen eylem planından sonra harekete geçmiştir.

Ayrıca, sanayicilerle ortak çalışma yaptık. Sanayicilere şunu söyledik: Az su kullanan, az atık veren, gerektiğinde atık suları veya atıkları geri kazanacak çevre dostu üretime geçeceksiniz diye kendileriyle anlaştık, talimat verdik. Bu konu da takip ediliyor.

Ayrıca, bazı belediyeler, sanayi tesisleri, enerji fiyatlarındaki ödeme zorluklarından dolayı "En azından bu atık su arıtma tesislerini düzenli işleyenlere enerjide bir teşvik getirin" diye bizden talepte bulundular. Onunla alakalı Bakanlar Kurulu kararı çıktı. Düzgün şekilde atık su arıtma tesislerini işleten belediyelere ve işletmelere yüzde 50'ye kadar elektrik teşviki verilecek mevzuattaki düzenleme tamamlanmıştır.

Ayrıca, Ergene havzasında kirliliği yüksek olan sanayilere asla izin verilmeyecektir.

Bunun dışında sadece dere ile alakalı değil, havzada erozyon kontrolü, ağaçlandırma için bütün orman teşkilatı seferber olmuştur.

Bakın, sadece Orman Genel Müdürlüğü tarafından üç ilde -yani Edirne, Tekirdağ, Kırklareli'nde- 461 bin dekar alanda ağaçlandırma ve erozyon kontrolü çalışması tamamlandı ama şu anda süratle devam ediyor.

Ayrıca o bölgede, malum olduğu üzere Trakya'da, geçmiş dönemlerden, bilhassa Çerkezköy tarafına yerleşmiş olan sanayiler vardı. Bunların ıslah organize sanayi bölgeleriyle alakalı bir kanun ve yönetmelik teklifleri vardı. Malumunuz, Büyük Millet Meclisimiz bu kanuni düzenlemeyi yerine getirmiştir, ilgili bakanlık da yönetmeliği yayınlamıştır. Dolayısıyla bu konuda da adım atılmıştır. Artık geriye sanayicilere iş kalmaktadır.

Katı atıkla alakalı, maalesef katı atıkla ilgili, belediyelerin asli vazifesi olmasına rağmen, oradaki belediyelerin hemen hemen hiçbirisinin katı atık bertaraf tesisi yoktu. Biz hatta Bakanlık olarak, bu konuda destek verelim dedik, proje desteği verelim dedik. Hatta asla hangi siyasi partiye mensup olduğuna bakmadan -biz de çünkü mutlak surette bütün belediyelere eşit yaklaşıyoruz, onlara aynı desteği veriyoruz- kendilerine şunu talep ettik: Biz Bakanlık olarak, eskiden Çevre ve Orman Bakanlığı ama şu anda Çevre ve Şehircilik Bakanlığı olarak, katı atık bertaraf tesisleriyle ilgili maddi hibe destekleri verildiği gibi, yüzde 45'e kadar tamamen hibe, hatta onların yer problemini çözmek üzere Orman Kanunu'nda gerekli düzenlemeler yapıldı. Daha önce Danıştay kararıyla düzenli depolama yani katı atık düzenleme tesislerine ormanlık alanlarda izin verilmezken şu anda yeni düzenlemeyle belediyelerin katı atık bertaraf tesislerine ormanlardaki eski taş ocaklarında veya maden ocaklarında düzenli depolama yapma, yer tahsis etme imkânı da getirilmiştir. Bakın, bunu özellikle vurgulamak istiyorum.

Bunun dışında, zirai kaynaklı kirlilik de kontrol edilecektir yani orada atıklar sadece fabrikalardan veya belediyelerden, evsel atıklardan kaynaklanmıyor. O bölgede gerek zirai mücadele ilaçları gerekse diğer birtakım yanlış gübre kullanılmasından doğan kirlilikler Ergene Nehri'ne geliyor. Bunu önlemek için Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığıyla birlikte müşterek çalışma yapılıyor, bu konuda da ciddi bir eğitim çalışması ve kontrol veriliyor. Hatta zirai mücadele ilaçlarının kullanımı dahi artık denetlenmeye başlamıştır.

Bir de bir müjde daha vermek istiyorum. Ergene Nehri'ndeki su kalitesi bundan böyle sürekli izlenecektir. Hatta geçtiğimiz salı günü Türkiye ile Avrupa Birliği arasında eşleştirme projesinin açılışını yaptık. Bu açılışta Ergene ve Meriç nehirlerindeki izlemeyi de projeye dahil ettik, bunun da müjdesini veriyorum. Sürekli otomatik olarak izlenecek, hatta oradaki kirliliği ben makam odamdan görebilir hâle geleceğim, hangi parametre hangi konsantrasyonda. Bu, gerçekten Türkiye'de ilk defa yapılacak, bunun da çalışmasını başlattık, hakikaten çok faydalı bir husus olacak.

Denetimleri daha sıklaştırıyoruz.

On birinci husus deşarj standartları yani bazı fabrikalar hakikaten orada arıtma yapıyor ama renkte, deşarj standartları, mevcut deşarj standartları renk problemini çözmüyor, gerek renk gerekse kimyasal oksijen ihtiyacı gibi parametrelerde daha sıkı birtakım değerleri koymak suretiyle sanayiyi biraz daha ileri arıtma yapmaya teşvik edeceğiz. Renk standartlarıyla ilgili çalışmalar tamamlandı Ergene tabii rengine getirilecektir.

Havzada taşkın erken uyarı sistemi kurmaya karar verdik. Bu da çok önemli.

Artı bir de, az önce sayın milletvekilimiz ifade ettiler, yer altı suyu kullanımı had safhasında. Bakın, Trakyalılar bilir. Ergene Nehrinde yer altı su seviyesi 20, 30, 40, 50, 60 derken 150 metre derinliğe kadar inmiştir. Bunun manası yer altı suyu beslenmesinden daha fazla su çekilmektedir. Artık yer altı suyunun kullanımını kontrol altına almak için düzenleme de yapılmıştır. Fabrikalara sayaç takmak ve bunları belli bir ücret almak suretiyle geri kazanmaya yani atık suları değerlendirip nehre vermektense tekrar işletmede kazanmaya teşvik edeceğiz.

Tabii, son olarak da on beşinci pakette Trakya bölgesinde ne kadar baraj, gölet, sulama tesisi, belediyelerin içme suyu talepleri, içme suyu tesisleri, atık su arıtma tesisleri varsa bunların tamamını da yapacağız, özellikle onu vurguluyorum. Şöyle ki daha önce biliyorsunuz DSİ'nin atık su arıtma tesisleri yapması konusunda bir mesuliyeti kanunen yoktu. Ancak 1053  sayılı Kanun'da, Sayın Başbakanımızın talimatıyla bir değişiklik yaptık. Bu şekilde Ergene havzası'nda olduğu gibi, Büyük Menderes havzası, çok fazla kirlenen havzalarda atık su arıtma tesislerini 1053 sayılı Kanun çerçevesinde DSİ yapıp belediyelere teslim edebilecek, bunun da önü açıldı. Zaten şu anda talep eden pek çok belediyeyle -onların detayına girmiyorum- onlarla ilgili çalışmalar devam ediyor.

Esasen şunu da açık yüreklilikle ifade ediyorum: Hükûmetimiz Trakya'ya hakikaten çok büyük yatırımlar yapıyor, hayal edilemeyecek yatırımlar. Ben sadece birkaçını size burada arz etmek istiyorum.

Edirne'ye 2003-2011 yılları arasında Bakanlığımız tarafından 1 milyar TL'den fazla yatırım yapıldı. Bu yatırımlar neticesinde, bakın, 111 bin dekar alan modern sulamaya açıldı. Ayrıca Edirne'mize 6,5 milyon metreküp yılda su verildi. 23 tane derenin ıslahı yapıldı ve bu ıslah neticesinde, bakın, 14.100 dekar arazi ile 10 tane yerleşim alanı taşkınlardan korundu.

Esasen burada bazı Edirneli milletvekillerinin de? 23-24 Eylül tarihlerinde, ben Trakya bölgesinde, Kırklareli, Edirne ve Tekirdağ'da eylem planının işleyişi, yapılan çalışmalar hakkında bir toplantı, koordinasyon toplantısı yapmıştım. Tabii bütün milletvekillerimizi çağırıyoruz. Sağ olsun, Edirne'deki milletvekillerimizin pek çoğu da geldi, teşekkür ediyorum. Orada gördüler zaten, şu anda Hamzadere Barajı tamamlandı ve 335 bin dekar araziyi sulayacak. Yenikarpuzlu sulaması, Sultanköy sulaması, Cimra sulaması, Telmata sulaması, Keşan-Çamlıca Göleti, Keşan-Beğendik Göleti, Uzunköprü-Gazihalil Göleti, Uzunköprü-Çiftlikköy Göleti, Keşan-Küçükdoğanca Göleti, Keşan-Karlıköy Göleti, Keşan-Beyköy Göleti, Uzunköprü-Elmalı Göleti dönemimizde tamamlandı, pek çoğunun sulamasıyla beraber vatandaşlarımızın hizmetine sunuldu. Bakın, bunların çoğunu söyleyemiyorum.

Edirne'de devam eden işlere baktığımızda, tam 522 bin dekar araziyi sulayacak olan Çakmak Barajı'nın da yüzde 68'ini tamamladık, bunun dışında Tunca Barajı'nın proje çalışmaları devam ediyor ve pek çok baraj ve göletin, yirmi üç tane dere ıslahının da çalışmalarının devam ettiğini özellikle vurgulamak istiyorum.

Tabii, sadece Edirne'ye değil, Kırklareli'ne de uğramıştık. Neticede burada 63 bin 240 dekar arazi sulamaya açıldı, on iki tane dere ıslah edildi ve bu dere ıslahları neticesinde, bakın tam 8 bin dekar arazi taşkınlardan korundu ve sekiz tane yerleşim yeri de sel baskınlarından korundu. Kırklareli sulaması, Armağan-Çukurpınar sulaması, Merkez-Dolhan Göleti, Lüleburgaz-Turgutbey Göleti, Vize-Sergen Göleti tamamlandı. Burada bir müjde vermek istiyorum: Kırklareli'nin yıllardan beri hasretle beklediği Çayırdere Barajı yatırım programına alındı, inşallah onu da kısa zamanda hayata geçireceğiz. Ayrıca, on dört tane derenin de ıslahı yapılıyor, bunun da müjdesini vereyim.

Tekirdağ'la ilgili de, malum olduğu üzere orada da toplantı yaptık. Burada da 1.300 dekar arazi sulamaya açıldı, yirmi bir tane dere ıslah edildi ve bu dereler neticesinde dört tane yerleşim yeri taşkından korunduğu gibi 31 bin dekar arazi de sel baskınlarından korundu. Ayrıca, malum olduğu üzere Tekirdağ'ımız büyüyor, biz de bundan gurur duyuyoruz. Kendilerinin, Tekirdağ'ın içme ve kullanma suyu talebi vardı, bununla alakalı yıldırım hızıyla Naipköy Barajı'nın projelerini bitirdik, ihalesini yaptık, inşallah hep birlikte -bütün milletvekillerimizi, Tekirdağlı milletvekillerimizi davet ediyorum- yakın bir zamanda onun temelini atacağız. Temeli attığımız zaman bitiş tarihi ve saatini de ilan edeceğiz.

Bunun dışında, Şarköy'ün su problemini, bize,  gündeme getirdiler. Şarköy'ün içme suyu problemini hâlletmek için Çokal Barajı'ndan bir proje yapılıyor ancak Çokal Barajı, Tekirdağ ve Çanakkale'ye hizmet edecek olan çok önemli bir barajdır. Bunu da ben son yılda 3 defa yerinde kontrol ettim ve neticede 11/11/2011 tarihinde saat on biri on bir geçe su tutulması talimatını verdim. Onu da hep beraber, suyu inşallah tutarız. Tabii, Tekirdağ çok sayıda... Malkara, İbribey sulaması, Nusratlı Göleti sulaması, on dört tane Taşkent koruma tesisi, ayrıca dere ıslahı da devam ediyor.

Yani, ben, özellikle şunu ifade edeyim: Ergene havzasını ele aldık. Hakikaten burada, geçmişte, Mecliste milletvekillerimiz Ergene havzasının bir an önce kurtulmasını talep etmişlerdir. Hatta bu konuda çok sayıda gündem dışı konuşmalar, yazılı soru önergeleri verilmiştir. Ben onlara teşekkür ediyorum en azından. Artık bu vazife bize verildi ancak belediyeler, mutlaka, katı atık bertaraf tesisleri için Çevre ve Şehircilik Bakanlığına ve diğer, ağaçlandırma, erozyon kontrolü, atık su arıtma tesisleri gibi hususlarda bize müracaat ederlerse -Orman ve Su İşleri Bakanlığına- onlara her türlü desteği vereceğiz. Bu, Başbakanımızın bir talimatı. Gerçekten çok mükemmel bir imkân.

Neticede 1,5 ile 2 milyar TL'lik muhteşem bir yatırımı Trakya Bölgemize, sırf Ergene havzasına tahsis ettik. Bu konuda bir sıkıntı yok. İnşallah, böylece Ergene'de üç yıl içerisinde kirlilik parametrelerinde kesinlikle gözle görülür bir iyileşme olacaktır. Bunu özellikle vurgulamak istiyorum.

Bu konuda, tabii ki biz, görüşler, tenkitler, tavsiyeler konusunda herkese açığız; hatta toplantıları, koordinasyon toplantıları, Ergene'yle ilgili birtakım toplantıları gerçekleştirirken mutlaka bütün milletvekillerimizin, belediye başkanlarımızın katılmasını arzu ediyoruz, onları davet ediyoruz. Bunun da bilinmesinde fayda var çünkü sizlerin tavsiyeleri, tenkitleri bizim için de önemlidir, bizlere de ışık tutacaktır. Ama inşallah hep birlikte Ergene'yi kurtaracağız, kurtarmaya mecburuz. Sadece Ergene değil, şu anda biz bütün havzalarda büyük, geniş kapsamlı bir planlama çalışmasına başladık. İnşallah su meselesini kökünden çözdük, yeni dönemde inşallah nehir havzalarının kurtarılması, ağaçlandırılması, erozyona karşı korunması gibi çalışmalar yapılacaktır.

Ben bu duygularla, bu büyük eylem planının -ki ona, adına Şafak Harekâtı dedik, hakikaten çok ciddi- bu Şafak Harekâtı'nın hayırlı olmasını ve kısa zamanda inşallah Trakya bölgemize mutluluk getirmesini gönülden diliyorum.

Hepinizi saygıyla selamlıyorum efendim. Sağ olun. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Bakan.