GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 2013 YILI MERKEZÎ YÖNETİM BÜTÇESİ VE 2011 YILI MERKEZÎ YÖNETİM KESİN HESAP KANUNU TASARISI
Yasama Yılı:3
Birleşim:39
Tarih:13.12.2012

CHP GRUBU ADINA MEHMET S. KESİMOĞLU (Kırklareli) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Emniyet Genel Müdürlüğü bütçesi üzerinde Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına söz almış bulunuyorum. Bu vesileyle, yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.

Değerli milletvekilleri, bugün 13 Aralık 2012. Bütün Türkiye Silivri'ye kilitlenmiş durumda. Milletvekillerimizin, aydınlarımızın, bilim adamlarımızın ve ömrünü terörle mücadeleye adamış Türk Silahlı Kuvvetleri mensuplarımızın yargılandığı bir dava görülüyor Silivri'de.

Halk orada ancak her zamanki bilindik görüntüler de var; biber gazı, cop, tazyikli su, polisin orantısız güç kullanımı?

Orada tutuklu olarak yargılananlar kimler? Orada Atatürkçüler, cumhuriyetçiler, aydınlar, çağdaşlar, o ya da şu partiye mensup kişiler, daha doğrusu, AKP'ye muhalif olanlar.

Peki, nasıl yargılanıyorlar? Beş yıldan bu yana tutuklu olarak yargılananlar var.

Peki, neye dayanarak yargılanıyorlar? Artık, dilimizin "delil" demeye varamayacağı, üretilmiş -tırnak içinde- belgelerle yargılanıyorlar. Terör örgütünün iki numaralı isminin gizli tanıklığıyla yargılanıyorlar. Demokratik ülkelerde, aslında, bu durum hükûmetin istifa sebebidir ama söz konusu AKP'nin devri iktidarı olduğunda, uzaktan yakından ilgisi olmayan bir konu olarak algılanıyor.

On binler bugün Silivri'de. Biz de yüreğimizle oradayız. Milyonların yüreği orada. Ben buradan, bu kürsüden Silivri'yi selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar) Silivri'dekileri özgürlükte buluşmak üzere beklediğimizi ifade etmek istiyorum. Özgürlükte buluşacağımıza da gönülden inanıyorum ama bu tabloyu bu ülkenin önüne koyanlarla da er ya da geç hesaplaşacağımıza olan inancımı, bu kürsüden bir kez daha ifade etmek istiyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

Bütçesini görüşmekte olduğumuz Emniyet Genel Müdürlüğünde bir ekibin bu davaya katkısı malum. "Delil demeye dilim varmıyor." dedim çünkü pek çok olayda kanıtlandı ki orada delil diye sunulan şeyler, Emniyette malum birim tarafından imal edilmiş. Hatırlayacaksınız, her şey Ümraniye'de bir çatı katında başlamıştı. Bakın, TÜBİTAK'ın yapmış olduğu ses analizinden alıntı yapmak istiyorum sizlere. İki polis kendi arasında konuşuyor:

"- Yav olay yeri tutanağı bilgisayarda yazılır mı?

- `Olay yeri tutanağı' diyorum, bilgisayarda yazılabilir.

- Hı hı. Bir şey olmaz diyorsun. Olur mu?

-   O zaman şimdi yaz.

-   Şey dersin ya, daktiloda, bilgisayarda.

-    Elle mi yazalım?

-   Hani adam diyor ki, `Bilgisayarı nereden olay yerinde?' diyecek.

-    Olay yerinde elle yazılır.

-   Tamam, bu şekilde yazalım.

-    Ama şöyle de düşünülür. Orada not bir şekilde alınmış, burada yazılmış olabilir."

Devam ediyor?

Bu ses kaydı Ümraniye'de karakolda yapılmış, video kaydının ses kaydı. TÜBİTAK'ın yaptığı analizin örneğini paylaşıyoruz. Ne görüyoruz burada? Ümraniye'de bulunan el bombalarıyla ilgili olay yeri tutanağının, ilgili polisler tarafından nasıl tutulduğunu görüyoruz. TÜBİTAK Raporu 2010 yılına ait. Aradan iki yıl geçmiş. Ben bu kürsüden şimdi Sayın Bakana sormak istiyorum. Bu usulsüz ve hukuksuz tutanakları tutan polislerle ilgili bugüne kadar ne yaptınız? Ben söyleyeyim, hiçbir inceleme başlatmadınız Sayın Bakan.

SAKİNE ÖZ (Manisa) - Terfi ettirdi bir de.

MEHMET S. KESİMOĞLU (Devamla) - Evet, terfi ettirdi.

Sayın Bakan, sizin başında bulunduğunuz bakanlığa bağlı emniyette yaşanan skandallar bununla da kalmıyor elbette ki. Eski Genelkurmay Başkanı da dâhil, tutuklu yargılanan pek çok sanığın tutuklanmasına delil olarak gösterilen 51 no.lu DVD, ele geçirilmeden önce emniyette kopyalanabildi. Dikkatinizi çekiyorum, ele geçirilmeden önce. Hatta daha sonra da kırık olduğu hâlde tekrar kopyalanabildi. Ortada olmayan bir DVD'yi kopyalayanlarla ilgili ne yaptınız Sayın Bakan, bir soruşturma başlattınız mı? Elbette ki başlatmadınız.

Polisin, ABD büyükelçiliğine brifing verdiğini Wikileaks'ten öğrendik, bunlarla ilgili de bir şey yapmadınız. Ergin Saygun'un kitabından öğrendik; Emniyet, Genelkurmayın yazışmalarını izletmek için 2009 yılında bir birim kurmuş. Bu birim hâlâ görevde mi Sayın Bakan? Bu usulsüz, haksız, yerinde olmayan brifingleri verenlerle ilgili bir soruşturma başlattınız mı?

Sayın Bakan, tabii, yedi dakikada bunları anlatabilmek mümkün değil ama emniyet mensuplarınız, teşkilatınız sizden özlük haklarıyla ilgili güzel şeyler duymak istiyorlar. Bunlarla ilgili siz ne yaptınız? Onu da söyleyeyim, gene hiçbir şey yapmadınız. Özlük haklarını geliştirmediniz. Polislere ekonomik durumlarını düzelteceğinize dair söz verdiniz ama sözünüzü tutmadınız. Emniyet mensupları emekli olduğunda maaşları yarıya iniyor ama ihtiyaçları yarıya inmiyor, aynı biçimde devam ediyor. Gösterge sorunlarını çözmediniz ama örgütlenmek isteyenlere de yapmadığınızı bırakmadınız. Sosyal medyada yorum yapanlar için soruşturmalar açtınız. Sendika kurmak isteyen polislere tehdit, soruşturma dâhil her türlü baskıyı yaptınız ve yapıyorsunuz. Sayın Bakan, sendika kurmak anayasal bir haktır. Kanuni olmayan, sendika değil, sizin sınırlamalarınız ve baskılarınızdır.

Bütçede Sayın Başbakan birtakım kıyaslamalar yaptı. Ben de hırsızlık, dolandırıcılık ve benzeri konularda 2002 ile 2012 arasında bir kıyas yapmak için rakamlara baktım ama maalesef öyle bir uygulama hayata geçirilmiş ki, o kıyası yapabilecek rakamlar ortada yok. AKP gerçeği demek ki istatistiklerin arkasına sığınmış.

Son söz: Değerli milletvekilleri "Türkiye'de hiç mi iyi bir şey olmuyor?" diyeceksiniz; var. 13 Aralıkta Silivri'de savcının iddianamesini okuduğu özel bu günde tüm Türkiye'yi çok yakından ilgilendiren güzel bir haberi sizlerle paylaşmak istiyorum. Şu yapılacaklara bakar mısınız: "Tüm binalarda birbirlerini görmelerine, açıkça görsel olarak etraflarını araştırmalarına ve?

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

MEHMET S. KESİMOĞLU (Devamla) - ?doğal davranışlarına imkân tanıyacak yeterlilikte aydınlatma seviyesi sağlanacak, pencereler ışığı eşit şekilde dağıtılmasına imkân verecek, ses seviyesi asgari düzeyde olacak, havalandırma fanları en düşük düzeyde ses yapacak, belirgin sağlık problemleri olanlar derhâl tedavi edilecekler." Ne güzel değil mi?

BAŞKAN - Teşekkür ederiz Sayın Kesimoğlu.

MEHMET S. KESİMOĞLU (Devamla) - Ama tüm bu olanaklar, kimler için biliyor musunuz? Çiftlikteki hayvanlar için, özellikle tavuklar için.

Sayın Bakan, siz hayvanlara verilen değerin yüzde 1'ini insanlara vermeyen bir anlayışın takipçisisiniz.

BAŞKAN - Teşekkür ederiz.

MEHMET S. KESİMOĞLU (Devamla) - Ama bilin ki, ilk hükûmet değişikliğinde orada değil, en arkada oturacaksınız, ellerinizin arasına başınızı alacaksınız ve "Ah, keşke!" diyeceksiniz.

Saygıyla selamlıyorum, bütçenin hayırlı olmasını diliyorum. (CHP sıralarından alkışlar)