| Konu: | 2013 YILI MERKEZÎ YÖNETİM BÜTÇESİ VE 2011 YILI MERKEZÎ YÖNETİM KESİN HESAP KANUNU TASARISI |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 39 |
| Tarih: | 13.12.2012 |
ENVER ERDEM (Elâzığ) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Emniyet Genel Müdürlüğü ve Jandarma Genel Komutanlığının 2013 yılı bütçeleri üzerinde Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına söz almış bulunmaktayım. Yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, Emniyet Genel Müdürlüğünün ve Jandarma Genel Komutanlığının bütçesi görüşülürken, açılım politikalarının ülkemizdeki bölücü terör ve asayiş olaylarında meydana getirdiği artışın sebeplerine ve sonuçlarına değinmeden geçmemiz elbette mümkün değildir. Ne yazık ki, AKP'nin terörle mücadele yerine müzakereyi seçmiş olması ve teröre karşı teslimiyetçi tavırları nedeniyle, son on yılda 1.200'den fazla şehit verilmiştir. Ben, şehitlerimize Allah'tan rahmet diliyorum.
Hemen hemen her alanda 2002-2012 yılları karşılaştırması yapan AKP, terörde geldiğimiz bu vahim aşama ve sonuçlarını maalesef milletimizin gözünden kaçırmak istemektedir; 2002 yılında, iktidara geldiğinde 10 olan şehit sayısının bugün 200'lü rakamlara yükseldiğini ifade etmekten kaçınmaktadır.
Özellikle açılım politikalarının uygulanmaya başlandığı yıllardan itibaren terörle sonuç alınabildiğini gören bölücü terör örgütünün eylemlerini artırdığı görülmektedir. Bölücü terörün gerekçesini hak talebi, kimlik sorunu, bölgesel az gelişmişlik meselesi olarak görüp daha fazla demokrasiyle, açılımlarla veya terörle mücadele yerine teröristle müzakereyle, alan hakimiyeti yerine karakollarda savunmaya çekilerek, teröristlerin taleplerinin silah bırakılırsa kabul edileceğini ifade ederek, Habur'da, Oslo'da, İmralı'da teröristlerle görüşerek, Irak'ın kuzeyine dokunulmadan elinde silah olan teröristlerle konuşarak, kendi askerini cezaevlerine doldurarak çözülemeyeceğini ve terörün hiçbir hâl ve şartta mazur görülemeyeceğini ifade etmeden terörle mücadelede başarı sağlanamayacaktır.
AKP'nin uyguladığı terör politikaları sonucunda, maalesef bugün, ülkemizde can ve mal güvenliği kalmamıştır. Artık ülkemizin doğu ve güneydoğusunda kara yoluyla güvenli bir ulaşım imkânı yoktur. AKP, çözüm olarak asker nakillerini havadan yapmayla övünür olmuştur. İlk defa, ülkemizde bazı şehirlerin bulunduğu coğrafyanın PKK terör örgütünün alan hâkimiyetinde olduğu iddia edilmiş, bazı ilçelerin tamamen bölücü örgüt tarafından ele geçirilme girişimleri yaşanmıştır. Sayın Başbakan Ankara'da Cumhuriyet Bayramı kutlamalarında Türk Bayrağı'nın taşınmasına "Sıkıysa Türk Bayrağı'nı Hakkâri'de taşı." diyerek ülkenin terörde geldiği noktayı kendi ağzıyla özetlemiştir. AKP'nin bölgede uygulamış olduğu yanlış dış politikalar sonucunda da İran, Irak, Suriye terör örgütüne tam destek verir hâle gelmiştir.
Ben konuşmamın bu bölümünde ekranları başında bizleri izleyen vatandaşlarımıza hitap etmek ve onların dikkatini şu hususlara çekmek istiyorum:
Değerli vatandaşlarım, saygıdeğer milletim; AKP iktidarları bir taraftan suni gündemlerle, yapay gündemlerle, algı yönetimi metodu kullanarak sizlerin ilgi duyacağınız ama tartışılmasından hiçbir faydanızın olmayacağı hususlarla gündeminizi işgal etmektedir. Diğer taraftan da ülkemizin idari ve siyasi rejimini, milletimizin birliğini ve bütünlüğünü, milletimizin bekasını alakadar eden düzenlemeler Meclisin gündeminden teker teker, sessiz sedasız geçirilmektedir. Sizlerin gündemi olmaması gereken idam tartışmaları, kürtaj tartışmaları, dokunulmazlık tartışmaları, Muhteşem Yüzyıl dizisi tartışmaları, okullarda serbest kıyafet düzenlemesi gibi konular zorla gündeminizde tutulmaktadır. Sizlerin gündemi olması gereken adına "Büyükşehir Yasası" denilen ama gerçekte büyükşehir olması gereken illeri büyükşehir yapmayan, nüfusu 410 bini geçtiği halde Elâzığ gibi, Sivas gibi, Batman gibi illeri büyükşehir yapmayan, köy nüfusuna göre büyükşehir yapan, özerklik ve federalizmin yolunu açan, idari sistemimizi bozan, millî birlik ve beraberliğimize, üniter yapımıza zarar verecek düzenlemeler Meclisten geçiriliyor. Yine, "ana dilde savunma" denilen, gerçekte, Kürtçe yargılanma talebi veya Kürtçenin ikinci resmî dil olarak kabul edilmesi sonucunu doğuracak düzenlemeler de Meclisin gündemine getiriliyor.
Değerli milletvekilleri, sorunların çözümü dururken vatandaşlarımıza hiçbir şey kazandırmayacak yapay gündemlerle meşgul edilmesi veballi bir uygulamadır. Tabii, biz Milliyetçi Hareket Partisi olarak, ülkenin iyi yönetilmediğini, dış politikanın iyi olmadığını, ekonominin kötü olduğunu, üreterek büyümediğimizi, sermayenin tabana yayılmadığını, bunları ifade ediyoruz. Ya bu tespitlerimize, eleştirilerimize kulak verin veyahut da bu ülke büyüyorsa buradan pay alması gereken emniyet, jandarma, diğer kamu görevlilerinin haklarını verin.
Değerli milletvekilleri, 2013 yılı bütçesinin, incelendiğinde polisimizin ve jandarmamızın sorunlarını çözecek bir bütçe olmadığına şahit oluyoruz. Bütün bu olumsuz şartlara rağmen polis ve jandarmamızın sorunlarını bir kez daha gündeme getirmekte de fayda görüyoruz. Polisimiz ve jandarmamız, bir taraftan her türlü tehlikeli ve zor şartlarda görev yaparken, diğer taraftan da uzun mesai saatleri, yetersiz özlük hakları, yetersiz sosyal haklar, yetersiz emekli maaşları, yanlış ödüllendirme yöntemleri, şehit yakınlarına ve ailelerine yakışır bir hayat seviyesinin sunulmaması gibi sorunlarla karşı karşıyalar.
Kamuda çalışan diğer personel haftada kırk saat çalışırken, polis ve jandarma teşkilatında mesainin başlangıcı belli, ama bitişi maalesef belli değildir. Haftada en az yetmiş iki saat çalışan bu görevliler, diğer kamu görevlilerinde olduğu gibi veya bizim gibi böyle sıcak koltuklarında görev yapmıyorlar, ciddi hayati riskler taşıyan, dağda, pusuda, sokakta, zor tabiat ve iklim şartlarında bu görevlerini yerine getiriyorlar.
"Polisin ve jandarmanın fazla çalışmayla ilgili talebi ne?" diye baktığımız zaman, analarının ak sütü gibi helal olan fazla çalışmalarının karşılığını istiyorlar, diğer devlet memurlarının almış olduğu fazla çalışmanın da kendilerine verilmesini istiyorlar.
Bütün memurlar 8'inci aylık derecesinden itibaren ek gösterge alırken, emniyet hizmetleri sınıfında olanlar 4'üncü aylık derecesinden itibaren bu ek göstergeyi alabiliyorlar. Emekli aylığını doğrudan etkileyen bu durumun bir an önce düzeltilmesini istiyorlar.
Yine, birinci sınıf emniyet müdürlerinin sadece bir kısmına verilen makam ve görev tazminatlarının, yine geçtiğimiz dönemde yapılan 666 sayılı Kanun Hükmünde Kararname doğrultusunda, Emniyet Genel Müdürlüğünde sadece daire başkanları ve il emniyet müdürleri için verilen bu ödeneklerin bütün emniyet müdürlerine yaygınlaştırılmasını istiyorlar. Hani eşit işe eşit ücret diyordunuz, nerede eşit işe eşit ücret? Emniyet müdürleri arasında bile ayrım yapıyorsunuz.
İstihbarat, terörle mücadele, organize suçlar birimlerinde çalışan polisler ile asayiş, karakol, trafik, karargâh polisleri arasında farklı ücret uygulamalarına son verilmesini istiyorlar.
Üniversite mezunu polis memurları, komiser yardımcıları, komiserler, başkomiserler, emniyet amirleri, 1'inci dereceden emekli olmalarının yolunun açılmasını istiyorlar. Polis Akademisini bitirmiş komiser yardımcısı, komiserler ile başkomiserlerin polis memuruyla maaş farkı yok. Bunu, anlamlı olabilecek şekilde bir farklılığın olmasını istiyorlar.
Uzman çavuşluktan ayrılıp memuriyete geçmek isteyen binlerce hatta on binlerce gencin bu haktan istifade edemediğine, "bir ümit" diye kamu kurum ve kuruluşlarının kapılarında beklediğine, üniversitelerin kapılarında beklediğine, belediyelerin kapılarında beklediğine, milletvekillerinin peşinde dolaşarak sorunlarına çözüm aradıklarına şahit oluyoruz. Ya "Böyle bir hakkınız yok." deyin ya da böyle bir hakları varsa, öncelikli olarak kamu görevlerine alınmalarının yolunu açın değerli milletvekilleri.
Her seçimde söz verilmesine rağmen seçim bitince vaatlerinin unutulması, emniyet teşkilatı, jandarma teşkilatı mensuplarını gerçekten derinden üzmektedir. Biz, Milliyetçi Hareket Partisi olarak polisimizin ve jandarmamızın sorunlarını gündeme getirme konusunda duyarlı olduk, duyarlı olmaya da devam edeceğiz. Bu hususta verilmiş kanun tekliflerimiz, soru ve araştırma önergelerimiz mevcuttur. İktidar partisinin bu düzenlemelere destek vermesini istiyoruz.
Emniyet Genel Müdürlüğünün ve Jandarma Genel Komutanlığının 2013 yılı bütçelerinin de hayırlı olmasını diliyor, hepinize saygılar sunuyorum. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederiz Sayın Erdem.