GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: BALKAN SAVAŞLARININ 100?ÜNCÜ YIL DÖNÜMÜNE İLİŞKİN
Yasama Yılı:3
Birleşim:5
Tarih:09.10.2012

EMRE KÖPRÜLÜ (Tekirdağ) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Balkan savaşlarının 100'üncü yıl dönümü dolayısıyla söz almış bulunuyorum. Bu vesileyle Genel Kurulu saygılarımla selamlarım.

8 Ekim 1912 tarihinde başlayan ve telafisi mümkün olmayan kayıplara yol açan Balkan savaşları, tarihimizin en acı sayfalarından bir tanesidir. Osmanlı Devleti'nin Balkanlardaki varlığını sona erdiren ve tüm bölge ülkelerinin de kendi aralarında savaşmalarına neden olan Balkan savaşlarının üzerinden tam bir asır geçti. Geride yüz binlerce ölü ve yaralı ve de tabii ki milyonlarca da evinden, doğduğu topraklardan sürülen, uzaklaştırılan insanlar kaldı.

Balkanlar, kıtaların, inançların, kültürlerin, medeniyetlerin ve milletlerin kesiştiği bir bölgedir. Jeopolitik konumu, dağlık coğrafyası ve özellikle de bölge üzerinde çıkarları bulunan dış güçlerin sürekli müdahaleleri nedeniyle, burada yaşayan toplumlar bir türlü kaynaşıp bütünleşememişlerdir. Bu topluluklar, özellikle de Osmanlının zayıflamasıyla birlikte, bir ulus kimliğinde, bir ortak paydada buluşamadıkları için sürekli küresel güçlerin hedef alanında kalmışlar, inançların, etnik kimliklerin kışkırtılması ile de birbirleriyle çatışan bir yapının içerisine sokulmuşlardır. Bu yüzden, Balkanlarda tarih boyunca savaş ve çatışmalar eksik olmamıştır.

Bu bölge, günümüzde de dünyanın en gerilimli bölgelerinin başında yer almaktadır. Balkan savaşları sonucunda, değerli milletvekilleri, Osmanlı Devleti çok büyük bir oranda toprak kaybetmekle kalmamış, bunun yanında da savaşlar neticesinde, Osmanlıya karşı savaşan devletler, bölgede yaşayan Türk ve diğer Müslümanlar üzerinde büyük bir kıyımın, soykırımın gerçekleştirilmesine neden olmuştur.

Sadece Balkan bölgesinde değil, bugün, Edirne, Kırklareli, Tekirdağ illerimiz de aylarca Bulgar işgali altında kalmış, Trakya, tarihinin gördüğü en ağır zulümleri bu dönemde yaşamıştır. Tarihçilere göre bu süreçte 650 bin Türk-Müslüman öldürülmüş, 1 milyon Türk ise  topraklarını, mallarını can korkusuyla terk ederek Anadolu'ya ve Doğu Trakya'ya göç etmek zorunda kalmıştır.

Değerli milletvekilleri, çok önemlidir ki, o tarihte soydaşlarımız üzerine işlenen soykırım diğer devletlerin âdeta bir millî politikası olmuştur. Etnik kimlikleri, inanç farklılıklarını körükleyen emperyalist  devletler bu yaşananlara kör, sağır, dilsiz kalmışlardır. O tarihte uygulanan soykırım politikasının bir benzeri, seksen yıl sonra, 92-95 yılları arasında Bosna Savaşı'ndaki Srebrenica katliamında da aynen yaşanmış ve tekrarlanmıştır. Balkanlarda yaşayan insanlar, sırf farklı oldukları için katledilmişler, malları gasbedilmiştir.

Değerli milletvekilleri, Balkan Savaşları bize şunu açık olarak göstermektedir: Sadece insan olmak kimliğinde buluşmak yerine etnik kimlik ve inanç farklılıklarının körüklenmesinin siyasete ya da savaşa malzeme yapılmasının halkları, toplumları ve bireysel anlamda da insanları nasıl etkilediğini ve telafisi imkânsız ne derin yaralar açtığını göstermesi bakımından çok önemlidir. Yüz yıl önce Balkanlarda yaşanan ve bölgeyi kan gölüne çeviren emperyalist devletlerin etnik kimlik ve inanç farklılıklarını körükleyen, katliamlara göz yuman siyasetinin bir benzeri işte bugün, tam yüz yıl sonra -maalesef- Orta Doğu'da da yaşanmakta ve Balkan Savaşı'ndaki süreçle benzeşmektedir.

Bugün Orta Doğu'da yaşananların temelinde yine bir arada yaşayan insanların kimlik, inanç ve mezhep farklılıkları temelinde birbirlerinden ayrıştırılmaları ve bu farklılıkların da savaşlara, çatışmalara gerekçe yapılması yatmaktadır. Perde arkasındaki aktörler de yine farklı değildir. Türkiye Cumhuriyeti, tarihî hafızası olan, geçmişi olan bir ülkedir. Hafızalarımızdaki acı hatıralar bizleri tecrübe sahibi yapmalıdır. Orta Doğu ya da Türkiye'de kimlikleri, mezhep farklılıklarını kışkırtan bir siyaseti yürütmek, topluma bu dinamitleri koymak hem tarihten dersler çıkarmamak hem de yaşanan ya da yaşanacak olan olayların sorumlusu olmaktır diyorum.

Bu vesileyle Balkan savaşlarının 100'üncü yılında, hayatını kaybedenleri rahmetle anıyor, Genel Kurulu saygılarımla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum.