GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 2013 YILI MERKEZÎ YÖNETİM BÜTÇESİ VE 2011 YILI MERKEZÎ YÖNETİM KESİN HESAP KANUNU TASARISI
Yasama Yılı:3
Birleşim:40
Tarih:14.12.2012

CHP GRUBU ADINA ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Sekiz dakikada İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu gibi devasa bir kurum ve hepimizin sağlığını doğrudan ilgilendiren ilaç ve eczacılık harcamaları hakkında bir şeylerden bahsetmek, yetiştirmek çok güç. Ama 4 kelimeyle özetleyecek olursak, İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu, kuruluşu açısından bir garabet, çalışanları için bir melanet, eczacılar açısından bir felaket, sağlığı ve hastayı götürdüğü yön açısından da kıyamettir.

"Kuruluşu garabet." dedim çünkü darbelerle sözde hesaplaşmaların yapıldığı bir dönemde, kudretli paşaların kendileri için tesis ettikleri kanun hükmünde kararname çıkarma yetkisi kullanılarak kurulmuştur. Yıllarca tartışıldı, alandaki kimse ikna edilemedi. Ancak, eski Meclisin eski hükûmete, yaz tatilinde "Seçim kampanyaları sırasında kullanılsın." diye verdiği altı aylık yetkinin son gecesinde, sabaha karşı, Meclis bir aydır çalışıyorken ve Sağlık Komisyonu toplantı hâlindeyken İlaç ve Tıbbı Cihaz Kurumu kuruldu.

Çalışanları için melanettir çünkü Sağlık Bakanlığı Tıbbi Cihaz Daire Başkanlığını, koskoca İlaç ve Eczacılık Genel Müdürlüğünü ve yılların Hıfzıssıhhasını bir gecede yuttu. Tüm çalışanları bütün kazanılmış haklarından mahrum edilerek, hepsi birden bir havuza devredildiler. Önce kendilerine ölümü gösterdiniz, sonra istemedikleri yerlerde çalışmaları için imzalarını alarak sıtmaya razı ettiniz. Sıtmaya razı olmayıp ölümü seçenler oldu kurumun içinde. Yılların emekçisi, Eczacı Ayşe Okman, Hıfzısıhhada ilaç analizi yapardı, işini seven, çok çalışan, liyakate inanan birisiydi. Ama kendisi çok uzaklarda abuk subuk bir göreve sürüldü, buna dayanamadı 10'uncu kattan kendisini attı. Kendisini buradan rahmetle anıyorum ve Sayın Bakanı, başta rahmetli Ayşe Okman'ın ailesi olmak üzere, psikolojisini bozdukları, yerinden yurdundan ettikleri, çocuklarından uzağa düşürdükleri, hakkını yedikleri tüm sağlık çalışanlarından, hiç olmazsa bu kürsüden bir kere özür dilemeye davet ediyorum.

Sağlık Bakanı "İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu kurulunca eczacılar rahat edecekler. En az 3.000-3.500 lira ücret vereceğiz yeni başlayana, hak ettikleri yüksek ücretleri vereceğiz." dedi. Ona inananlar oldu. Ne oldu biliyor musunuz; maaş 1.300 lira, emekliye yansımayan 800 liralık döner sermaye ile 2.100 lira alıyorlar. 2.147 lira alan şube müdürleri, birim amirleri var. Tüm atamalar vekâleten, makam tazminatları yok, her gün dama taşıyla oynar gibi görev yerleri değiştiriliyor. Atamalar çok şüpheli, yandaşların belli yerlere yerleştirildiği konusunda her gün yeni iddialar ortaya atılıyor ve iktidarınız döneminde hemen bütün yerli ilaç firmaları illallah dediler, perişan oldular, yabancılara satıldılar. En stratejik sanayi kuruluşlarımız tek tek el değiştirdi. "Eczacıbaşı" denen amiral gemisinden başladı, İbrahim Etem, Fako, Biofarma, Münir Şahin derken, en son Deva satıldı ama geçen sene bütçe sunumunda "İlaç sanayimiz ileri gitti." diye övündünüz. Ne söylediniz: "'Münir Şahin' adlı firmamız Amerikalılara kanser ilacı satıyor." Ne oldu biliyor musunuz, geçen sene övündüğünüz o firma Amerikalılara satıldı, Amerikalılara.

İşte, sizin ilaç-eczacılık meselesiyle ilgili yaklaşımınız bu. Bu kurumun namusu olan ruhsat dosyalarının gizliliği? Neler anlatırım burada, seksen dakikaya ihtiyaç var. Hızlı ruhsat verilen efervesan formlar, hızla ruhsat alan bizim çocukların ilaç firmaları? Sadece gazetecilerde falan yandaş yok artık, yandaş ilaç firmaları var. Bir anlatsam, vay, vay, vay!

SÜLEYMAN ÇELEBİ (İstanbul) - Helal olsun! Helal olsun!

ÖZGÜR ÖZEL (Devamla) - Eczacı açısından tam bir felaket dedim. Yıllardır, on yıldır eczacılar sürünüyor. Ben mezun olurken 7 eczacılık fakültesi vardı, şimdi 33 tane var. 400 mezun verirdi, bu sene 1.600, iki sene sonra 2 bin mezun verecek. Eczacı sayısı beş yıl içinde 24 binden 35 bine çıkmak üzere. "SSK'dan alınan iskontoları eczacıların üzerinden bir süre için taşıyın." dediniz; 6 lira iskonto alan eczacı -emanetçilik nerede görülmüş, haydi emanete hıyanet etmesin- 4 lira da üstüne koyup 10 liraya size vermek zorunda bırakılıyor.

"İlaç fiyatları düşüyor." Buradan ilan ediyorum -kim söylerse, hodri meydan, konuşalım- ilaç fiyatlarını düşüren AKP değildir, son on yıldır bütün dünyada ilaç fiyatları hızla düşmektedir; sebeplerini konuşuruz. Yaşlanan ilaç ucuzlar, patent kapsamından çıkan ilaç ucuzlar, eş değeri çıkan ilaç ucuzlar, yüksek teknoloji ilacı ucuzlatır. Bunların hepsini kendiniz yapmış gibi gösterip? Bütün dünya referans fiyat uyguluyor ve domino etkisiyle bütün dünyada ilaç fiyatları düşüyor ama dünyadaki hiçbir ülke eczacısını ilaç fiyatlarının düşmesi karşısında ezdirmiyor, tedbirler alıyor, bir tek siz ezdiriyorsunuz.

Sağlık Bakanının kendi talimatıyla yapılan, gerçek verilerden hareketle, kendisinin de doğruladığı sonuçlara göre, her 10 eczacıdan 1 tanesi açlık sınırının, her 5 eczacıdan 1 tanesi TÜRK-İŞ'in ilan ettiği yoksulluk sınırının altında gelir elde ediyor; her 2 eczacıdan 1 tanesi, kamuda çalışan ve özlük haklarından şikâyet eden meslektaşlarından daha az para kazanıyor. Eczacılar hastadan alınan muayene ücretinin bizatihi kendisine karşılar. Ayrıca, bu muayene ücretlerine tahsildarlık yapmaya karşılar. Siz her geçen gün yeni bir katkı payı, katılım payı almaktan utanmıyorsunuz, yüksünmüyorsunuz; ben de burada bunları ifade etmekten sıkılmayacağım, ifade edeceğim. (CHP sıralarından "Bravo!" sesleri, alkışlar)

Ey teyzeciğim, yaşlı teyzeler, yaşlı amcalar? Siz iktidar olmadan önce, sadece emekliler 10, çalışanlar 20, raporlular 0 katılım payı öderlerdi, bunlar yine var. Şimdi muayene katılım payı ödüyorlar, devlet hastanesinde 5 lira, üniversitede 12 lira. Reçete ücreti ödüyorlar, 3 lira. Eş değer ilaç farkı ödüyorlar hemen hemen her aldıkları ilaç için, en ucuzuyla aradaki farkı ceplerinden. Kutu başına 1 lira ilave para ödüyorlar 3 kalemden sonra. Özel hastane fark ücreti ödüyorlar, yüzde 90'a çıktı, 15 olduğunda tartışma yaratmıştı. Tetkik fark ücreti ödüyorlar her tetkiki ödemediğiniz için. "Erken muayeneye geldin, on günden önce bir daha niye geldin?" diye ücretini ödüyorlar. Öncelikli tetkik ücreti ödüyorlar, üç ay bekleyemiyor, kanser şüphesi var, onun farkını ödüyorlar. İstisnai sağlık hizmeti ödüyorlar. "Para farkını vermezsen laporoskopik cerrahiyle değil de buradan buraya yararız, otuz sene öncenin teknolojisiyle sizi ameliyat ederiz." diyorsunuz.

Siz Sağlık Bakanısınız ve umurunuz da olmayan ama insanların canını yakan bir sürü mesele var memlekette. Üç kanaldan 10 çeşit katılım payını söyledim. Güncel olmayan ilaç listeleri; SGK'yla aranızdaki çatışma ve sürtüşme yüzünden hastalar, eczanelerle doktor arasında mekik dokuyorlar. Yeni ilaç ruhsatlandırma süresi Amerika'da altı aydan üç aya indi, Avrupa Birliği "Yedi ayı aşmamalı." diyor. İnsanlar deva bekliyorlar, şifa bekliyorlar. Bin yüz gündür beklettiğiniz ruhsat dosyaları var. Az görülen hastalıkların ilaçları yetim, çünkü kimse para kazanmadığı ilacı  üretmiyor. Bununla ilgili hiçbir politikanız yok, hiçbir hazırlığınız yok. Çünkü "Gözün görmediği yerde ölen ölsün, o küçük çocuklar bizden değildir." diyorsunuz.

Yerli ilaç sanayisini bitirdiniz ve her iki gece de bir hastaneye yatan ama ilgili hastaneler tarafından kabul edilmeyen hastalara?

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

ÖZGÜR ÖZEL (Devamla) - ?hastane aramakla uğraşıyor sağlıkçı milletvekilleri, bu ayıbı da size teşhir ediyorum.

Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Özel.