GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: ORMAN KÖYLÜLERİNİN KALKINMALARININ DESTEKLENMESİ VE HAZİNE ADINA ORMAN SINIRLARI DIŞINA ÇIKARILAN YERLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ İLE HAZİNEYE AİT TARIM ARAZİLERİNİN SATIŞI HAKKINDA KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ
Yasama Yılı:2
Birleşim:96
Tarih:18.04.2012

ALİ ÖZ (Mersin) - Teşekkür ederim Sayın Başkanım.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Orman Köylülerinin Kalkınmalarının Desteklenmesi ve Hazine Adına Orman Sınırları Dışına Çıkarılan Yerlerin Değerlendirilmesi ile Hazineye Ait Tarım Arazilerinin Satışı Hakkında Kanun Tasarısı üzerinde Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına görüşlerimi belirtmek üzere söz almış bulunmaktayım. Yüce Meclisi saygılarımla selamlıyorum.

Orman köylülerinin gelir seviyesinin yükseltilmesi ve hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan alanların yani 2/B kanununun değerlendirilmesi hususu, şüphesiz ülkemizin çözüm bekleyen, sosyal boyutu büyük, önemli konularından birisi olduğu inkâr edilemez bir gerçektir.

Burada şu soruyu hep beraber kendimize sormak zorundayız: Bu kanun tasarısıyla orman köylüleri bu kanundan beklediklerini bulabilecekler mi? En önemlisi, bu kanun tasarısının orman varlığımızın artmasına katkısı olacak mı? Bu konularda yeni kanun tasarısında kesin belirlemeler var mı? Yeni kanun tasarısıyla ekonomik krizin etkilerini azaltmak için bütçeye kaynak yaratma amacı öne mi çıkıyor, yoksa yeni rant alanlarının fırsatı mı ortaya çıkacak?

İlk uygulamanın başladığı 1974 yılından 2007 yılı sonuna kadar 2/B uygulamalarıyla 473.419 hektar alan orman sınırları dışına çıkarılmıştır. 2/B uygulama çalışmaları, kadastro çalışmaları tamamlandığında yaklaşık 600 bin hektar olacağı tahmin edilmektedir.

Gerekçeye bakıldığında, orman köylüleri, sembolik olarak değil, hak ettiği desteklemeyi görecek, refah seviyesi yükselen orman köylülerinin ormanlar üzerindeki sosyal baskısı sona erecek, 2/A uygulamalarıyla yerinde kalkınması mümkün olmayan hiçbir köy yerinde kalmayacak, özel ağaçlandırmaların kredilendirilmesinde hiçbir sıkıntı kalmayacak, yeni orman alanları kurulması hususunda hiçbir kaynak sıkıntısı yaşanmayacak, kısacası elde edilen kaynaklar orman köylümüze ve ormanlarımıza altın çağ yaşatacak diyesi geliyor insanın. Değerli milletvekilleri, orman köylülerinin kalkınmalarının desteklenmesi tasarının ruhu olması gerekirken bu tasarıyla komik bir oranda kaynak aktarmak suretiyle orman ve orman köylüsüne gereken önem verilmemiştir.

Satış bedellerinin tespitine yönelik bazı endişelerimiz bulunmaktadır. Bunlardan birisi, yasa tasarısı ne kadar iyi hazırlanırsa hazırlansın uygulama iyi olmazsa istenilen amaca ulaşılamayacağı gerçeğiyle, bu yasanın uygulanmasındaki kritik husus rayiç bedelinin tespitidir. Rayiç bedelini millî emlak müdürleri veya mal müdürlerinin başkanlık yaptıkları komisyonlar belirleyecektir. Geçmiş uygulamalar göstermiştir ki bu idarece belirlenen rayiç bedeller genelde yüksek olduğundan ihale suretiyle satışa çıkartılan taşınmazlara çoğu kez alıcı çıkmamaktadır. Birkaç ihalede alıcı çıkmayan taşınmazlar için yeniden daha düşük bedel üzerinden rayiç bedel belirlenerek satışa çıkarılacaktır. Birbirine sınır ancak ayrı ayrı ilçelere bağlı köylerdeki taşınmaz rayiçleri bazen 2 kat, 3 kat farklı tespit edebileceklerdir. Kanunun 6'ncı maddesinde idarece tespit edilen satış bedelini itiraz ve dava konusu yapmaksızın kabul edenlere satış yapılacağı belirtilmiştir. Öte yandan İstanbul dâhil birçok yerde emlak vergisi değerleri rayiç değerin üzerindedir.

Mademki bu düzenleme ülkemizde çok önemli ve kangren hâline gelmiş önemli bir problemi çözecek olan âdeta tasfiye niteliğinde bir yasadır, o zaman bu yasanın uygulanabilirliğinin de çok yüksek olması gerekir. Aksi takdirde bu yasa belirli yerlerdeki problemi çözecek durumda düzenlenir ise bu problemin sona ermesi bir tarafa, eskisinden daha karmaşık ve içinden çıkılamayacak yeni sorunlara yol açabileceğini unutmamak gerekir.

Şimdi, soruyorum sizlere: Anamur Ormancık, Bozyazı Dereköy, Aydıncık Karadere, Gülnar Eski Yörük, Silifke Mağara, Mut Narlıdere, Erdemli Toros, Tarsus Keşli köyünün bulunduğu yerler gibi köylerde yaşayan vatandaşımıza atasından, dedesinden beri kullandığı bu yerleri rayiç değer veya yarı fiyatıyla satmaya kalkarsanız hüsrana uğrarsınız; "Almazlarsa başka şekilde değerlendiririz." de diyemezsiniz çünkü oralara başkasının gelip sahip olması, başka bir deyişle kullanmaya kalkması hukuken mümkün olsa bile fiilî olarak mümkün değildir. Zira, bu durumda sosyal barışı da bozarsınız. Onun için, düzenlemede, belirttiğim köylere benzer alanlardaki bahse konu 2/B alanlarını mutlaka kullanıcısına vermenin yolunu iyi düşünerek bulmak zorundayız. Bu alanların hak sahipleri zaten çoğunlukla fakir orman köylüsüdür. Dolayısıyla, zaten fakir olan bu kesimin desteklenmesi esprisine uygun olarak sembolik bir bedel belirlenmelidir. Bu rayiç değerinin yüzde 10 veya yüzde 20'si kadar olabilir. Başvuru bedeli 500 TL'ye düşürülmeli, vadeli satış süresi de dört yıl değil on yıl olarak düzenlenmelidir.

2/B arazilerinin dağılımı incelendiğinde, 216.640 hektarı kıyı şeridindeki rantı yüksek arazileri kapsadığı görülmektedir. Bu kapsam dışında kalan, özellikle orman vasfını yitirmiş araziler çiftçilerimize, yörenin orman köylüsüne ve kooperatiflerine rayiç bedeli üzerinden kıymet takdiri yapılarak satılmalıdır diyor, yüce Meclisi saygılarımla selamlıyorum. (MHP sıralarından alkışlar)