| Konu: | 2013 YILI MERKEZÎ YÖNETİM BÜTÇESİ VE 2011 YILI MERKEZÎ YÖNETİM KESİN HESAP KANUNU TASARISI |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 41 |
| Tarih: | 15.12.2012 |
BDP GRUBU ADINA HASİP KAPLAN (Şırnak) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bütçe görüşmelerini yapıyoruz. İşte muhalefet olarak değerlendirmeye çalışıyoruz, denetim yapmaya çalışıyoruz ama milattan önce 3000'lerde Ninova kentinde, taa o zamanlarda eski Mısır, Yunan ve Roma medeniyetlerine kadar kamusal hesaplar kontrol altındaydı, kontrol ediliyordu. Buraya geldik, 21'inci yüzyılda bu Parlamentoda kontrol edemiyoruz. Şimdi, Enerji Bakanlığının neresini kontrol edeyim? Bağlı kontrol şirketlerinin büyük bölümünün kamu iktisadi teşebbüslerinde bütçeleri görüşüldü, komisyonda görüşüldü zaten. Sonra, her gün bir ülkeye gidiyor; bir ülkeye gidiyor -Rusya'dan yeni döndü- nükleer santral görüşmeleri yapıyor, bir yere gidiyor termik santral görüşmeleri yapıyor, bir yere gidiyor, bir bakıyorsunuz ilginç uluslararası ilişkiler ortaya çıkıyor. Dikkat edin, Türkiye'de enerji politikası olmazsa enerji artı güvenlik denklemini çözemezsiniz, bütün olay bu.
Kürt sorununun Orta Doğu'da çözülmesinde enerji problemi vardır, açık söylüyorum. Bakın, Irak Kürdistan'ında -öyle Kuzey Irak falan yok arkadaşlar, oranın adı Kürdistan Federal Yönetimi'dir, Başkanı da Barzani'dir- oradaki petrol şirketleriyle Enerji Bakanlığı daha yeni yeni anlaşmalar yaptı, aramalara başladı. Haa, Sayın Bakan bu şirketlerin ortakları kimlerdir, herhâlde bize açıklar diye düşünüyorum.
İki: Suriye'ye kafayı taktık. Suriye olayını öyle basite almayın arkadaşlar. Beşar Esad'ın durumuna bakın, Suriye olayında, bir diktatör yönetiminin gidip yerine bir halk yönetiminin, demokrasinin gelmesi arayışının ötesinde enerji vardır. Suriye, Lübnan ve İsrail'in, Doğu Akdeniz sahilinden Kıbrıs'ın güneyine ve kuzeyine baktığınız zaman o havza petrol ve doğal gaz alanıdır arkadaşlar. İşte dünyanın yeniden dizaynında Akdeniz havzası, Kıbrıs bu riskin, bu petrol olayının ortasındadır. Hatta dikkat edin, Rum kesiminin şirketlerine dikkat edin, Amerikalı vesayet şirketleridir. Türkiye'nin şirketlerine dikkat edin, Türkiye Petrolleri Anonim Ortakları daha yeni, 2012'de Kıbrıs'a petrol aramaya gittiler. Allah sizden razı olsun, yani Rumlar orada kuyu kazmasa sizin aklınıza gelmeyecek oraya gitmek.
Türkiye petrol haritasına bakın. Güneydoğu bölgesi -petrol haritası olarak söylüyorum- Gürcistan'dan, Artvin'den Karadeniz şeridi, Bulgaristan'a kadar giden o şerit petrol alanları olarak, doğal gaz alanları olarak geçer. Bunun dışında da denizlerimizde yerel kaynak için yüzde 1 araştırma sondaj kuyuları koymuş yine Enerji Bakanlığımız. Güneydoğu'da, Şırnak'ta, sınırda sıfır kilometre düz arsada -Maden Araştırma Komisyonunu getirdim oraya- 1.500 metrede doğal gaz çıkıyor, 2 bin metrede petrol çıkıyor, ondan sonrası da karbondioksit. Suriye de karşı taraftan çıkarıyor. Bizimkiler yeni yeni 2-3 kuyu koydular. Hani mayınları temizleyecektik, o mayınlı alanlara kuyular açacaktık; yok.
Şimdi, Şırnak kömürlerinden TKİ hemen çekildi, özel sektöre. Özel sektörden çekildi, redevans sistemini kâra çevirmek için yüzde 23,5'tan, valilik alıp Ciner grubuna veriyor. Ciner Grubu alıyor, Çin'lilerle anlaşıyor, termik santral kuruyor. Termik santral kuruyor, on beş sene elektriği ödeme taahhüdünde bulunuyor devlet, şu kadarını ödeyeceksiniz? Bakın, 3 tane daha termik santral, 6 tane başvuru var. Şırnak'ın oksijenini bitirmek için her tarafa 1 tane termik santral yapmak istiyorlar. BOTAŞ'lardaki küçük, 10 numara yağ yakan santralleri saymıyorum.
Şimdi, enerji politikası bu ya. Ee, kömür var orada. Kömürü o zaman çıkar. Vatandaş yüzde 23,5 redevans ödüyor, Ciner Grubuna yüzde 5 ödüyorsunuz. Ne güzel iş kardeşim ne güzel iş!
Şimdi, Mersin Akkuya'da yapılan santrale bakın. Kaç sentten elektrik on beş seneliğine garantiye alındı? Bir hesap etsenize. Dünya maliyetleriyle karşılaştırın. Türkiye'yi hem fiyatta zarara uğratıyorsunuz hem çevreyi kirletiyorsunuz. Yetmedi, Sinop'ta başladınız. Arkasından İğneada'da bir termik santral vardı, onların bununla mücadelesi sürerken, termik santral, eski nükleer santral devreye girmeye başladı.
Ya, bu ülkenin her tarafına dışarıdan şirket götürüyorsunuz santral kurmaya. Bir de her tarafından borular geçiriyorsunuz; Azerbaycan'dan, Rusya'dan, İran'dan, Katar'dan. Katar bak, çok dikkat edin bu enerji hattına. Katar doğal gazının yüzde 60'ının Türkiye'den Kerkük petrol boru hattına paralel geçirilmesinin hesabı yapılıyor. Onun için Orta Doğu'da Sünni bir eksen, Amerika ekseni, Katar, Suudi Arabistan, Türkiye. Artı karşısında Şii ekseni var; İran, Maliki, Rusya ve Çin. Şimdi, bu denklemi algılayamadığımız zaman Türkiye'nin bakanlığının bütçesini burada konuşmanın bir anlamı yok. Ee, bakanlığın bütçesi 3-5 milyar lira bütün kuruluşlarıyla. Ya kardeşim, bu bütçe her zaman 70 milyar lira ithalat yapıyor enerji alanında; doğal gaz, petrol ithalatı yapıyor. Yüzde kaç üretiyor? Bütün kömürü, doğal gazı, Batman'daki, Raman'daki çıkan petrol, hepsi dâhil, dörtte 1 etmiyor. Yani, arkadaş, ithal enerji politikası yanlıştır. İthalatla bu ülke açığını kapatamaz, cari açığını. Bir gün bir sorun çıktı İran vanayı kapattı. Ambargo var diye İran'a altın gönderiyoruz petrol, doğal gaz karşılığında. Sayın Bakan "Patates de göndereceğiz." dedi.
Şimdi, bunun Türkiye'ye yansıması ne oluyor? En yüksek benzini Türkiye satıyor. Nasıl satıyor? Bakın, en yüksek ÖTV? Avrupa Birliği Bakanı da burada, incelemiştir eminim. ÖTV ortalamasında benzin yüzde 75, motorin yüzde 64, LPG yüzde 299 daha yüksek Avrupa Birliğinden. Avrupa Birliğine girmeye çalışıyoruz. Ee, bu vergiler düşecek. Onun için girmek istemiyorsunuz zaten. Bu rapor böyle geliyor.
Şimdi dikkat edin. Elektrik hırsızlığında bu Ankara Büyükşehir BOTAŞ'a bir takmıştı bilmem kaç milyar borç. Önce beş sene ötelediler, sonra özelleştirdiler, ona formül buldular. En büyük hırsızlıklar, bakın, dikkat edin.
Şimdi, GAP'tan yüzde 48 elektrik alıyorsunuz, kırk yıllık projeden bölgeye bir kuruş yatırım gitmiyor, onun üzerinden sulama konusunda kırk yılda 300 bin hektarı geçmiyorsunuz. Doğayı tahrip, HES'ler -şeyler hariç- güneş, rüzgâr, termal, bunların hiçbirisi bu Mecliste planlanmıyor arkadaşlar. Şirketler, bu kriz sonrası iştahları kabardı, Türkiye'ye çullandılar. Allianoi'den Rize derelerine, Karadeniz'den İç Anadolu'ya madenlerdeki, altın madenlerinden tutun Munzur'a, Munzur'dan tutun Hasankeyf'e ve her tarafta?Ve en kötüsü 48 bin ruhsatla dolaşan çantacılar var. Bu çantacılar bir şirkete satıyor, o şirket bir taşerona satıyor. Şimdi onlar birbirine girmiş. Şırnak'taki güvenlik barajında ikide bir olay oluyor diyorlardı. Bir araştırdım, şirketin biri almış, baraj, yapmış bir taşerona vermiş. Birbirlerine girmişler, oradaki korucularla birbirlerini tehdit edip mahkemelik olmuşlar. Ve oradaki olayları da PKK yaptı diye basına veriyorlar. Ya, bu kadar aymazlık olmaz arkadaşlar. Bunların hepsi? Doğal gazda yaşananları dikkate aldığımız zaman ulusal bir politikanın netleşmesi lazım enerji konusunda.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
HASİP KAPLAN (Devamla) - Zaman az, bora değinemedim ama bunu bu şekilde götürmek mümkün değil diye düşünüyorum.
Saygılarımla. (BDP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkürler Sayın Kaplan.