| Konu: | TOPLU İŞ İLİŞKİLERİ KANUNU TASARISI |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 7 |
| Tarih: | 11.10.2012 |
MUSA ÇAM (İzmir) - Sayın Başkan, Türkiye Büyük Millet Meclisinin saygıdeğer üyeleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Şimdi, verdiğimiz önergede şunu söylüyoruz arkadaşlar: Hükûmetin getirmiş olduğu önerge diyor ki: "İşçi kuruluşunda yönetici olduğu için çalıştığı iş yerinden ayrılan işçinin iş sözleşmesi askıda kalır." "İşçi kuruluşunda yönetici olduğu için..." diyor. Ne demek, "işçi kuruluşu" ne demek arkadaşlar? Yani sendikaya bile tahammül edilemiyor, sendika yöneticiliğine bile tahammül edilemiyor burada ve biz bunun düzeltilmesi gerektiğini? Çünkü konuştuğumuz konu sendikalar ve toplu sözleşme kanunu, burada mutlaka işçi sendikası yahut da şubesinin mutlaka belirtilmesi gerekiyor ama Hükûmetin getirmiş olduğu kanun teklifinde "işçi kuruluşu" diyor. Burada "kuruluş" doğru bir terim değil, doğru bir kelime değildir. Bunun mutlaka "sendika" ve "şube" olarak değiştirilmesi gerekiyor Sayın Bakanım.
Sayın Bakanımız?
İZZET ÇETİN (Ankara) - Hükûmet uyuma!
MUSA ÇAM (Devamla) - "İşçi sendikası ve şubesinde" diye değiştirilmesi gerekirken ama Sayın Bakan buna katılmadığını söylüyor.
Sayın Bakan dinlemiyorsa, katılmıyorsa bu nasıl olacak arkadaşlar? Dolayısıyla, burada sendikaya bile tahammül edilemiyor, "sendika" cümlesine bile tahammül edilemiyor ve ne yazık ki katılmadığını burada söylüyor.
İkinci fıkrada da diyoruz ki arkadaşlar: "İş sözleşmesi askıya alınan yönetici; sendikanın tüzel kişiliğinin sona ermesi, seçime girmemek, yeniden seçilmemek veya kendi isteği ile çekilmek suretiyle görevinin sona ermesi hâlinde, sona erme tarihinden itibaren bir ay içinde ayrıldığı iş yerinde işe başlatılmak üzere işverene başvurabilir. İşveren, talep tarihinden itibaren bir ay içinde bu kişileri o andaki şartlarla eski işlerine veya eski işlerine uygun bir diğer işe başlatmak zorundadır." Yani sendika yöneticiliği bittiği andan itibaren bir ay içerisinde işçi başvurduğu takdirde, tekrar eski işine iade edilmesi gerekir. Bunu talep ediyoruz ama Hükûmetin getirmiş olduğu teklifte, bu kişiler süresi içinde işe başlatılmadığı takdirde, iş sözleşmeleri işverence feshedilmiş sayılır. Yani sendika yöneticiliği görevinde bulunmuş olan sendika yöneticisi görevi bittiği takdirde, iş yerine geri dönmek için bir ay içerisinde müracaat ettiğinde, normal koşullarda tekrar eski işine iade edilmesi, göreve başlatılması gerekiyor. Ama işveren keyfî olarak o sendika yöneticisini işe başlatmadığı takdirde bir ay içerisinde otomatikman feshedilmiş olacak arkadaşlar. Dolayısıyla, işçinin geleceği ve kaderi işverenin iki dudağı arasında ve patronun iki dudağı arasında kalmış oluyor. Bu kabul edilebilir bir anlayış değildir ve bu uluslararası sözleşmelere, 87 ve 98 no.lu sözleşmelere aykırıdır ve işçinin, sendika yöneticisinin mutlaka tekrar iş yerine geri dönmesi ve işe başlatılması gerekiyor ama bu düzenlemeyi bu şekilde kabul ettiğiniz takdirde, o sendika yöneticisinin ve işçinin tekrar iş yerine geri dönmesi mümkün olmayacaktır. Bunu kabul etmemeniz ve bu düzenlemeyi bizim vermiş olduğumuz önerge doğrultusunda kabul etmeniz gerekiyor.
Bakın arkadaşlar, 12 Eylül 2010 tarihinde "40 Soruda Anayasa" diye kitap bastırdınız, Türkiye'nin her tarafına dağıttınız ve yüzde 58 oy aldınız. Ne diyor burada arkadaşlar? "İnsanları ekmekle özgürlük arasında tercihe zorlayan anlayışa son vermeye `Evet' demektir" diyorsunuz, "Üstünlerin hukukundan hukukun üstünlüğüne geçmeye `Evet' demektir." Mademki bu kadar demokrasiyi savunuyorsunuz, bu kadar hukuku savunuyorsunuz, bu kadar insan haklarını savunuyorsunuz, o zaman sendika yöneticiliği bitmiş olan bir işçinin de iş yerine geri dönmesi konusunda onun kararını patronun iki dudağı arasına terk edemezsiniz. Keyfî uygulamaya bırakmamanız gerekir diyorum ve bir kez daha bu önergenin lehinde oy kullanmanızı talep ediyor ve istiyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum. Ancak bilmelisiniz ki, bu yasayla işçilerin yüzde 57'sinin toplu sözleşme hakkını kullanamayacağını bir kez daha sizlere hatırlatmak istiyorum arkadaşlar. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum.