GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 2013 YILI MERKEZÎ YÖNETİM BÜTÇESİ VE 2011 YILI MERKEZÎ YÖNETİM KESİN HESAP KANUNU TASARISI
Yasama Yılı:3
Birleşim:41
Tarih:15.12.2012

AİLE VE SOSYAL POLİTİKALAR BAKANI FATMA ŞAHİN (Gaziantep) - Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım;  Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı olarak 2013 bütçesini açıklamak üzere huzurlarınızdayım. Yüce heyetinizi saygıyla, sevgiyle selamlıyorum.

Yola çıkarken "Önce insan." dedik, "İnsanı yaşat ki devlet yaşasın." dedik. İnsanı merkeze alarak "Ekonomimizi insan için, hukukumuzu insan için, demokrasimizi insan için; politikamızı ve stratejilerimizi insan merkezli yapacağız." dedik ve Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı olarak, önce ekonomik kalkınmayı, ülkenin kaynaklarını büyütmeyi, ülkenin kaynaklarına da, 74 milyona hiçbir bölge ayrımcılığı yapmadan, herkesin birinci sınıf vatandaş olduğu bir Türkiye'yi hedefleyerek yolumuza başladık.

Geldiğimiz noktada yoksullukla mücadele en temel mücadele alanlarımızdan bir tanesiydi. Bugün değerli sözcülerimizin söylediği uluslararası kriterleri de göze alarak "Buradaki geldiğimiz durum nedir?" diye baktığımız zaman "Gini katsayısı" dediğimiz, özellikle gelir dağılımı adaletsizliğini gösteren katsayı uluslararası kriterlerde en temel kriterdir. Burada gelir dağılımını en iyi düzelten OECD ülkeleri arasında olmuş ve burada zengin ile fakir arasındaki farkı 18 kattan 12 kata azaltmış bir on yıllık süreci yaşadık.

SÜLEYMAN ÇELEBİ (İstanbul) - En kötü 3'üncü ülkeyiz.

AİLE VE SOSYAL POLİTİKALAR BAKANI FATMA ŞAHİN (Devamla) - Şimdi, bundan sonra ne yapmayı planlıyoruz? Bütüncül bir bakış açısı içerisinde, arz ve talep dengesini göze alarak ve TÜBİTAK'la iş birliği yaparak, bilimi ve aklı kullanarak bu kaynakları, adil bir şekilde, şeffaf bir şekilde, hesap verebilir bir şekilde ve istihdamı özendirici bir şekilde kaynaklarımızı harcamaya devam edeceğiz.

Bugün e-devlet sistemini en iyi kullanan bakanlıklardan birisiyiz. SOYBİS sistemini hayata geçirdik. 14 ayrı kurumdan 28 modülü, bir düğmeye basarak 20 milyon hanenin ekonomik ve sosyal analizini yapabiliyoruz. Bugün -2022- primsiz ödemelerle, bugün evde bakım bağlantısını da yaparak, veri analizlerini de koyarak, biz bu bütüncül bakışı bilimsel bir şekilde güçlendirmeyi başardık. Şu andaki hedefimizi -Sevgili Demirel hedefi olmadığını söylüyor Bakanlığımızın-  ben Sayın Demirel'e söylüyorum: Biz, sosyal yardımlar ve sosyal hizmetleri de tek çatı altında birleştiren Aile Bilgi Sistemi'ni de bu network'ün içerisine alarak bütüncül bir bakışla da 2023 vizyonumuzu koyuyoruz.

Sosyal yardımlarla ilgili adaletli kalkınma hamlemize devam ederken, biz Adalet ve Kalkınma Partisi olarak muhafazakâr demokrat bir partiyiz,

aile değerlerini önemsiyoruz. Ailenin güçlü olmasını, ailenin tek vücut, mutlu bir şekilde kalmasını ve aile bireylerinin -kadın, çocuk, erkek- huzurlu, mutlu bir şekilde kalmasını güçlü bir toplumun temeli olarak görüyoruz.

Dün milletvekili arkadaşlarımızla, Milliyetçi Hareket Partisinden, Cumhuriyet Halk Partisinden milletvekili arkadaşlarımızla Viyana'daydık. Oradaki aile bakanının bana söylediği çok acı bir itiraf vardı. "Sayın Bakanım, biz ülkemizde 2 çocuklu anne baba aile yapısını özlüyoruz. Biz bunu sağlamak için akıntıya kürek çekiyoruz." dedi.

Değerli arkadaşlar, bunun için evlilik öncesi eğitimlerimizi güçlendiriyoruz, bunun için boşanmak için başvuran eşlerin danışmanlık ve destek hizmetlerini güçlendiriyoruz çünkü yaptığımız araştırmalarda ve analizlerde ortalama bizim her yıl? Bu, 2001 krizinde, bizim teslim aldığımız 2001 krizinde en yüksek boşanma oranı; 140 bin civarı. Onun dışında, son on yıla baktığınız zaman, 550 bin ila 650 bin kişi evleniyor, ortalama da 100 bin ila 120 bin ailemiz boşanıyor ama enteresan bir veri var: Bunun yüzde 80'i yeniden evlenirken, yüzde 14'ü de yeniden eski eşiyle evleniyor. Oradan bize, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı olarak bu ailelere destek vermemiz, bu aileleri rehabilite etmemiz, bu ailelerin bozulmadan, dağılmadan, kırılmadan bir arada kalacağı sistemleri güçlendirmemiz gerektiği araştırmalarla net bir şekilde ortaya konuluyor.

Bir taraftan ailelerimizi güçlü tutmak ama bir taraftan da kadının statüsünü yükseltmek en temel hedefimiz. İşte o yüzden şartlı nakit, o yüzden şartlı eğitim nakdi, o yüzden şartlı sağlık nakdinde 2 milyon çocuğun eğitimden destek... Yani yoksulluk eğitimin önünde engel olmasın diye destekledik. 1 milyon çocuk sağlık hizmetinden istifade etti. İşte o yüzden bugün anne ve bebek ölüm hızı oranlarını en hızlı düşüren 10 ülkeden birisi olduk. İşte o yüzden bugün temel eğitimde kız çocuklarıyla erkek çocuklarına eşit bir şekilde eğitim fırsatı veren bir ülke olduk.

Sayın Tuncel'in, burada sosyal yardımlarla ilgili eleştiriyi yaparken bu rakamlara dikkat etmediğini, bu rakamlardan da en çok doğu ve güneydoğudaki kadınlarımızın, kız çocuklarımızın istifade ettiğini onun dikkatine sunmak istiyorum.

Biz, Kürt kökenli kız kardeşlerimize, Türk kökenli kız kardeşlerimize, etnik milliyetçilik yapmadan, eşrefi mahlukatsa, insansa ve hak ediyorsa gerekli bütün desteği vereceğiz diye yolumuza devam ettik, bundan sonra da bu ayrımcılığı yapmadan yolumuza devam edeceğiz.

Şimdi, önümüzdeki hedefimiz, yeni hedefimiz, ekonomik olarak kadınlarımızın güçlenmesini istiyoruz. Ailelerle istihdamdaki kadın oranını yükseltebilmemiz için iş hayatı ile aile hayatını uyumlu bir şekilde uyumlaştırmak istiyoruz; onun için de kreş ve çocuk bakımevleriyle ilgili sistemi güçlendiriyoruz, proje desteklerimizi bu alanda yönlendiriyoruz. İlgili bakanlıklarla yaptığımız çalışmada -bugün organize sanayisi olan milletvekillerimiz çok iyi bilirler- kreşlerin açılmasına başladık ve sosyal sorumluluk projelerinde de kreş desteğini önemsiyoruz. İlk kez, Türkiye Cumhuriyeti tarihinde ilk kez, verilen teşviklerle istihdamda kadın oranını yüzde 30'a çıkardık.

Yarı zamanlı esnek çalışma modeli, şu anda, yine -dün geldiğimiz- Viyana'da yüzde 40; toplam yüzde 60 oranında istihdamda kadın oranı, bunun yüzde 40'ı esnek çalışma. Esnek çalışma modelini bütün dünya kullanıyor, biz de alternatifler sunmak istiyoruz; tam çalışmak istiyorsa tam çalışsın, yarı zamanlı çalışmak istiyorsa yarı zamanlı çalışsın. Önemli olan, onun sosyal güvenlik ayağını tamamlamaktır ve herkese bu alternatifleri güçlü bir şekilde sunabilmektir.

Kadına yönelik şiddetle mücadelemiz sıfır tolerans olarak yolumuza devam ediyor. Ben, hepinizin huzurunda, yurt dışındaki gittiğim her yerde de bu Parlamentoyu övüyorum. Bu Parlamentonun, kadın meselesinde, kadına yönelik şiddette nasıl tavır koyduğunu ve hızlı bir şekilde bu yasanın çıkarılmasında nasıl başarılı olduğumuzu anlatıyorum.

Bir şeyi daha özellikle belirtmek istiyorum değerli kardeşlerim, sayın milletvekillerim. Burada, İstanbul Anlaşması'nı, Avrupa Konseyinin kadına yönelik şiddetle ilgili anlaşmasını ilk onaylayan ülke biz olduk ama başka bir şey daha var. Bugün, biraz önce Sayın Bakanımızı dinledik, girmek hedefinde olduğumuz Avrupa Birliği ülkeleri diyorlar ki: "Biz bu anlaşmayı imzalarsak -şu anda mali kriz var- bize bunun maliyeti olacak. O yüzden, biraz bekleyelim, krizimizi çözelim, anlaşmayı ondan sonra imzalayalım." Biz çekincesiz bir şekilde bunu imzaladık ve iç hukukumuzu da buna göre koyduk.

Tabii ki yasalar her şeyi çözmüyor, tabii ki akşamdan sabaha bunlar düzelmiyor ama burada bir irade, en tepedeki bir irade, kadına yönelik şiddet toplumsal bir sorundur ve gereği yapılmalıdır iradesi varsa bu mücadele sonuna kadar devam edecektir. Burada bizim en son yaptığımız yasada çıkardığımız teknik takip sisteminin 2 ayrı ilde pilot çalışması devam ediyor. Son, geçen hafta çıkardığımız, 14 ilde açtığımız "Kozalar," şiddet izleme merkezleri yasanın bize verdiği kurumsal altyapıdır.

Değerli arkadaşlarım, son bir yılda -hep eleştirilen- kadın konukevi yatak sayısını 1.000'den 1.800'e çıkardık yani son bir yılda 800 yatağı artırarak bugün huzurlarınızdayım. Hedef bu. Bundan sonra da nüfusu 100 binin üzerinde mecburi hâle gelerek, bunun 2 katına çıkmasıyla ilgili bütün tedbiri alıyoruz.

Yalnızca sayıyla işimiz yok, içerik bakımında da yeni yönetmeliğimizi hazırladık, Başbakanlığa gönderdik. İçeriğine baktığınız zaman da oraya gelen bütün kadınlarımızın ihtiyacı olan meslek kursları, hukuki destek, psikososyal destek, her türlü desteğin verildiği yeni bir altyapıyı da hayata geçiriyoruz.

"Önce çocuk." diyoruz. Biz Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı olarak 24 milyon çocuğun strateji belgesini hazırladık, izleme kurullarımızı sivil toplumla beraber oluşturduk. Kurumlarımızda 14 bin evladımız var. Bunların koğuş sisteminden hızla çıkması için planlamamızı yaptık. Bugün o 14 bin çocuğumuzun 3 bini sevgi evine, 3 bini çocuk evine yerleşti. İnşallah, 2014'ün sonunda da bütün koğuş sistemini kapatacağız ve koruyucu aileyle, evlat edindirme sistemini de güçlendirerek sıcak yuvanın, yalnızca fiziksel ihtiyacın değil? İnsanoğlu maddi ve manevi ihtiyaçlarıyla bir bütün. Hele bu bir çocuksa şefkate, sevgiye çok daha ihtiyacı var. O ortamları sağlayacağımız yapısal dönüşümleri hızla yapıyoruz. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

8 bin çocuğumuzu, mali destek vererek annelerinin yanına gönderdik. 36 bin çocuğumuza mali destek veriyoruz.

Engellilerimiz bizim özel kardeşlerimiz, vatandaşlarımız. Biz "İsim önemli değil." diyoruz ama isim algıyı oluşturuyor. İsim negatif algıyı oluşturduğu zaman zihinsel dönüşüm zor oluyor. İşte, o yüzden biz, "çürük", "sakat", "özürlü" kelimelerinin hepsini kaldırdık, yüze yakın yasayı yeniden inceledik ve Anayasa başta olmak üzere -Anayasa'yla ilgili de diğer partilerimizin de olumlu görüşünü alarak- "engelli" olarak değiştiriyoruz.

Burada engellilerimizle ilgili, değerli kardeşlerim, değerli milletvekili arkadaşlarım, size bir rakamı vermek istiyorum: 2007 yılında 37 bin kardeşimiz evde bakım alıyordu. Bugün 400 bin kardeşimiz evde bakım alıyor.

Asgari ücret: Eğer özel bir rehabilitasyon merkezinden de bakım alıyorsa iki asgari ücretten bu desteği alıyor.

Önümüzdeki yeni hedefimiz, ulaşılabilirlik ve istihdamdaki bütün boş kadroları doldurmak. Geçen yıl 5 bin kadroyu doldurarak huzurlarınıza geldik. Özel alanda, özel istihdamda 37 bine ulaşarak huzurlarınıza geldik.

Engellilerin girişimci olmasıyla ilgili, Bakanlığımızla, KOSGEB'le çalışmayı başlattık. Korumalı iş yeriyle ilgili sistemi 2013'te güçlendiriyoruz.

Ulaşılabilirlilikle ilgili süreçte de bir yıllık uzatmanın sonunda bizim yaptığımız şey, engellilerimiz mahkeme mahkeme dolaşmasın. Buradan gelen kaynağı da yine engellilerimize kullandıracak şekilde, altıncı ay itibarıyla sivil toplumla beraber bir kurul oluşturduk. Yapanla yapmayanın ayırt edildiği, ulaşılabilirliği çözenle çözmeyenin birbirinden ayırt edildiği yeni bir sistemi de hayata geçiriyoruz.

Şehit yakınları ve gazilerle ilgili de yine bu Parlamentoya çok teşekkür ediyorum. Bir gecede, torba yasanın içinde 22 maddelik önemli bir yasayı hayata geçirdik. Geçen hafta İçişleri Bakanımız yönetmeliği de imzaladı ve inşallah, ikinci istihdam hakkı hızlı bir şekilde elde edilecektir.

Yalnız, bu eşi vefat edenlerle ilgili yaptığımız çalışmada yine Sayın Demirel'in "Neden Eskişehir'e Gaziantep'ten daha az veriyorsunuz?" şeklindeki bir eleştirisini hep beraber dinledik. Anladığım kadarıyla, Sayın Demirel bizim sistemimizin nasıl çalıştığını bilmiyor. Bize mütevelli heyetleri başvuru odaklı geliyor; 6 atanmış, 6 seçilmiş -orada belediye başkanı, vali var, sivil toplum var ve hayırsever var- gelen başvuruyu değerlendiriyor ve eğer o kriterlere -biz yalnızca kriterleri sunuyoruz- uygunsa veriyor.

Bakın, şimdi, Gaziantep'te de gelen başvuruların yüzde 80'i olumlu bir şekilde değerlendirilmiş, Balıkesir'de de yüzde 80'i değerlendirilmiş, Bingöl'de yüzde 92'si değerlendirilmiş. Eğer eşi vefat eden kadın sayısı Eskişehir'de azsa bunda Fatma Şahin olarak benim bir sorumluluğum olabilir mi değerli arkadaşlarım? (AK PARTİ sıralarından "Bravo" sesleri, alkışlar) O yüzden, yapıcı eleştiriler başımız üstüne.

Yine Sayın Demirel, bana Kilis'e gitmemi söyledi. Ben 2 defa Kilis'i ziyaret ettim. Kilis'in kampına girdiğiniz zaman karşınızda bir levha yazar "Aile ve Sosyal Politikalara Bağlı Kreş" diye. Şu anda Kilis'in içerisinde 10 adet kreşimiz var. 30 tane bu konuda uzmanımız o çocukların -Suriye'den gelen çocuklarımızın- kreş ihtiyaçlarını veriyorlar. Burada, 500 kapasiteli kreş ihtiyacımızı orada karşılıyoruz. Gençlerimiz için sosyal hizmet merkezleri açtık, kadınlarımız için meslek kursları açtık.

Sayın Demirel'le beraber ben Kilis'e gitmeyi, hep beraber gitmeyi ve orada yaptığımız çalışmaları yerinde ona anlatmayı çok daha uygun görüyorum eğer kendi müsait olursa.

Yani, değerli arkadaşlar, biz neyi niçin yaptığımızı çok iyi bilen bir iktidarız, neyi niçin yaptığımızı çok iyi bilen insanlarız. Eksiklerimiz var, başımız üstüne; yapıcı bir eleştiriniz varsa, başımız üstüne; ama bana Kilis'e gitmeyi, bana eşi vefat edenlerle ilgili "Neden Eskişehir'e bu kadar destek vermiyorsunuz?" şeklinde bir eleştiriyi de ben hem kamuoyuna hem Parlamentodaki milletvekillerinin vicdanına bırakıyorum.

Hepinizi saygıyla, sevgiyle selamlıyorum; bütçemizin hayırlı uğurlu olmasını temenni ediyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkürler Sayın Şahin.