GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: ÇORUM İLİNDEKİ ŞEKER FABRİKALARININ ÖZELLEŞTİRİLMESİ NEDENİYLE YAŞANAN SORUNLARA, ÖZEL YETKİLİ MAHKEMELERDE YAPILAN YARGILAMALARA VE UZUN SÜREN TUTUKLULUK İDDİALARINA İLİŞKİN
Yasama Yılı:2
Birleşim:25
Tarih:29.11.2011

TUFAN KÖSE (Çorum) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; gündem dışı sözü ben özel mahkemeler ve uzun süren tutukluluklar için aldım ama ondan evvel, bu hafta sonu Çorum'daydım, oradan biraz sizlere bahsetmek istiyorum.

Tam bundan seksen beş yıl önce, 26/11/1926'da ülkemiz ilk defa Türk şekerini üretti, seksen beş yıl üç gün sonra da bugün maalesef memleketim Çorum'un da içinde bulunduğu şeker fabrikaları özelleştirilmekte, hem de hiç uygun olmayan, mahkemelerin birkaç kez iptal ettiği bir şartnameyle özelleştirilmekte maalesef.

Şeker terbiyesini aldıklarını söyleyen şeker fabrikasının çalışanları şeker gününde bizleri fabrikaya davet ettiler, gittik, gördük, hakikaten tamamının gözleri dolu, bu özelleştirmeden gerek fabrika çalışanlarının gerekse milyonlarla ifade edilen tarım işçisinin, çiftçinin, nakliyecinin ve hayvancının bu işten geri dönülmez bir biçimde zarar göreceğini söylüyorlar. Ben burada tarihe bir not düşmek istiyorum: Lütfen, bu özelleştirmeyi yapan Bakanlar Kurulu, ilgili bakanlar, Özelleştirme İdaresi, bir kez daha düşünün. Şekerin ülke ekonomisine 3 milyar dolardan fazla katkısı var, 10 milyona yaklaşan insan şekerden ekmek yemektedir. Sözlerimi uzatmayacağım, bu konu bizim gündemimizde devam ediyor. Daha sonra tekrarlayacağız, bu konuda söyleyeceğimiz önemli şeyler var.

Yine Çorum'da -değerli arkadaşlarım, bu çok önemli, eğer bunu dikkatle dinlerseniz- Çorum Belediye Başkanı 2009 yılında bir kamu kuruluşundan yönetim kurulu üyesi olarak almakta olduğu maaşı hacizli olarak geldi Çorum'a, maaşları hacizliydi. İki yılı aşkın süredir Çorum'da Belediye Başkanının imar ve ihale işlerinde yaptığı yolsuzluklar dedikodu olarak dolaşıyordu. Ama 15 Kasımda yerel basındaki bir gazeteci bu işi dedikodu olmaktan çıkarttı ve iddialı bir hâlde Çorum kamuoyunun bilgisine sundu. Bir süre Çorum kamuoyunu oyalayan Belediye Başkanı 2009'da maaşı hacizli olarak geldiği Çorum'da bir hazır beton santraline ortak olduğunu açıklamak zorunda kaldı. Ben Belediye Başkanımızı suçlamıyorum buradan. Belediye başkanları şehir eminleridir, en güvenilir insanlardır. Değil hakkında iddia olması, dedikodu bile çıkmaması gerekir diye düşünüyorum. İçişleri Bakanlığından da özellikle burada rica ediyorum, talep ediyorum: Cumhuriyet Halk Partili belediyelerin kapılarında neredeyse maaşlı memur gibi çalışan müfettişlerinden bir kısmını da Çorum Belediyesine göndersin de Çorum kamuoyu da Çorum Belediyesinde neler dönüyor, bunları öğrensin. Özellikle bunu istiyorum.

Değerli arkadaşlarım, hukuk bir gün herkese lazım olacak. Bu çok önemli ve tarihsel bir sözdür. Konuya yalnızca hukuk penceresinden bakarsak hep beraber demeliyiz ki: "Hukuk devletinin varlığı ve hukukun üstünlüğü için özel görevli mahkemeler bir başka isim ve görünümde devam ettirilmeden mutlaka ve hemen kaldırılmalıdır."

Darbe veya olağanüstü dönemlerde iktidar gücünün uygulayıcısı olarak devreye sokulan olağanüstü mahkemeler, maalesef 2005 yılında CMY'nın, Ceza Muhakemeleri Yasası'nın 250'nci maddesinde yapılan değişiklikle bugün ülkemiz için olağan mahkemeler hâline gelmiştir.

Hepimiz tüm toplum olarak izliyoruz, belki bir kısmımız şimdilik anlamıyoruz ya da anlamamazlıktan geliyoruz ancak bu mahkemelerde yalnızca suçlanmak, tutuklamanın uygulamasında aranan tek koşul olarak kullanılır hâle geldi. Bunu hepimiz izliyoruz ama bir kısmımız anlamıyoruz maalesef. Koşulları oluşturulmadan gerçekleştirilen tutukluluk ve süresi uzayan tutuklamalar cezanın infazına dönüştüğünden, yargılamalar başlarken aslında fiilen de bitmiş oluyorlar.

Ve yine arkadaşlarım, hep beraber izliyoruz ancak bir kısmımız, şimdilik işimize gelmediği için anlamamazlıktan geliyoruz. Bu mahkemelerde yapılan yargılamalarda, yalnızca yurdunu seven, halkını seven, ulusal çıkarlarımızı ödünsüz savunan, iktidara ya da iktidarın bağlı olduğu uluslararası güç odaklarına biat etmeyen aydınlarımız, gazetecilerimiz, yurtsever askerlerimiz uzun süren tutukluluk hâlleriyle yargısız infaz ediliyorlar yani 2000'li yılların Kuvayımilliyecilerihaksız infaz ediliyorlar yani Mustafa Kemal'in yoldaşları haksız infaz ediliyorlar. Bugün Türkiye Cumhuriyeti'nde Türkiye Cumhuriyeti'nin geleceği maalesef?

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Köse, teşekkür ediyorum.

TUFAN KÖSE (Devamla) - Bir dakika daha istiyorum, devam edeceğim.

Değerli arkadaşlarım, sözlerime son verirken on gün önce?

Başkanım?

BAŞKAN - Sayın Köse, böyle bir uygulamamız yok, biliyorsunuz.

Teşekkür ediyorum.

TUFAN KÖSE (Devamla) - Son verirken, hangi partiye oy vermiş olursa olsun, hangi siyasi ideolojiden olursa olsun, geçmişte dedeleri, nineleri haksızlığa uğramış?

BAŞKAN - Sayın Köse, lütfen?

TUFAN KÖSE (Devamla) - ?yoksullaştırılmış, kimsesiz bırakılmış, bugün de kendileri haksızlığa uğrayan, gelecekte de, eğer bu gidişe dur demezsek çocukları, torunları haksızlığa uğrayacak tüm insanlarımızı, tüm yurttaşlarımızı saygıyla selamlıyorum.

Hepinize saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)