GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: ORMAN KÖYLÜLERİNİN KALKINMALARININ DESTEKLENMESİ VE HAZİNE ADINA ORMAN SINIRLARI DIŞINA ÇIKARILAN YERLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ İLE HAZİNEYE AİT TARIM ARAZİLERİNİN SATIŞI HAKKINDA KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ
Yasama Yılı:2
Birleşim:96
Tarih:18.04.2012

CHP GRUBU ADINA OSMAN KAPTAN (Antalya) - Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım; görüşülmekte olan 198 sıra sayılı 2/B Kanun Tasarısı'nın ikinci bölümü üzerinde Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına söz almış bulunuyorum. Hepinizi saygıyla selamlarım.

Sayın milletvekilleri, biz bu 2/B'nin çözümü için son on yıldır mücadele ediyoruz, kangren olan bu sorun çözülsün diyoruz. 2002 seçimlerinde Cumhuriyet Halk Partisi de, AKP de "2/B sorununu çözeceğiz." diye halka söz verdik. 2002 seçimleri sonrası CHP olarak biz "2/B'lik arazileri ekene, biçene, üzerine ev yapana, Osmanlıdan beri tapusu olana yani yedi sülalesinden kalana parasız verelim." dedik. AKP ise "Çayın taşıyla çayın kuşunu vuracağız, buraları 25 milyar dolara satacağız." dedi mi? Dedi.

2004'te eski Orman Bakanı Osman Pepe, Kepez'de boş bir tapuyu göstererek "İşte, bu nedir? Tapu. Burası nedir? Boş. Şimdi senin adını yazıvereceğiz seçimden sonra." dedi fakat ne hikmetse bugünlere kadar yazılmadı. Halka da gidip "Bu 2/B'yi biz çıkaracaktık ama Cumhuriyet Halk Partisi engel oldu." dendi mi? Dendi. 2/B sorunu olan vatandaşlar ise "Şu sorun çözülsün de isterse paralı olsun." demek zorunda kaldı. Biz orman köylüsüne "Yapmayın, etmeyin, perişan olursunuz." dedik. "Bu paraları ödeyemezsiniz. İktidar sizi rezil eder, parası olana satar, Hükûmetin dinî, imanı para." dedik, anlatamadık. Şimdi kimin orman köylüsünü düşündüğü, kimin parayı düşündüğü ortaya çıktı.

Komisyonda rayiç bedel yüzde 70'ten yüzde 50'ye indirilmişti. Sayın Bakan, şimdi bunun yüzde 70'e tekrar çıkarılması da neyin nesidir; bunu anlamış değiliz. Zaten "Yüzde 50'yi ödeyemiyoruz." diye perişan olan köylüler şimdi yüzde 70'i nasıl ödeyecekler; ben bunu anlamış değilim.

Değerli arkadaşlarım, 2/B konusunda Antalya'da Yörükler ayakta. Alanya'nın Değirmendere köyünden ve diğer orman köylerinden, Kemer'in Ulupınar'ından, Beycik'inden, Geyik Pınarı'ndan, velhasıl Kaş'tan Gazipaşa'ya kadar Yörükler, Tahtacılar, Türkmenler, muhtarlar, herkes ayakta, "Rayiç bedel yüksek." diye bas bas bağırıyorlar.

Orman köylüleri, -geçenlerde buraya geldiler, bugünlerde yine muhtarlar buralarda- sadece Antalya'dan değil, bütün Toroslar'dan yani Muğla'dan başlayıp Antalya'dan, Mersin'den, Adana'dan, Osmaniye'den, Maraş'tan, Malatya'dan ta Bitlis'e kadar bütün Toroslar'daki köylüler, orman köylüleri bu konudan şikâyetçi. Onların korkuları yurtlarının, ev yaptıkları topraklarının ellerinden alınmasıdır, "Bizim buraları parayla alacak gücümüz yok." diyorlar.

Antalya'nın Değirmendere köyündeki kocası ölmüş, seksen yaşındaki bir teyzemiz bakın ne diyor: "9 çocuğum var. 2000 yılında 350 liraya 2/B'lik yerlerin tapularını alan komşularımız varken o zaman durduruldu, şimdi 35 bin liraya satılmak isteniyor. Bu, Allah'tan reva mı? Zaten zar zor geçiniyoruz." 1912 yılına ait Osmanlı tapusu olan Ayşe Teyze'ye saygılar sunuyoruz, ellerinden öpüyoruz. Diyor ki: "Benim Osmanlıdan tapum var."

Peki, sevgili arkadaşlarım, her şeyde Osmanlı ile övünürken Osmanlının tapusunu niye kabul etmiyoruz? Yani bunu aklım almıyor!

Sayın arkadaşlarım, yine, Alanya Elikesik köyünde 2/B'lik arazilerin dönümü 40 ile 120 bin lira arasında. Ne kadar da indirim yapılırsa yapılsın köylünün alması imkânsız. Orman köylüsüne bedelsiz verilmesini ya da emlak vergisi değeri üzerinden verilmesini istiyor oranın köylüleri.

Alanya'daki, Kepez'deki tapuları iptal olan hemşehrilerimiz yine ayakta.

Sayın milletvekilleri, Yörükler için, Tahtacılar için, Türkmenler için at, avrat, silah kadar toprak da önemlidir. Yani dağ, taş, ova demeden yıllarca göçmüş ve avuç içi kadar bir yeri var, orayı yurt bulmuş, onun elinden alınmasını istemez insanlarımız. Yani "Senin paran yok, sen burayı alamadın, bir başkasına satacağım." demek de akla, mantığa ters gelmektedir. Zaten göçmekten bıkmış olan bu insanlar ölür de yurdundan vazgeçmez diyoruz. 2/B'yi çözeceğiz derken kan çıkmasına da neden olmayalım.

Sayın milletvekilleri, Unakıtan'ın Boğaz'daki 2/B'lik arazisiyle Toros'taki Yörüklerin 2/B'lik arazisi elbette bir tutulmamalıdır. Üzerine fabrika yapılan, villa yapılan yerle üzerine çadır kurulan yerler aynı değildir. Sayın arkadaşlarım, Jean Jacques Rousseau demiş ki: "Kim bir toprağı çalıyla çırpıyla çevirmiş, `Burası benimdir.' demiş, orası onun özel mülkiyeti olmuştur." Bizim Yörüklerin yaptığı bu değil, Jean Jacques Rousseau'nun dediği gibi değil; Yörükler çaresizlikten, mecburiyetten ormana sığınmışlardır, yoksa ormanı işgal etmemişlerdir, onlar ormanların devlet kadar sahipleridir, koruyucularıdır, bekçileridir.

Sayın Bakan, Toros köylüleri -ben Maliye Bakanının olmasını isterdim burada çünkü para işi var Sayın Bakanım, siz zaten veriyorsunuz- vergi kaçakçısı değildir, naylon faturacı hiç değildir, AKP zengini de değildir; bunların gemileri de yoktur, Antalya'yı mahveden taş ocakları, HES'leri, maden ocakları da yoktur. Yörüklerin eskiden keçileri, koyunları, develeri vardı, sayenizde onlar da bitti, şimdi de bir avuç içi kadar olan toprakları da ellerinden alınacak. Bu insanlar zaten zar zor geçiniyor. Toros köylüsü diyor ki: "Biz AKP'ye oy verdik, bundan sonra ders vereceğiz." Çok öfkeli durumdalar, benden söylemesi arkadaşlar. Geçenlerde Antalya-Isparta yolunu kestiklerini herhâlde biliyorsunuz.

Değerli arkadaşlarım, Yörük'ün ayranını kabartmayalım, Yörük'ün obasını, ocağını söndürmeyelim, yurdunu, vatanını tekrar kendilerine satmayalım. Yörüklerin velhasıl kafasının tasını attırmayalım. Atatürk boşuna dememiş "Yörüklerin Toroslarda tek bir çadırında duman tütüyor, tütmeye de devam ediyorsa Türkiye Cumhuriyeti devleti güvence altındadır." diye. (CHP ve MHP sıralarından alkışlar)

Sayın arkadaşlar, Yörükler diyor ki: "Bizim cumhuriyetimizi, Atatürk'ümüzü yok sayanları biz de yok sayarız." Edebali ne demiş? "Yaşatalım insanı ki devlet de yaşasın." Biz, onun için, Toros'taki orman köylülerini yaşatalım ki devlet de yaşasın diyoruz. "Olur mu?" diyeceksiniz. Olur. "Parasız verelim." diyoruz biz. "Olur mu?" diyeceksiniz. Olur. Niye? CHP olmasa "one minute" dediğiniz İsrail'e Suriye sınırındaki 510 kilometre uzunluğundaki mayınlı araziyi nasıl verecektiyseniz, bu orman köylülerimize de bunları vermemiz gerekir diye düşünüyorum.

Sayın arkadaşlarım, orman köylüleri ormanların bekçisidir. Bu bekçiliğin de bir bedeli olmalıdır. Boğaz'daki değil, kıyıdaki değil, Toroslardaki toprak parasız verilmelidir veyahut da vergi beyanı üzerinden verilmelidir. Hükûmet zaten KİT'leri, sitleri, okulları sattı, şimdi sıra ormana geldi. Bizim Antalya'da 45 bin hektar yer 2/B'lik; bunun üçte 1'i tapulu -yani Kepez bölgesi- geriye kalıyor 30 bin hektar. 30 bin hektarın 26 bin hektarının kadastrosu yapılmış, hemen satılmaya hazır, 100 bin, 120 bin, 130 bin ama alacak yok. Efendim, 3 bin hektarının da kadastro çalışmaları devam ediyor. Yaklaşık 15 bin hektarı ise kişilerin tapulu malı iken, bir kısmında tapuların üzerine 2/B şerhi konulmuş, bu kanunla şerhler kaldırılacak, parasız verilecek diyoruz. Bir kısmında ise tapu iptal davası açılıp devam eden davalar durdurulacak, onlar için de iyi. Bir kısmında ise davası bitip hazineye geçen araziler sahiplerine parasız iade edilecek, Antalya Kepez Mazıdağı ve Kütükçü'de olduğu gibi. Kepez'deki vatandaşlarımızın yerlerini zamanında satan devlet, tapularını veren devlet, tapularını iptal ettiren yine devlet! Dahası var, hazine, kendisine ihaleyle satıp bedelini aldığı tapuların bile iptal bedeli için davalar açmış, bedelini iade etmeden tapular iptal edilmiştir.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

OSMAN KAPTAN (Devamla) - Vatandaşımızın atalarından kalan kırk-elli yıllık tapuları iptal edilmiştir.

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Kaptan.

OSMAN KAPTAN (Devamla) - Teşekkür ediyorum ben de Sayın Başkan.

Arkadaşlar, bu konu önemli bir konu yani böyle bir kısa zamanda bitirilmemesi gereken ve sanıyorum, bu 2/B konusu bu Hükûmetin başına bayağı ciddi sorunlar çıkaracaktır.

Teşekkür ederim, hepinize saygılar sunarım. (CHP sıralarından alkışlar)