GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: ORMAN KÖYLÜLERİNİN KALKINMALARININ DESTEKLENMESİ VE HAZİNE ADINA ORMAN SINIRLARI DIŞINA ÇIKARILAN YERLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ İLE HAZİNEYE AİT TARIM ARAZİLERİNİN SATIŞI HAKKINDA KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ
Yasama Yılı:2
Birleşim:96
Tarih:18.04.2012

AK PARTİ GRUBU ADINA SUAT ÖNAL (Osmaniye) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Orman Köylülerinin Kalkınmalarının Desteklenmesi ve Hazine Adına Orman Sınırları Dışına Çıkarılan Yerlerin Değerlendirilmesi ile Hazineye Ait Tarım Arazilerinin Satışı Hakkında Kanun Tasarısı'nın ikinci bölümü üzerine AK PARTİ Grubu adına söz almış bulunuyorum. Bu vesileyle Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

Değerli milletvekilleri, üzerinde görüşmekte olduğumuz bu kanun tasarısı ile devlet ile milletin yıllardır ihtilaflı olduğu ve kronikleşmiş bir sorun olarak ortada duran önemli bir konuyu daha çözüme kavuşturmuş olacağız. Kamuoyunda "2/B yasası" olarak da algılanan bu yasa, devlet ile milletin on yıllardır ihtilaflı olduğu bir alanın düzenlenmesi, devlet ile milleti barıştırma projesidir.

Yine bu yasa "Millet devlet içindir." anlayışı yerine "Devlet millet içindir." anlayışının bir yansımasıdır. Artık, vatandaşlarımız, ekip biçtiği, barındığı, çocuklarına gelecek olarak gördüğü alanları gönül rahatlığıyla sahiplenebilecektir. İşte bu nedenle, aziz milletimizin vekilleri olarak, milletimizin beklentilerine cevap veren ve onların mağduriyetini gidermekle birlikte kamunun da hakkını gözeten böyle bir yasal düzenlemeyi hep birlikte Türkiye Büyük Millet Meclisinden geçirmekle çok önemli bir hizmet yaptığımızı vurgulayarak halkımıza karşı sorumluluğumuzu yerine getirmiş olmanın huzurunu da taşıdığımızı ifade etmek istiyorum.

Değerli milletvekilleri, bilindiği gibi, bu yasa, 31 Aralık 1981 tarihinden önce orman niteliğini tam olarak kaybetmiş bütün alanların hazine adına orman sınırları dışına çıkarılması uygulamasıdır. Yıllardan beri tartışılan ve sosyal bir sorun olarak karşımıza çıkan mülkiyet problemi devlet ile vatandaşı olumsuz olarak karşı karşıya getirmiştir. 2/B yasalaştığında bu sorun çözülecek, devlet ile 2/B kapsamında hak sahibi arasındaki ihtilaflar bitecektir.

Bu yasayla, geçmiş dönemlerden bu yana tapulu mülkü olup, çeşitli nedenlerle tapusu iptal edilip 2/B'ye dönüşen alanlar ve tarım alanları hak sahiplerine iade edilecektir. Orman ve Su İşleri Bakanlığı tarafından satılacak 2/B alanların 2 katı kadar ağaçlandırma ve ormanlaştırma çalışması gerçekleştirilecektir. Yani 2/B yasası, orman alanının daraltılması değil, tam tersi, orman özelliğini kaybetmiş alanların hak sahiplerine satışı karşılığı 2 kat ormanlaştırma faaliyeti ile orman alanlarının zenginleştirilmesi işlemidir. Her zaman olduğu gibi insanı siyasetin merkezine taşıyarak "İnsanı yaşat ki devlet yaşasın." felsefesiyle hareket eden ve insan odaklı akılcı politikalar üreten Hükûmetimizin kanun tasarısı olarak Türkiye Büyük Millet Meclisine taşımış olduğu bu yasa çerçevesinde 2/B olarak tespit edilen alanların halka satışından elde edilecek gelirler yine ülkemizin kalkınması ve yeni genç orman alanlarının oluşturulması için harcanacaktır. Burada şu hususu da belirtmeliyim ki muhalefet partilerinin de bu toplumsal problemin çözümü için kanun teklifi vererek bu sorunun çözümüne katkıda bulunmaları memnun edici bir durumdur.

Değerli milletvekilleri, 2/B arazilerinin satışıyla elde edilecek gelirlerin yüzde 10'u yeni orman alanlarının oluşturulmasında ve orman köylülerinin kalkındırılmasında, kalan yüzde 90'ı da ülkemizin kanayan yarası olan çarpık kentleşmeye karşı tüm ülkede yapılacak kentsel dönüşüm projeleri ile modern şehirlerin inşasında kullanılacaktır. Kısaca, büyük bir sosyal problem çözüme kavuşurken, diğer yandan da elde edilecek kaynakla ülkemizin orman kapasitesi arttırılıp sağlıklı konutlar, sağlıklı kentler oluşturulacaktır.

Yine bu yasanın 13'üncü maddesi ile de yaylacılarımızın yıllardır çözümünü merakla beklediği, kronik bir vaka olarak ortada duran problemler de çözülmekte ve vatandaşlarımız devlete karşı suç işliyor olmaktan kurtarılmaktadır.

Değerli milletvekilleri, sizin de bildiğiniz gibi, yazın hava sıcaklığının çok yüksek olduğu birçok bölgemizde yaylacılık bir kültür olup çok uzun yıllara dayanan bir geçmişe sahiptir. Ancak bu kültürel yaşam tarzı, keyfiyetten ziyade, sağlıklı bir yaşam sürdürülebilmesi açısından bir zorunluluk hâline dönüşmüştür. Özellikle milletvekili olduğum Osmaniye ilinin de yer aldığı Akdeniz Bölgesi'nde yaz mevsiminde sıcaklık zaman zaman gölgede 45 dereceyi aşmaktadır. Bu sıcaklığa bir de nem eklendiğinde nefes almak bile zorlaşmakta ve bu mevsimde özellikle yaşlı nüfusta ölüm olaylarına sık sık rastlanmaktadır. Bu nedenle insanlar, yıllardır bu sıcaklardan kurtulabilmek için dağlara, orman içindeki serin yaylalara çıkarak yaz mevsimini yaylalarda geçirmektedirler. Özellikle Akdeniz havzasında yaşayan halkın serinlemek için çıktığı bu yaylalar, son yıllarda yerel orman teşkilatlarının en büyük problemi hâline gelmiştir. Zira, ülkenin birçok yerinde halkın yaylalık alanlarda yapmış olduğu meskenler nedeniyle haklarında Orman Yasası'na muhalefetten adli ve cezai işlemler yapılmış ve verilen çok sayıda müsadere kararı mevcuttur.

HALUK EYİDOĞAN (İstanbul) - İnsanlar bin yıldır yaylaya çıkıyorlar. Yaylaya da mı çıkmasınlar?

SUAT ÖNAL (Devamla) - Bakın, ilimiz Osmaniye ile ilgili elimde Osmaniye Cumhuriyet Başsavcılığının bir istatistiki verisini sizlerle paylaşmak istiyorum. 6831 sayılı Kanun'un 93'üncü maddesine muhalefetten, 2010 ve 2011 yılları yoğunluklu olmak üzere, açılan kamu davası sayısı 1.324 olup, bu kamu davaları neticesinde 1.205 kişi ceza almıştır. Şu anda ceza mahkemelerinde bulunan derdest dosya sayısı 119, ceza mahkemelerinde kesinleşen dosya sayısı 732, Yargıtayda temyiz aşamasında bulunan dosya sayısı da 465'tir. Bu sadece Osmaniye ilinde olmayıp diğer illerde de benzer şekildedir.

Ülkemizin birçok yerinde orman sınırları içinde kalan ve mahkeme konusu olan meskenlerin oluşturduğu yayla alanlarına devletin kendi birimleri tarafından yol, su, elektrik, telefon gibi altyapı hizmetleri yapılmış, cami, sağlık ocağı, güvenlik hizmetleri gibi sosyal hizmetler de sunulmuştur. Yani devlet vatandaşlarının ormanlardaki yaylalıklarda yazın geçici bir süreyle barınmalarını şimdiye kadar zımnen kabullenmiş, vatandaş da mevcut yasalara göre suç işliyor olduğunun farkında bile olmamıştır. İşte, büyük bir sosyal problem olarak mevcudiyetini devam ettiren bu sorunun Anayasa'nın 169'uncu ve 170'inci amir hükümleri de dikkate alınarak çözümü noktasında, 6831 sayılı Kanun'un 17'nci maddesinin birinci fıkrası değiştirilerek, vatandaşlarımıza yaylalardan meşru zeminlerde faydalanma imkânı getirilmektedir.

Yine, ayrıca bu yasa ile üniversitelerimizin kampüs alanı ihtiyaçlarına da çözüm sunulmakta ve bozuk orman alanlarında üniversitelerin yerleşke kurmasına izin verilerek bu ihtiyaçlar karşılanabilmektedir.

Halkımız için çok önem arz eden ve milletimizin duasını almamıza vesile olacak bu yasanın ülkemize ve milletimize hayırlı olmasını temenni ediyor, bu sorunun çözümüne vermiş oldukları kanun teklifiyle katkıda bulunan Cumhuriyet Halk Partisi ve Milliyetçi Hareket Partisi Grubuna da ayrıca teşekkür ediyor, hepinizi tekrar saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ ve MHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ederim.