GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: ORMAN KÖYLÜLERİNİN KALKINMALARININ DESTEKLENMESİ VE HAZİNE ADINA ORMAN SINIRLARI DIŞINA ÇIKARILAN YERLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ İLE HAZİNEYE AİT TARIM ARAZİLERİNİN SATIŞI HAKKINDA KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ
Yasama Yılı:2
Birleşim:96
Tarih:18.04.2012

SIRRI SÜREYYA ÖNDER (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli arkadaşlar; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Burada öncelikle Türk ırkı aşağılandı Sayın Bakan tarafından; bir Türk olarak bu nefsime ağır geldi, bunu düzelterek başlayayım. "Su akar Türk bakar", Türk'ün alıklığına, aptallığına delalet etmez. Türk'ün kadim, tabiatla kurduğu ilişkideki hürmetine, dikkatine ve rikkatine delalet eder.  Onlar sizden daha geri zekâlı değillerdi. (BDP, CHP ve MHP sıralarından alkışlar) Su aktığı zaman bunun bir dünya sistemi olduğunu, bunun çocuklarından miras olduğunu, geleceğe korunarak bırakılması gereken  bir şey olduğunu bildiği için Türk bakmış. Yani sizdeki zekâ onda yok mu? Türk'ü bu şekilde aşağılıyorsunuz. Halkların aşağılanması bahsindeki dikkatimizi Türklerde de göstermek zorundayız.

ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU  (Afyonkarahisar) -  Ben aşağılamadım, öyle bir şey yok. Öyle bir şey olabilir mi?

SIRRI SÜREYYA ÖNDER (Devamla) - Ben konuşmamı  bitireyim Sayın Bakan, sonra cevap verirsiniz.

"HES" dediğiniz mesele, bakın, Amerika'da bunlar imha ediliyorlar artık. Niye? Geleceği sabote ediyorlar da o yüzden. "HES" dediğiniz mesele Sayın Bakan, yeni bu neoliberal sistem artık dünyada borçlanma tekelini elinde bulundurmak demektir. Paradigma böyle çalıştığı için bugün yapılıyor. Yani sizin ihraç malınız, yani emperyalizmin bu ülkede fonlarını kullanabilme şartı? "Bak, ben buranın köylüsünün önümüzdeki elli yıl bana bu elektriği kullanıp para ödeyecek, bu borçlanma tekelini ben almışım." HES budur. Bakın, en basit bir şekilde -halkın anlamayacağı hiç bir şey yok- budur. Borçlanma tekelini kurup sistemi bununla pazarlamaktır, ikincisi de bu. HES konusunda da yanlış bilgilendiriyorsunuz.

Bugün  bir mera kanunu geçti. Bir şeyi de yine kadirşinaslık adına belirtmek istiyorum: Yüzde 50'nin yüzde 70'e çıkmasını Komisyonda ben destekledim, "Yüzde 170 olsun hatta" dediğimi hatırlıyorum, bunu da belirteyim ama bir istisnayla "Tarım köylüsüne bunu bilabedel verelim, bunun yollarını arayalım ya da ödeyebileceği kudrete göre bir düzenleme yapalım." dedim. Bundan Yörüklere siz nasıl hesap verirsiniz, onu siz düşünün. Yani sizin de seçmeniniz var, MHP'nin de, inşallah ileride bizim de olur.

Şimdi, Yörükler sizi oraya koymazlar çünkü yüzde 70? Zaten kapalı köy ekonomisi, onların parayla tanışıklıkları bile yok, yağı verip tuz alıyor, hâlen böyle bir trampayla yaşıyorlar. Buna da dikkatinizi çekiyorum.

Bugün bir mera kanunu geçti, Komisyonda görüşüldü.

Bakın arkadaşlar, ameller niyetlere göredir, tersi bir diyalektik de geçerlidir. Hadise şu: Getirilen mera kanununda daha önce sizin düzenlediğiniz, şimdi revize istediğiniz şey şunu öngörüyor, diyor ki: "Yüzde 1 yapılaşma, yüzde 1 taban oturumlu yapılaşma meralarda yapılabilir." Bir de yabancı dille terimler koymuştunuz, bugün itiraz ettim, "Padok" diyor. "Padok ne?" dedik Hükûmet temsilcisine, "Hayvanların gezinti alanı." dedi. E, hayvanların gezinti alanı yazın. Çünkü numara o değil. Padok, oralarda özel hipodromlar, özel at çiftlikleri kurulacak. Numara bu, gullep böyle dönüyor. Adına  "padok" dedi mi, yarın öbür gün özel bir hipodrom kurulacak oraya, diyecek ki "İşte yasada yazıyor." E, padoku da ben anlamıyorum. Sonra, sağ olsun, Başkan dedi ki kökeni de Rumcaymış, etimolojik kökeni. Bunda beis görmüyorsunuz, Kürtçe bir şey dedik mi caz yapıyorsunuz. Bunu da dikkatlerinize sunuyorum, üç ya da dört.

Şimdi, merada şunu önerdim, yetimin hakkı için, torunlarınızın hakkı için ve hırsız var mı yok mu belli olması için şunu önerdim: "Taban yüzde 1" diyorsunuz, "Bakanlar Kurulu kararıyla bu 2 katına çıkarılabilir." diyorsunuz. 100 dönümlük bir yere 1 dönüm yapılaşma. Bu memlekette 1 metreden büyük hayvan yoktur dedim. Hadi de ki 1 metre de bizden 2 metre, zürafa buralarda yetişmediğine göre, yarım metre de bizden gelin irtifakı, kat yüksekliğini de sınırlayalım. Taban oturum alanını yazıyorsunuz da yasaya niye yüksekliği yazmıyorsunuz? Merayı vereceksiniz, yarın öbür gün adam diyecek ki, mutasavver hırsızlar diyecek ki "Kardeşim, aha burada bak, gel, yüzde 1'ine kurmuşum ama 100 metre kurmuşum." Ne diyeceksiniz? Yasal mı yasal, ahlaki mi? Haşa!

Onun için, gelin arkadaşlar, bu konuda, gerçekten, ben bunu değiştirelim dedim. Kim bağırırsa hırsız odur, kim bağırırsa hırsız odur. Bunu da tekrar dikkatlerinize sunuyorum. (BDP sıralarından alkışlar)

Saygılar sunuyorum.

BAŞKAN - Teşekkür ederim.