| Konu: | 2013 YILI MERKEZÎ YÖNETİM BÜTÇESİ VE 2011 YILI MERKEZÎ YÖNETİM KESİN HESAP KANUNU TASARISI |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 43 |
| Tarih: | 17.12.2012 |
ALAATTİN YÜKSEL (İzmir) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 2013 bütçesinde vergi gelirlerinin yapısı incelendiğinde, bunun yaklaşık yüzde 30'unun dolaysız, yüzde 70'inin de dolaylı vergilerden oluştuğu görülmektedir -her ne kadar Bakan böyle olmadığını söylese de- çünkü, bütçeyi incelediğimizde, 2013 bütçesinde 318 milyar vergi geliri öngörmüşsünüz, bunun 94 milyar TL'sini gelir ve kurumlar vergisinden beklemektesiniz, kalan 224 milyar TL'si ise dolaylı vergilerden oluşmaktadır.
Türkiye'de gayrisafi yurt içi hasıla içindeki payı yüzde 13,5 olan dolaysız vergiler, OECD ortalamasının 9,3 puan altındadır. Oysa, ortalama ücret üzerindeki vergi yükü, Türkiye'de yüzde 36,3 düzeyinde olup OECD ülkeleri ortalamasının üstündedir. Türkiye'deki en zengin 100 Türk'ün ödediği vergi kazançlarının yüzde 5,7'si iken asgari ücretliden alınan vergi oranı yüzde 15'tir yani asgari ücretli, zenginden 3 kat fazla vergi ödemektedir.
Değerli arkadaşlar, öyle anlaşılıyor ki 2013'te de vergiyi yine, açlıkla, yoksullukla boğuşan işsizden, emekliden, yıllarca asgari ücretle çalıştırdığınız modern köleler taşeron işçiden, incirini, üzümünü geçen yılın yarı fiyatına satamayan çiftçiden alacaksınız. AKP hükûmetleri döneminde 38 milyar dolarlık özelleştirme yaptınız ve siz, çıkıp bu gelir kalemini "kâr" olarak açıkladınız Sayın Bakan. Bizim bilmediğimiz yeni bir kâr tanımı mı getiriyorsunuz?
Özelleştirmelerle atalarımızdan kalma varlıkları yok pahasına satmaktasınız. Başta Başbakan, AKP sözcülerinin her fırsatta eleştirdiği cumhuriyet döneminde kazanılmış varlıklarımızdır sattıklarınız. TELEKOM'u, TÜPRAŞ'ı, PETKİM'i siz kurmadınız, hazır bulduğunuzu sattınız ve bunun adına "kâr" diyorsunuz. Herhâlde "Ne satarsam kâr." demek istiyorsunuz. Özelleştirme, AKP'yle birlikte, güzelleştirme, AKP'lileştirme şeklinde işliyor. Tıpkı Osmanlıyı iflasa sürükleyen kâr garantili imtiyazlar gibi, AKP de "özelleştirme" adı altında belli kişilere imtiyazlar vermekte ve kâr elde edeceklerini de garanti altına almaktadır. TELEKOM satıldı, ertesi gün kurumlar vergisi indirildi; Eti Alüminyum satıldı, fabrikanın 3-4 katı değerindeki baraj eşantiyon verildi. İstanbul Büyükşehir Belediyesi İDO'yu 800 milyon liraya özelleştirdi, Ulaştırma Bakanınız daha altı ay geçmeden İDO'yu alan şirkete "kombine taşımacılık" adı altında, karada da taşımacılık yapma imtiyazı verdi. İDO'nun değeri bir anda 3 kat arttı. Şimdi İDO'yu alan şirket "Biz burada tekeliz, başka kimse taşımacılık yapamaz." diyor.
Elektrik dağıtım şirketleri satılıyor, düşmesi gereken kayıp kaçak oranları sürekli artırılıyor. Böylece, şirketlerin kârları artırılırken halk daha fazla elektrik parası ödemek zorunda kalıyor. Antalya'daki şirket neredeyse yarı fiyatına verildi. Dağıtım şirketlerinin kâr marjı ekim ayında 2,33'ten 3,49'a çıkarıldı. Neden? Siz bunları satarken kâr garantisi mi verdiniz? Sürekli bir şeyler veriliyor. Buna özelleştirme değil, güzelleştirme, AKP'lileştirme denilir.
İzmir'in özelleştirme yolu ile satılan değerlerinden hükûmetin kasasına giren para 5 milyar TL düzeyindedir. Aynı dönemlerdeki kamu yatırımları ise 4,4 milyar TL düzeyindedir. AKP'nin İzmir'e sadece özelleştirmelerden net borcu 600 milyondur. 2011 yılında İzmirliler 28 milyar TL vergi ödeyip, tüm cari harcamalar dâhil geriye aldığı 7 milyar TL'dir. Yani, İzmir, 4 veriyor, 1 alıyor.
TOKİ, yolsuzlukların odak noktası olmuştur. Türkiye'de son on yılda bütün planları altüst eden, şehir merkezlerini ranta açan, her yeri betonlaştıran AKP'nin yarattığı TOKİ'dir, Özelleştirme İdaresidir. Bütün şehirlerin rantını yandaş müteahhitlere aktarıyor.
Bakanlar Kurulu Ankara'da büyükşehir belediyesine çalışıyor. Ankara'da, afet bölgesinde olmamasına rağmen, hiçbir risk taşımamasına rağmen, 7 kentsel dönüşüm projesi bir günde onaylanırken Eskişehir'in 4 adet kentsel dönüşüm projesi on yedi aydır, İzmir'in Cennetçeşme ve Menemen olmak üzere 2 kentsel dönüşüm projesi altı yüz yetmiş beş gündür, biri Ege Mahallesi, Romanların yaşadığı mahalle dört yüz üç gündür Bakanlar Kurulunda onay beklemektedir.
İzmir Büyükşehir Belediyesi, kentte, son sekiz yılda, 3 milyar 899 milyon liralık fiilî yatırım gerçekleştirmiştir ve hazineye tek kuruş borcu yoktur. Oysa, Ankara Büyükşehir Belediyesinin hazineye vadesi geçmiş 4 milyar 494 milyon lira borcu bulunmaktadır. Ama Maliyenin 52 müfettişi iki yıldır İzmir Büyükşehir Belediyesinde suç yaratmak için denetimler yapıyor, sembolik arazöz gelirlerini kurumlar vergisi kapsamına alıyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
ALAATTİN YÜKSEL (Devamla) - Teşekkür ederim. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederiz Sayın Yüksel.