GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 2013 YILI MERKEZÎ YÖNETİM BÜTÇESİ VE 2011 YILI MERKEZÎ YÖNETİM KESİN HESAP KANUNU TASARISI
Yasama Yılı:3
Birleşim:43
Tarih:17.12.2012

MHP GRUBU ADINA MEHMET GÜNAL (Antalya) - Teşekkürler Sayın Başkan.

Değerli milletvekilleri, bu madde bilumum kalan paraları, ödenekleri aktarma, ekleme, devir yani Sayın Bakana her türlü yetkiyi veriyor "Kalanları aktaralım." diye ama çok fazla da kalmıyor, bütçede de konuşurken söyledik. Sayın Bakan -az önce konuşmamda belirttim- eylül aylarında mutat toplantıları yapıyor ve "Bütçemizde açık var, biz vergilere zam yapacağız." diyor. Efendim, 2012'de bütçeye bakarken bir önceki yıl "5,5 açığımız var." diyordu, bu yıl "8,5" dedi; sonra "14" mü çıkacak, "15" mi bilemiyoruz artık, 33 nokta küsurat beklenen iyimser rakam.

Şimdi, şöyle bir şey oluyor Sayın Bakanım: Siz "Kalanları burada aktaralım." diyorsunuz ama onlar da "kalmasın" diye kasım-aralık ayında ne varsa harcamaya bakıyorlar, böyle bir gelenek var. Sizin aldığınız bu yetki işleyinceye kadar o kurumlarımız kamplarla, eğitimlerle, seminerlerle "Kalmasın bu para, seneye Maliye bize bu parayı vermez." diye maalesef harcama eğilimine giriyorlar. Peki, öyle olunca ne oluyor? Tabii, hedefler tutmadığı zaman, az önce söylemiş olduğumuz noktaya, vergiye geliyoruz. Az önce değerli milletvekilimiz soru sordu ama Sayın Bakan zamanın kısalığından tam net olarak cevabı yetiştiremedi, genel bir cevap verdi. E, şimdi bakıyoruz, Sayın Bakanım, arkadaşların sorduğunda şu vardı: "O büyüme hedefiyle bunu nasıl tutturacaksınız?" diyor yani yeni zam mı yapacaksınız? Yüzde 4 büyüme hedefi var, eğer bütçenin gelir-gider hedefi gerçekçi olmazsa nasıl tutacak? Şu anda revize edilmiş hâliyle yüzde 2'yi koyduk.

Hepinize soruyorum değerli arkadaşlar: Yüzde 3,2 koyduk, revize edilmiş hâliyle. E, peki, şimdi, önceki hafta rakam açıklandı; en az yüzde 2,6 beklenirken -piyasanın beklentisini söylüyorum, sizin iyimser beklentinizi değil- yüzde 1,6 geldi mi? Geldi. Toplam dokuz aylık, üç çeyreklik dönemde ortalama büyümemiz yüzde 2,6'ya düştü mü? Düştü. E, peki, biz hâlen daha şurada on-on beş gün önce veya şu görüştüğümüz bütçenin içerisinde OVP'de kaç koyduk? Yüzde 3,2 koyduk. Şimdi, yüzde 4'ü de bu yüzde 3,2'nin üzerine koyarak söyledik. Sizce bu gerçekleşir mi?

Bir ipucu daha: Önceki hafta ekim ayı sanayi üretimi verileri açıklandı. Kaç düştü biliyor musunuz -yükseliş değil, düşüş- haberiniz var mı? Yüzde 5,7; sanayi üretiminde ekim ayında düşüş yüzde 5,7. Orada beklenen kaçmış, piyasanın beklediği? -Düşüş olacak, diyor. Maliyenin veya sizin beklediğinizi söylemiyorum değerli arkadaşlar- yüzde 2,6 civarında, 3'ün altında bir beklenti var. Kaç çıkmış? 5,7. Bu ne demek? Bu "Kasım ve aralık aylarının üretimine baktığınız zaman, eğer bu trend devam ederse pozitif büyümeyi bile tutturmak mümkün değil." demek. Peki, o zaman yüzde 3,2'yi tutturamazsak, Sayın Bakan, gayrisafi yurt içi hasıla rakamı kaçta kalacak? Bunun üzerinden, o büyümeyi sağlayamazsak, sizin yüzde 4'e göre hesaplamış olduğunuz vergileri nasıl toplayacağız eğer daralma olursa? Tamam, diyeceksiniz ki: "Doğaldır, piyasada kriz var." Eyvallah, onu da anladık ama bu sefer, yine önümüzdeki sene eylül ayında bize OVP'yi sunmadan gelip bu sefer o 5,5 olan, 8,5'a çıkan rakamı şimdi "Hedeflediğimiz bütçe açığından 20-30 milyar daha fazlaya, 30 küsur değil de 50'ye çıkacağız." dersek nasıl karşılayacağız? İşte, bizim kaygımız bundan. Baştan da söyledim, eğer bu açık varsa, dönelim o zaman, normal gelir vergisini nasıl alacağımıza bakalım. Sayın Bakan "Destek olun, çıkaralım." diyor, biz buradayız, Milliyetçi Hareket Partisi olarak söz veriyoruz. Refah düzeyini yükseltecek şekilde, vergiyi de Anayasa'da olduğu gibi adaletli bir şekilde, herkesin verebileceği ölçüde vatandaşlarımıza paylaştıralım.

Az önce verdiğiniz kitabı okurken, Osmanlı borçlarıyla ilgili, baktım -giriş kısmında var- hangi tür vergiler varmış diye, orada da şeri vergilerin dışında? Değerli arkadaşlar, az önce Sayın Tanal'ın söylediği kitapta -sağ olsun, Sayın Bakan lütfetti, bize de hoca olarak verdi ama ben otururken karıştırdım- bir, şeri vergiler var yani böyle gelir üzerinden alınan vergilerin yanı sıra; bir de bizim dolaylı vergilere benzer tarzda, ara sıra böyle padişahın bütçe açık verdikçe, savaşlara gidildikçe getirip koyduğu vergiler varmış. Bizde kalıcı olan özel iletişim vergisi gibi, her seferinde icat ettiğimiz ve yükselttiğimiz ÖTV'lere benzer tarzda.

Dolayısıyla, biz, gelin, hep birlikte doğrudan vergilere gidelim. Tabii, bunun için ne yapmamız lazım? Yatırımı, üretimi artırmamız lazım. Sayın Bakan haklı, bir şey diyemiyorum çünkü Türkiye'de üretim ekonomisi yok. Tüketim ekonomisi olan yerde nereye vergi koyarsınız? Tüketime vergi koyarsınız, ÖTV'ye artış yaparsınız, KDV'ye artış yaparsınız. Siz kendiniz üretip gelir elde edemiyorsanız, ellerin ürettiğini alıp satıyorsanız en kolay vergi toplama yeri alım satım vergisidir. Ne yaparsınız? Dâhilde alınan KDV, hariçten alınan KDV diye oraya yüklenirsiniz.

Değerli arkadaşlar, onun için "Biz önce üretimi, yatırımı teşvik edecek bir sistem bulalım." dedik. Hâlen daha bakıyoruz, Ekonomi Bakanımız getirdi "Ara malı, yatırım malı ithalatının yerine Türkiye'de üretenleri teşvik edeceğiz, girdi tedarik sistemi koyacağız..." Uygulamada bir şey yok. Az önce Sayın Bakana dediğim gibi "Gelir vergisi reformu yapalım." Güzel ama Gelir İdaresini Maliyeden ayrı tutmakla, başkanını değiştirmekle olmuyor yani o vergiyi tahsil edebilecek bir yöntem bulmamız lazım ama hepsinden önce vatandaşı vergi verebilecek hâlde gelir getirecek faaliyetlere yöneltmemiz lazım. Onun için de önce sorunları tespit etmemiz gerekiyor. Yoksa, burada siz pembe tablolar çiziyorsunuz, Sayın Başbakanın konuşmasının arasına iki-üç tane şey serpiştiriyorsunuz; vatandaş da buradan dinliyor, bunların hepsini doğru zannediyor.

Arkadaşlar, eğer bu hedeflerle gidersek, öyle? Tamam, hoş diyoruz, MHP'nin 2023 vizyonuna katılmanızı takdir ediyoruz da 2023'ü bırakın, 2013 hedeflerini tutturamayacağız yani gerçekçi olmamız lazım. Şu anda bu hedefleri tutturamadan, bu rakamlarla buraya gitmemiz zor. Sadece ben söylemiyorum, sayın bakanlar da ifade ediyor, ekonomiden sorumlu Bakanımız da dolaylı olarak aynı şeyi ifade ediyor.

Bizim, gerçekten yatırım, üretim seferberliği başlatmamız lazım. Onun için de gelin, bu sanal gündemlerle uğraşmayın. Sayın Arınç'ın yaptığı gibi kalkıp yani duygusal gözyaşlarıyla "Dün şöyleydi bugün böyleydi, filancaya çok üzüldüm, ben de dağa çıkardım." bilmem ne falan demeye başlarsak bu işin sonu yok. İstiyorsa çıksın, biz de buradan rahatlayalım, bu tip şeyleri duymayalım yani bence çıksın mahzuru yok. Yani kalkıp birinin üzerinden, birinin namaz kılması üzerinden? Onunla mı uğraşacak Hükûmet arkadaşlar? Ben anlamıyorum. Burada bir sürü kanun bekliyor, teklifler bekliyor, senelerdir kadük olanlar var, iki dönemdir bekleyenler var; sıkıştıkça son anda getirip veriyorsunuz.

Gelin, oturalım, nasıl ki şimdi siz İçtüzük Komisyonu kuruyorsunuz, Türkiye Büyük Millet Meclisi olarak Anayasa Uzlaşma Komisyonu kuruyorsunuz; ekonomik ve sosyal konularda Türkiye'nin temel sorunlarına ilişkin, "Gelin, ey Plan ve Bütçe Komisyonundaki arkadaşlarımız, Ticaret Komisyonundaki arkadaşlarımız, şunları bir masaya yatırın, acil olanları bir çıkaralım." niye demiyorsunuz? Ticaret Kanunu'nda, Borçlar Kanunu'nda olduğu gibi acil olan bizim hiç ekonomik, sosyal meselemiz yok mu? Bırakın bu siyasi şeyleri gerçekten yani gülmeyelim, bunları çıkaralım.

RECEP ÖZEL (Isparta) - Çıkardık, çıkardık.

MEHMET GÜNAL (Devamla) - Bırakalım böyle efendim, filanca falancayla arkadaşmış da, o dönemde devlet sanki onu? Ya böyle bir şey olur mu? Hükûmetin üyeleri lütfen gelsin, şurada, Bakanlar Kurulunda bu işleri bize getirsinler, adam gibi; kanun tasarısı hâlinde ama teklif değil. Sayın Yeni gülmeyin, sizin imzanızla değil. Sorumluluğu alacak, varsa bir şey Sayın Bakan imzayı atacak, hepsi de imzayı atacak.

AHMET AYDIN (Adıyaman) - Milletvekilinin teklif verme hakkı var ya niye vermesin.

MEHMET GÜNAL (Devamla) - Sonra orada Recep Bey'e bir imza attırıp sonra? Ne olduğundan onun da haberi yok, burada gelince okuyup öğreniyor. Ne yapsın? Grup disiplini var diyor arkadaşlar, şimdi, nasıl çalıştığını hepimiz biliyoruz, birbirimizi kandırmaya gerek yok. Bakın, gerçekten bu işin çözümü için üretim, yatırım, ihracat seferberliği başlatmamız lazım. Defalarca söyledim, bu kur rejimiyle kalkıp birbirinize -Sayın Arınç'tan başladık, onunla devam edelim- çakmanın bir âlemi yok yani aynı Hükûmetin içindesiniz, aynı kurumlarda çalışıyorsunuz. Dolayısıyla, hep beraber geleceğiz, sorun neyse bunu ortaya koyacağız. Biz size söylüyoruz, çözümlerimiz de var. Eğer samimiyseniz, hakikaten 2023'te Türkiye'nin lider ülke olmasını, bölgesinde bir lider ülke olmasını, -arkasından ileriye doğru geçiyor Sayın Başbakan, 2071'e geçmiş ama 2053 var, fethin yıl dönümü var- orada da süper güç olmasını istiyorsak bunun tek yolu vardır, gündelik siyasi söylemlerle, birtakım orayla burayla yapılan müzakerelerle, pazarlıklarla değil, hep birlikte oturup öncelikli meseleleri, bu Meclisten millet adına aldığımız yetkiyi kullanarak iktidarıyla muhalefetiyle çözmek zorundayız. Aksi takdirde gündelik siyasetle vakit geçiririz. Milleti oyalamaktan vazgeçelim; gelin, bu hedeflere birlikte yürüyelim.

Bizim söylediklerimizi de muhalefet söylüyor diye yanlışlamayın diyorum, hepinize saygılar sunuyorum. (MHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ederiz Sayın Günal.