GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: CHP GRUBU ÖNERİSİ
Yasama Yılı:3
Birleşim:10
Tarih:17.10.2012

FİKRİ IŞIK (Kocaeli) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Cumhuriyet Halk Partisi Grubunun sınavlarda usulsüzlük yapıldığı iddialarına yönelik Meclis araştırması açılmasına yönelik verdiği önerinin aleyhine AK PARTİ Grubu adına söz almış bulunuyorum. Bu vesileyle yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.

Değerli arkadaşlar, 1950'lerden itibaren Türkiye'de lise mezununun hızla artmaya başlaması, üniversitelerdeki kapasitenin artık ihtiyaca cevap vermez hâle gelmesi neticesinde üniversiteye giriş açısından birtakım sınavların yapılması zorunlu hâle geldi. 1960'larda üniversiteler daha çok kendi sınavlarını kendileri yaptılar ve öyle öğrenci aldılar ancak 1970'lerde bu da yönetilemez hâle gelince Üniversitelerarası Kurula bağlı, "Üniversite Seçme ve Yerleştirme Merkezi" adında, ilk adı "ÜSYM" olan kurum kuruldu 1974 yılında ve ondan sonra Türkiye'deki tüm üniversiteler merkezî sınav sistemiyle öğrenci alır pozisyona geldi. Bu, 1981'de YÖK'ün kuruluşundan sonra 1982'de yapılan bir yönetmelikle "ÖSYM" adıyla ve YÖK'e bağlı bir kurum olarak hayatını devam ettirdi.

Değerli arkadaşlarım, ÖSYM, 2010 yılına kadar 1983 yılındaki yönetmelikle idare edilmek durumunda kaldı. 2010 yılı dediğimiz zaman?

VELİ AĞBABA (Malatya) - Suç onların yani.

FİKRİ IŞIK (Devamla) - 1983'te çıkarılan yönetmelikte? Bakın, o dönemde İnternet yok, cep telefonu yok, birtakım ileri dinleme cihazları yok. Böyle bir durumda, Türkiye, 2010 yılına kadar ÖSYM'nin 1983'te çıkardığı yönetmelikle yürüdü. Neden yürüdü? Şimdi, Cumhuriyet Halk Partili arkadaşlar bir önerge veriyorlar ama "Ya, acaba burada bizim hiç kusurumuz var mı?" diye hiç düşünmüyorlar.

FATMA NUR SERTER (İstanbul) - Ne alakası var bunun konuyla?

VELİ AĞBABA (Malatya) - Bu kadar pişkinlik olmaz ya!

SÜLEYMAN ÇELEBİ (İstanbul) - Kusur gene mi bizde oldu?

FİKRİ IŞIK (Devamla) - Şimdi, söyleyeyim, bakın, ÖSYM, YÖK'e bağlı bir kurum ve Sayın Başbakanımız, 2005 yılında, sizin o dönemki Genel Başkanınız Sayın Deniz Baykal'a "Gelin, şu YÖK'ü beraber ele alalım, şu YÖK'ü yeniden yapılandıralım. Bakın, bu YÖK'le bu ülke bu şekilde yürüyemez." dediği zaman sizin o dönemki Genel Başkanınızın -şimdi reddediyorsunuz, reddimiras yapıyorsunuz veya yapmıyorsunuz bilmem ama- söylediği cümle?

SÜLEYMAN ÇELEBİ (İstanbul) - Biz hayatımızda reddimiras yapmadık.

FİKRİ IŞIK (Devamla) - O günkü Genel Başkanınız "YÖK meselesi rejim meselesidir, YÖK'e dokundurtmam." dedi. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

VELİ AĞBABA (Malatya) - Bu kadar pişkinlik olur mu Allah aşkına ya!

FATMA NUR SERTER (İstanbul) - Şimdi rejim meselesi olarak ele alıyorsunuz. Şu anda rejim meselesi olarak ele alıyorsunuz.

FİKRİ IŞIK (Devamla) - Şimdi, peki, dokunulamayan YÖK ve ona bağlı ÖSYM?

OKTAY VURAL (İzmir) - Hakkı, emeği çalınan insanlara bir cevap verin ya! Boş ver bu polemikleri ya! Sınavına hile karıştırılan gençler bir şey bekliyor ya!

FİKRİ IŞIK (Devamla) -?artık hiçbir şey kamufle edilemez hâle gelinceye kadar sahiplenildi. CHP'nin bu tavrını biz biliyoruz. CHP tüm kurumları kendine yakın gördüğü anda sorgusuz sualsiz sahiplenir ama kurumlarda kendi işlevine dönme eğilimi başladığı anda hemen karşısına alır, biz bunu çok iyi biliyoruz. CHP'nin bu yaklaşımı aynen, bire bir ÖSYM'de cereyan etti.

VELİ AĞBABA (Malatya) - Doğru bir sınav yaptın mı, yapmadın mı?

FİKRİ IŞIK (Devamla) - Ne zamana kadar? Mızrak çuvala sığmayıncaya kadar.

Bakın, şimdi, arkadaşlar, bir öneri veriyorsunuz.

FATMA NUR SERTER (İstanbul) - Sizin mızrak çuvala sığmadı! Sizin mızrak çuvalı 10 kere deldi, 10!

FİKRİ IŞIK (Devamla) - Ya, Allah aşkına, önerinizi biraz ciddi hazırlayın! Önerinizde diyorsunuz ki: "2009 yılında işte şöyle olmuş polis sınavında. 2010 yılında KPSS skandalı olmuş."

İyi de, zaten, 2009 ve 2010, sizin o arkasında kapı gibi durduğunuz ÖSYM yönetiminin skandalları bunlar.

AYTUN ÇIRAY (İzmir) - O zaman iktidar değil miydiniz?

VELİ AĞBABA (Malatya) - Bu kadar utanmazlık olur! Bu kadar pişkinlik olur yani!

FATMA NUR SERTER (İstanbul) - Sizin ÖSYM yönetiminin her sınavı skandaldır ya!

FİKRİ IŞIK (Devamla) - Ha, ben ÖSYM yönetimini, ben Ünal Yarımağan'ı şahsi olarak ilzam etmek istemem.

OKTAY VURAL (İzmir) - Onu da araştıralım, gel! Madem başkalarını söylüyorsun, gel, onu da araştıralım. Araştıralım, gel, kaçmayın!

FATMA NUR SERTER (İstanbul) - Her sınav bir skandal.

FİKRİ IŞIK (Devamla) - Ama siz 1983'ten 2010 yılına kadar dokundurtmadığınız, herhangi bir işlem yapılmasına müsaade etmediğiniz kurumda birtakım sıkıntılar çıkınca, KPSS'de birtakım gizlenemez sıkıntılar ortaya çıkınca, ondan sonra başladınız "Tabii ki, yok efendim, bu skandalın sorumlusu AK PARTİ İktidarıdır." Hiç kusura bakmayın.

VELİ AĞBABA (Malatya) - 2009'da sen neredeydin Sayın Işık? 2009'da, 2010'da neredeydin sen?

FİKRİ IŞIK (Devamla) - Hem kendi ayıbınızı kendi isteğinizle deşifre ettiniz. Ben CHP'li grup yöneticisinin yerinde olsam böyle bir önergeyi vermezdim.

MALİK ECDER ÖZDEMİR (Sivas) - 2009'da iktidar değil misiniz?

VELİ AĞBABA (Malatya) - Kimdi iktidar? Kimdi Başbakan? Kimdi Millî Eğitim Bakanı?

FİKRİ IŞIK (Devamla) - Ben sizin yerinizde olsam, geçer, birazcık parti hafızasına bakardım.

Peki, ne olmuş? 2010 yılında bu skandal ortaya çıkınca Ünal Yarımağan istifa etmek zorunda kaldı.

İZZET ÇETİN (Ankara) - Bitmiyor, skandallarınız bitmiyor sizin.

FİKRİ IŞIK (Devamla) - Ünal Yarımağan'ın istifasından sonra işte Ali Demir Bey vekâleten atandı ve Türkiye Büyük Millet Meclisi olaya el koydu, ÖSYM Kanunu baştan sona yenilendi, "Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Merkezi" olan ismi "Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezi" hâline geldi.

Değerli arkadaşlarım, işte, ne olduysa bundan sonra oldu. Ne olduysa bundan sonra oldu. Bakın, bir kurumda eğer 88 kişi çalışır da bunların çok büyük bir kısmı birbirinin eşi, akrabası, yakını olursa siz o kurumun şeffaflığından bahsedebilir misiniz?

Şimdi, arkadaşlarımız diyor ki: "Önceden ÖSYM'de hiç problem yoktu, 2010'dan sonra problem oldu." Hayır.

ALİ ÖZGÜNDÜZ (İstanbul) - Ya araştıralım diyoruz işte, araştıralım diyoruz.

FİKRİ IŞIK (Devamla) - Her sene ÖSYM'de başkasının yerine sınava giren, sınav kitapçığını çalan, bununla ilgili pek çok  adliyelik olan vakalar oldu. Bunların hepsi her zaman oldu.

VELİ AĞBABA (Malatya) - Eğer sende bir şey varsa bir tane göstersene.

FİKRİ IŞIK (Devamla) - Bizim  üniversiteye girdiğimiz dönemde de oldu, bizden sonra da oldu. Biraz?

VELİ AĞBABA (Malatya) - Bir tane varsa göstersene.

FİKRİ IŞIK (Devamla) - Bakın, sözünüzü yükseltmek istiyorsanız sesinizi yükseltmeyin.

VELİ AĞBABA (Malatya) - Boş laf, boş! Boş konuşuyorsun, boş!

FİKRİ IŞIK (Devamla) -  Sesini yükseltme, dinle. Adam gibi dinle, ondan sonra konuşursun. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

VELİ AĞBABA (Malatya) - Adam gibi sen konuş, adam gibi sen konuş! Bir defa, bu fırıncılığa benzemez. Adam gibi sen konuş!

FİKRİ IŞIK (Devamla) - Değerli arkadaşlarım, şimdi, ne olduysa yeni ÖSYM Yasası'nın çıkıp ÖSYM'de kadro değişikliğine gidildiği zaman oldu.

VELİ AĞBABA (Malatya) - Adamlık kursu veriyoruz biz burada Fikri Bey, adamlık kursu veriyoruz!

FİKRİ IŞIK (Devamla) - Ne oldu? Hemen birtakım güçler devreye girdi, ÖSYM'yi itibarsızlaştırma süreci başlatıldı.

Bakın, değerli arkadaşlarım, şunda hiçbirimiz farklı düşünemeyiz: Bu kurum Türkiye'nin en güvenilir kurumu olmalıdır. Bunda hiç tartışma yok. Bunu bilen AK PARTİ İktidarından önceki muhalefet partileri bireysel olayları iktidarı yıpratmak için bir gerekçe olarak kullanmadılar. Bugünkü fark ne? Bugün, özellikle ana muhalefet partisi, bu ÖSYM'de yaşanan birtakım olumsuzluklar varsa -ki pek çoğu iddia düzeyinde- bunu, sadece ve sadece, oradaki milyonlarca insanın hakkını korumak için değil, AK PARTİ İktidarını yıpratmak için kullanıyor. Böyle bir muhalefet anlayışı olamaz.

Burada, değerli arkadaşlarım, ne olmuş? Şimdi, sizin verdiğiniz önergede dört tane başlık koymuşsunuz, iki tanesi zaten daha önce Ünal Yarımağan döneminde, AK PARTİ'nin hiçbir şekilde müdahale ettirilmediği dönemde olmuş. İkincisi ne olmuş? 2011 yılında, TUS sınavında 75 soru bir önceki sınavla aynıymış. Peki, bu 75 soruyu ÖSYM Başkanı mı hazırlıyor?

MALİK ECDER ÖZDEMİR (Sivas) - Hepsini araştıralım.

FİKRİ IŞIK (Devamla) - Ankara'daki üniversiteler hazırlıyor ve ÖSYM'ye gönderiyor. Orada ÖSYM'nin yapması gereken, o hazırlanan soruları? Özellikle Ankara'nın tıp fakülteleri bu soruları hazırlıyor, ÖSYM'ye veriyor. ÖSYM'nin yapması gereken kontrolü yapmamış. Bunun sonucunda bu ortaya çıkınca da, bu belirlenince de yetersizlik, ihmal ve kasıt tespit ediliyor ve sorumlular hakkında hem savcılığa suç duyurusunda bulunuluyor hem de sorumlular hakkında cezai işlem yapılıyor.

Şimdi, arkadaşlar, bu kadar büyük ülkede, bu kadar büyük kurumda art niyetli insanlar olmaz mı? Elbette olur. Hırsıza kilit dayanır mı? Elbette dayanmaz. Ama hiçbir konu, soruşturulmadan, üstü örtülerek geçilmemiştir.

OKTAY VURAL (İzmir) - Yani hırsızlar hırsız kalacak öyle mi?

FİKRİ IŞIK (Devamla) - Bakınız, bütün arkadaşlarımızın söylediğinde, değerli arkadaşlar, ÖSYM yeni yeni bir kurum hâline geliyor. ÖSYM, kendi bağırsak temizliğini kendi içinde yapıyor. Daha düne kadar burayı arpalık gören, eşinin dostunun istihdam ve farklı işlerle kullandığı bir kurum olmaktan çıkıyor. Bunlar, elbette ve elbette, birilerini rahatsız ediyor ama şunu çok net söylüyorum: Bugüne kadar gördüğümüz kadarıyla ÖSYM hiçbir iddiayı örtbas etmedi. En son, 2012 yılında yapılan 2 tane sınavla ilgili konu derhâl savcılığa intikal ettirildi, yargı süreci başlatıldı ve burada ihmali ve   -çok açık ve net söylüyorum- kastı olanların tamamı yargıya suç duyurusuyla -hem kendi idari cezalara çarptırıldı hem de adli ceza için- intikal ettirildi.

Şimdi, değerli arkadaşlarım, yani burada Cumhuriyet Halk Partisi Sözcüsünün on dakikalık konuşmasının beş dakikasını sadece ÖSYM Başkanına ayırması, bu teklifin, araştırma önergesinin iyi niyetten uzak, sadece bir kişiyi ve bir kurumu yıpratmaya yönelik bir öneri olduğunu çok açık ve net ortaya koyuyor. Bakın, ben Cumhuriyet Halk Partisine şunu özellikle tavsiye ediyorum: Bu anlayışla muhalefet olmaz.

İZZET ÇETİN (Ankara) - İşine bak sen, işine! Senden mi öğreneceği muhalefeti!

FİKRİ IŞIK (Devamla) - AK PARTİ'ye karşı olacağız diye doğrulara karşı durulmaz. Eğer doğrulara karşı durursanız millet sizin yanlışlığınızı tespit eder, her zaman olduğu gibi her seçimde de cezanızı verir, sandığa gömer, sandıktan da çıkamazsınız. (AK PARTİ sıralarından "Bravo" sesleri, alkışlar)

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

FİKRİ IŞIK (Devamla) - Sayın Başkan, bir dakika?

BAŞKAN - Devam edin, buyurun, buyurun.

FİKRİ IŞIK (Devamla) - Değerli arkadaşlarım, AK PARTİ İktidarı olarak, AK PARTİ Grubu olarak da şunu net olarak söylüyoruz: Her kim yanlış yaparsa mutlaka cezasını bulmalı.

İZZET ÇETİN (Ankara) - Başbakan dâhil.

FİKRİ IŞIK (Devamla) - Bizim bu noktada hiçbir şekilde sırtımızda yumurta küfesi de yok, herhangi bir şekilde hesabını veremeyeceğimiz bir sözümüz de yok. Biz kesinlikle bu kurumun Türkiye'nin en güvenilir kurumu olmasını özellikle istiyoruz.

İZZET ÇETİN (Ankara) - Keser döner sap döner.

FİKRİ IŞIK (Devamla) - Ancak bunu isterken de birilerinin bu kurumu yıpratmasına ve AK PARTİ İktidarını yıpratmak için bu kurumu alet etmesine de asla ve asla göz yumamayız diyorum.

Bu önergenin, bana göre, hazırlanışı itibariyle, beslediği iyi niyetten uzak yaklaşımı itibarıyla gündeme alınmaması gereken bir önerge olduğunu ifade ediyorum. Bu vesileyle yüce Meclisi saygıyla, sevgiyle selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ediyoruz Sayın Işık.