| Konu: | TOPLU İŞ İLİŞKİLERİ KANUNU TASARISI |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 11 |
| Tarih: | 18.10.2012 |
ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Şanlıurfa) - Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım; çok önemli bir yasa tasarısının son bölümüne gelmiş bulunuyoruz. Öncelikle, bir kez daha hayırlı olmasını temenni ediyorum.
Tasarı, işçi ve işveren kesimlerinin bir an önce yasalaşmasını bekledikleri bir tasarı. Takriben -yaklaşık olarak- 400 bin işçiyi ilgilendiren, toplu sözleşme yapmayı bekleyen 400 bin işçiyi, çalışanı ilgilendiren, 1.717 toplu sözleşme yetki talebinin Bakanlığımızdan talep edildiği son derece önemli bir düzenleme. İnşallah, bugün, sizlerin desteğiyle burada yasalaşmış olacak.
Sosyal taraflara da teşekkür ediyorum. Yorucu bir süreçten geçtik. Belki de son on beş gün, toplanmadığımız gün, bir araya gelmediğimiz gün olmadı. Sık sık önergelerde değişiklikler, bakışlarda değişiklikler oldu ama diyalogdan çıkmayan, diyalogdan sapmayan ilişkilerimizden dolayı çok teşekkür ediyorum. Her şey rayında gitti mi, yolunda gitti mi? Bunu da söyleme imkânına sahip değiliz. Gerçekten akşam konuştuğumuzun sabah değiştiğini, sabah kararlaştırdığımızın akşam yine taraflarca farklı bir yöne çekildiğine de şahit olduk.
Şimdi, bu yasanın iki yönden ele alınması gerekiyor: Bir, ILO sözleşmeleri çerçevesinde yasaya baktığımız zaman 87 ve 98 sayılı sözleşmelerin büyük oranda karşılandığını görüyoruz. Ancak, takdir edersiniz ki her ülkenin kendine has şartları var, bunlar dikkate alınmalı, mutlaka dikkate alınmalı. Ayrıca, sosyal tarafların da bu konudaki görüşlerini de dikkate almadan yapacağınız bir düzenlemenin sağlıklı olmayacağını hepiniz takdir edersiniz. Örneğin, barajın sıfırlanması konusu, sıfır baraj, iş kolunda barajın sıfır olması talebi dillendirilir ama aslolan masada bir araya geldiğiniz zaman, oturduğunuz zaman burada bir uyumun, bir uzlaşmanın çıkması önemlidir. Sendikalarımızdan yüzde 1 barajı, yüzde 2 barajı talep edenler olduğu gibi, işverenlerimizden yüzde 5 barajı, yüzde 3 barajı şeklinde masaya oturanlar oldu. Bunun yanında, sendikalarımızdan sıfır barajı, iş kolunda sıfır barajın olmasını savunanlar oldu.
Şimdi, arkadaşlarımız şunu söylüyorlar, diyorlar ki: "Efendim, bunlar ayrı bir iş kolu. Siz hükûmetsiniz, çıkarın, deyin ki: `Astığım astık, kestiğim kestik.'" Böyle bir yöntemimiz yok ama böyle bir yöntemi uyguladığınız zaman da başka bir eleştiriyle karşı karşıya kalacaksınız. O zaman "Sosyal diyaloğu hiçe sayan, dikkate almayan bir yaklaşım sergiliyorsunuz." gibi bir durumla karşı karşıya kalacağız. Bunun yanına meslek ve iş yeri esaslı sendikal örgütlenme konusu da yine mesela tartışmalarımızda gündeme geldi. Bizdeki örgütlenme iş kolu esaslı olduğu için, bu, ILO'nun bir tavsiyesi veya ILO'nun sözleşmelerde olan bir hükmü olmasına rağmen bizim ülkemiz için geçerliliği söz konusu olmadı.
"Tüm çalışanların sendikal güvenceye kavuşturulması düzenlemesi" konusu ve bu konuyla ilgili norm ve standartlar var ama bu konuyu 25'inci maddede hep beraber gördük, biz Türkiye olarak bunu kısmen sağlayabiliyoruz. Yani 30 işçinin altındaki işletmelerde sendikal veya iş güvencesinin olmadığını, bunu sosyal taraflarla, sendikalarla oturup konuştuğumuz zaman anayasal bir hak olduğunu ve bunun yargıya taşınacağını bizlere ifade ediyorlar, biz de saygıyla karşılıyoruz. Yani bu konuda keşke bir mutabakat olabilseydi, bu konuda evrensel standartlar esas alınabilseydi fakat taraflar eğer bu konuda bir uzlaşı noktasına gelmiyorlarsa?
İZZET ÇETİN (Ankara) - Getirmeyen sizsiniz Sayın Bakan, bozan sizsiniz.
ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Devamla) - ?ki işverenlerin bu konuda itirazları, işçi kesimlerinin itirazları var. Yalnız bu maddeye endeksli değil, bir başka maddede işçinin lehine bazı düzenlemeleri, işçi kesiminin lehine düzenlemeleri yaparken işverenin ısrar ettiği bu madde üzerinde de böyle bir çıkış yolunu birlikte bulabildik. Bunu da burada ifade etmek istiyorum.
Geçende toplantıda da söyledim, yine bu kürsüden söyledim; bu olayların çok derinlemesine bireyselleştirilmesini ben doğru bulmuyorum çünkü iş yapmaya çalışıyoruz, sorun çözmeye çalışıyoruz. Türkiye 1982'den bu tarafa bu yasayı köklü bir şekilde değişikliğe tabi tutamadı. Ne hükûmetler geldi ne iktidarlar geldi geçti ama bu yasa değiştirilemedi. Bugün ilk kez derli toplu bir şekilde değiştiriliyor.
"Efendim, bu dört dörtlük değil." Biz zaten bunun dört dörtlük olduğunu hiçbir zaman söylemedik.
İZZET ÇETİN (Ankara) - Değiştirmeyen sizsiniz. Niye başkalarını katıyorsunuz?
ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Devamla) - Kaldı ki bakınız, bunun dört dörtlük yönü de yok.
Ben buradan bir kez daha söylüyorum: Bütün sendikaların uzlaştığı, işçi, işveren sendikalarının uzlaştığı bir düzenleme varsa, getirin çıkaralım.
İZZET ÇETİN (Ankara) - Temelinde siz varsınız; bir 12 Eylül var, bir de siz varsınız.
ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Devamla) - Böyle bir imkân varsa biz bundan kaçmıyoruz ama bunu sağlamak mümkün değil.
İZZET ÇETİN (Ankara) - Bir 12 Eylül var bu yasanın temelinde, bir de Faruk Çelik var.
ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Devamla) - "Efendim, bu yasa var ya, getirdiğiniz bu düzenleme, geri götürüyor." Bu düzenleme geri götürüyor ise mevcudunu o zaman daha önemsiyorsunuz demektir, mevcudunu o zaman devam ettireceğiz yani 2009 istatistiklerini yayınlayacağız, "sendika" diye bir şey kalmayacak Türkiye'de. Böyle bir şey olabilir mi? Bunu, yani 2009 istatistiklerini savunma anlamına gelen bir yaklaşımı ben doğru bulmadığımı burada bir kez daha ifade ediyorum.
İZZET ÇETİN (Ankara) - Kimse savunmuyor, yüzde 10'u dünyada savunan yok.
ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Devamla) - Şimdi, bakınız, yüzde 10 tarihe karışıyor. Yüzde 3 genel baraj vardır 41'inci maddede fakat bu?
İZZET ÇETİN (Ankara) - Sen yüzde 1'ine sahip çıkamıyorsun.
ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Devamla) - Burada özellikle yaptığımız bir önemli düzenleme var. Bakınız, problem, güven problemi. Bizim endüstriyel ilişkilerimizde işçi ve işveren arasında inanıyorum ki bu düzenleme, bu yasa yürürlüğe girdikten sonra son derece pozitif, olumlu bir dönemi yaşayacağız. O da sendikalarımız ile işverenlerimiz arasında 20'nci yüzyılın arta kalan yaklaşımları var ise onlar da ortadan kalkacak yani çatışmacı anlayış tümden ortadan kalkacak ve endüstriyel ilişkilerimizde bu yasa barışa hizmet edecek ve bu barışın neticesinde ben inanıyorum ki üç yıl sonra, dört yıl sonra geçici maddede yapacağımız düzenleme neticesinde barajın çokça konuşulmadığı bir sürece girmiş olacağız. Bu yasanın en önemli şekilde güven ortamının oluşmasına katkı sağlayacağını ifade etmek istiyorum.
Bir diğer sitemimiz de var tabii Bakanlık olarak, şu sitemi de burada ifade etmek istiyorum: Sendikalar, yaşanan bütün bu olaylarda yasanın bütünlüğünden ziyade, yasanın derli toplu nasıl daha güzel olabilir katkısından ziyade sendikaların lokal, kendi değerlendirmeleri de bizi çok yormuştur, bizim çok zamanımızı almıştır, bu sitemimi de buradan yapmamı umarım ki mazur karşılarlar.
Bir diğer konu, sık sık burada değinildi: Efendim, bu patron-işçi ayrımı. Değerli arkadaşlar, dünyanın hiçbir yerinde artık böyle bir yaklaşım yok. Ben hangi gruba sorsam şimdi: Yani siz KOBİ'lere karşı mısınız, siz iş adamlarına karşı mısınız, iş dünyasına karşı mısınız? Böyle bir şey olabilir mi? İş dünyası da bizim, KOBİ'ler de bizim, işçiler de bizim; işçisiz KOBİ olmaz, KOBİ'siz işçi olmaz yani bunları ayrı ayrı değerlendirme döneminin bence çoktan geçtiği kanaatindeyim. Bunları birlikte, hakları çerçevesinde?
SÜLEYMAN ÇELEBİ (İstanbul) - Hak vermiyorsunuz ki alıyorsunuz Sayın Bakan. Hak vermiyorsunuz, hak verseniz anlayacağım.
ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Devamla) - ?bunları ele almamız gerektiği süreci içerisinde olduğunu burada ifade etmek istiyorum.
Değerli arkadaşlar, konuşmalarda birçok önemli hususa burada temas edildi.
Ha, şunu da ifade edeyim: Bütün bu çalışmalarımızda yüzleşemeyeceğimiz sendika yoktur, yüzleşemeyeceğimiz siyasi parti de yoktur, yüzleşemeyeceğimiz? Her şeyi şeffaf bir şekilde götürdük, açık bir şekilde götürdük.
SÜLEYMAN ÇELEBİ (İstanbul) - Bizimle de yüzleşeceksiniz.
ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Devamla) - Herkes iyi niyetle bu yasanın artık çıkması gerektiği konusunda -işverenler de işçiler de- hatta başka bir çare olmadığı, mutlaka bu yasanın çıkması gerektiği konusunda ittifak hâlindeler ama ayrıntılar konusunda takdir edersiniz ki iki yakayı bir araya getirmenin çok zor olduğunu ifade etmiş olayım.
Şimdi, geçen gün ifade ettim: Bakınız, yasa ile iş kolu sayısı 28'den 20'ye iniyor. İş kolu tespit davaları bekletici neden olmaktan çıkarılıyor. Bu, son derece önemli bir düzenleme. İş kolu barajlarında yapılan itiraz neticesinde: Bekleyin ki iki yıl geçsin, üç yıl geçsin, mahkeme karar versin ki iş koluyla ilgili yetkili hâle gelsin sendika ve ondan sonra iş yerine gelebilsin? Bunu ortadan kaldırdık. Bunu küçümsemek, bunu görmemezlikten gelmek yanlış olur inancı içerisindeyim.
Sendikaların kuruluşunu kolaylaştırdık. On beş yaşını dolduranlara sendikaya üye olma hakkını getirdik. Aynı iş kolunda birden fazla işverene bağlı olarak çalışan iş yerlerine birden fazla sendikaya üye olma imkânını getirdik.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Lütfen sözlerinizi tamamlayınız.
ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Devamla) - Ayrıca, ikinci bölümde de son derece önemli düzenlemeleri getirdiğimizi, öyle tahmin ediyorum ki kamuoyunda da işçisiyle, işvereniyle, bütün kesimler? Zamanımız yeterli olmadığı için ifade edemiyorum, bu tasarı son derece önemli düzenlemeler içermektedir.
Bundan sonra yapacağınız katkılara da teşekkür ediyorum. Çalışma hayatımıza, çalışma barışına bu yasanın önemli katkılar sağlayacağı düşüncesiyle hepinizi saygıyla, sevgiyle selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ediyoruz Sayın Çelik.