GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 2013 YILI MERKEZÎ YÖNETİM BÜTÇESİ VE 2011 YILI MERKEZÎ YÖNETİM KESİN HESAP KANUNU TASARISI
Yasama Yılı:3
Birleşim:45
Tarih:19.12.2012

MEHMET GÜNAL (Antalya) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

EŞREF TAŞ (Bingöl) - Bunların hepsini okuyacak mısın? Hayırdır Mehmet Ağabey ya!

MEHMET GÜNAL (Devamla) - Hepsini okumayacağım, az sonra onun ne olduğunu söyleyeceğim ama önce birkaç tespit yapmak istiyorum. Onun için, beklesinler biraz, az  sonra, reklamlardan sonra.

 ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Yoksa, Sayıştay raporları mı geldi?

MEHMET GÜNAL (Devamla) - Şimdi, değerli arkadaşlar, şu anda bir madde sonra bütçe görüşmelerinin maddeler kısmı ve kesin hesabı bitmiş olacak, yarınki genel görüşmeler dışında bitiriyoruz.

Tabii, maalesef, burada, milletin gerçek gündemini değil, lüzumsuz siyasi tartışmalarla, sanal gündemlerle bizi oyaladınız, vakit geçti. Bu bütçe görüşmelerini, baştan söylemiştik, bütün tahsis edilen paraların nereye harcandığı ve bundan sonraki bütçenin nerelerde kullanılması gerektiği, tahsis edilen kaynaklara kullanılıp kullanılmadığının denetlenmesi gerekiyordu ve kayıkçı kavgalarıyla, burada, sanal gündemlerle, maalesef, milleti oyaladık.

Biz, Milliyetçi Hareket Partisi olarak, hep, yapıcı, yol gösterici, uzlaşmacı bir muhalefet anlayışından yana olduk. Burada, arkadaşlarımız, hem tespitlerini yaptılar hem de önerilerimizi sunduk. Hâlen de, bu önerilerle "Gelin bırakın, bu sanal gündemlerle uğraşmayın." dedik, ama maalesef bu geçti.

Bir taraftan, tabii bunu bile çok görmeye başladınız gibi geliyor. Sayın Başbakan kuvvetler ayrılığından şikâyet ediyor; küçücük, böyle, muhalefetin bu kadarlık sesine bile tahammül yok gibi veya yargı sizin aleyhinize karar aldığı zaman, "Vallahi, bu kuvvetler ayrılığı iyi değil." diyoruz.

AHMET AYDIN (Adıyaman) - Mehmet Bey, o kadar konuşuyorsunuz?

MEHMET GÜNAL (Devamla) - Öbür taraftan, Sayın Arınç, hâlen daha, bırakmış bu işleri -hükûmet işlerini- dağa çıkmaktan, ağlamaktan, işte empati yapmaktan bahsediyor.

ERKAN AKÇAY (Manisa) - Dağa çıksın, dağa,  Arınç dağa çıksın!

MEHMET GÜNAL (Devamla) - Ona "çıksın" dedik artık, çıkarsa mahzuru yok, "Biz de rahatlamış oluruz." dedik.

ÖZCAN YENİÇERİ (Ankara) - Hangi dağa çıkacak, onu tespit edemiyor.

MUHARREM VARLI (Adana) - Geç kalmadı, çıksın.

MEHMET GÜNAL (Devamla) - Ama benim asıl söylemek istediğim o değil. Değerli arkadaşlar, burada, sanal gündemle vakit geçiyor.

ÖZCAN YENİÇERİ (Ankara) - Türkiye'de dağ tükenmez, Oğuz'da er tükenmez.

LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) - Dağda Arınç'ı anma günleri yapılıyor!

MEHMET GÜNAL (Devamla) - Araya, gelmiş, şimdi, bakın, başka bir kanun tasarısı görüşeceğiz diyoruz, gecikiyor.

ERKAN AKÇAY (Manisa) - Çıkmayla dağ tükenmez. Arınç'ı dağlara bekliyoruz.

MEHMET GÜNAL (Devamla) - Maalesef, gelin, burada gerekli reformları yapalım, ekonomik, sosyal ne varsa onları yapalım; sanal çekişmelerle, burada, kayıkçı kavgasıyla vakit kaybetmeyelim.

ERKAN AKÇAY (Manisa) - Spil Dağı'na bir çıksın da görelim bakalım!

MEHMET GÜNAL (Devamla) - Şimdi, hep dedik ki? Bakın, "Bunlar nedir?" dediniz. Biz, size, başından beri -burada arkadaşlarımız da tespit yaptı, sayın genel başkanlar konuşurken Sayın Genel Başkanımız da söyledi- bu vergi adaletsizliğinin sonucunu söyledik. Burada "Tutmayan hedeflerin, gelir ve büyüme hedeflerinin, vergi hedeflerinin tutmaması sonucunda dar gelirliler sıkıntıya düşüyor." dedik ve "Bunun yükünü insanlar çekiyor." dedik.

Şimdi, önümde, merak ettiğiniz dosyalar bugün Grup Başkanlığımızı ziyaret eden TÜRK HARB-İŞ Sendikası'nın bize emaneten Sayın Bakana sunulmak üzere...

Sayın Bakana sunabilirsek, arada arkadaşlarımız müsaade ederlerse, çünkü doğrudan kendisine sunulmak için gönderilmiş. Şimdi, burada ben size kısaca özetleyeyim ne olduğunu ama bu arada Sayın Bakanı görebilirsem, bir şey, kendisinin ifade ettiği?

ERKAN AKÇAY (Manisa) - Sayın milletvekili!

MEHMET GÜNAL (Devamla) - Sayın Bakanım, arkadaşlarımız bir şey soruyordur, saygı duyuyorum ama deminki söylediğiniz, doğrudan sizin söylediğinizle ilgili olduğu için hem de size hitaben gönderilen dilekçeler var.

Bir tanesini söyleyeyim, esefle karşıladım. Az önce ben size rezervi sordum ama siz öyle bir şey söylediniz ki, "Bizim 119 milyar paramız var, hatta üstüne alacağımız var." dediniz. Yani, bu 119 milyar dolar kullanılabilir durumda mı, bunun ne kadarını hemen kullanabiliyorsun, bu sizin varlık olarak cebinizde harcayacağınız bir para mı, neyle aldınız, kaç para bunun maliyeti var, yüzde kaç faiz vererek bu dövizleri topladınız, bir sürü unsuru var bunun. Sadece on yılda sanki hiç para ödemedik, hiç borç ödemedik gibi? 500 milyar TL faiz ödemeniz var topladığınız zaman, 50 milyar dolarında iniyor çıkıyor; 49, 50, 53 gidiyor. Peki bunları saymayacak mıyız? Bunlar nereye gitti? Bu anapara ödemesi şu anda siz onu söylüyorsunuz ama Sayın Bakan, sadece kısa vadeli borç 100 milyar. Yani ödediğiniz anda gidiyor, bir şey yok, uzun vadelileri söylemiyorum ödememiz gereken. Özel sektörün 212,5 milyarını neyle ödeyeceksiniz? Yani o sizin borcunuz değil ama hangi dövizle ödeyeceksiniz eğer döviz rezervimiz yoksa? Ben bunu çok yadırgadığımı söylemek istiyorum. Milleti aldatmaktan vazgeçelim, neyse söyleyelim, çözelim dedik.

Şimdi, Sayın Bakanım, TÜRK HARB-İŞ Sendikasının bütün çalışanları, bu söylediğimiz anlamda, vergi adaletsizliğiyle ilgili bir şikâyette bulunmuşlar. Bu gelir dağılımındaki bozulmaya yol açtığını söylüyorlar. Bu çerçevede bizim dikkat ettiğimiz hususun canlı bir örneğini bugün arkadaşlarımız bizlere sundular ve size sunmamızı istediler. İşçilerin vergi yükünün giderek arttığını, yıl başında kesilen vergi miktarıyla yıl sonundakinin neredeyse 2 misline geldiğini söylüyor. Biz de size demiştik ki "Az kazanandan az, çok kazanandan çok alalım; adaletli vergi alalım."  Kendileri de "Vergi yükünde adalet istiyoruz." diye, bu çalışanların ücretlerinden alınan verginin belli bir limitte tutulmasını, miktar arttıkça brüt olarak yukarı doğru artırılmamasını istiyorlar.

Ben, bu emaneti Grup Başkanlığımız adına sizlere vermek üzere aldım ve burada, arkadaşlarımın huzurunda tekraren, onların adına, vergi adaletsizliğini giderelim -siz de diyorsunuz çalışıyoruz diye- adil bir vergi düzeni, vergi sistemi tesis edelim diyorum.

Hepinize saygılar sunuyor, bütçenin hayırlı olmasını diliyorum. (MHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Günal.