| Konu: | ASKERLİK KANUNUNDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN (S.S.:82) |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 25 |
| Tarih: | 29.11.2011 |
AYDIN AĞAN AYAYDIN (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 82 sıra sayılı Askerlik Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı üzerinde kişisel görüşlerimi sizlerle paylaşmak üzere söz aldım. Bu vesileyle hepinizi saygılarımla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, kamuoyunun gündeminde uzun süreden beri bedelli askerlik var. Bedelli askerlik ilk defa gündeme gelmiyor. Cumhuriyet hükûmeti döneminde 3 kez bedelli askerlik çıkarılmıştır. Her ne kadar biraz önce bu kürsüde konuşan iktidar partisi sözcüsü "10 kez" diye söylediyse de sayın iktidar partisi sözcüsünün söylediği Osmanlı İmparatorluğu dönemindeki bedelli askerlikten bahsediyor. Cumhuriyet hükûmeti döneminde Türkiye'de 3 kez bedelli askerlik çıkmıştır. 1987 yılında, 1992 yılında ve 1999 yılında bedelli askerlik çıkmıştır. Dolayısıyla biz Osmanlı İmparatorluğu'nun değil, cumhuriyet hükûmeti döneminin yasalarını burada görüşüyoruz.
Görüşmekte olduğumuz yasa tasarısı bana göre şu anda Anayasa'ya ve İç Tüzük'e uygun olarak görüşülmemektedir çünkü bedelli askerlik tasarısı mali hüküm içermektedir. Yani bu tasarıyla Türkiye Cumhuriyeti'nin bütçesine bir para girmektedir. Bütün mali hükümlerin görüşüldüğü yasa tasarılarının komisyonu Plan Bütçe Komisyonudur ve bugüne kadar üç bedelli yasası da Plan Bütçe Komisyonunda görüşülmüş, ilk kez bu 4'üncü olan bedelli yasası Plan Bütçe Komisyonu yerine Millî Savunma Komisyonunda görüşülmektedir. Bu yönüyle, içerisinde mali hüküm olması yönüyle Plan Bütçe Komisyonunda görüşülmemiş olması son derece sakıncalıdır ve bu yasanın bu şekilde yasalaşması hâlinde, Anayasa Mahkemesine gidilmesi hâlinde Anayasa Mahkemesinin bu yasayı iptal etme durumu söz konusudur.
Ayrıca bedelli yasasıyla ilgili Hükûmetin tasarısından önce benim tarafımdan aynı mahiyette verilmiş olan bir kanun teklifi var, yine Cumhuriyet Halk Partisinin Grup Başkan Vekili Sayın Akif Hamzaçebi tarafından verilen aynı mahiyette bir ikinci kanun teklifi vardır. Her üç yani tasarı ve iki kanun teklifi aynı mahiyeti taşıdığı için Meclis İç Tüzük'ünün ilgili maddesi ve bugüne kadarki Meclis teamüllerine göre bu tasarı ve tekliflerin komisyonda birleştirilmesi gerekiyordu. Birleştirilmemiş olması son derece yanlıştır. Meclisin teamüllerine aykırıdır. Bunun olmaması gerekirdi.
Bedelli yasasını görüşüyoruz. Hükûmetin tasarısında sadece 30 bin lira geliri olan otuz yaş ve üstü kişiler bundan faydalanıyor. Bu, Anayasa'nın eşitlik ilkesine de aykırıdır. Yani zenginler askerlik yapmayacak, fakirler askerlik yapacak. Bu son derece yanlıştır. Bunun böyle olmaması gerekirdi.
Keşke, benim ve Sayın Akif Hamzaçebi'nin vermiş olduğumuz kanun teklifleri de bu tasarıyla birleştirilmiş olsaydı ve bizim tekliflerimizde öngörmüş olduğumuz sadece zenginlerin faydalandığı değil, fakir fukara gençlerimizin de faydalanmış olduğu bir bedelli yasası çıkmış olsaydı kamuoyu son derece daha rahat karşılardı ama bugün, bu yasa, bu Meclisten geçerse, bu şekliyle geçerse, ne yazık ki kamuoyu vicdanı yara alacaktır. Sadece 30 bin lirayı veren zenginler bu yasadan faydalanıp bir tek gün askerlik yapmadan askerliğini yapmış olacaklardır ama aynı şartları taşıyıp parası olmayan gençlerimiz bu yasadan faydalanmayacaktır. Bu son derece yanlıştır ve Anayasa'nın eşitlik ilkesine aykırıdır.
Bedelli kanunu, 1111 sayılı Askerlik Yasası'nda değişiklik öngörmektedir. Bence, bugün, eğer askerlik kanunuyla ilgili bir değişiklik yapıyor isek, sadece bedelli yasasını değil -askerlik yasasıyla ilgili değişmesi gereken ve güncellenmesi gereken başka konular da vardır- askerliğin stratejisini yeniden belirlememiz lazım, askerlerin eğitimini yeniden belirlememiz lazım. Bütün bunlar dururken sadece bedelliyi gündeme getirmek yanlıştır. Bu nedenle, benim, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına vermiş olduğum kanun teklifinde ve Cumhuriyet Halk Partisinin seçim beyannamesinde sadece bedelli değil, mevcut silah altında bulunanların ve bundan sonra er olarak veyahut da yedek subay olarak askerliklerini yapacak olan gençlerimizin de askerlik sürelerini yeniden belirlememiz gerekiyordu ama bugün burada onları hiç görüşmüyoruz, sadece bedelliyi gündeme getiriyoruz, "parası olan askerliğe gitmesin"i gündeme getiriyoruz.
Belirlenen ücret yüksek bir ücrettir. 30 bin lira gerçekten yüksek bir ücrettir. Bu ücreti verebilecek gençlerimizin sayısı oldukça azdır. Bu ücret mutlaka aşağı çekilmeli, bizim önerdiğimiz gibi 15 bin Türk lirasına bu çekilmelidir. Eğer 30 bin lira olursa şu anda tasarıyla faydalanması gereken 460 bin yükümlüden ancak 100 bin veyahut da 110 bin kişi yararlanmak durumunda kalacaktır. Oysa bu 30 bin liralık ücreti biraz daha aşağı çekersek hem bundan yararlanacak olan gençlerin sayısı daha da artacaktır hem de daha adil bir durum söz konusu olacaktır.
Yaş sınırına da dikkat çekmek istiyorum. Gerçekten, otuz yaş ve üstü çok yüksek bir yaştır. Bundan önce çıkan üç bedelli kanununu da incelediğimizde genellikle yaş sınırları yirmi yedi ve yirmi sekiz yaştır. Gelin bunu iktidarıyla muhalefetiyle el birliği verelim, el birliği yapalım, birlikte hem ücreti hem yaşı daha aşağı çekelim; yirmi yedi yaş veyahut da yirmi sekiz yaş olabilir, bu yaşı birlikte belirleyelim, hiç olmazsa Türkiye Cumhuriyeti'nde, işini kuran veyahut da bir işte çalışan, doktora yapan, yüksek lisans yapıp askerliğini erteleyen gençlerimizin daha fazla faydalanmalarına imkân tanıyacak bir ortak noktada buluşalım. Eğer 30 bin Türk lirasında diretirseniz ve otuz yaşta diretirseniz bundan faydalanacak olan kişiler sınırlı olacaktır, sadece zengin çocukları bedelli askerlik yapacaklardır, fakir çocukları bundan faydalanamayacaktır. Bu son derece yanlıştır. Bu konunun düzeltilmeye ihtiyacı vardır.
Bunun dışında, eğer askerliği görüşüyorsak askerlikle ilgili temel birtakım sorunları da burada gündeme getirmemiz lazımdır. Dört yıllık yükseköğrenimi bitiren bir genç asteğmen olarak askerliğe gittiğinde o mu daha çok askerlik mevzuatını bilecek, yoksa oradaki yirmi yılını askerliğe veren astsubaylar mı daha çok bilecek? Ama o dört yıllık yükseköğrenimi bitiren bir asteğmenimiz, o yirmi yılını askerlikte geçiren astsubaya, ondan çok daha iyi bilmemesine rağmen, talimat verebiliyor. Bunları yeniden düzenleyelim, Askerlik Yasası'nın sadece bedelliyle ilgili bölümünü değil, Askerlik Kanunu'nda askerliğin stratejisini, askerliğin eğitimini, askerliğin sorunlarını yeniden ele alıp günün koşullarına uygun hâle getirelim. Eğer biz bu mevcut şekliyle bunu yasalaştırdığımız vakit, sadece belli bir zümreye, belli bir zümrenin çocuklarına ücreti mukabilinde, yüksek bir meblağ ödeterek onları askerlik yapmaktan kurtarmış oluyoruz. Bu adil bir davranış değildir, adil bir yasa değildir.
Bunun dışında, yine askerliği konuştuğumuza göre ve bedelliyi konuştuğumuza göre, yirmi bir günlük temel askerlik yapmanın da mutlaka bu yasada yine yer alması lazımdır. Eğer insanlar bedelini ödüyorsa bile, mutlaka her Türk genci en az yirmi bir gün temel askerliği yapmalıdır. Bu vatandaşlık hakkıdır, her vatandaşın mutlaka askerlik yapması gerekir. Eminim ki bundan faydalanacak olan gençlerimiz de bundan rahatsız olacaklardır, bunu içlerine sindiremeyeceklerdir. Düşünebiliyor musunuz, bir Türk genci yirmi bir yaşına gelecek, otuz yaşına gelecek, askere hiç gitmeyecek, parasıyla yapacak! Bundan para alıyorsunuz ama hiç olmazsa yirmi bir günlük temel askerliğini de yapmaları gerekir.
Bu duygu ve düşüncelerle Genel Kurulu saygılarımla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)