GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: ASKERLİK KANUNUNDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN (S.S.:82)
Yasama Yılı:2
Birleşim:25
Tarih:29.11.2011

AHMET TOPTAŞ (Afyonkarahisar) - Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; 1111 sayılı Askerlik Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı`nın geneli üzerinde söz almış bulunuyorum. Bu vesileyle yüce Meclisi saygılarımla selamlıyorum.

Görüşmekte olduğumuz yasa tasarısından önce de 1111 sayılı Askerlik Yasası'nda yapılan düzenlemelerle 3 kez değişiklik yapılmıştır. On iki yılda bu konuda 3 kez düzenleme yapılmış olmasına karşın AKP İktidarının on yıldır bu konuda bir düzenleme yapmamış olması manidardır. Ancak bedelli askerlik düzenlemesi sürekli bir şekilde canlı tutularak bir yandan askerlik hizmetinin ertelenmesini teşvik etmiş, diğer yandan gençlerimizi "Ha geldi, ha geliyor." diye diken üstünde bir beklentiye sürüklemiştir. Bu beklentiye çözüm olmak üzere Cumhuriyet Halk Partisi milletvekilleri Sayın Akif Hamzaçebi ve Sayın Rasim Çakır 23'üncü Dönemde, 16 Mart 2011 tarihinde 2/887 sıra sayılı Kanun Teklifi'nivermişler ve bu teklifle bedelli askerliği gündeme getirmişlerdir. Bu teklif ile gençlerimizin mesleki, ailevi ve kişisel sorunları nedeniyle ve on yıldır beklentiye sokulmuş olmalarından dolayı askerliklerini ertelemeleri sonucu oluşan yığılmayı gidermek amacıyla mali gücü olmayanların bedel ödemeden, mali gücü olanların da güçleri oranında bedel ödemeleri suretiyle sosyal devlet ilkesini de gözeterek bu yığınları eritmek ve Türk Silahlı Kuvvetlerinin planlarını da nesnel verilere göre yapma olanağı sağlamak istenmiştir.

Cumhuriyet Halk Partili milletvekillerinin bu teklifi Türkiye Büyük Millet Meclisine vermelerinden bir gün sonra 17 Mart 2011 günü Sayın Başbakan kameralar önüne geçip verilen bu teklifle ilgili soruya? Sayın Başbakanın ağzından okuyorum, buradaki cümle düşüklükleri ve hatalar Sayın Başbakana aittir, okuduklarımda benim bir hatam yoktur. Sayın Başbakan diyor ki: "Ayaküstü yolda giderken proje açıklanır mı? Şu anda halkımızın bu noktadaki tavrı nedir, ne değildir? Bu ülkede parası olan var, olmayan var. Şimdi siz kalkıp parası olana bedelli askerlik, `Buyurun, kullanın.' diyeceksin, parası olmayan? `O da gitsin askerliğini yapsın.' diyeceksin. Bunu adalet terazisine oturtmak zorundasınız." Devam ediyor: "Bizim şu anda gündemimizde böyle bir durum yok. Uçakta arkadaşlar sorduklarında da kendilerine ben şunu söyledim; gerçekten böyle bir konunun üzerinde durulması gerekiyorsa biz bunu seçimlerden sonra, bu anayasa meselesinde dahil olmak üzere eğer referanduma gitme durumu olursa, biz kalkarız böyle bir süreyi ancak referanduma taşırız ki halkımız bunun kararını versin. Çünkü ben şahsen böyle bir sorumluluğun altına Tayyip Erdoğan olarak giremem. Çünkü parası olan var, parası olmayan var. Parası olan bastıracak parayı askerlikten kurtulacak, parası olmayan gidecek askerlik yapacak. Kimlerle görüştüysem ben, kenar köşedeki izbe yerlerdeki vatandaşım onlar bu işe hiç sıcak bakmıyor. Biz yola çıkarken kimsesizlerin kimi olarak çıktık. Sessiz yığınların sesi olarak çıktık. O zaman sormamız lazım, ona göre de adımımızı atmamız lazım."

Şimdi, Sayın Başbakana soruyorum: Ne değişti de bu ülkede parası olanlar parasını verip askerlik yapacak, parası olmayanlar kuzu kuzu askerliğe gidecek? Sayın Başbakan, bu ülkede kimsesizlerin kimiydiniz, kimsesizlerden vazgeçtiniz, sessiz çoğunluğun sesiydiniz, izbe köşelerindeki insanlara sormuştunuz yani garip gurebaya sormuştunuz, ne değişti de, hangi fikirleriniz değişti de bunlardan vazgeçtiniz, şimdi parası olandan para alıp teskere vereceksiniz ama parası olmayan askere gidecek?

Sordunuz mu bunu kimsesizlere, sordunuz mu bunu izbe yerdekilere? Onlara seçimden önce böyle söylüyordunuz, seçimleri kazandınız, onlara ihtiyacınız kalmadı, onlara sorma gereği de duymadınız.

Yine, bizim milletvekillerimiz bu teklifi verdikten sonra ve AKP'nin bu teklifi gündeme gelmeden kısa bir süre önce Sayın Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, kameraların karşısında "Bugün için de, yarın için de soruyorsanız, Hükûmetimizin gündeminde bedelli askerlik söz konusu değil." diyor. Ne zaman diyor bunu? 14 Eylül 2011 Çarşamba günü, yani Hükûmetin teklifinden aşağı yukarı bir ay önce. Bir ay önce gündemlerinde böyle bir şey yoktu, şimdi gündeme geldi. Diyor ki Sayın Arınç gene devamla: "CHP böyle bir teklif veriyor ki, bu bedelli olmaktan çıkıyor, bedelsiz askerliği, 800 bin kişilik orduyu 50 bine düşürecek sistem ortaya çıkıyor. Asıl amacınız 50 bin kişilik Silahlı Kuvvetler mevcudu bize yeter mi diyorsunuz?" Sayın Bülent Arınç, Başbakan Yardımcısı, Türkiye'de silah altındaki askerlerin sayısını bilmiyor. Türkiye'de silah altına alınanların sayısı 465 bin, şu an görev yapanların, bedelli askerlik yapacak olanların, bundan yararlanabilecek olanların da sayısı 400 bin civarında. Yani, Cumhuriyet Halk Partisinin teklifini 800 bin askeri 50 bine düşürmek gibi bir rakamla manipüle etmek, bunu siyaset malzemesi olarak kullanmak, zaten Sayın Bülent Arınç'ın geçmişten beri gösterdiği davranışlardan biriydi. Ne oldu da şimdi Bülent Arınç, bu fikirlerinden döndü? "Bugün de yoktu, yarın da yoktu." Yine Başbakan Yardımcısı Bozdağ "Kılıçdaroğlu bedelli atıyor." diyordu bu süre içerisinde.

Şimdi değerli milletvekilleri, ne oldu da bu kadar laftan sonra, parası olana "buyur kullan" diyorsunuz, şimdi cari açık mı sıkıştırdı? Bir mirasyedi gibi haraç mezat sattınız ülkenin varını yoğunu. Sizin deyiminizle garip gurebaya "Çiftini çubuğunu sat, getir parayı, tezkereyi al." diyorsunuz, yurt dışında kendi geçimini sağlamakta zorlanan gurbetçilerden aldığınız parayı 2 katına çıkarıyorsunuz, "Git Alman bankalarına borçlan, köleliğe devam et." diyorsunuz, onları yeşil sermayeye, Deniz Fenerine soydurdunuz, şimdi de siz kalanına gidenine el koymak istiyorsunuz. Eden bulur, unutmayın.

Bu görüşmeler sırasında Komisyonda reddedilen önergelerimiz vardı. Parası olan mali gücüne göre 15.000 lira-7.500 lira arasında bedel ödesin, geliri 12 bin liradan az olan garip gureba bedelsiz askere gitsin, bedelsiz bu yasadan yararlansın ve askerlik çağına gelen her genç nasıl askerlik yapıyorsa bu yasadan yararlanacak olan Türk gençlerinin de hiç olmazsa yirmi bir gün temel eğitim alarak askerliğin havasını solumasını istemiştik. Tüm bunlar reddedildi. Başbakan vicdana gelmedi, belki yüce Mecliste milletvekilleri vicdana gelir, halkın beklentilerine uygun bir oy kullanır ve yasa böyle çıkar diye düşünüyorum.

Değerli milletvekilleri, bu konu polemiğe açık bir konu değildir. Bu konuda gerçekten halkın vicdanı yaralanmıştır. Parası olana tezkere verilecektir, parası olmayan Dağlıca'da, Çukurca'da, Yüksekova'da çocuğunu takip edecektir. Bunun sizin vicdanlarınıza da uygun olmadığını düşünüyorum.

Değişiklik önergelerimize destek vermenizi bekliyor, saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)