| Konu: | CHP GRUP ÖNERİSİNDE |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 104 |
| Tarih: | 15.05.2013 |
HACI BAYRAM TÜRKOĞLU (Hatay) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Cumhuriyet Halk Partisinin grup önerisinin aleyhinde söz almış bulunuyorum. Bu vesileyle yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Bildiğiniz gibi, 11 Mayıs Cumartesi günü saat 13.30 sularında Hatay'ımızın Reyhanlı ilçesinde hepimizi derin yasa boğan, hepimizi derinden yaralayan büyük bir vahşetle, saldırıyla karşı karşıya geldik. Bugün itibarıyla 52 insanımız hayatını kaybetti. Biz inanıyoruz ki, bu masum insanlarımız, bu günahsız insanlarımız bu kahpece saldırının hedefi oldular, inşallah, şehadet şerbetini içtiler. 100'e yakın insanımız da yaralandı, hâlen bunların 18-19 tanesi ağır vaziyette, diğerleri de ayakta tedavi oldu, bir kısmının da hastanede hâlen tedavileri devam etmektedir.
Bizler Hatay milletvekilleri olarak hadiseyi duyar duymaz hemen -Hatay'da olan arkadaşlarımız- olay yerine intikal ettik. Tabii, mahşerî bir tablo. Türkiye Cumhuriyeti devletinin kuruluşundan bu yana görülmemiş nispette bir hadiseyle karşı karşıyaydık, ortalık toz duman. Türk milleti, Hataylı hemşehrilerim, Reyhanlılı hemşehrilerim böyle bir vahşeti hiçbir zaman hak etmiyordu. Milletimizin birliğine, dirliğine vurulmuş bir darbe olarak bunu algılıyoruz. Bu vahşeti şiddetle kınıyoruz. Bugün, binlerce yıllık geçmişi olan büyük milletimizin, aziz milletimizin tarihinde -geçmişte tabii, benzeri çok olaylar olmuş olabilir ama- cumhuriyet tarihinde ilk defa bu nispette yapılan böyle bir saldırı. Belki bu ilk, belki son olmayacaktır, devamı da gelebilecektir. Türkiye Cumhuriyeti devleti güçlü bir devlet, bu millet köklü geçmişi olan, güçlü bir millet.
Elbette ki insanlarımız canhıraş bir şekilde, toplumumuzun ve şiddetle, hassaten birinci derecede muhatap olan insanlarımızın yaralarını sarma amaçlı bir toplumsal bütünlük hâlinde, birlik beraberlik hâlinde bölgeye hücum ederek insanlarımızın yaralarını sarma yarışına girmişlerdir. Devletimizin müşfik eli uzanmış, başta Başbakan Yardımcımız Beşir Atalay olmak üzere İçişleri Bakanımız, rahatsız olmasına rağmen Sadullah Bey, Adalet Bakanımız ve Sağlık Bakanımız anında bütün devletimizin imkânlarını seferber ederek olay mahallinde güvenliğinden sağlığına her konuda tedbir alabilmek için ellerinden gelen bütün gayreti sarf ettiler. Valiliğimiz, anında olay mahalline intikal etti; yarım saat sonra bütün birimler, yarım saat içerisinde bölgedeki bütün ambulanslar, güvenlik güçleri, takviye kuvvetler, tamamı bölgedeydi değerli hemşehrilerim.
Sayın milletvekilleri, biz bölgeye intikal ettiğimizde tabii ki feryat figan boldu. Bir taraftan insanlarımızın yaralılarıyla meşguldük hastanelerde, bir taraftan cenazelerle meşguldük. Bu şartlar içerisinde tabii, hepimize düşen bir ortak görev var: Zaman, birlik dirlik zamanı; zaman, birlik beraberlik zamanı. Tabii, böyle bir olay karşısında, millî birlik ve beraberliğin galebe çalması gereken bir anda buradan herhangi bir siyasi beklenti içerisine girmek son derece ve fevkalade yanlış bir olaydır. Ben bunu şahsen şiddetle kınıyorum.
Bakın, biz orada yaralılarla meşgul olurken, cenazelerle meşgul olurken, maalesef, çok üzüntüyle karşıladığımız bir olay yaşadık. Orada, hastane mıntıkasında, olayın olduğu bölgede insanlarımızı tahrik edercesine birtakım davranışlar oldu. Bunların hiçbirinin gereği yoktu. O gün hepimizin ortak vazifesi, insanlarımızın o kanayan yarasını sarmak olmalıydı, öyle olmalıydı. Ben, tabii, muhalefet partilerinden bölgeye gelen milletvekili arkadaşlarımıza da teşekkür ediyorum, siyasetçilerimize teşekkür ediyorum. Onlar da kendince bir şeyler verdiler ama şimdi, ne yaptığınızdan ziyade nasıl algılandığı çok önem arz ediyor. Onun için, yani bizim orada ağzımızdan çıkan sözler, toplumun nabzını iyi tutmadan toplumun o anda ajite hâldeki durumuna karşı ağzımızdan çıkacak bir yanlış söz işte orada bir toplumsal çatışmaya sebebiyet verebilir.
Bakın, Reyhanlı'da 50 bin nüfus yaşıyor. Reyhanlı'ya 25 bin misafir Suriyeli insanımız geldi. O gelen misafir Suriyeli insanımızın belki de bir üçte 1'i, Reyhanlı halkına bir akraba topluluk yani bizim, burada, gelenlere "Niye geldiniz?" deme şansımız yok. Kucağında bebesi, yanında ninesiyle yaşlı, çaresiz bir biçimde Türkiye Cumhuriyeti devletinin sınırları içerisine girmiş, bize kadar uzanan insanlara elbette Türkiye Cumhuriyeti devletinin büyüklüğüne yaraşır şekilde, şanına yaraşır şekilde bir muamele gerekirdi. Biz ne yapmışız? Biz oradaki sığınmacılara, bir ekmeğimizi bölüşme pahasına, devletimizin imkânlarını da seferber ederek kamplarda, onların barınma ihtiyacından güvenlik ihtiyacına, sağlık ihtiyacına, eğitim ihtiyacına, her sahada insanlarımıza yardımda bulunmuşuz. Kampların dışındaki gelenlere de hanelerimizi açmışız, onları misafir etmişiz. Bizim misafirperverliğimize, dostluğumuza, tarihî bağlarımıza, kökenimize, tarihî misyonumuza yakışan da budur. Bunun dışında herhangi bir şekilde bir davranış biçimi fevkalade yanlıştır.
MEVLÜT DUDU (Hatay) - Yanlış tabii.
HACI BAYRAM TÜRKOĞLU (Devamla) - Sayın Başkanım, değerli milletvekilleri; ben bir kez daha, bölgemizde yaşanan müessif olayların inşallah Türkiye Cumhuriyeti devletimizde bir daha yaşanmamasını, hatta tüm insanlık âleminde yaşanmamasını temenni ediyorum. Reyhanlılı hemşehrilerime, Hataylı hemşehrilerime, Türk milletine başsağlığı diliyorum, geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum.
Şimdi, az önce, hemşehrim, Milletvekilimiz Refik Bey orada bir mezhep kışkırtmasının yapıldığından bahsetti. Bunlar fevkalade yanlıştır sayın milletvekilleri. Böyle bir tutum yok. Mezhep güdümlü, mezhep çatışmasına yönelik herhangi bir muamele orada söz konusu değil; sadece bizim Türk devletinin vakarına yakışır şekilde, Türk milletinin misafirperverliğine yakışır şekilde bir muamele söz konusu. Diyelim ki biz Suriye'den gelen insanlarımıza, bombadan kaçan, oradaki mezalimden kaçan insanımıza kanatlarımızı germeseydik, onları korumasaydık, onlara hanelerimizi açmasaydık, müşfik kanatlarımızla onlara insani muamelede bulunmasaydık, bu bizim devletimizin şanına yaraşır mıydı? Yaptığımız iş, tarihî misyonumuza yakışır şekilde son derece insani bir muameledir. Büyük Türk devletinin şanına yaraşır şekilde yaptığımız insani bir muameledir, bunun dışında herhangi bir maksat yoktur değerli milletvekilleri.
Evet, orada herhangi bir mezhep kışkırtması yoktur. Bizim karşı olduğumuz husus Suriye halkı değil, Suriye halkında yaşayan, nefes alan her insan bizim akraba topluluğumuzdur, tarihten gelen köklü bağlarımız vardır. Bugün için bizim karşı olduğumuz, Esad rejimidir. Zulümle abat olunmaz. Esad rejiminin zulmünün bir an önce bitmesini temenni ediyoruz. Bir an önce Esad rejimi bitsin ki hiçbir insanımız sıcacık yuvasını bırakıp da bir başka memlekete, bir başka yere, bir başka ülkeye... Bugün milyona yakın insanımız göç hâlinde, Suriye'yi terk etmiş durumda, yüz binlerce insanımız şehadet şerbetini içmiş, masum çocuklara kıyılmış, bugün katliam devam etmektedir. Hepimizin el birliği, gönül birliği yapıp...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
HACI BAYRAM TÜRKOĞLU (Devamla) - ...Türkiye Cumhuriyeti devletinin şanına yaraşır şekilde birlik beraberliği muhafaza ederek, birliğimizi koruyarak bugün için kenetlenme zamanıdır diyor, hepinize saygılar sunuyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)