| Konu: | ASKERLİK KANUNUNDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN (S.S.:82) |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 25 |
| Tarih: | 29.11.2011 |
ADNAN ŞEFİK ÇİRKİN (Hatay) - Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum. Askerlik Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı hakkında şahsım adına söz almış bulunuyorum.
Değerli arkadaşlar, bu kanun çıkışı itibarıyla artık "bedelli askerlik yasası" diye anılma hakkını yitirmiş bulunmaktadır. Buna zaman zaman bazı arkadaşlarımız "bankamatik tezkeresi" diyorlar, zaman zaman başka bir şey söylüyorlar ama bunların arasında bizim, en azından şahsımın en çok aklına yatan, en çok hoşuna giden makbuzla muafiyet dönemi başlamıştır. Yani adı üzerinde bedelli askerlik. Bedelini yatırıyorsunuz ve yirmi bir gün temel eğitiminizi en azından yapmak suretiyle askerliğinizi yapıyorsunuz.
Şimdi, bunun neresi bedelli askerlik? Birileri şubeye gidecek, makbuzunu alacak, parasını yatıracak ve arkasından buna "Bedelli askerlik" denilecek. Bu mümkün değil. Olsa olsa bu "Makbuzla muafiyet" olur.
Biraz evvel Değerli Bakanımız bu yasanın çıkarılma amaçlarından birinin de vatandaşın devletle barışması, devletin vatandaşıyla barışık olması noktasında bir görüş beyan etti.
Şimdi, bu açıdan bakarsak, evet, bu bedelli askerlik yasaları gerekli ki zaman zaman gündeme getiriliyor, ihtiyaçtan hasıl oluyor ama askerliğini bir şekilde yapamamış, yapamayacak durumunda olan kişilerle barışmak düşünülüyor da şu anda askerde olan, karda, kışta kıyamette vatanını, bayrağını bekleyen Mehmetçik'le barışmak niçin düşünülmüyor ve yine bundan sonra bu yasadan yararlanamayacak olan ve daha uzun yıllar, on yıllar, inşallah yüz yıllar, bin yıllar askerlik görevini yapabilecek, yapacak olan, çıkacak bedellilerden hiçbir zaman yararlanamayacak olanların kendisiyle de barışmak niye akla gelmiyor?
İşte, burada, şahsen, Değerli Genel Başkanımız, Sayın Genel Başkanımızın kamuoyuna deklare ettiği, bir nevi Meclise ve bir nevi siz Değerli İktidara yaptığı çağrıda olduğu gibi, bugün askerliğini yapan vatandaşlarımızın, Mehmetçik'imizin kendileriyle, aileleriyle, eşleriyle, onlarla barışmak adına, en azından onlara belli manada ücretler ödenmesi ve aynı zamanda bir kısım kanuni haklardan da öncelikli olarak yararlandırılması, kamu haklarından öncelikli olarak yararlandırılması, askerliğini yapmayanlarla değil yapanlarla da barışmak gerektiği noktasında Hükûmete ve devlete bir fırsat verebilir. Değerli Meclisin bu konuyu gündeme getirmesini önemle rica ediyorum.
Ayrıca, bu kanunla "Artık parası olan askerlik yapmayacak." devri kapandı. Hangi devir başladı? "Çok parası olan askerlik yapmayacak." devri başladı yani sadece parası olan değil, çok parası olan. Bu ücret daha düşük tutulabilirdi ama çok yüksek tutulmak kaydıyla da daha az insanın yararlanması ve burada da adaletsizlik söz konusu oldu. Aynı zamanda bu yasada vicdani ret konusunda görüş beyan edenler, fikir beyan edenler, onların da yararlanması söz konusu. Şimdi, bize göre sebebi itibarıyla sadakatsizlik ya da belki de vatana ihanet sayılabilecek, bu memleketin her şeyinden, her imkânından faydalanıp bu memleketi korumak, bu memleketi kollamak, bu memleket için canını ortaya koymak gerektiğinde çeşitli bahanelerin arkasına sığınan vicdani retçiler arasında bile ücreti itibarıyla adaletsizlik yarattınız.
Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.
Değerli Başkanım, sizleri de saygıyla selamlıyorum. (MHP sıralarından alkışlar)