| Konu: | TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİNİN KURULUŞUNUN 92?NCİ YIL DÖNÜMÜNÜN VE ULUSAL EGEMENLİK VE ÇOCUK BAYRAMI?NIN KUTLANMASI, GÜNÜN ÖNEM VE ANLAMININ BELİRTİLMESİ GÖRÜŞMELERİ |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 97 |
| Tarih: | 23.04.2012 |
BAŞKAN - Gündemimize göre, Genel Kurulun 18 Nisan 2012 tarihli 96'ncı Birleşiminde alınan karar uyarınca, Türkiye Büyük Millet Meclisinin kuruluşunun 92'nci yıl dönümünün ve Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı'nın kutlanması ile günün önem ve anlamının belirtilmesi amacıyla yapacağımız görüşmelere başlıyoruz.
Saygıdeğer milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin açılışının 92'nci yıl dönümü olan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı'nı büyük bir coşku ve heyecanla kutluyoruz. Meclisimiz doksan iki yıldır ülkemizin geleceği ve milletimizin istikbali için millî iradenin merkezi olarak çalışmaktadır. Bugüne kadar elde ettiğimiz başarılarda bu yüce çatı altında görev yapmış ve yapmakta olan değerli milletvekillerinin çabası ve katkısı çok büyüktür. İşte, doksan iki yıl önce bugün zor şartlarda açılan Meclisimiz bağımsızlığımızı gerçekleştirmiş ve cumhuriyetimizi kurmuştur. Türkiye Büyük Millet Meclisi, imparatorluğun yıkıntılarından kurum ve kuruluşlarıyla çağdaş bir devlet çıkarmıştır. O yıllarda yurdumuzun birçok yeri işgal edilmiş, orduları dağıtılmış ve memleket bilfiil işgal edilmiştir fakat milletimizin gönlündeki bağımsızlık ve vatan aşkı ve büyük millet bilinci canlı ve diri olarak her zaman yaşamış ve bugün de yaşamaktadır.
Anadolu'da yapılan seçimlerin ardından zor şartlar altında Ankara'ya gelen milletvekillerinin katılımlarıyla 23 Nisan 1920'de Meclisimiz açılmıştır. O gün en yaşlı üye sıfatıyla Meclisi açan Şerif Bey şöyle demiştir: "Bu yüce Meclisin en yaşlı üyesi kimliğiyle ve Allah'ın yardımıyla ulusumuzun iç ve dış tam bağımsızlık yazgısının sorumluluğunu doğrudan doğruya yüklenip kendisini yönetmeye başladığını bütün cihana duyurarak Büyük Millet Meclisini açıyorum." Böylesi heyecanlarla, umutlarla ve dualarla açılan Meclisimiz millî mücadelemizi başarıyla yürütmüş ve bağımsızlığımızı kazandırmıştır. Alnının akıyla dünyadaki tek gazi Meclis olmuştur. O nedenle, bu Meclis gazi Meclistir, bu Meclis şanlı bir Meclistir.
Türkiye Büyük Millet Meclisi doksan iki yıllık süreçte de üzerine düşen tarihî sorumluluğun gereğini yapmakta her zaman büyük çaba içerisinde olmuştur. Millî menfaatlerimizi ve onurumuzu gözetmenin, ülkemizin gelişip kalkınması ve Mustafa Kemal Atatürk'ün işaret ettiği muasır medeniyet düzeyinin üzerine çıkması çabası içerisinde olmuştur. Böylesine şanlı ve onurlu bir geçmişe sahip olan Mecliste görev yapmış olmak hepimizin haklı gururudur.
Değerli milletvekilleri, doksan iki yıl önce Türkiye Büyük Millet Meclisinin açılışı, millî egemenliğin vazgeçilmezliğinin ve millî iradenin üstünlüğünün ifadesidir. Millî iradenin üstünlüğü bizim için devredilemez ve asla vazgeçilemez. Millî egemenlik bizim millî mücadelemizin ruhunda gizlidir. Millî mücadelemiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk önderliğinde bir halk hareketidir. Milletimiz düşmanı yurttan kovmuş ve kendi cumhuriyetini ve demokrasisini kurmuştur. Cumhuriyet ve demokrasi bizim en büyük kazanımlarımızdır. Bunları bize armağan edenlere şükran borçluyuz.
Millî iradenin üstünlüğü aynı zamanda demokrasinin de gücüdür. Millî egemenlik demokrasiyle anlamlıdır. Halk iradesinin çiğnenmesi ve kesintiye uğraması en büyük zararı demokrasiye ve millete vermektedir. Millî egemenliği çiğnetmemek, Meclisin hukukunu ve milletin egemenliğini korumak temel görevimizdir. Millî iradeye yönelik girişimlerin bu ülkenin kuruluş felsefesine ve halkın iradesine yönelik girişimler olarak değerlendirilmesi gerekmektedir.
Çok partili hayat, işleyen bir demokratik sistem, burada tecessüm eden millî irade bizim en büyük kazancımızdır. Bunu korumak ve demokrasimizi geliştirmek hepimizin ortak sorumluluğudur. Yaşadığımız ve yaşamakta olduğumuz acı tecrübelerden sonra bunu hepimiz tam bir samimiyetle kabul etmeliyiz.
Değerli milletvekilleri, Birinci Meclisin saygın üyeleri zor koşullarda verilen mücadelenin ardından cumhuriyetimizi kurmuşlardır. Bunu daha ileriye götürmek, demokrasi ve insan hakları standardını geliştirmek ve çağdaş bir cumhuriyet hâline getirmek için yoğun bir çaba içerisindeyiz.
Hızlı bir değişim sürecinde olduğumuz açıktır. Yeni dönemler yeni sorunlar ortaya çıkarmaktadır. Her geçen gün yeni sorunlarla karşılaşmaktayız. Çok değişik sebeplerden ve yargılama süreciyle ilgili sıkıntılardan dolayı olsa da bugün bir temsil sorunu yaşamaktayız. Konunun tüm yönleriyle değerlendirilerek birlikte bir çözüme kavuşturulması gerekmektedir. Bu sorunun sebepleri ve kaynakları farklı da olsa bedelini siyaset kurumu ve bizler ödemekteyiz. Bunca sorunumuz varken bir de bu sorumlulukla karşı karşıyayız.
Saygıdeğer milletvekilleri, teknolojik gelişmelere, sosyolojik değişimlere, üretim ilişkilerine ve bilgi üretimine göre dünya yeniden şekillenmekte ve hayat yeniden kurulmaktadır. Modern dünya ile entegre olmaya çalışan Türkiye ise bu gelişmelerin içerisinde hızlı bir ekonomik, siyasi ve kültürel değişim sürecindedir. Bugün farklı kültürel iklim ve ilişkiler içerisinde genç bir nüfus yetişmektedir, ülkemizin ise tarihî ve kültürel olarak büyük potansiyeli bulunmaktadır. Doğu ile Batı'nın ortasında, geleneksel özellikleri yanında modernleşmeye çalışan bir ülkedir. Farklı kültürel geleneklere sahip, Doğu medeniyetinin de Batı medeniyetinin de özelliklerini bünyesinde barındıran belki de dünyadaki tek ülkedir. Her şeyden önce bir imparatorluk vârisiyiz. Bununla birlikte, cumhuriyetle büyük bir modernleşme, yenilenme ve reform sürecinde olduğumuz, yeni kurumlar, kuruluşlara sahip olduğumuz da göz ardı edilemez; bu, devam eden, sürekli kendisini geliştiren modernleşmeyi ileri aşamalara taşıyan bir süreçtir.
Demokrasimizi geliştirmeye çalışıyoruz. Demokrasi eksikliği temel bir toplumsal noksanlık olarak sorunlara yol açmaktadır. Demokrasi günümüz dünyasında, artık, ekmek kadar, su kadar gerekli bir ihtiyaçtır. Bugün Orta Doğu'da yaşanan gelişmelere bakarak demokrasinin ne kadar büyük bir nimet olduğunu görüyoruz. Bununla birlikte, demokrasinin bugünden yarına gelmediğini, süreç içerisinde kendisini geliştirdiğini, kurum ve kurallarını oluşturduğunu ve bunu bir kültüre dönüştürdüğünü görüyoruz, bizim için bu süreç Senedi İttifak'la başlayan yaklaşık iki asırlık bir süreçtir. Demokrasimiz kesintilerle ve sorunlarla uğraşarak bugüne kadar gelmiştir, bu süreçte çok da kayıplarımız olmuştur fakat demokrasi çabamızdan, özgür ve kalkınmış bir ülke olma hedefinden hiç şaşmadık, yeni kayıplar da artık istemiyoruz.
Demokrasimiz konusunda herkese büyük sorumluluk düşmektedir, en başta da bizlere yani siz saygıdeğer milletvekillerine düşmektedir. Tutumları, davranışları, ortaya koydukları söz ve fiilleriyle milletvekili sıfat ve sorumluluğuyla bağdaşmayan olumsuzluklardan hepimiz kaçınmalıyız. Bunları değerlendirecek ve kurala bağlayacak bir siyasi etik kuruluna ihtiyaç olduğu çok açıktır. Ümit ederim ki bunu kısa sürede, bu dönem gerçekleştirebiliriz. Bu konuda hepimizin ortak çabasına ihtiyaç var. Hepimiz, işimizi daha iyi yapmaya ve daha sorumlu davranmaya mecburuz. Ülkemizin ve demokrasimizin geleceğini ve çocuklarımızın yaşamını günlük siyasi kaygılar ötesinde planlamak ve düşünmek gerekmektedir.
Değerli milletvekilleri, demokrasi bir mücadelenin eseridir, aklın, bilimin ve özgürlüğün zaferidir. Bunun nasıl daha ileri götürüleceği, olgun ve iyi işleyen bir sisteme dönüştürülebileceği ortak akılla, diyalogla ve demokratik rekabetle olabilecektir. Demokrasi, konuşabilmenin ve birbirini anlayabilmenin uygun zeminini ve fırsatlarını sunmaktadır. Toplumsal sorunların sürekli olacağı açıktır, bilim ve akıl ise bunu çözebilmenin yöntemlerini sunmakta, demokrasi buna uygun zeminler hazırlamaktadır. Tartışma ve diyalog zeminlerini tahrip etmeden, konuşma ve diyaloğu bir kültür hâline getirerek sorunlarımızı çözebiliriz. Bunun elbette ki en uygun zemini Türkiye Büyük Millet Meclisidir. Türkiye Büyük Millet Meclisi millî iradenin temsil merkezi ve sorunların çözüm yeridir, bütün kesimlerin umutlarının olduğu ve gözlerini çevirdiği yerdir. Bu zemini tahrip etmemek, burasının verimliliğini ve işlerliğini korumak hepimizin sorumluluğudur.
Saygıdeğer milletvekilleri, Meclisimizin açılışının 92'nci yıl dönümünü kutlarken, Meclisinin açılışının yıl dönümünü çocuklara bayram olarak armağan eden bir ülke olmanın da onurunu yaşıyoruz. Çocuklarımızın milletimizin ideallerine sahip çıkarak daha iyiyi, başarıyı, kaliteyi ve özgür Türkiye'yi düşleyerek yetişmelerini istiyoruz, onların millî egemenlik ruhuyla büyümelerini istiyoruz, daha demokratik, özgür yarınları inşa etmelerini istiyoruz. Biz, onlara daha demokratik bir ülke bırakmak zorundayız. Kavgaların hâkim olduğu, sürekli sorunlar çıkaran bir demokrasiyi çocuklarımız hak etmemektedir.
Değerli milletvekilleri, çocuklarımıza bırakacağımız en önemli emanetlerden biri yeni anayasa ve özgür bir Türkiye'dir. Yeni anayasa milletimize ve çocuklarımıza karşı borcumuzdur. Bugün dünya ve Türkiye değişmiştir, bizim koşullarımız ve demokrasi standartlarımız da değişmektedir ve değişmek mecburiyetindedir. Yeni anayasa bizim için yeni bir sayfa, yeni bir Türkiye'dir. Yeni anayasa, geçmişimizle ve aynı zamanda geleceğimizle bir yüzleşmedir, yanlışlarımızla, eksikliklerimizle bir muhasebedir, meşru bir zeminde, Meclis ikliminde bir toplumsal sözleşme metni çıkarma çabasıdır. Milletin temsilcileri millet adına demokratik bir anayasa yapacaklardır. Siyaset kurumu sivil toplum örgütleriyle, toplumsal aktörlerle birlikte diyalog içerisinde bir anayasa yapmak durumundadır. Yeni anayasa yapamadığımız takdirde çok şey kaybedeceğimizin hep beraber farkında olmamız gerekmektedir. Gelinen noktada, ortaya konulan iradelerden ve toplumumuzun bu yöndeki büyük beklentisi ile milletimize yakışan, temel hak ve özgürlükleri koruyan, geliştiren ve demokrasimizin standardını yükselten daha çağdaş bir anayasaya kavuşacağımıza inanıyorum.
Meclisimizin açılışının 92'nci yıl dönümünde başta Millî Mücadele'mizin Önderi ve ilk Meclis Başkanımız Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ü ve Birinci Meclisimizin kahraman milletvekillerini ve o günden bugüne bu çatı altında görev yapan tüm milletvekillerimizi, Millî Mücadele'mizin tüm gazi ve şehitlerini, ebediyete intikal eden parlamenterlerimizi saygı ve şükranla anıyorum.
Tüm milletimizin ve çocuklarımızın Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramını kutluyorum. (Alkışlar)