GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: AKP GRUP ÖNERİSİ
Yasama Yılı:3
Birleşim:104
Tarih:15.05.2013

MEVLÜT DUDU (Hatay) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum. Adalet ve Kalkınma Partisi grup önerisi aleyhine söz almış bulunmaktayım.

Değerli milletvekilleri, her gensorumuzda olduğu gibi, yine, bir kez daha, Başbakan hakkında vermiş olduğumuz, grubumuzun vermiş olduğu gensoruyu halktan kaçırıyorsunuz, gensoru görüşmelerini halkın izlemesine engel oluyorsunuz ama bu korkunun ecele faydası olmadığını bilmenizi istiyorum ve bu tutumunuzu kınıyorum.

Değerli milletvekilleri, geçtiğimiz cumartesi günü, Reyhanlı ilçemizde cumhuriyet tarihinin en ağır terör saldırısı gerçekleştirildi. Resmî açıklamalara göre ölü sayısı şu an itibarıyla 51. Hafif yaralıları saymıyorum, en az 16-17 yaralının da pek ümit vermediğini, durumlarının ümit vermediğini öğrenmiş bulunuyoruz.

Ben, öncelikle, bu saldırıyı gerçekleştirenleri huzurlarınızda bir kez daha nefretle kınıyorum, lanetliyorum ve halkımızın bir daha bu tarz bir saldırıyla karşı karşıya kalmamasını diliyorum.

Değerli milletvekilleri, ben, olay günü -olay anında- bölgeye ilk intikal eden kişilerden biriydim, patlamadan tam bir saat sonra oradaydım. İlk tespitlerimi paylaşmak istiyorum sizlerle: Ben oraya vardığımda, ne yazık ki devleti Reyhanlı'da göremedim. Sadece birtakım kamu binaları koruma altına alınmıştı ama her 2 patlamanın olduğu yerde de devlet yoktu. Vatandaş, 3-5 itfaiyecinin yardımıyla cenazelerini enkazdan çıkarmaya uğraşıyordu. Ve bu iddiamızı Reyhanlı Kaymakamı da kendisine sorduğumuzda Cumhuriyet Halk Partisi heyetinin huzurunda ikrar etti: "Evet, haklısınız, gün boyunca devlet olarak çok fazla faydalı olamadık vatandaşa, yardımcı olamadık. Bunun sebebi de halkın bize göstermiş olduğu tepkiydi." dedi.

Değerli milletvekilleri, on sekiz aydır Uludere katillerini bulamayan Hükûmet, yarım günde Reyhanlı katillerini buldu. Ama, sizin bulduğunuz katillere ne Reyhanlı halkı ne Hatay halkı ne de Türk halkı emin olun inanmıyor. İnanmadığının farkındasınız çünkü kiralık kalemleriniz bu kez başka bir karalama kampanyasına başladılar. Neymiş efendim, Reyhanlı halkı Neonazi'ymiş, Reyhanlı halkı olaydan sonra Suriyelileri kafalarını taşla ezerek öldürmüş. Değerli milletvekilleri, bu iddiaların ciddiye alınacak hiçbir tarafı yoktur. Reyhanlı halkı büyük bir acı yaşıyor, hepimiz yaşıyoruz bu acıyı ve ne onların ne bizim acılarımızla, aklımızla alay etmeye de hiç kimsenin hakkı yoktur.

Değerli arkadaşlarım, bu topraklarda yaşayan insanlar ve bu devlet, tarih boyunca, zor durumda olan mağdur insanlara, sığınmacılara, mültecilere kucak açmıştır; bundan sonra da açmaya devam edecektir. Bu konuda hiçbir sıkıntı yoktur, Reyhanlı halkının da sıkıntısı yoktur. Reyhanlı halkının ve Hatay halkının sıkıntısı, sığınmacılarla değildir, o kamplarda terör eğitimi görenlerle ve ellerine silah tutuşturulup Suriye'ye gönderilen kişilerledir; bunu böyle bilmenizi istiyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

Mültecilerin, sığınmacıların ne durumda olduğunu biz biliyoruz. İskenderun'da bir camide 300'e yakın sığınmacının barınmaya çalıştığını biliyor musunuz değerli milletvekilleri? O insanların ne perişanlık içinde olduklarını, dilencilik yaptıklarını, açlıktan hırsızlık yapmak zorunda kaldıklarını -tabii maddi durumu kötü olanları kastediyorum- hatta ve hatta, ne yazık ki fuhşa zorlandıklarını biliyor musunuz? "Mültecilere sahip çıkıyor." algısını yaratmaya çalışıyorsunuz bu halkın üzerinde.

Bakın, geçen hafta -bu patlamadan bir gün önce- Altınözü'nde mültecilerin sığındığı bir düğün salonundan -ve resmî bir yer burası, şu an kayıtlar da var burayla ilgili- 2 tane fotoğraf göstermek istiyorum sizlere. İşte, siz mültecilere böyle bakıyorsunuz. Bakın, değerli milletvekilleri, 2 insan; Afrika'daki aç çocuklar gibi çırılçıplak, altları çocuk beziyle bağlanmış ve devlet hastanesinden "Alın bunları, götürün." diye atılmış 2 Suriyeli mülteci. İşte, siz mültecilere de böyle bakıyorsunuz.

İkinci gün, olayın ertesi günü Ankara'dan kalabalık bir milletvekili arkadaş grubumuz geldi, heyet hâlinde tekrar Reyhanlı'ya gittik ve bir barikatla karşılaştık. Polis bizi olay yerine sokmak istemedi. "Neden?" diye sorduk, "Deliller toplanıyor." dediler.

Ben, Sayın Başbakan Yardımcısına -çıkmış sanıyorum- sormak istiyorum: Bu barikatları bize kuracağınıza, 1 Mayısta alanlarda 1 Mayısı kutlamak isteyen işçilere, emekçilere kuracağınıza, bugün Reyhanlı olayını protesto için eylem yapan ODTÜ'deki, İstanbul'daki öğrencilere kuracağınıza katillere kursaydınız nasıl olurdu değerli milletvekilleri? (CHP sıralarından alkışlar)

Bir de bu olayın yanlış bir düzlemde tartışıldığını düşünüyorum. Olayı kimin yaptığının, bu alçakça, insanlık dışı terör eylemini kimin gerçekleştirdiğinin aslında çok fazla bir önemi yok. Faillerin bulunması elbette önemli, elbette yakalanacaklar, yargı önüne çıkarılacaklar ve cezalandırılacaklar ama asıl önemli olan, bu olayın neden olduğu, hangi şartlar altında gerçekleştirildiği ve bu şartları kimin yarattığıdır; tartışılması gereken budur.

Türkiye'yi bu noktaya AKP iktidarı uyguladığı yanlış Suriye politikasıyla getirmiştir. Hatay'ı terörist yuvası yaptığınızı, Hatay'ı cephane deposu yaptığınızı hep söyledik. Reyhanlı ve başka bazı ilçelerde bomba yapımı sırasında meydana gelen patlamaları kamuoyuyla paylaştık. Belen'de bir sitede, 2 ayrı kez, Suriyelilerin kaldığı aynı sitede 2 ayrı evde patlayıcılar yakalandığını söyledik, kamuoyuyla paylaştık. Sayın Genel Başkanımızın huzurunda Hatay Valisi de bunları kabul etti ve bu konuda gerekli adli soruşturmanın yürütülmekte olduğunu ikrar etti.

Hani, bazen diyorsunuz ya "Nereden biliyordunuz patlamanın olacağını?" Değerli milletvekilleri, özellikle iktidar partisi milletvekillerine sesleniyorum: Eğer Reyhanlı'ya giderseniz, yüreğiniz yeter de giderseniz ama bizim gibi, benim Genel Başkanım gibi koruma ordusu olmadan, elinizi kolunuzu sallaya sallaya gitme cesaretini bulabilirseniz kendinizde gidin görün. Reyhanlı'da çocuklar söylüyor...

AHMET AYDIN (Adıyaman) - 4 bakan oradaydı.

MEVLÜT DUDU (Devamla) - 10 yaşındaki çocuklar "Bu patlamanın olacağını biliyorduk." diyorlar, bir tek siz bilmiyordunuz. Âdeta kör ve sağır gibi bilmezlikten geldiniz, anlamazlıktan geldiniz bu felaketin geleceğini.

4 bakan oradaydı.

AHMET AYDIN (Adıyaman) - 4 bakan oradaydı.

MEVLÜT DUDU (Devamla) - 4 bakan havaalanına indi ve...

AHMET AYDIN (Adıyaman) - Milletvekillerimiz oradaydı.

MEVLÜT DUDU (Devamla) - ...Reyhanlı'ya, bir söylentiye göre, gece saat on ikiden sonra şöyle bir gelip gitmişler ama gören yok, basından öğreniyoruz. Ben oradaydım, ben görmedim, Reyhanlı halkı görmedi, hiç kimse görmedi.

AHMET AYDIN (Adıyaman) - Sen gözlerini kapatırsan hiçbir şey olmaz zaten, göremezsin.

MEVLÜT DUDU (Devamla) - Değerli milletvekilleri...

LEVENT GÖK (Ankara) - Bir de gidecek güç lazım, güç.

MEVLÜT DUDU (Devamla) - "Devlet yoktu" dedim, aslında AKP de yoktu biraz önce söylediğim gibi.

Bakın, size şunu söylemek istiyorum: Olayın görgü tanıkları bugün hâlâ şunu anlatıyorlar: "O sesler, o patlama sesi, patlama anındaki insan sesleri, çığlıkları, o yanan ve parçalanan insanların çıkardıkları sesler hâlâ kulağımızda çınlıyor." diyorlar.

Ben sadece şunu söylemek istiyorum: Umarım, o insanların sesleri, en kısa zamanda Sayın Başbakanın ve Sayın Dışişleri Bakanının da kulaklarında çınlamaya başlar.

Saygılar sunuyorum efendim. (CHP sıralarından alkışlar)