| Konu: | EXPO 2016 ANTALYA KANUNU TASARISI |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 14 |
| Tarih: | 31.10.2012 |
MHP GRUBU ADINA MEHMET GÜNAL (Antalya) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Bugün Antalya'mız için önemli bir kanun tasarısını görüşüyoruz. Tabii ki bu tasarının şimdiye kadar kanunlaşmış olması gerekiyordu. Biraz Komisyondaki gündem yoğunluğu, sonrası Genel Kurulun çalışması? Tabii bunun yanında da iktidar partisi grubu arkadaşlarımızın dayatması nedeniyle maalesef ancak çıkarabiliyoruz.
Biz Milliyetçi Hareket Partisi olarak bu tasarının öneminin farkındayız çünkü uzun süre çalışmalar sonucunda ülkemizde yapılması sağlanmış ve ilk baştan itibaren o sürecin içerisinde arkadaşlarımız. Antalya Valiliğimizin başkanlığında oluşturulan İcra Kurulu tarafından ve bütün Antalya'daki katılımcılar tarafından çalışılarak Antalya'ya kazandırılması sağlanmış. Onun için, biz de bunun hem ülkemize hem de Antalya'ya katkısını biliyoruz ve bir an önce çıkmasını, hatta daha önce çıkmış olması gerektiğini sizlerle baştan paylaşıyoruz.
Tabii, burada bunu kazanırken kamu-özel sektör ve sivil toplum iş birliğinin güzel örnekleri sergilenmişti değerli arkadaşlar. Bütün arkadaşlarımız karınca kararınca kendi çapında katkıda bulunmuştu. Ancak buraya geldiği zaman biraz daha farklı bir taslağın ötesinde önerilerle karşılaştık çünkü baştan en son söyleyeceğimizi söyleyelim ki yanlış anlamaları önleyelim yani tasarının elzem olması ve bir an önce çıkması gerektiği başka bir şeydir, tasarının yanlışlarla ve eksiklerle çıkarılması başka bir şeydir. Yanlış çıkan tasarı yarın telafisi imkânsız, eksik çıkan tasarı da yine telafi edilemeyecek, yeniden kanun çıkarmayı gerektirecek bir tasarı olur ve bunu düzeltmemiz mümkün olmaz çünkü zaten zamanımız azalmış ve bir an önce birtakım altyapı çalışmalarının, düzenleme çalışmalarının, alt düzenlemelerin yapılması gerekiyor.
Şimdi, değerli arkadaşlar, burada hakikaten birçok toplantı, panel, seminer, ziyaretler, birtakım temaslar gerçekleştirilmiş ve arkadaşlarımız bunlara katılmışlar. Buradaki temel şey, usul ve üslup tartışmasından kaynaklanan ve ikincisi de içerikte yapılan değişiklikten kaynaklanan bir tartışmadır.
Öncelikle bir iki bilgi size aktarmak istiyorum teknik olarak ki ne konuştuğumuzu doğru bir şekilde anlatabilelim, yanlış anlamaları önleyelim diye. Uluslararası Botanik EXPO'larının birincil başvuru mercisi Uluslararası Bahçe Bitkileri Üreticileri Birliği, AIPH dediğimiz, kısa adıyla AIPH Birliği. EXPO'nun yapılacağı ülkenin bu kuruma üye olması gerekir. Dolayısıyla da Süs Bitkileri ve Mamulleri İhracatçıları Birliği, Dış Ticaret Müsteşarlığımızın 30/12/2008 tarihli yazısıyla üyelik başvurusunda bulunmuş, 2009 yılı Eylül ayında da üyelerin oybirliğiyle bu kuruluşa üyeliği kabul edilmiştir, yani Dış Ticaret Müsteşarlığının başvurusuyla bu kuruluşumuz, İhracatçı Birliğimiz üye olmuş. Sonra da yer seçimini 27 tane yer içerisinden karar vermişler.
Burada başından itibaren sürecin içerisinde yer alan Süs Bitkileri ve Mamulleri İhracatçı Birliği Meclise sevk edilen tasarının içerisinde, İcra Komitesi içerisinde yer almamış; tartışmamızın başlama noktası burasıdır, sizlerin de bilgisine sunuyorum. Bakın, Dış Ticaret Müsteşarlığı müracaat ediyor, bu EXPO'nun yapılabilmesi için Türkiye'nin üye olması gerekir. Kim? Süs Mamulleri İhracatçıları Birliği. Tamam, olmuş, Bakanlığımız yazmış. Sonra, efendim, şimdi, yine, burada, taslak üzerinde arkadaşlarımız görüşmüşler, bakın, bir İcra Kurulu kurulmuş, Valilik yönerge çıkarmış. Burada İcra Kurulunda 7 tane üye var ve bunlar çalışmaları devam ettirmişler ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı tarafından bu çalışmalar dâhilinde bir EXPO kanun tasarısı taslağı Antalya EXPO 2016 İcra Kurulu yani Valinin Başkanlığındaki ve bu kuruluşların üyesi olduğu EXPO İcra Kurulu 08/02/2012 tarihli toplantısında görüşülmüş ve İcra Kurulu üyelerinin mutabık kaldıkları bir görüşler tablosu oluşturulmuş ekinde; size dağıtabilirim. Bakın, İcra Kurulu üyeleri Valinin Başkanlığında toplanıyor ve bir tablo oluşturuyorlar "Şunlar şunlar şunlar şöyle olsun." diye.
Şimdi, aşağı yukarı her madde hakkında değerlendirmeler var "Şu şöyle olsun, bu böyle olsun." diye. Burada önemli olan iki tane şey var: Yönetim Kurulu vardı, yedi üyeli olarak belirlenen bir Yönetim Kurulu var, buraya biz "Ekonomi Bakanlığı İhracatçılar Meclisi ve Odalar ve Borsalar Birliği temsilcisi eklensin, tamam?" Sonra baktık dâhil edildi ama Odalar ve Borsalar Birliği, İhracatçılar Birliği yok tamam. İcra Komitesi var, buraya da bir şeyler ekleyelim. Arkadaşlarımız ısrarla "Efendim, İcra Komitesinde Çiçek İhracatçıları Birliğine gerek yok?" Nasıl olmaz, yani başından beri niye üye yaptınız? Bu Botanik EXPO'yu nasıl aldık? Onların üyeliğiyle aldık. Ya, nasıl oluyor da bunun içeride yer almasından rahatsız olabiliyoruz? Enteresan bir şekilde arkadaşlarımız ısrar ettiler "O zaman bize makul gerekçe söyleyin." dedik. Yani neyse, bir gerekçesi varsa tamam çıkaralım ama e, o zaman, Ekonomik Bakanlığı, Dış Ticaret Müsteşarlığı niye yazı yazıyor? Bu kuruluşun üyesi kim? Şu anda onlar nerede?
Efendim, biz, tam tersine "Bunlar içerisinde yer alsın." derken, arkadaşlarımız "Olmaz." dediler ve bunun üzerine tartışma yaşadık. Tartışmanın esası buradan kaynaklanıyor. Israrla, "Efendim, o, işte, İhracatçı Birliğinin Başkanı şöyle böyle?" Varsa bir şey soruşturulsun. İhracatçı birliklerinin yeri burada, Sayın Toskay burada, dış ticaretten sorumlu Bakanlık yaptı yani Bakan orada, soruşturma açarsınız varsa bir şey. Sonra çarşaf çarşaf "Efendim, işte, o, şunu mu yaptı, bunu mu yaptı? Paraları açıklasın?" gibi şeyler olur mu? O zaman, bir zafiyet var demektir. Açıkça söyleyeceğiz, neyse istediğiniz şey söyleyeceksiniz. E, bunun üzerine de tartışma yaşandı Komisyonda.
Arkadaşlarımız çözümü bulmuş, evvelallah: "İcra Komitesini komple çıkaralım." Şimdi, ya, bu nasıl bir çözümdür yani ben anlamadım, komple çıkardık, mesele halloldu! Niye çıkarıyorsunuz? Yani İcra Komitesi olmadan niye koydunuz? Nereden geldi şimdi bu çıkarma teklifi? Biz "Daha iyileştirelim." derken, tam tersine, iyice çözemedik, kapatalım.
Değerli arkadaşlar, bakın, burada birçok şey var, fazla zamanınızı almadan birkaç hususu söyleyeceğim: Burada AIPH'den gelen yazılar var orijinal olarak, fotokopilerini aldık arkadaşlardan, arkasında doldurulan anket formları var, Sayın Valiyle beraber dolduran İhracatçı Birliği Başkanımız, İcra Komitesinde yer alan İhracatçı Birliği Başkanımız. E, şimdi, olmasın, tamam, başkasını koyalım. Geldik, arkadaşlarımız, o arada açıklamalar yaptılar, sağ olsunlar, birtakım şahsi mülahazalarla. Arkasından, biz de açıklamamızı yaptık, basın toplantısı düzenledik, kanaatimizi ve muhalefet şerhimizin özetini sizlerle ve kamuoyula paylaştık ana maddeler olarak. Şimdi, bir süre sonra baktım, yani Sayın Badak Manavgat'a geçince benim ilçem diye orada ayaküstü bir açıklama yapmış herhâlde. Yani içinde diyor ki: "Burada, Meclis kürsüsünden bizim sözümüzü dinlemeden bağırıp çağırarak EXPO'nun çıkmasını engelledi." Bu nasıl bir laftır?
Daha Meclis kürsüsüne gelmemişti gerçi, komisyondaydı.
Şimdi, burada "Bağırıp çağırma yerine müzakere etseydi? Şimdi Sayın Günal bunu açıklasın." diyor.
SADIK BADAK (Antalya) - Sayın Günal, Komisyon görüşmelerinde?
MEHMET GÜNAL (Devamla) - Şimdi bir dakika Sayın Badak, açıklıyorum, bir şey söylüyorum size. Yanlışsa söylersiniz, özür dilerim, ben basından aldığımı? Aynen size de gönderdim, basına da gönderdim açıklamamı. Benim hiçbir şekilde böyle bir ne engellemem olmuştur? Benim söylediğimi tekrar ediyorum, bu engellemeyse tekrar söylüyorum size: İcra Komitesinin çıkarılması mantıksızdır, dayanağı yoktur.
Geldik, şimdi buraya, kendisine de açıklamamı yaptım, varsa bir şey burada duruyor, basın açıklamamın metni burada, sizi tahkir eden bir şey varsa? Ben sadece diyorum: Burada başka bir şey var.
Buradan geldik, gittik arkadaşlarımız açıkladılar, neyse ona da söyledik. 3 arkadaşımız geldiler, Antalya Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı, Ticaret Borsası Başkanı ve İhracatçılar Birliği Başkanımız -görüştük bayramda da- dediler ki: "Hocam biz orada bir şey yapacağız, bütün vekilleri çağıracağız?" Bütün arkadaşlarımız oradaydı -2 kişi mazeretini bildirmiş- ve orada oturduk konuştuk bütün partilerin temsilcileri olarak. "Yarın oturalım o zaman bir şey arayalım." dediler. Ben de dedim ki: "Bizim çekincemiz, burada üç-dört ana husus var: İcra Komitesi, Genel Sekreterliğin EXPO Komiseriyle aynı kişi olması ve İcra Komitesinin kaldırılmasından kaynaklanan bir ara birim olmaması. Bunları düzeltelim, Yönetim Kurulunu da, şeyi de konuşuruz yani içinde şu olacak bu olacak sorun değil." dedik. Ertesi gün geldik, öğlen oldu, akşam oldu, arkadaşlarımız dolaşıyor ara gezen gibi ama inisiyatif alması gereken arkadaşlar yok.
Kimseyi kandırmayalım, sevgili arkadaşlar Plan ve Bütçe Komisyonu üyesi arkadaşlarımız burada. Bizim bir uzlaşmayı, bir metin üzerinde uzlaşmayı nasıl yaptığımızı hepiniz biliyorsunuz. Komisyon Başkanımız sayın bakanı veya ilgili müsteşarı çağırır, bizi de çağırır grup sözcüleri olarak, otururuz, anlaşabildiğimizde anlaşırız, anlaşamadığımızda deriz ki "Biz buna muhalefet ediyoruz." Bitti; yani işimiz bu çünkü. Eğer rahatsız edici bir şey varsa, yanlış yapıldığını düşünüyorsak uyarmak görevimiz bundan niye rahatsız oluyorsunuz? Siz de argümanınızı söylersiniz, bizi ikna edebilirseniz biz imza atarız, biz sizi ikna edersek siz atarsınız. Uzlaşamıyorsak da gereğini kamuoyuna söylemek zorundayız; bunda yadırganacak bir şey yok.
Ee o anda arkadaşlarımız şimdi bunu bir sanki siyasi rant meselesi mi yapıyorlar anlayamıyorum. Yani o anda hemen biz protesto ettik çünkü niye? Zaten tasarıda olan İcra Komitesini bile içinden çıkarırken siz, bunu protesto etmeyelim mi yani? Antalya'nın kurumlarına haksızlık yapılıyorsa protesto etmeyelim mi? Ee arkadaşlarımız bir taraftan "tweet" atıyor; şu şuraya gitti, bu buraya geldi, oraya gitti diye başlıyorlar. Ee tekrar görüşülecek. Sayın Türel burada. "Tweet" atmış yine gazeteciler bana söyledi. "Efendim, perşembe günü görüşeceğiz?" Yanına bir ekleme yapmış "?muhalefet engellemezse." Yapmasan ne güzel; görüşelim, çıkaralım Bismillah, daha Danışma Kurulu toplanmamış, grup başkan vekilleri toplanmamış, gündem belirlenmemiş. Ha söylersin, tabii ki, çıkarırız ama "Muhalefet engellemezse" niye ekliyorsun? Yani şimdi ne var da onu ekliyorsun Sayın Türel?
MENDERES TÜREL (Antalya) - Engelleme değil, temenni bunlar!
MEHMET GÜNAL (Devamla) - Hayır "İnşallah çıkarırız" diye temenni negatif söylenmez ki, pozitif söylenir. "Arkadaşlarımız da destek olur, elbirliğiyle çıkarırız." de; ne güzel. Biz de teşekkür edelim.
Şimdi bu da geldi, arkadaşlarımız hakikaten söylediler. Akşamüstü tekrar toplandık, baktık, saat altıda arkadaşlarımız arıyor. Dedim ki "Ya böyle olmaz. Yani bu uzlaşmanın yolunu yapacak olan arkadaşlarımız belli; Komisyon Başkanı veya üyeler gelir, otururuz metin üzerinde?" Akşamüstü ancak Sadık Bey "Burada Sayın Bakana ilettik ama `İcra Komitesi şeyi olmaz, düzen bozulur.' diyor." dedi. Bakanlıktan yetkililerle görüşmüş.
Şimdi, yine bugünkü konuşmalardan sonra, arkadaşlarımız yine "Efendim, tasarının insicamı bozulur."
Değerli arkadaşlar, bu tasarıyı ben göndermedim. Bu tasarıyı Bakanlık ve Bakanlar Kurulu gönderdi. Gönderdiğiniz orijinal tasarıda, bakın, karşılaştırmalı metne bakın -Çıkarıp göstereyim mi hepinize?- Plan ve Bütçe Komisyonuna gelen tasarı metninde var mı yok mu Sayın Bakan? Nasıl insicamı bozuluyor? O zaman baştan niye koydunuz da Komisyonda bize bunu değiştirtiyorsunuz da "Şimdi uzlaşalım" derken. Şunu da söyledik; dedik ki: "Tamam, o kurumu istemiyor musunuz? İstemeyin, başka bir şey? Arada bir icra komitesi olması lazım." dedim arkadaşlara; uzlaşma bu. "Söylediğimiz şeyi yapalım ama neyi istiyorsanız tartışalım, Sayın Bakan da gelsin bunu koyalım." dedik.
Şimdi, biz bunları söylerken arkadaşlarımız akşamdan yine haberi sipariş vermişler. Şimdi Menderes Bey bakıyor -Bana söyledi çünkü Arif Bey'le yemekte otururken- sonra baktım, ben şaka yapıyor zannettim, ertesi gün haber çıktı.
Şimdi, biz akşam görüşmedik mi? Değerli Bakanım, başkanlarım, değerli milletvekilleri görüşmeye başlamadık mı? Bugün nereden başladık? Sayın Badak konuşmuştu, diğer partiler konuşuyor değil mi? Sabaha kadar dursaydık da biz de konuşacaktık. Şimdi, bu ne demek? Böyle bir sipariş haber, beklese bu gazetenin oradaki temsilcileri de sabahleyin, ertesi günü beklese bu haber çıkar mı? Görüştük mü? Görüştük. Ha daha erken görüşmek? Ne vardı ondan önce Toplu İş ilişkileri Kanunu yok muydu? Yani, Toplu İş ilişkileri Kanunu bitince biz bunu görüştük mü? Görüştük. Peki kim engelledi? O zaman Meclis Başkanı engelledi, bütün milletvekilleri engelledi. Yani, Toplu İş ilişkileri Kanunu görüşmeseydik bunu çıkarabilirdik o gün. Kim yapıyor tasarıyı? Buradaki Hükûmet yapıyor. Çalışma programını kim yapıyor? Gruplar, uzlaşamazsak grup önerilerin oylanmasıyla yapıyoruz.
Şimdi, bunlar hiç hoş şey değil. Yani, biz doğruyu söylemekle görevliyiz. Eğer bunun bir mantığı varsa anlatın şu anda da özür dilemeye hazırım. Sayın Bakan burada, "Tasarının mantığı bozulur." Peki, niye koydun tasarıya? İşte, tasarıda bu var. Asıl tasarıda olan şeyi çıkarıyorsunuz. Tamam, Ziraat Odasını koyun, Esnaf Odasını koyun, Şoförler Odasını koyun ne koyuyorsanız koyun. Ama arada bir kurum olmazsa tamamıyla Bakanın ve Genel Sekterin iki dudağının arasında bu işler olur mu? Sayın Bakanın işi gücü yok, boyuna gidip orada Yönetim Kurulu toplantısı mı yapacak? Kararı alacak İcra Komitesine yetkiyi verecek Sayın Valinin başkanlığında nasıl İcra Kurulu yürüyorsa içinde yedi olur, dokuz olur, beş olur; A kurumu olur, B kurumu olur? Bu işler böyle gidecek her seferinde Genel Sekreterimiz hem Genel Sekreter hem Yürütme Kurulunun icracısı hem EXPO Komiseri, aynı anda denetleyen. Şimdi bunu kabul etmemiz mümkün değil ki doğru değil, eksik, yanlış. Dolayısıyla, biz de bir an önce çıksın istiyoruz.
Bakın söylüyorum, buradan tekrar ediyorum: Sayın Bakanım İcra Komitesini koyarsanız, tekraren söylüyorum arkadaşlarıma da uzlaşma dediğiniz şeyi söylemiştim, kamuoyu önünde de söylüyorum: Genel Sekreter ile EXPO Komiserinin yetkilerini ayırt ederseniz İcra Komitesini düzgünce koyup Yönetim Kurulunda da o temsilcileri dengeli bir şekilde koyarsak, ben diğer önergelere imza atıp bütün her şeyi hemen anında ortak imzayla çıkarmaya hazırız. Ama yanlış yapıyorsanız onu önermek zorundayız kamuoyuna karşı bir sorumluluğumuz var, muhalefet ediyoruz, yasama denetimi? Bunu söylemek zorundayız ve burada önergelerle düzeltilmesini talep etmek zorundayız ama bunlarda uzlaşma olursa hemen bu önergelerimizi ortakça veririz, Antalya'nın beklediği kanun tasarısı çıkar, her hâlükârda çıkar ama yanlışlarla çıkarsa yarın telafisi imkânsız sonuçlar var; bittikten sonra devir işlemleri var, oradaki belirsizlikler var, süreci var.
Yani bizim bunları söylemekteki amacımız, Antalya'ya yakışır bir şekilde, sonrasında sorun çıkmadan, uygulamasında aksaklıklar olmadan gelmesi gerekiyor. Bir an önce altyapı yatırımlarının başlaması lazım. Geçen hafta yağışlarda, biliyorsunuz, bu yerin belirlendiği Aksu ilçesinde de yan taraflarda da sürekli sel oluyor, altyapısı yapılacak, drenajı yapılacak, çok uzun çalışma gerekiyor. Bütün bunları düşünerek düzgün işleyecek ve sık sık revize etmek zorunda kalmayacağımız bir kanun yapalım hep beraber, Antalya'mıza yakışan, Türkiye'ye yakışan, Antalya'nın ekonomisine, Türkiye'nin ekonomisine katkıda bulunan, tanıtımımıza katkıda bulunan bir kanun çıkararak bir an önce EXPO hazırlıklarını tamamlayalım diyorum.
İnşallah, burada, bu toplantıda bu önerilerimiz dikkate alınır, o gün yapmış olduğumuz uzlaşma toplantısından sonra olmadı ama bugün, burada, çıkarken arkadaşlarımız önerilerimizi Sayın Bakan da dikkate alırsa hızlı bir şekilde önergeleri ortak imzayla çıkarırız, biz de bunun çıkmasını hızlandırmış oluruz diyorum.
Ben bu duygu ve düşüncelerle tasarıyı esas itibarıyla desteklediğimizi ve MHP olarak, Antalya milletvekilleri olarak -bütün partilerdeki arkadaşlarımın aynı şekilde düşündüğünü biliyorum- ama içeriğindeki eksiklikleri de, yanlışlıkları da düzelterek ve tamamlayarak çıkartalım ne olursunuz. Biz MHP olarak her zaman yapıcı, yol gösterici ve uzlaşmacı bir muhalefet anlayışından yanayız, "Önce ülkem ve milletim, sonra partim, sonra ben" diyen bir anlayışa sahibiz. Onun için ülkemizin çıkarına olan şeyleri hemen yaparız ama içinde eksikler varsa da bunlarla ilgili düzeltmeleri, eleştirileri talep etmek de bizim en doğal hakkımızdır diye düşünüyorum.
Tasarının Antalya'mıza ve ülkemize hayırlı olmasını diliyor, hepinize saygılar sunuyorum. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Günal.