GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: ASKERLİK KANUNUNDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN (S.S.:82)
Yasama Yılı:2
Birleşim:25
Tarih:29.11.2011

RAMAZAN KERİM ÖZKAN (Burdur) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.

Bu yasa gereğince bedelli askerlikte yirmi bir günlük temel eğitim zorunluluğu kaldırılıyor.

Değerli arkadaşlarım, ateş düştüğü yeri yakıyor. Bu en çok Burdur ilini ilgilendiren bir yasa. Gerçekten Burdur olarak uzun yıllardır bu bedelli askerlere biz hizmet ediyoruz. Faytoncularımızla hizmet ediyoruz, şarküterilerimizle hizmet ediyoruz, fotoğrafçılarımızla, taksicilerimizle, şehirler arası otobüslerimizle, hatta ve hatta ulusal düzeyde Türk Hava Yollarıyla?

METİN KÜLÜNK (İstanbul) - Hâlâ öyle.

RAMAZAN KERİM ÖZKAN (Devamla) - ?Anadolu Jet'le, işte diğer seyahat acenteleriyle. Bunlar Türkiye'nin gelir ve getiri kaynakları konumundaydı ama ne yazık ki bu çıkardığınız? Yirmi bir günlük temel eğitimi kaldırıyorsunuz, bununla Burdur halkını, Burdur merkezini sudan çıkmış balığa döndürüyorsunuz. Burdur halkı çalışkandır, bunun üstesinden de gelir ama bizim değerlerimizi hakikaten şu iktidar dönemlerinizde hep alıyorsunuz. Şeker fabrikasına gözünüzü diktiniz. Bakınız, teşvik kapsamında olan iller arasına girelim dedik, onu çok gördünüz. Hâlbuki Burdur halkı günde 800 tonla 1 milyon ton arasında süt üretiyor ama sütte KDV, ineğin yeminde KDV, sütün çıkışında KDV, traktörünün mazotunda KDV -dünyanın en pahalı mazotunu kullanarak geliyor- bir de askerlik. Bizi perişan ettiniz değerli arkadaşlarım. Bakın, bizde 35 fotoğrafçı -İstanbul'da, Ankara'da bulamazsınız- var, 55 berber, 15 askerî malzeme üretim ve satış yeri, 20 hediyelik eşya dükkânı, 30 çay bahçesi, 35 lokanta var, ki bunların her birinde en az 8'er, 10'ar kişi çalışıyor, bunlar yaklaşık en az bin-1.500 aile demektir. Bu insanlar bu dönemde mağdur olacaklar.

Temel eğitim ne veriyordu? Değerli arkadaşlarım, bu temel eğitim vatan sevgisi veriyordu, bayrak sevgisi veriyordu, sancak sevgisi veriyordu, dostluğu pekiştiriyordu, kardeşliği pekiştiriyordu, askerlik bir onurdu, peygamber ocağıydı ama bu ocağı da kapatıyorsunuz. Bu yirmi bir günlük eğitimle bunlar veriliyordu, bu sevgi oluşuyordu. O yirmi bir günde, geldiğinde o yurt dışında duran çocuklarımız dedesini bilmiyor, nenesini bilmiyor; geliyor dedesinin elini öpüyordu, nenesinin elini öpüyordu, babasının mezarını ziyaret ediyordu. Bunlar Burdur'da buluşuyordu. O buluşmada Burdur ev sahipliği yapıyordu. Bunu da çok gördük. Yani daha çok gördüğümüz?

Şimdi, bu memleketin fakir evlatları gidecek, hudutlarda "Asil Türk milletinin namus ve şerefini korumakla görevli birliğim vatan ve millet uğruna seve seve can vermeye hazırdır komutanım." diyecek, zengin çocukları yan gelip yatacak. Bu yakışmıyor değerli arkadaşlarım.

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Allah aşkına şu önergeye baktın mı sen?

RAMAZAN KERİM ÖZKAN (Devamla) - Yani "Allah aşkına" yok. "Allah aşkına" varsa bu yirmi bir günlük bedel, bu vatan evlatlarına tattırılacak, bu peygamber ocağını görecek, arkadaşlığı görecek, dostluğu görecek, sevgiyi görecek, sancak nedir bilecek, bayrak nedir bilecek, vatan nedir bilecek ama bu bilgi olmadan zaten neslini kaybetmiş, ülkesini kaybetmiş, memleketinin başkentinin Ankara olduğunu bilmeyen yavrularımız yetişmiş?

RECEP ÖZEL (Isparta) - Ülkeyi nasıl kaybetmiş ya?

RAMAZAN KERİM ÖZKAN (Devamla) - Kaybetmişler. O benliklerini kaybetmişler çocuklarımız yurt dışında. O benliği burada o asker komutanlarımız veriyordu, Atatürk sevgisini aşılıyordu, cumhuriyet sevgisini aşılıyordu ama ne yazık ki bunlardan mahrum, yurt dışında kalan, dedesini bilmeyen, halasını bilmeyen, dayısını bilmeyen, toprağını bilmeyen, atasının mezarını bilmeyen gençlere -yurt dışında para yatırarak- askerlik yaptırmış sayacaksınız, tezkere vereceksiniz. Bunlardan üzüntü duyuyorum değerli arkadaşlarım.

Yani şu sözler söylenirdi: "Her Türk asker doğar." Bundan neden korkuyoruz? Gelsin, yirmi bir gün bunu söylesin. "Vatan sana canım feda." Gelsin, bunu söylesin. "Jandarma, jandarma. Komando, komando." "Yürüyüş kararı sayılacak, say: 1, 2, 3, 4?" demekten neden korkuyoruz? Bunları verecektik biz, bunları. Bunlar bizi birleştiriyor. Askerlik anısı hepinizin vardır. Bende saymakla bitmez askerlik anısı var. Ben, 6'ncı Hudut Taburunda, Kars Şahnalar'daaskerlik yaptım. Ağlayarak gittim ama ağlayarak döndüm. Orada dostluğu gördüm, kardeşliği gördüm, sevgiyi gördüm, bayrağı gördüm. Hudut nasıl beklenir "Bir saatlik hudut nöbeti bin yıllık ibadettir." anlayışını öğrendim ama biz bunları vermiyoruz ki, bunları vermiyoruz değerli arkadaşlarım, bunlar çok önemli konular. Bu çocuklarımız buradan giderken her biri ne diyordu? Giderken "Mustafa Kemal'in elinde bir bayrak olacağım Türkiye için dalgalanan, Mustafa Kemal'in dilinde bir türkü olacağım Türkiye için söylenen, Mustafa Kemal'in izinde Mustafa Kemal olacağım Türkiye için can veren, kan veren." diyerek?

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

RAMAZAN KERİM ÖZKAN (Devamla) - ?terhis oluyorlardı, bunu çok gördünüz.

Hepinize saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)