| Konu: | ASKERLİK KANUNUNDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN (S.S.:82) |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 25 |
| Tarih: | 29.11.2011 |
HASİP KAPLAN (Şırnak) - Arkadaşlar, anlaşıldı, bir şey değişmiyor. Patron öyle emir buyurmuş, geldiği gibi geçecek. Ama durmadan mesajlar geliyor bu yaş konusunda, "Yaşı biraz indirin." diyorlar. Biz önerge verdik, diğer iki parti de verdi. Siz ise yirmi dokuz buçuğa indiriyorsunuz önergenizle. Şimdi, öncekilere bakıyoruz, daha farklı; yirmi yedi yaş, yirmi sekiz yaş daha önce yararlanmış.
Şimdi, "Para yüksek." diyoruz, onu da anlatamıyoruz. Kardeşim, herkesin sizin gibi parası yok ki. Vallahi billahi, bu Hükûmet kadar para sihirbazı? Para nasıl kazanılır, para nasıl bulunur, özelleştirme nasıl yapılır, kara yolları nasıl yapılır, satılır, fabrikalar nasıl satılır, Boğaz nasıl satılır, liman nasıl satılır, her şeyi biliyorduk ama kutsal askerlik görevinin de satılacağını bu kadar rahat, bu şekilde, bu yasayla öğrenmiş olduk. Bari, burada da hiç olmazsa terazinizde biraz adalet olsun. Yüksek bu rakam.
Şimdi, Avrupa'daki için 10 bin euro diyorsunuz. 10 bin euroyu döviz kuru üzerinden hesap edin, 25 milyar yapıyor. Burada, Türkiye'de yaşayana diyorsunuz "Yaşadığınız için 5 milyar daha, 30 milyar." Bari bunda bir eşitlik olsun, o da yok. "İndirin." diyoruz, indirmiyorsunuz. "Yeşil kartlılar yoksulluk sınırı altında, yüzde 18 nüfus ne olacak?" diyoruz, "On sekiz ay askerlik yapsın." diyorsunuz. Allah aşkına bu Lidyalılar parayı icat etmeseydi AKP'liler ne yapacaktı? Yani hakikaten ne yapacaktınız? Yani "trampaydı" ticaretin ismi o zaman, ne yapacaktınız? Yani nasıl teklifler getirecektiniz? Postalı görmeden, palaskayı görmeden, kasaturayı görmeden? Siz bir kasaturayı bir koğuşta kaybedince tüm koğuşun, taburun hepsinin suçlu olduğunu, askerin mantığının olduğunu, bu mantığın ne olduğunu bilemeyecek insanlara birer tezkere vereceksiniz, sayenizde maşallah?
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Senin gibi hiç muhalefet konuşur mu askerlikle ilgili?
HASİP KAPLAN (Devamla) - Şimdi bunu anladık, bunu da anladık, bari altı ay, ne aceleniz var, altı ay paraya ihtiyacınız mı var? Niye altı ay? Bir yıl tanıyın insanlara bari o parayı denkleştirsin.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Yanlış yerde duruyorsun.
HASİP KAPLAN (Devamla) - Şimdi bakın bir şey daha: Deprem mağdurlarına bakın, 1999-2000 yılında bütünü deprem yardımları için çıkmış. Siz niye deprem mağdurlarını bu kapsama almak istemiyorsunuz? Hakikaten, yani şaşıyorum. Yani bu parayı şehide, malule, yaralıya, sosyal hizmete, güvenliğe, bilmem neye vermeyeceğinizi dinimiz imanımız gibi biliyoruz. Deprem vergisini nasıl harcadınızsa başka yerlere, bu para da bir yerlere gidecek ama hedefinizdeki rakam kaç? Hesapladınız mı? 300 bin çarpı 30 mu? 460 bin çarpı 30 mu? Bakın, bu para işlerini iyi biliyorsunuz, gerçekten iyi biliyorsunuz yani iftihar edebilirsiniz. Ama bu ahlaki mi, etik mi, kutsal mı, manevi mi, vicdani mi, eşit mi, adaletli mi? O tartışılır noktalardır. Bu tartışılacak, bu gerçekten sizi tartıştıracak.
Meclisin açılışından bu yana geçen yasalara bakın, çıkanların hepsi tartışmalı yasalar ve şunu çok açık söylüyorum: Bu gece hiçbir şey değişmeden -iki yürürlük maddesi kaldı- bu yasa geçecek, istediğiniz gibi geçecek, vebali de, sorumluluğu da, günahı da hepsi size ait olacak. Yarın kamuoyu önündeki tartışmalarda bunu göreceksiniz, yaşayacaksınız ama çoğunlukçu Meclis diktası anlayışınızı sürdürdüğünüz sürece de burada sabahlayacaksınız. Sizinle de biz sabahlayacağız burada. Gece on ikiden sonra uykumuz daha iyi açılıyor, muhalefetin, onu söyleyeyim. Kendinizi alıştırın, yarın Teşkilat Yasası var Meclisin. Kendi yasanızı yapacaksınız, bari orada uyanık olun, ona bakarak gelin, bakarak gelmezseniz sonra terzi misali bu konuda çok hesap verme durumuyla karşı karşıya kalınır. Yasamanın bağımsızlığını tartışacağız yarın.
Hepinize iyi sabahlar diliyorum ve hiçbir önergesi kabul edilmemiş muhalefet gruplarının bir yasa çıkıyor, bunu görüyoruz. (BDP sıralarından alkışlar)