| Konu: | ASKERLİK KANUNUNDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN (S.S.:82) |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 25 |
| Tarih: | 29.11.2011 |
CHP GRUBU ADINA ARİF BULUT (Antalya) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Askerlik Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı'nın 4'üncü maddesine bağlı geçici 47'nci maddesi hakkında görüşlerimi bildirmek üzere Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına söz almış bulunmaktayım. Yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Konunun daha iyi anlaşılabilmesi için geçici madde 47'yi, ek madde 1'i ve geçici madde 43'ü size yeniden okuyacağım:
"Geçici Madde 47: Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce temel askerlik eğitimini süresi içinde yapmadıkları gerekçesiyle dövizle askerlik hizmeti kapsamından çıkarılanlardan, halen bu Kanunun ek 1 inci ve geçici 43 üncü maddelerinde belirtilen diğer yararlanma şartlarını taşıdıklarını ve bu Kanunla değiştirilmeden önceki miktarlar üzerinden ödemelerini süresi içinde tamamladıklarını konsolosluklara müracaatla belgelendirenler, muvazzaf askerlik hizmetini yerine getirmiş sayılırlar. Bunlar hakkında askerlik hizmetini yerine getirmedikleri için idari ve adli soruşturma ve kovuşturma yapılmaz, başlatılmış olanlar sona erdirilir."
"Ek Madde 1: Oturma veya çalışma iznine sahip olarak işçi, işveren sıfatıyla veya bir meslek ya da sanatı icra ederek, yurt içinde geçirilen süreler hariç olmak üzere, toplam en az üç yıl süre ile fiilen yabancı ülkelerde bulunan bu Kanun ile 1076 sayılı Yedek Subaylar ve Yedek Askerî Memurlar Kanununa tâbi yükümlüler, 38 yaşını tamamladıkları yılın sonuna kadar durumlarını ispata yarayan belgelerle birlikte bağlı bulundukları Türk konsoloslukları aracılığı ile askerlik şubelerine başvurmaları, 5.112 Euro veya karşılığı kadar yönetmelikte belirtilecek yabancı ülke parasını, başvuru tarihinden itibaren 38 yaşını tamamladıkları yılın sonuna kadar ödemeleri ve 21 gün süreli temel askerlik eğitimine tâbi tutulmaları halinde muvazzaf askerlik hizmetini yerine getirmiş sayılırlar.
Her ne sebeple olursa olsun 38 yaşını tamamladıkları yılın sonuna kadar dövizle askerlik hizmetinden yararlanmak üzere başvurmayanlar ile başvurdukları halde döviz ödemelerini veya yönetmelikte belirtilen süre içinde temel askerlik eğitimlerini yapmadıkları için dövizle askerlik hizmeti kapsamından çıkartılanlar, 7.668 Euro veya karşılığı kadar yönetmelikte belirtilecek yabancı ülke parasını, başvuru sırasında def'aten ödemeleri ve 21 gün süreli temel askerlik eğitimine tâbi tutulmaları kaydıyla bu Kanun hükümlerinden yararlanırlar."
"Geçici Madde 43- Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce, her ne sebeple ve hangi aşamada olursa olsun dövizle askerlik hizmeti kapsamından çıkartılanlar veya ek 1 inci madde kapsamında işlem görürken bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce dövizle askerlik hizmetinden yararlanma şartlarını kaybettikleri sonradan tespit edilenlerden, dövizle askerlik hizmeti dışında halen ve fiilen yurt içinde askerlik hizmetine başlamamış olanlar; ek 1 inci maddede yer alan şartları taşımaları halinde, durumlarını ispata yarayan belgeler ile birlikte konsoloslukları aracılığı ile askerlik şubelerine başvurmaları ve 10.000 Euro veya karşılığı yabancı ülke parasını başvuru sırasında defaten ödemeleri ve süresi içinde temel askerlik eğitimini yapmaları halinde askerlik hizmetini yerine getirmiş sayılırlar. "
Bu kanunun yürürlüğe girmesinden sonra dövizle askerlik yapmak isteyen ve durumu kanuna uyan herkes 10 bin euro ödeyerek dövizle askerlik yapabilecek. Aradaki fark manidar. Almanya, Fransa ve Hollanda gibi Avrupa ülkelerinde konsolosluklarımızda askerlik için başvuru kuyrukları oluştu. Aradaki fark 5 bin euroya yakın; 5.112 euro, 7.668 euro ve 10 bin euro olmak üzere üç ayrı rakam? Sonuç: Her üçü de askerlik hizmetini yerine getirmiş sayılacak. Bunun adı "AKP'nin adalet anlayışı"dır.
Peki, yurt içinde yaşayıp bedelli askerlik kanunundan faydalanacak olan yurdumun insanının durumu nedir? Bunların bedeli nedir? 30 bin Türk lirası. Neden böyle? Çünkü otuz yaşından gün aldılar, 30 bin lira uygundur, her seneye bin Türk lirası. Çünkü devlet tarafından soyulmaya alıştılar. Ödedikleri yalnızca askerlik bedeli değil, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olmanın da bedelini ödüyorlar. Alıştılar çünkü dünyanın en ağır dolaylı vergilerini ödüyorlar, dünyanın en pahalı yakıtını kullanıyorlar, bir araba alabilmek için iki buçuk araba parası ödüyorlar, Türkiye'de Fiat arabaya binebilmek için neredeyse Avrupa'daki Porsche parasını ödüyorlar, dünyanın en pahalı telefon konuşmalarını yapıyorlar çünkü alışıklar. Elbette bedellinin bedeli ağır olacak. Karşılayabilmek için Fiat arabasını satmak için sıraya giriyorlar. Devletin işçisi ve memuru SMS aracılığıyla tanıdıklarından bedellinin bedelini tedarik etmeye çalışıyor ama Porsche'si olanlar garajlarına yeni modelleri çekiyorlar. Elbette bu miktarlar onlar için önemli bir bedel değildir.
Değerli milletvekilleri, asgari ücret 837 lira, devlet memurunun maaşı bellidir, bu ücretlere karşın bu bedel tek kelimeyle zulümdür, insafsızlıktır. AKP'yi bu zulmü durdurmaya ve insafa davet ediyorum.
"Parası olan askerlikten kurtulacak, parası olmayan gidecek. Benim vatandaşım bu işe sıcak bakmıyor. Ben şahsen böyle bir sorumluluğun altına giremem, referandum yaparım." diyenler acaba hafızasını mı kaybetti?
Ulus olarak ne kadar paraya ihtiyacımız olursa olsun vatandaşlarımız arasında zengin ve yoksul ayrımı yapamayız. Eğer bedel alınacaksa zenginden bedel alınmalı, yoksul için şartlar zorlanmalı ve sınıf ayrımı ortadan kaldırılmalıdır. Cumhuriyet Halk Partisi olarak verdiğimiz kanun teklifinde bunlar gözetilmiştir, burada bunu tekrarlamayacağım.
Ayrıca, dövizli ve bedelli askerlik bu hâliyle zengin çocuklarının vatan savunmasından kaçmasına, yoksulların vatan savunmasına sürülmesine yol açmaktadır.
"Askerlik yan gelip yatma yeri değildir." Elbette değildir ancak zenginlerin çocukları bedel ödeyerek yan gelip yatacaklardır; yoksullar ise askere gidecek, vatanı savunacak, gerekirse canlarını vereceklerdir. Bu, çok büyük bir haksızlıktır.
Tarih 4 Temmuz 1920, Birinci Meclis, bedelli askerlik konusu gündemde. Gerekçe ülkenin içinde bulunduğu ekonomik çıkmaz. Ama tartışma kısa sürer. "Köylü parasını verip cepheye gitmeyen eşraf için savaşmak istemiyor." sözleriyle tartışma son bulmuştur. Günümüzde eşitliğin yaşatıldığı tek kurum Türk Silahlı Kuvvetleridir. Asker ocağı sınıf farklılıklarının kenara itildiği bir mekândır. Ancak, dövizli ve bedelli askerlik yasası bu haliyle, bu anlayışı bozmaktadır.
Günümüzde "Bu memleket için askerlik yapılmaz." diyenlerle şehidimize "kelle" diyenler için tüm bunların bir anlamı yoktur. Osmanlıda gayrimüslimler ve zengin Müslümanlar bedel öder, askerlik yapmazlardı. Mehmet ağalar, 5 bin kuruş bedel verir ya da yerlerine birini askere gönderirlerdi. Yemen çöllerinde şehit olan Mehmetçikler için yakılan halk türküleri vardır, bilirsiniz: "Zenginimiz bedel verir/Askerimiz fakirdendir." ya da "biri Memet, biri Memiş" diyen türküler. Biz, artık bu türküleri dinlemek istemiyoruz.
Dokuz yıllık AKP iktidarı döneminde PKK terörü en yüksek seviyeye ulaşmıştır. Bu yasa, şehitlerimizin ruhunu incitecek, gazilerimizi üzecek bir yasadır, ordumuzun içi boşaltılmıştır, çok değerli komutanlarımız Hasdal ve Silivri'de tutsak hâldedir?
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Bulut.
ARİF BULUT (Devamla) - Ülkemizde âdeta toplama kampları oluşmuştur. Bu yasa derinliksiz, adaletsiz bir bedelli askerlik yasası olarak tarihimizdeki yerini alacaktır.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)