GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: YARGILAMA SÜRELERİNİN UZUNLUĞU İLE MAHKEME KARARLARININ GEÇ VEYA KISMEN İCRA EDİLMESİ YA DA İCRA EDİLMEMESİ NEDENİYLE TAZMİNAT ÖDENMESİNE DAİR KANUN TASARISI
Yasama Yılı:3
Birleşim:50
Tarih:09.01.2013

HASİP KAPLAN (Şırnak) - Barış ve Demokrasi Partisi olarak neden bu yasaya "hayır" dediğimizi, ret oyu verdiğimizi son söz olarak açıklamak istiyorum.

AK PARTİ olarak on yıldır iktidarsınız.

PERVİN BULDAN (Iğdır) - AK PARTİ değil AKP.

HASİP KAPLAN (Devamla) - Mağduriyetin en güzelini yaptınız. Mağduriyeti her dönemde yaparken de askerî vesayetten şikâyet ettiniz, yargı vesayetinden şikâyet ettiniz, bürokratik vesayetten şikâyet ettiniz ve en önemlisi yargılama süreçlerinde ulusal yargıdan, siyasallaşan yargıdan, olağanüstü mahkemelerden, tabii hâkim ilkesinden uzaklaşan, ön yargılı, ideolojik bakan yargıdan şikâyet ettiniz. On yılda nereye geldiniz arkadaşlar? Şöyle bir dönün kendinize bakın. On yılda bir ülke değiştirilir, on yılda bir devrim yapılır. On yılda adalet sisteminin başından sonuna kadar değişme gücünü elde ettiniz. Mecliste çoğunluktunuz. Geldiğiniz noktada en fazla milletvekili sizin zamanınızda tutuklu. En fazla belediye başkanı, en fazla seçilmiş, en fazla siyasetçi, en fazla partili, 10 bini aşkın siyasi tutsak şu an sizin döneminizde tutuklu. Sizin döneminizde en fazla gazeteci tutuklu. Sizin döneminizde "Savunma hakkı kutsaldır." deyip en fazla avukatın tutuklu olduğu bir dönemi yaşıyorsunuz. Sizin döneminizde en fazla aydın, sanatçı, gazeteci düşünceleri nedeniyle Terörle Mücadele Kanunu'ndan tutuklandı.

Sizin Başbakanınız bir şiir okudu diye bir DGM'den mahkûm oldu. Sizin Başbakanınızın tutuklandığı DGM'leri kaldırmak için Avrupa mahkemesinde biz avukat olarak mücadele ettik, o DGM'leri biz kaldırdık aldığımız AİHM kararlarıyla. O zaman AİHM kararlarının bir anlamı vardı. AİHM'in (Avrupa Mahkemesinin) ulusal üstü yargının bu siyasallaşan yargı üzerinde şöyle bir etkisi vardı: Uzun gözaltıları kısalttık, on beş günden dört güne 93'te aldığımız kararlarla getirdik. Dış dinamik olarak etkiliydi bunlar. İşkence evlerini, gözaltıları, nezarethaneleri? Adil yargılama, savunma hakkıyla ilgili çokça karar aldık. Ama gelinen noktada küresel kriz Avrupa'yı da kirletiyor arkadaşlar, kriz ekonomik değil sadece. Kriz moral değerleri, insani değerleri, ahlaki değerleri, hepsini aşındırmaya başladı. Bugün, tartıştığımız bu yasa sadece AK PARTİ Hükûmetinin bir yasa çıkarıp Avrupa Mahkemesindeki 16.650 davadan kurtulma, bu süreçte davaları açma sürecini on yıl yani hedeflediğiniz 2023 yılına öteleme, 2023'e kadar adaletsiz bir yargının kıskacında, bağımlı, taraflı, siyasi, ön yargılı, ideolojik, düşman hukuku uygulayan mahkemelerin devamında? Birilerinin elindeydi önceleri bu mahkemeler, bugün de sizin elinizde ise değişen bir şey yok. Kürt için değişmedi, Alevi için değişmedi, işçi için değişmedi, memur için değişmedi, fikrini söyleyen, resmini çizen, bunlar için hiç değişmedi bu. Bu konuda kendi kendimizi aldatmayalım.

Avrupa Birliğiyle, İnsan Hakları Mahkemesiyle pazarlık yapabilirsiniz. Ekonomik kriz nedeniyle onlar 16 bin davadan kurtulmanın hedefine girebilir. Soruyorum Sayın Bakan: Kadınlara şiddet uygulanırken, yaşam hakları ihlal edilirken, ırza geçilirken, tecavüz edilirken, işkence yapılırken insanlara, uzun süre haksız yere adaletsiz tutuklanırken bunları nasıl parayla tatmin edeceksiniz? Para her şey değil arkadaşlar.

İDRİS ŞAHİN (Çankırı) - Ne alakası var?

HASİP KAPLAN (Devamla) - Biraz insanlık, biraz vicdan! Vicdanın olduğu yerde, adaletin, duyguların olduğu yerde tazmin komisyonlarının, idari komisyonların parayla adaleti tecelli edemeyeceği anlar vardır. Siz özgürlükleri parayla alamazsınız, kişilik haklarını parayla alamazsınız, adil yargılanmayı parayla alamazsınız. İnsanın kimliği nedeniyle, etnisitesi nedeniyle, inancı nedeniyle aşağılanmasını, alınmasını, içeri atılmasını, bunları parayla gideremezsiniz. Adalet herkese lazım arkadaşlar.

Barış ve Demokrasi Partisi bu Meclisin onurudur, onun için dimdik ayakta "ret" oyu veriyoruz ve karşı duruyoruz ve diyoruz ki: Adaletin olmadığı yerde -Duverger'in sözünü hep anımsayın- herkes suçlu duruma düşebilir.

Hepinize kolaylıklar diliyorum. (BDP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ediyoruz Sayın Kaplan.