GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: SAĞLIK BAKANLIĞINCA KAMU ÖZEL İŞBİRLİĞİ MODELİ İLE TESİS YAPTIRILMASI, YENİLENMESİ VE HİZMET ALINMASI HAKKINDA KANUN (S.S:417)
Yasama Yılı:3
Birleşim:69
Tarih:21.02.2013

NURETTİN DEMİR (Muğla) - Sayın Başkan, saygıdeğer milletvekilleri; 417 sıra sayılı yasanın 25'inci maddesine ek verilen önerge üzerine konuşuyorum.

AKP Hükûmeti, iktidarı boyunca, taşeron işçiliği yaygınlaştırmayı amaçlayan ve hayata geçirdiği işçi düşmanı politikalarla, katı olan iş gücünü sermaye lehine esnetmeyi başardı. Son on yılda taşeron çalışan sayısı 5 kat artarak 2 milyona ulaştı. Son dönemle birlikte sağlıkta taşeron çalışan sayısı 200 bine ulaştı sayın milletvekilleri.

Bu tasarıyla sağlık taşeronlaşıyor, piyasalaşıyor.

Bu tasarıyla görev, yetki ve sorumluluklar kaldırılıyor; unvan tanımları karıştırılıyor, statüleri azaltılıyor. Mesela anestezi teknisyenini alıp şirket vezneye koyabilecek, kurum ne isterse o olacak. Görev tanımları statüsünü kaybediyor. Mesleklerinin dışına itiliyor ve kişiler hor görülüyor.

Döner sermaye azalacak çünkü bu yeni yapılan sağlık komplekslerinin, kent hastanelerinin kiraları döner sermayelerden karşılanacak.

İş güvencesi kaldırılıyor. Kendilerini koruyabilecekleri, haklarını savunabilecekleri meslek odaları yok.

Hastanelerde işletme mantığı olacağı için tüm sağlık çalışanları da vatandaşlar gibi destek primi yatırmak zorunda kalacak. Bu da ekonomik durumlarına ek bir yük getirecek.

Çalışan güvenliği riskleri belirlenmemiş durumda maalesef. Sistem bu şekilde yasalaşırsa Türkiye'de sağlık sisteminden bahsedilemeyecek.

Yani saygıdeğer milletvekilleri, sayın izleyiciler; bu görüştüğümüz yasa Anayasa'nın 56'ncı maddesine aykırıdır ve sağlık hizmeti artık bir hak olarak değil, sermayenin yatırım yapacağı bir alan olarak görülüyor. Sağlık piyasalaştırılıyor, sağlık tröstlerin eline veriliyor, tamamen sosyal devlet görevlerinden çıkarılıyor.

Daha az sayıda doktor ve sağlık çalışanıyla daha çok hastaya bakmak zorunda bırakılıyor. Doktor ve sağlık çalışanı parça başı çalışan fabrika işçisine dönüştürülüyor. Türkiye'de doktor başına düşen hasta sayısı 650 civarında, Avrupa Birliği ortalamasının 2 katıdır. Bir doktor günde ortalama 150 hastaya bakıyor, her birine ise -dikkatinizi çekiyorum- bir ila üç dakika zaman ayırıyor. Muayene süresi kısaldığından yanlış teşhis ve tedavi artıyor. Doktor ne yapsın? Performans sayısını arttırmak için makinenin dişlileri gibi daha çok hasta bakmak zorunda. Doktor, geçinebilmek için performansın acı dişlileri arasında ezilirken CEO'lar, sekreterler 50 bin, 60 bin dolayında maaş alacaklar. Belki bu kent hastaneleriyle bu rakamlar daha da fazla artacak.

Sayın Bakan, bu konuya lütfen dikkat çekin, inceleme yapın. Doktorlar ezilirken, sağlık çalışanları, hemşireler ezilirken CEO'lar, maşallah yani "Yeme de yanında yat." maaşlarıyla yaşamlarını sürdürüyorlar. Doktorlar, çalışanlar, taşeronlar inim inim inlerken yeni yetme sekreter ve CEO'lar Cumhurbaşkanının katbekat üstünde maaş alıyor.

Sayın milletvekilleri, birinci ve ikinci basamakta sağlık gideri ve tıbbi işlem sayısı arttı. Sadece AKP iktidarı döneminde, 96 milyon olan tıbbi işlem sayısı 300 milyonu geçti. Demek ki insanların sağlık sorunları çözülmedi, Türk halkı hastalandı, hastalıktan evine gidemez oldu. Ameliyat ve tedavi, tetkik gibi sağlık hizmetlerine altı ay ile bir yıla kadar randevu veriliyor. Üçüncü basamak çöktü. Üniversite hocaları, maalesef, bin dolayında önder uzmanlar öğretmen odalarında bekliyorlar bir hastaya dokunmak için. Buna rağmen Sağlık Bakanlığı hasta memnuniyetinin yüzde 80 olduğunu söylüyor. Gelin, siz de buna gülmeyin.

Teşekkür ederim. İyi akşamlar. (CHP sıralarından alkışlar)