GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: CHP GRUBU ÖNERİSİ
Yasama Yılı:3
Birleşim:53
Tarih:16.01.2013

NECATİ ÖZENSOY (Bursa) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Cumhuriyet Halk Partisinin vermiş olduğu araştırma önergesi üzerine söz aldım. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Gerçekten bu önerge ve gerekçelerine baktığımızda, bu, son yıllarda üzerinde çok fazla konuşulan konuların açığa çıkması, daha netleşmesi adına üzerinde durulması, görüşülmesi, tartışılması gereken bir konudur diye düşünüyorum. Özellikle Türkiye'deki şeker üretiminin özelleştirilmesinin, efendim, bunun yanında yine NBŞ'nin, tatlandırıcıların sağlık konusundaki sakıncalarıyla alakalı konuların netleşmemesi ve halkımızın bu konularda yeteri kadar bilinçlenmemesi noktalarının, gerçekten, Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından araştırılıp gündeme alınması elzemdir.

Değerli milletvekilleri, bakın, özellikle şeker üretimiyle alakalı ben şunun altını çizerek bu konuyu devam ettirmek istiyorum: Türkiye'de yapılan üretimlerin içerisinde yüzde 100 yerli olan tek üretim şeker üretimidir. Yani şöyle baktığımızda Türkiye'deki, işte ham maddesi pancar olan şeker? Ve bunun yanında şeker fabrikalarının da makinelerini, yani şeker fabrikalarını kendi kendine kurma teknolojisine ulaşmış bir üretim sahasıdır.

Sayın Bakan bu konuda, özellikle ekonomiyle alakalı yani ülkenin ekonomisini ilgilendiren bu üretimle ilgili şeker pancarından üretimin sadece pahalılığı göz önünde bulundurularak değerlendirilecek bir konu olmadığını düşünüyorum ben. İfade ettiğim gibi -altını tekrar çiziyorum- Türkiye'de yüzde 100 yerli olan tek üretim şeker pancarından şeker üretimidir. Bunun yanında, enerjisini de birçok fabrikada, yine linyit kömüründen, yine santraller kurarak kendi enerjisini de kendisi üreten? Yani geçmiş yıllara dayalı bir üretim teknolojisiyle başlanıldığı için o zamanki enerji ağlarının da yeterli olmamasından hareketle, şeker fabrikalarının birçoğu kendi enerjisini de kendi içerisinde üreterek bu üretimi gerçekleştiren fabrikalardır.

Dolayısıyla, baktığımızda, şeker üretiminin içerisindeki bütün öğelerin tamamı yerlidir. Yani Türkiye'de bütün sektörlere bakın, tekstil sektöründeki -ben tekstil sektöründen gelen bir mühendisim ve aynı zamanda sanayiciyim ama- tekstil makineleri ithaldir. İşte tekstil sektörünün tekstil kimyasalları ve boyaları ithaldir ama yine -tekrar altını çiziyorum- şeker üretiminde, şeker pancarından şeker üretiminde tamamen yerli kaynaklara dayalı bir üretim söz konusudur.

Bunun dışında daha başka örnekler verirseniz, otomotiv sektörü yerli değildir. İşte bunun dışında hangi sektörü ele alırsanız alın, Türkiye'de üretimi yapılan sektörlerin hemen hemen tamamı şeker pancarından üretilen şeker kadar yerli bir üretime sahip değildir. Dolayısıyla, buradan hareketle baktığımızda yani dışarıya giden dövizleri veya cari açıkları değerlendirdiğimizde, şeker üretimine, şeker pancarından şeker üretimine bu anlamda da destek verme zorunluluğu vardır. Eğer özel sektörün önü açılacaksa da, özelleştirme yapılacaksa da bunun çok daha dikkatli yapılma zorunluluğu vardır. Gazetelerde veya işte, bizim aldığımız bilgiler doğrultusunda şeker fabrikaları satılırken de fiyatlandırmasında işte birtakım yandaşlara vesairelere peşkeş noktasında da değerlendirilmemelidir. Yarınlarda yine Avrupa Birliğiyle, uyum yasalarıyla birlikte yürütülecek olan bu kotalar vesaireler de yanlış ellerin eline giderek yanlış fiyatlandırmalara ve halkı da bu anlamda yine ikinci defa vergilendirmelerin veya sıkıntıların içerisine sokmamalıdır.

Şeker, başka bir anlamda baktığımızda, hemen hemen gıda sektörünün de en önemli kullandığı maddelerden bir tanesidir. İşte, içecek sektörüne bakın yani meşrubat sektöründe, dondurma sektöründe, diğer tatlandırıcıların kullanıldığı birçok sektörlerde şekerin kullanıldığına şahit oluyoruz. Ancak son yıllarda, özellikle tatlandırıcı kotalarının yani nişasta bazlı şeker kotalarının giderek artmasıyla birlikte maalesef Türkiye'de bu üzerinde tartışılan nişasta bazlı şekerlerin sağlığımıza etkisi konusundaki sıkıntılar hâlâ net olarak belirlenmemiş olmasına rağmen yani nişasta bazlı şekerin GDO'lu mısırlardan üretildiği açık ve net olduğu hâlde buradan üretilen şekerlerin, tatlandırıcıların kullanıldığı, hiçbir üründe de bu anlamda, yine ambalajların üzerinde GDO'lu yani genetiği değiştirilmiş ürünlerin kullanıldığı veya o ürünlerden elde edilen tatlandırıcıların kullanıldığı da maalesef görülmemektedir.

Bakın, burada, basında veya işte, televizyonda birçok tartışmalar devam ediyor özellikle NBŞ'yle ilgili, "NBŞ yani nişasta bazlı şekerler sağlığa zararlı mıdır, değil midir?" İşte, kimileri diyor ki: "Nişasta bazlı şekerler yüzyılın en büyük felaketidir." Bununla ilgili gerçekten, işte kanser yapma etkilerinden? "Nişasta bazlı şeker, hastalık ve ölüm saçıyor." diye, bu konularda iddia edenler var.

Bakın, bunun yanında Fransa, Hollanda ve İngiltere nişasta bazlı şekerin kullanımını yasaklarken bizde maalesef, ifade ettiğim gibi, Avrupa Birliği ortalaması yüzde 2 olmasına rağmen, neredeyse yüzde 30'lar seviyesine çıkartıldı nişasta bazlı şeker kullanım kotaları. Yani maalesef birtakım şeyleri hep maddi gözlerle, maddi konularla kıyaslayarak ortaya koyuyoruz.

Bunun yanında, Amerika gibi ülkeler gerçekten nişasta bazlı kotalarda ve kullanımında tedbir alarak, bunları azaltarak hatta bunları yasaklayarak bugünlerde geçiriyorlar ama biz, giderek nişasta bazlı şekerin üretiminin önünü açmaktan ve hatta Türkiye'ye gelip yatırım yapan, güya yabancı yatırımın faydalarından bahsediyoruz ama yabancı yatırımcı da bu yatırımı yaparken hem sizin ucuz arazilerinizi kullanıp hem de mısırı veya ham maddesini ithal edip, makinelerini de yine kendi ülkelerinden ithal edip tamamen yabancı kaynaklara dayalı üretimle, Türkiye'deki -ifade ettiğim- yüzde 100 yerli üretim olan şekerin yerine ikame edilen nişasta bazlı şekeri üreterek hem Türk ekonomisine katkı sağlamak yerine zarar veriyor hem de Türk milletinin geleceği olan insanların yani Türkiye'yi devam ettirecek, Türk milletini, Türkiye Cumhuriyeti devletini devam ettirecek insanların sağlıklı bir şekilde gelişmesine de bu anlamda sıkıntı veriyor. Yani bu nişasta bazlı şekerle beslenen çocuklarımızın -ki giderek yaygınlaşan- özellikle bu hazır besinlerde, ifade ettiğim gibi, dondurma gibi, meşrubat gibi sektörlerde çok kullanılan bu nişasta bazlı şekerlerle beslenen çocuklarımızın yarınlarda nasıl bir sağlıklı nesil olacağını da yine göz önünde bulundurmak lazım.

Yine, özelleştirmelerde ifade ettiğim gibi, arsa değerlerinin bile altında bu fabrikaların satılması, o yörelerde artık birtakım insanlarımızın ekonomik anlamda geleceklerini buralara bağlamış olmasına rağmen satılan, satılmaya hazırlanan bu şeker fabrikalarının da tekrar gözden geçirilerek, şeker üretiminin tamamıyla gözden geçirilerek Türkiye Büyük Millet Meclisinde bir araştırma komisyonu kurulmasında fayda var diye umut ediyorum.

Bu duygularla hepinizi saygıyla selamlıyorum. (MHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Özensoy.