| Konu: | ELEKTRİK PİYASASI KANUNU İLE ÖZEL TÜKETİM VERGİSİ KANUNUNDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TASARISI VE TEKLİFİ |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 53 |
| Tarih: | 16.01.2013 |
MHP GRUBU ADINA NECATİ ÖZENSOY (Bursa) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 393 sıra sayılı Kanun'un 2'nci maddesiyle ilgili Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına söz aldım. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Bu madde de fiyat eşitleme mekanizmasının 2015'e kadar uzatılmasıyla ilgili geçici 9'uncu maddede değişiklik öngörüyor. Tabii, daha önce de Enerji Bakanlığı bütçesi veya enerjiyle ilgili konularda gerek Genel Kurulda gerek komisyonlarda Türkiye'nin birçok problemleriyle ilgili konuları dilimizin döndüğü kadar ifade etmeye çalıştık. Vatandaşın en büyük sıkıntılarından bir tanesi, en fazla üzerinde spekülasyon yapılan konulardan bir tanesi de elektriklerin kayıp kaçak miktarları ve faturalara ilavesiyle alakalı. Bunlar mahkemelerde zaman zaman görüşülüyor, mahkemelerin, bazı abonelerin bu ödediklerini geri iade ettikleri de oluyor.
Ancak, Sayın Bakanın burada sorulara cevap verirken bazı sorulara verdiği cevaplarda da gerçekten bazen üzülerek dinlediğimiz cevaplar da oldu. Mesela, bir arkadaşımız dedi ki: "Belli yıllardan sonra kaçak oranlarının yükseldiği bölgeler oldu mu?" "Evet." dedi Sayın Bakan. Orada işte PKK'nın talimatlarıyla vatandaşın elektriklerini kaçak olarak kullandığından bahsetti. Tabii, bu gerçekten üzüntü duyulan bir şey. Yani, demek ki PKK orada otoritesini devletin üzerinde bir şekilde tahsis etmiş durumda, bu da Sayın Bakanın ifadesiyle ortaya çıkmış durumda.
Şimdi, ben, Sayın Bakana, -her ne kadar burada arkadaşlarım ifade ettiyse de yükselme oranlarını- TEDAŞ'ın bu bize verdiği bilgiler doğrultusunda TEDAŞ'ın belgeleriyle soracağım. Ben, bu soruyu bütçede de sordum, komisyonda da sordum ama Sayın Bakandan bir türlü cevap gelmedi. Bakın, kayıp kaçak oranları 2008 yılında 14,4'e düşmüş ama şu anda kayıp kaçak oranı 16,8. Şimdi, ben buradan tekrar soruyorum: Kayıp kaçak oranları 2008'de 14,4'e düştüğü hâlde teknolojik birtakım sıkıntılar mı yaşadık, hatlarımızda birtakım bozukluklar mı oldu, gerekli yatırımları mı yapmadık, neden kayıp kaçak oranları neredeyse yüzde 2,5 civarında arttı? Bunun cevabını, hem vatandaş hem de ben merak ediyorum. Ama, benim aklıma gelen bazı gelişmelerle birlikte benim fikirlerim de var bu konuda, niye kayıp kaçak oranlarının arttığıyla alakalı, onları da ben arz etmeye çalışacağım.
Bakın, burada, 2011 yılı Sayıştay raporlarından yine TEDAŞ'ın denetlenmesiyle alakalı buradaki rakamlardan ifade edeceğim. 2010 yılında Dicle EDAŞ kayıp kaçak oranı 65,3'ten 2011 yılında 71,4'de çıkmış, bu Sayın Bakanın bahsettiği bölge. Yani, gerekçesini Sayın Bakan biraz önce söyledi.
Yine, Van Gölü EDAŞ'ta 57,2'den 52,1'e inmiş, burası da kısmen Sayın Bakanın bahsettiği bölgeleri içine alıyor ama daha çok pek PKK'nın hâkim olduğu yerler değil bu Van Gölü EDAŞ.
Yine, en önemlisi, aslında ben bu rakamlardan şunu ifade etmek istiyorum: Boğaziçi EDAŞ? Boğaziçi EDAŞ, 2010 yılında 10,9 kayıp kaçak oranına sahip. 2011 yılında yani bir yıl sonra 12,9'a çıkmış. Şimdi, ben buradan soruyorum Sayın Bakana: Acaba, İstanbul'da da mı PKK hâkim olmaya başladı yani İstanbul'da da mı PKK talimatlar vererek, bu vatandaşa "Kaçak elektrik kullanın." talimatlarıyla birlikte bu oranlar yükseliyor?
Bakın, bu Dicle EDAŞ veya diğer bölgelerdeki artışla? Yani, İstanbul'daki yüzde 2'lik artış neredeyse oradaki yüzde 10'lara tekabül eden bir artıştır. İstanbul Türkiye'nin neredeyse beşte 1'i mesabesinde bir ilimiz sayısal olarak, aboneler olarak da baktığımızda; Boğaziçi de onun bir kısmı. Dolayısıyla, şimdi bakın, şu kayıp kaçak oranının yükselmesinin bir gerekçesi de acaba şu olabilir mi, Sayın Bakana ben sormak istiyorum: 2008 yılında TEDAŞ'ın dağıtım firmaları bölgesel olarak özelleştirilme kapsamına alınıp özelleştirilmeye başlandı. Önce, tabii, kârlı olanlar bir şekilde satılmaya başlandı ama o ihaleye çıktığında, mesela Boğaziçi EDAŞ o gün 2,9 milyar lira teklif almasına rağmen, gelmesine rağmen, o ihale, o ihaleyi alanlar tarafından vazgeçilip? Hatta, yine, oradaki koydukları depozitoları, vesaireleri, teminatları da yakarak iptal ettirdiler. Şimdi, 2008'de Boğaziçi EDAŞ o ihaleyi vermiş olsaydı, ilgili firma belki de 10,9 değil de daha da aşağıdan, kayıp kaçaklardan başlayarak daha da geriye gitme şeklinde bir anlaşmayla bu dağıtım firmasına ihale edilecekti ve hatta, yine o günkü kâr marjları 2008'de 2,33'tü ama ne hikmetse birden bire bu ihalelerin tekrarına yakınlaştığımızda, o kâr marjları yüzde 3,49'a çıktı yani 1,5 katına çıktı kâr marjı.
Şimdi, hem kayıp kaçak oranları yükseldi hem de bu anlamda kâr marjları yükseldi. Her ikisi birden aslında bu firmanın bir anlamda değerini yükseltmesi anlamına gelmesine rağmen bir de baktık ki, Boğaziçi EDAŞ'ın özelleşmesindeki bu rakam, yine, 2,9 milyarlık teklif alan bu Boğaziçi EDAŞ, geçtiğimiz yılın sonunda 1,9 milyar liraya ihale edildi. Yani, şimdi, buradaki -ifade ettiğim gibi- hem diğer bölgelerdeki kayıp kaçak oranlarının artması hem de diğer birtakım bu kâr marjlarının yükselmesi insanın aklına birçok şey getiriyor. Sayın Bakan,özellikle bu kayıp kaçaklarla alakalı, her ne hikmetse, 2008'den bu yana artan bu kayıp kaçakların mantıklı bir izahını bize yaparsa milletim adına ben de sevinirim.
Yine, bu kayıp kaçakla mücadelede de çok etkin bir mücadele yapılmadığını da yine bu Sayıştay raporlarından da görüyoruz. Mesela, Dicle EDAŞ'ta 129.812 abone üzerinde tarama yapılmış, 12.476 aboneye tutanak tutulmuş yani bu tutanak, tarama yapılan abonenin yüzde 9,6'sına tekabül ediyor. Burada 96 bin 701 liralık fatura tahakkuk ettirilmiş ama ilginçtir tahsilat, yani 96 bin 701 liradan tahsilat sadece ve sadece 2 bin 978 lira. Yani ne kadar tahsilat yapılmış? Tahakkuk eden rakamın yüzde 3,1'i kadar ancak tahsil edilebilmiş. Şimdi, bu mücadeleyi gerekli şekilde yapamayan devletin kurumu? Hatta, ben bir komisyonda, hiç abonesi olmayan, tutanak tutulan yüzlerce trafo olduğunu ifade ettiğim ve belgelerini verdiğim hâlde onlarla ilgili akıbetin ne olduğu bana daha sonra ifade edilmedi. Ben buradan başka bir şey ifade etmek istiyorum: Yine, devletin ihmal veya görevini yapamamasından kaynaklanan bu açıkların, faturasını ödeyen vatandaşlara ödettirilmek yerine, bunu bölgesel bazlı fiyatlandırmada, tamam, fiyat farklılıkları oluşturmayın ama devlet kendi kabahatini kendisi örtsün. Bu bölgelerdeki bu fiyat farklılıklarını da sübvanse ederek yani hırsızların çaldıkları elektriklerin parasını namuslu vatandaşa ödetmek yerine, kendi ihmali yüzünden hırsızlık yapanların parasını devlet, Hükûmet kendisi, bütçesinden ödesin diyorum, hepinize saygılar sunuyorum. (MHP ve CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Özensoy.