| Konu: | ELEKTRİK PİYASASI KANUNU İLE ÖZEL TÜKETİM VERGİSİ KANUNUNDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TASARISI VE TEKLİFİ |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 53 |
| Tarih: | 16.01.2013 |
ALİ SARIBAŞ (Çanakkale) - Sayın Başkan, çok değerli milletvekilleri; görüşülmekte olan Elektrik Piyasası Kanunu ile Özel Tüketim Vergisi Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'nin 2'nci maddesi üzerinde vermiş olduğum değişiklik önergesi üzerine konuşma aldım.
Şimdi, enerjiyle ilgili gerçekte AKP'nin son on yılına biraz bakmak gerektiğine inanıyorum. Son on yılda Türkiye'nin enerji talebi yüzde 42'ye yakın bir oranda büyümesine karşın, artan enerji fiyatları nedeniyle Türkiye'nin enerji kaynakları ithalatı için ödediği para yüzde 548,9 arttı. 2001'de 8,3 milyar dolar olan Türkiye'nin enerji ithalatı 2011'de 54,1 milyar doları buldu. Türkiye'nin net enerji ithalat faturası yüzde 502,07 oranında artarak 48 milyar dolara yaklaştı. Türkiye'nin 2011 yılındaki 105 milyar dolarlık rekor dış ticaret açığının yüzde 44,9'unu enerji ticaretinde verilen açık oluşturuyor. Ülkemizin yıllık 140 milyar kilovatsaat elektrik üretebilecek bir hidroelektrik santral potansiyeli varken bu potansiyelin yüzde 40'a yakını devreye alınmış durumda. Akarsuların havayı ve tarlayı cebri borularla ve onlarca regülatörlerle kısıtlayarak üç beş yandaşı zengin etmek gibi bir kaderi yoktur. Devreye alınmamış hidroelektrik potansiyelimiz 100 milyar kilovatsaat, rüzgâr 120 milyar kilovatsaat, güneş 380 milyar kilovatsaat, jeotermal 12 milyar kilovatsaat, biyokütle 35 milyar kilovatsaatlik katkı sunmayı beklemektedir. Kırılgan, pahalı ve bağımlı bir enerjiden çok bunlara yönelmemiz gerekiyor.
Yaklaşık on yıl önce AKP Hükûmeti iktidar olduğunda yüzde 66,9 olan dışa bağımlılık yüzde 72,04'e yükselirken, elektrik fiyatları da yüzde 105,02; kömür yüzde 164,5; doğal gaz fiyatı da yüzde 49,4 artış göstermiştir.
Değerli milletvekilleri, burada şunu söylemeye çalışmakta çok fayda var. Öncelikle, Türkiye'de en kolay yöntem fiyat artırmaktır ama görüyoruz ki dünyada kayıp kaçaklar yüzde 2 ve yüzde 4 olarak kabul edilirken bizde 2008'de yüzde 14, yüzde 15 olan kaçak 2012'de yüzde 17, yüzde 18'e yükselmiştir. Öncelikle yüzde 2 ve yüzde 4. Özellikle maliyetin ve fiyatların aşağıya çekilmesinin ve özellikle her termik santralin, her üretimin doğayı yok edebileceği, doğal kaynaklarımızı yok edebileceği bir varsayımla bu tedbir niye alınmıyor? On yıldır çok kolay yöntemlere kaçıyoruz. Nedir? Ver, yap-işlet modeli. Bu model içerisinde? Sormak istiyorum Sayın Bakana, Çanakkale'de örneğin her önüne gelene diyorsunuz ki "Arazinizi satın alın, bana müracaat edin. Halkı ikna edin, santral kurmaya izin vereceğiz." Bunun kriteri yok mudur? Bu değer emisyonu yok mu ülkenin? Bu ülkede Çanakkale'nin Kazdağları, bu ülkede Biga Ovası'nın meyveleri, bu ülkede peynirin, sütün, hayvancılığın olduğu bir bölgeye sonsuz bir şekilde, emisyon hacmini geçmesine rağmen, o bölgede nasıl kriterle bu kadar bol termik santral verebiliyorsunuz? Türkiye'nin şu anda kurulmuş tek bir? Bizim Çanakkale'deki Çan ilçesinde termik santral emisyon hacmini tek başına doldururken özel sektöre -bunun 10 katı şeklinde bitirilmiş var- ve daha fazla yani bunun 10 katı daha verilmek üzere, izin verilmek üzere müracaatları var. Bunun kıstası nedir? Türkiye'de herkesin, bol şekilde enerji piyasasına bütün şirketlerin yönelmesinin amacı, burada hepsinin başında dört madde vardır, bu da kârlılıktır. Herkes de enerji piyasasına yöneliyor, herkes Enerji Bakanlığının kapısında.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
ALİ SARIBAŞ (Devamla) - Soruyorum: Şu anda özelleştirme kapsamında olan Çan dâhil, Sivas dâhil, altı aydır işletilmezken özel sektörden niye elektrik alıyoruz?
Çok değerli arkadaşlar, bu vesileyle bu konuda, enerji politikalarında AKP'nin sınıfta kaldığını belirtmek istiyorum, hepinize sevgi ve saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)