| Konu: | 2000 TARİHLİ TEHLİKELİ VE ZARARLI MADDELERLE KİRLENME OLAYLARINA KARŞI HAZIRLIKLI OLMA, MÜDAHALE VE İŞBİRLİĞİ PROTOKOLÜNE KATILMAMIZIN UYGUN BULUNDUĞUNA DAİR KANUN TASARISI |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 54 |
| Tarih: | 17.01.2013 |
KALKINMA BAKANI CEVDET YILMAZ (Bingöl) - Teşekkür ederim Sayın Başkanım.
Özellikle Sayın Erdemir'in sorusu, Bakanlığımızın doğrudan konusu olduğu için, müsaadenizle ondan başlamak istiyorum: Tasarruf oranları gerçekten ülkemiz için son derece önemli bir konu çünkü yatırımların kaynağı tasarruflar. Türkiye'de son on beş yirmi yıllık perspektifle baktığımızda, tasarruf oranlarında kamu için bir artış olduğunu görüyoruz. Kamu, geçmişte daha fazla açık veren bir durumdayken özellikle son on yılda bütçe disiplinine riayet etmemiz, bu anlamda yaptığımız değişimlerle kamuda tasarruf oranlarının ciddi anlamda arttığını görüyoruz. Bu, çok sevindirici gerçekten. Hâlâ yapılması gereken işler yok mu? Tabii ki daha da iyisini yapmak gerekiyor.
Diğer taraftan, özel sektörün hane halklarının tasarruflarında aynı dönemde bir azalma trendi görüyoruz. Kalkınma Bakanlığı olarak biz Dünya Bankasıyla birlikte ortak olarak aslında bu konuyu detaylı bir şekilde analiz ettik ve ilk defa Türkiye'de bu tasarruflarla ilgili kapsamlı bir çalışma yaptık, onu da kamuoyuyla paylaştık. En son, bu 2012 yılında yüzde 14'ler civarında bir tasarruf oranımız var. Yani dış dünyanın tasarrufunu büyük oranda kullanıyoruz. Gelişmekte olan bir ülke olarak bir oranda dış dünyanın tasarrufunu kullanmamız anormal bir durum değil yani biz dünyaya tasarruf ihraç edecek konumda olan bir ülke değiliz. Hızlı büyümemiz lazım, altyapı ihtiyaçlarımız var, dünyanın tasarrufunu belli oranda çekmemiz -bunu aynı zamanda cari açığa da tercüme edebilirsiniz- bir oranda cari açık vermemiz gayet normal bir durum. Bunu yadırgamamak gerekir. Bunun önemli olan dozajıdır, belli bir düzeyde sürdürülebilir bir şekilde bunu götürmektir, buna gayret ediyoruz.
Tasarruflarla ilgili iki boyutlu bakmamız lazım. Bir, işin arz boyutu var. Birincisi: Daha fazla tasarruf enstrümanını finansal aracı piyasalara sunmamız gerekiyor. İkincisi: Mevcut tasarruf araçlarını, bireysel emeklilik sistemi gibi mevcut enstrümanları daha cazip hâle getirmemiz gerekiyor. Bunu da yapmaya gayret ediyoruz. Bir taraftan işte, yeni enstrümanlar devreye sokuyoruz, kira sertifikaları gibi, bir taraftan da mevcut enstrümanları daha etkili hâle getirmeye çalışıyoruz. Bu, işin arz boyutu.
Bir de talep boyutu var. Burada da yapılacak çok iş var tabii. Finansal okuryazarlık -az önce sizin de altını çizdiğiniz- gerçekten önemli bir konu. Halkımıza daha belki temel eğitimden başlayarak tasarruflar konusunda ve firmalarımıza daha fazla farkındalık oluşturmamız, daha bilinçli bir şekilde tasarrufları değerlendirme konusunda bu anlayışı geliştirmemiz gerekiyor.
Diğer taraftan, tabii, tasarruflarla ilgili şunun da altını çizmek isterim. Yapısal birtakım unsurlara baktığımız zaman, demografik gelişime baktığımız zaman, bundan sonraki süreçte Türkiye'nin tasarruf oranları, artış eğilimine girecek diye bekliyoruz. Orta Vadeli Programı'mızda bizim 2015 yılı için öngördüğümüz yüzde 16'lar civarında, giderek de bu daha uzun vadede artacak diye bekliyoruz. Geliriniz arttıkça, iş gücüne katılım oranı arttıkça, özellikle kadınlarımızın iş gücüne katılım oranı arttıkça, tasarruf oranlarında da bir artış trendi bekliyoruz. Tabii, bu trendi bizim daha fazla desteklememiz lazım. Aslında bu yapısal dip noktalara gelmiş durumda Türkiye, buralardan yukarıya doğru bir çıkış seyrine girmiş durumdayız, işte bunu destekleyici politikalarımızı da çok boyutlu bir şekilde ortaya koyuyoruz.
En son Orta Vadeli Programı'mızda temel politika setimiz içinde tasarrufları çok merkezî bir yere koyduk ve bu yönde de çeşitli önlemler öngörüyoruz, bunu da adım adım uygulamaya devam edeceğiz, ama böyle yapısal bir değerin çok kısa bir sürede değişmesi kolay değil, bu, orta vadeli, uzun vadeli perspektifle ele alınması gereken, çözümlenmesi gereken bir konu, Kalkınma Bakanlığı olarak en fazla üzerinde durduğumuz, gayret sarf ettiğimiz, analiz yaptığımız ve politikalar önerdiğimiz bir alan, önümüzdeki dönemde de bu konu üzerinde hassasiyetle durmaya devam edeceğiz.
Sayın Gök yasal VIP'lerle ilgili sorular sordu. Doğrusu, o konuları yazılı olarak cevaplamakta fayda var diye düşünüyorum, kanuni çünkü, mevzuatla ilgili sorular soruldu.
Suriye'yle ilgili yine bazı hadiseler dile getirildi. Tabii, az önce bahsettiğim gibi orada olağanüstü bir durum var, bir iç savaş var, bu iç savaşın getirdiği maalesef bir otorite boşluğu var Suriye içinde. Bu, bizden kaynaklanan bir durum değil. Oradaki iç yapıdaki düzensizlikler, tabii, Suriye'deki olağanüstü durumun, iç savaşın, otorite boşluğunun getirdiği düzensizlikler. Şunu temenni etmemiz lazım hep birlikte: İnşallah, en kısa sürede, bir şekilde o rejim değişikliği olur. Tüm Suriye halkını kucaklayan, Suriye'nin birliğini, beraberliğini koruyan, bütün kesimleriyle Suriye halkını temsil eden bir yapı oluşur diye temenni etmemiz lazım. Bu işin en köklü çözümü tabii? Meselenin kaynağı bu olduğu için bunun bir an önce sonuçlanmasını temenni etmemiz gerekiyor.
Bizim, tabii, yapacaklarımız sınırdaki güvenlik tedbirlerimizi almak. Bunun için güvenlik güçlerimiz, mülki idaremiz elbette ki tedbirler alıyor fakat orada büyük bir yangın varken ne tedbirler alırsanız alın bazı düzensizliklerin olacağını da öngörmemiz gerekiyor.
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Bakan.