GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 19 OCAK TARİHİNDE BULGARİSTAN HAK VE ÖZGÜRLÜKLER HAREKETİ PARTİSİ GENEL BAŞKANI AHMET DOĞAN'A YÖNELİK SALDIRI GİRİŞİMİ VE YAŞANAN OLAYLARA İLİŞKİN
Yasama Yılı:3
Birleşim:55
Tarih:22.01.2013

EMRE KÖPRÜLÜ (Tekirdağ) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hafta sonu, Hak ve Özgürlükler Hareketinin 8'inci Olağan Kurultayı'nı takip etmek üzere, Genel Başkan Yardımcımız Faik Öztrak, milletvekillerimiz Recep Gürkan ve Mehmet Kesimoğlu'yla birlikte Bulgaristan'daydık. Partinin Genel Başkanı Ahmet Doğan'a suikast girişiminde bulunulması olayı gözlerimizin önünde cereyan etti. Saldırgan, kürsüde konuşmasını yapan Ahmet Doğan'a silahıyla yaklaştı, 2 kez tetiği çekmesine rağmen silahı ateş almadı. Bu sırada, Ahmet Doğan'ın suikastçıya müdahalesiyle kazanılan zamanda da korumalar saldırgana müdahale ettiler ve etkisiz hâle getirdiler. Saldırganın üzerinden ayrıca bir de bıçak çıktı. Bu durum dahi amacının öldürmek olduğunun çok açık bir göstergesiydi. Biz Cumhuriyet Halk Partisi olarak bu saldırıyı kınıyor ve lanetliyoruz, terörün hiçbir zaman başarıya ulaşamayacağını bir kez daha hatırlatıyoruz.

Değerli milletvekilleri, Doktor Ahmet Doğan, zamanında Bulgaristan'da Belene Kampı'nda kalmış, zulümler yaşamış bir soydaşımız. Hak ve Özgürlükler Hareketini kurmuş ve hafta sonuna kadar da yirmi üç yıl Genel Başkanlığını yapmış bir lider. Bugün, partisi, Bulgaristan'ın üçüncü büyük partisi, 38 milletvekili var ve birçok da belediye başkanlığına sahip. Ahmet Doğan'a yapılan bu saldırı -açık olarak söylemek gerekirse- çoğunluğunu Türk soydaşların oluşturduğu Hak ve Özgürlükler  Hareketine ve tabii ki de Bulgaristan'daki demokrasiye yapılmıştır. Saldırının ve suikast girişiminin arkasındakiler açık olarak aydınlatılmalıdır. Bu, hem kendisi Avrupa Birliği üyesi olan Bulgaristan'ın hem de Ahmet Doğan'ın kimliği ve misyonu gereğince bu konuda baskı ve kulis yapması gereken Türkiye Cumhuriyeti Hükûmetinin bir görevidir. Bu bir görev olduğu kadar da aynı zamanda soydaşlarımıza karşı da bir borcumuzdur.

Değerli milletvekilleri, Hak ve Özgürlükler Hareketinin kurultayında yaşanan olay Sayın Ahmet Doğan'ın konuşmasını gölgeledi. Ancak, konuşmasında çok önemli ve ezber bozan tespitler vardı. Türkiye'nin dış politikasının nasıl ülkenin ve yurt dışında yaşayan soydaşlarımızın aleyhine kullanıldığını, bugün konuşurken ayakları yere basmayan Dışişleri Bakanı ile Başbakanın nasıl bir pazarlıklar içerisinde olduğunu çok açık ve net olarak anlattı.

Tekrar hatırlatıyorum: Bahsettiğim kişi Bulgaristan'daki Türk partisinin lideri olan, bugün Türkleri Bulgaristan'da temsil eden kişi. Konuşmasında Bulgaristan'daki hak ve özgürlük ihlallerinden bahsediyor. Bulgaristan Başbakanının ülkede sanal bir Türk tehdidi yarattığını, bunun Osmanlının Balkanlardaki kültürel mirasının ürünü olan Hak ve Özgürlükler Hareketiyle alakalandırıldığını, demokrasiyi rafa kaldırıp Türk düşmanlığı yarattığını söylüyor ve devamında diyor ki, bakın, Ahmet Doğan'ın konuşma kitapçığından okuyorum: "Tüm bu yaptıklarına rağmen kendini yine güvende hissetmiyor." Bulgar Başbakanını kastediyor. "İkinci bir sigorta yapmak istiyor ve bundan dolayı Ankara'daki Türk meslektaşına hitap ederek elinden gelen her şeyle kendisine yardımcı olmasını istiyor ve ne yazık ki Ankara'daki Türk meslektaşı da kendisine olumlu yanıt verdi." diyor.

Değerli milletvekilleri, herhâlde sizlere Bulgar Başbakanının Türk meslektaşını, Türkiye'deki meslektaşını anlatmama gerek yok, herkes çok iyi, net bir şekilde anlamıştır. Bulgaristan'daki Türklerin lideri çok açık olarak Türkiye Cumhuriyeti'nin dış politikasını? Ve Recep Tayyip Erdoğan'ı Türk soydaşların aleyhine Bulgaristan ile pazarlık yapmakla suçluyor.

Başka önemli bir olay da, o kurultay salonunda tek bir AKP'li görevli ya da temsilci dahi yok.

Değerli milletvekilleri, özellikle AKP Grubunun milletvekilleri, tüm olaylar ortada ve net. Dileyene de bu konuşma metnini de gösterebilirim. Hatırlatmak isterim ki, sizlerin de tarihe ve soydaşlarımıza karşı borçlarınız var. Hatta onlara sizi milletvekili yapan Recep Tayyip Erdoğan'dan daha fazla borcunuz var. Sessiz kalmak, görmezden gelmek -açık olarak söylüyorum- suça ve günaha ortak olmaktır. Bu vesileyle Genel Kurulu bir kez daha saygılarımla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum.