| Konu: | ELEKTRİK PİYASASI KANUNU İLE ÖZEL TÜKETİM VERGİSİ KANUNUNDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TASARISI VE TEKLİFİ |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 55 |
| Tarih: | 22.01.2013 |
ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Kayseri) - Sayın Başkan, değerli arkadaşlar; 4 dakikadan daha az bir sürede bu soruları cevaplamaya çalışacağım.
Tabii, konuşmalardan tavsiyeleri, önerileri mutlaka dikkate alacağız ama 242 milyar kilovatsaat elektrik tüketildiği 2012 yılında, bazı konuşmalardan sanki hiç elektrik kullanılmamış havasını edindim. Kış şartları, adı üzerinde bazı olumsuzlukları barındıran mevsimdir. Geçtiğimiz yıldan bahsettiler arkadaşlar. Geçtiğimiz yıl, meteorolojik veriler, son altmış iki yılın en soğuk kışını yaşadığımızı söyledi. Arkadaşlar, gerçekçi olalım, biz burada kendimize bahar muamelesi yapmayalım. Bahar mevsimi değildir kış. New York'ta daha geçenlerde 7 milyon insan elektriksiz kaldı. Bunu, elektriksiz kalmayı veya elektrik kesintilerini makul göstermek açısından söylemiyorum. 1 milyon kilometrelik bir hatta bu tür şeylerin atmosfere açık alanlarda olabileceğinden bahsediyorum. Moskova'da 12 milyon kişi elektriksiz kaldı. Metronun önüne bir tane bant çekiyorlar New York'ta ve "Şu anda girilmesi mahzurludur." diyorlar, hepsi o kadar. Şimdi, biz kış şartlarında? Son yüz on yılda Hazar Denizi donmamıştı, Hazar Denizi dondu. Azerbaycan bir doğal gaz üreticisi ülkedir ve üç buçuk gün Bakü'de doğal gaz kesildi arkadaşlar ama Türkiye'de doğal gaz 190-192 milyon metreküpler civarında günlük kullanımıyla beraber devam etti.
Şimdi, bunun arasında o kadar önemli bir denge var ki? 365 günde 22 gün yalnızca ikincil yakıt kullanıldı ve o kullanılan yakıt toplam daha fazla doğal gaz bağlantı yapmanızdan daha az bir maliyet oluşturuyor, bütün bunların hepsi hesap ediliyor. O yüzden sanki hiç elektrik yokmuşçasına, hiç doğal gaz yokmuşçasına eğer böyle bir söylem kullanırsak bizim Avrasya coğrafyasında en yüksek büyümeyi, enerjide sağladığımız yüzde 8,1'lik büyümeyi -son yılda- inkâr etmiş oluruz.
Şimdi, gerçeğin tamamını aktarmamız lazım ve aynen bir arkadaşımızın sorduğu sorudaki, denetleme şart. Tabii ki, kamu hizmetleri niteliğini taşıyan yerlerde elektrik dağıtımlarında denetleme şart ve biz de bunu yapıyoruz. Bakın, yanlış bilgilerden uzaklaşmamız lazım. Burada hepsini belki anlatma imkânımız olmuyor ama bir örnek vereyim. "Elektrik borcundan dolayı bu TREDAŞ bolca açma kesme yapıyor." dediniz sayın milletvekilim.
EMRE KÖPRÜLÜ (Tekirdağ) - Doğru.
ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Kayseri) - Bolca yapıyor olabilir değil mi? Ama bunların gelirlerinin kamu adına yapıldığını, bu tahsilatı özel sektörün kendi cebine yapmadığını bilmemiz lazım. Bütün onların hepsi kamu adına yapılan ve elektrik şirketinin, özel şirketin kasasında bulunmayan rakamlardır.
Açma kesmeyi isterse 100 tane yapsın, isterse 100 bin tane yapsın gerekçelendirmek zorunda ve halkımızı da mutazarrır yapmadan bunları yapmak zorunda. Ama siz dediniz ki: "Açma kesme ile 20 TL'yi cebine indiriyor."
EMRE KÖPRÜLÜ (Tekirdağ) - Açma kesmeden parası mı alıyorsunuz?
ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Kayseri) - Açma kesmeyle 20 TL'yi cebine indirmiyor, kamu adına yapılan bir şeydir.
Ben, yalnızca, bir yanlış bilgiyi düzeltmek adına söylüyorum arkadaşlar, söylediniz diye, söylemeseniz ben bu bilgiyi aktarmayacaktım.
Şimdi, bakın, tüketim miktarı, tahminî olarak 2011'den 2015 yılına kadar ortalama yüzde 8'ler civarında büyüyor ve biz 2023 yılına kadar önümüzdeki on yıl içerisinde, şu anki bulunduğumuz elektrik tüketimini yani 240 milyar kilovatsaati ortalama 250 milyar kilovatsaat kabul edersek, 500 milyar kilovatsaatler civarında bir tüketim bekliyoruz Türkiye'nin ilk on ekonomi arasına girmeyle alakalı hedefleri doğrultusunda.
O yüzden, biz, Avrupa Birliği üyesi ülkelerin kişi başına kullanılan elektrik miktarına henüz ulaşmış değiliz. Bizler, 1.600 kilovatsaatlerden başlayıp şu anda 3.800-4.000 kilovatsaatlere kadar giden ama hâlâ 6.500 kilovatsaatlere ulaşmamış bir ülkeyiz.
Vatandaşlarımızın refah seviyesi arttıkça kullanımları daha da artıyor, bu, son derece makul ve doğru bir şey. Enerji tasarrufuna dikkat ederek, enerji verimliliğine dikkat ederek bu kullanımlarımızı artırmamız lazım.
Sayın Başkanımızın Yüksekova'yla alakalı sorduğu bir sual vardı. Şu anda aldığımız bir bilgi, oradaki, Özel Harekâttaki askerlerimizin, kurum içerisindeki bir 240'lık kablonun patlamasıyla alakalı bir husus; TEDAŞ'ın oraya enerji getiremediğiyle alakalı bir husus da değildi. Kaldı ki, kış şartlarında bu olsa bunu da söylerdim. Buna rağmen, askerimizin enerji teminiyle alakalı, kablo tedarikini depolardan acilen aktarmalarını istedik. Bu, ister ödünç olabilir, ister hibe olabilir, ister bedelsiz, hiç önemli değil; bunu bir tutanak hâlinde kendilerine teslim edecekler, yani TEDAŞ'ın görevi değildir, görevidir, hiç buna bakmaksızın oradaki askerimizin bir an önce o elektriğe kavuşmasını, her ne kadar Özel Harekâtın kendi içindeki problemi olsa da "O bizim problemimizdir" deyip arkadaşlar ilgilenecekler.
RES'lerle alakalı arkadaşlarımız soru sordular.
Arkadaşlar, Almanya'da RES'lerin oluşabilmesi için yıllık 50 milyar euroluk bir sübvansiyon rakamı ayrıldı. Bizim Türkiye olarak, ülkemiz olarak ayıracak 5 kuruşumuz yok. Biz, kendi içerisinde işletmelerin on yıllık alım garantilerini veriyoruz ve 11 bin megavatlık bir lisanslama söz konusu oldu. Şu anda, bunun 2.200 megavatı realize edildi, gerçekleştirildi, diğerleri de yolda. Bunu yapabilecek olanlar var, yapamayacak olanlar var. Ama takdir edersiniz ki biz yenilenebilir enerji kaynakları diye, yerli kaynaklar diye böyle 40-50 milyar euroluk sübvansiyon rakamlarını yaparsak bu doğru olmaz. Bir önceki oturumda bahsetmiştim, Almanya, şu anda İspanya ve Portekiz gibi bu sübvansiyon rakamlarını bir an önce nasıl geri alırız diye bunun politikalarını değiştiriyor ve enerjiden sorumlu Başbakan Yardımcısı önceki ay Türkiye'ye geldiğinde "Siz bu rakamları nasıl doğru tespit ettiniz?" diye de bizden bilgi aldılar. O yüzden, dışarıdaki yatırımların bir kısmının kendi sübvansiyon rakamlarıyla örtüşük olmayan ülke şartlarımıza, Türkiye'ye uyarlanmasını tabii ki doğru bulmuyoruz.
Nükleer güç santralleri yalnızca elektrik teminiyle alakalı bir husus değil, aynı zamanda, bizim sanayileşmeyle alakalı hususlarımızdır. Siyaseten böyle bir kararlılığı sürdürmeye devam edeceğiz çünkü Türkiye'nin baz yüklere ihtiyacı var. Bu, aynı zamanda yenilenebilir enerji kaynaklarını desteklemek anlamına da geliyor. Bunları inşallah, hep beraber yapmış olacağız ki o baz yükün üzerine rüzgârı, güneşi, su kaynaklarını oluşturabiliyor olalım.
Değerli arkadaşlar, Türkiye'de rüzgâr 8.640 saat esmiyor, 1.800 ila 2.200 saat civarında esiyor. Geri kalan?
BAŞKAN - Sayın Bakanım, lütfen sözlerinizi toparlayınız.
ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Kayseri) - Peki.
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Bakan.