| Konu: | BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ KANUNU İLE BAZI KANUN VE KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMELERDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TASARISI |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 17 |
| Tarih: | 07.11.2012 |
MHP GRUBU ADINA ENVER ERDEM (Elâzığ) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.
Değerli milletvekilleri, 338 sıra sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı'nın birinci bölümü üzerinde Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına söz almış bulunmaktayım. Yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, şimdi burada garip bir durum var. Gecenin bu saati? Şimdi bunu alt komisyonda, Komisyonda da çok fazla konuştuk. Şöyle bir durum var: Bu yaptığınız, getirdiğiniz tasarı bizim anayasa düşüncemize, anlayışımıza aykırı ama maalesef sizin anayasanıza veya anayasa düşüncenize aykırı değil. Şimdi, bu düzenleme usul ve erkan bakımından bizim İç Tüzük hükümlerimize aykırı, sizinkine aykırı değil, sizinkine gayet uygun. Yine bu düzenleme bizim millet anlayışımıza aykırı ama sizin millet anlayışınıza aykırı değil, bizim milletimizin aleyhine. Bize göre bu düzenleme ülkeyi böler, size göre böyle bir sonuç doğurmaz. Vallahi bize göre bu düzenleme PKK, Oslo, BDP hatta teröristbaşı Öcalan'ın talepleri, size göre Başbakanın talebi. Bize kara, size göre ak!
PERVİN BULDAN (Iğdır) - BDP'yi niye katıyorsun?
MEHMET ŞANDIR (Mersin) - BDP de karşı çıkıyor.
ENVER ERDEM (Devamla) - Vallahi inançlarımız aynı, birçoğunuzla eğitimlerimiz aynı, düşüncelerimiz aynı ama bütün düzenlemelerde maalesef bu durumla karşı karşıyayız.
Şimdi, tabiri caizse değerli milletvekilleri, AK PARTİ Grubu olarak siz trafikte ilerleyen, freni patlamış bir kamyon gibi diğer güzergâhta seyreden araçlara, yayalara, yolculara, şoförlere dikkat etmeyen, önüne geleni ezip geçen bir durumdasınız. Vallahi ne trafik işaretlerine uyuyorsunuz ne işaretçilerine! Yani burada kaza kaçınılmaz arkadaşlar. Bu olmaz, gerçekten samimi söylüyorum, bu olmaz. Yani Anayasa'ya aykırılıkla alakalı değerlendirmeler yapılıyor, hiç kimsenin kılı kıpırdamıyor, İçişleri Komisyonunda Sayın Başkanımız -Valimiz, yıllarca bu işin içerisinde olan bir insan- bizim Anayasa'nın altı yedi maddesine yüzde yüz aykırı, benim anayasa anlayışıma göre veya bana göre, burada da yine şimdi Meclis Başkan Vekilimiz "Bana göre Anayasa'ya aykırı değil, İç Tüzük'e aykırı değil." diyor. Yani bunu kabul etmek mümkün değil değerli milletvekilleri.
Büyükşehir kavramı? Değerli milletvekilleri, biraz önce de söylendi, Sayın Grup Başkan Vekiliniz maliyeci olmasına rağmen, Anayasa'yı ve hukuku, idari sistemi o kadar iyi özümsemiş ki, diyor ki: Bu Anayasa'nın 127'nci maddesindeki yerleşim biriminin belirli bir büyüklüğe ulaşmış olma şartı "bana göre" diyor. Yani "bana göre" değil kardeşim, kanuna göre, Anayasa'ya göre durum neyse o. Orada da belirli bir büyüklüğe ulaşmış olan illerin büyükşehir olmasını öneriyor, öyle olması lazım. Bizim eski Büyükşehir Kanunu'muz da bunu düzenlenmiyor muydu? Hatırlayın, "Plan bütünlüğünü sağlamak, altyapı yatırımlarının koordinasyonu, planlı, programlı bir şekilde yürütülmesi için nüfusu 750 bin?" Yani bunun nasıl açıklamasını yapacak? Şimdi Grup Başkan Vekili açıklasın. Önceden şehir merkez nüfusu büyüklüğü 750 bin olan yerler büyükşehir olabiliyordu. Demek ki bu yerleşim birimi büyüklüğü kanunun ve Anayasa'nın öngördüğü bir şey.
Şimdi, bu yaptığınız düzenlemeyle, değerli arkadaşlar, benim ilim olan Elâzığ 410 bin nüfuslu, burası büyükşehir olamayacak. Bak, Türkiye'de şehir merkezi büyüklüğü itibarıyla 22'nci büyüklüğe sahip olan Elâzığ büyükşehir olamayacak ama 60 bin nüfuslu Muğla veya 80 bin nüfuslu Mardin büyükşehir olacak. E, bu eğer iyi bir şeyse -sizin açınızdan düşünelim- Elâzığlının hakkını yemek size yakışır mı arkadaşlar? Yani 60 bin nüfuslu bir yeri büyükşehir yapacaksınız, 354 bin nüfuslu Sivas ilini, 355 bin nüfuslu Batman ilini büyükşehir yapmayacaksınız. Peki, orada yaşayan insanların hakkını ve hukukunu ihlal etmiş olmayacak mısınız? Yani şimdi siz bunu basit bir şey olarak görüyorsunuz. Bir de iyi bir şey yapıyorsanız adaletli yapın o zaman. Burada da adalet yok.
SADİR DURMAZ (Yozgat) - Sivas milletvekilleri, Elâzığ, Batman milletvekilleri niye çıkıp söylemiyorlar bunu?
EMİN HALUK AYHAN (Denizli) - Söyleyemez ki, susturulmuşlar.
S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) - Susturulmuşlar, susturulmuşlar!
ENVER ERDEM (Devamla) - Şimdi, "Yasalar niçin yapılır?" diye baktığımız zaman, değerli milletvekilleri, toplumun birtakım sorunlarını çözmek için yapılır.
MEHMET ŞANDIR (Mersin) - Yani Ordu'nun hakkını niye yiyorsunuz!
ENVER ERDEM (Devamla) - Vallaha, sizin gibi emir ve talimatla, yurt dışından birilerinin emir ve talimatıyla burada gecenin bu saatlerine kadar, onun paralelinde, verilen emir doğrultusunda yasalar yapılmaz. İdari sistemimizin eksiklikleri varsa, sıkıntıları varsa bunların çözümüyle alakalı, 5 bin yıllık Türk devlet kurma gelenekleri, altı yüz yıllık, dünyayı yönetme tecrübemiz, yüz yıllık bizim cumhuriyet tarihi boyunca kazanmış olduğumuz deneyimler doğrultusunda idari sistemimizdeki eksiklikleri gidermemiz elbette gerekiyor, yasalar bunun için yapılır ama sizin gibi böyle emir ve talimat doğrultusunda, milletin aleyhine olacak yasalar yapılmaz değerli milletvekilleri.
Şimdi, bu düzenleme iyi niyetli bir düzenleme olsa? Biraz önce söyledim, -vakit çabuk geçiyor- Anayasa'nın en az 6-7 maddesine aykırı. Bunları teker teker irdelemek belki yarım saat, bir saati alır çünkü burada herkesin hukukçu olmadığının biliyorum.
Ama herkesin bunları anlaması lazım, Anayasa'ya aykırı mı, değil mi?
Bu düzenleme öyle kendiliğinden bir anda ortaya çıkmış bir düzenleme de değil değerli milletvekilleri. Önce Diyarbakır'da Bölge Mahkemesi, daha sonra kalkınma ajansları, istinaf mahkemeleri, bölge ağır ceza mahkemeleri, ABD'de federal sistemin incelenmesi, yeni Anayasa çalışmaları, başkanlık sistemini de? Ya, bunları samimi olarak, şöyle sistem olarak getirin, bunlar tartışılsın, konuşulsun. Böyle günübirlik, böyle uydur kaydır düzenlemelerle, Türkiye'nin idari sistemini sadece büyükşehir kanunundaki bir atıfla, bir değişikliklerle falan idari sistemi tamamen değiştireceksiniz. Yahu ayıptır, yani millet size gülüyor, Allah'ınızı severseniz bunları yapmayın ya.
Şimdi, milletimizin sorunlarını bu düzenleme çözüyor mu arkadaşlar? Milletimizin sorunlarını çözmüyor.
Şimdi, bu düzenlemelerin? Bir, kanunun gerçek amaçları vardır, bir de kanunun arkadaşlar, siyasi amaçları vardır. Bunlar kanunda yazılmaz. Şimdi, biraz önce Sayın Grup Başkan Vekili Canikli dedi ki: "Biz, Maden Kanunu'na yapılan atıfla, Maden Kanunu'ndaki il özel idaresi payı ve devlet hakkının, bu yüzde 5'lik madenlerin ocak başı satış fiyatının bu birimlere aktarılmasıdır. Biz bunu düzelteceğiz." dedi. Sadece o değil?
SADİR DURMAZ (Yozgat) - Komisyonda o kadar itiraz ettik.
ENVER ERDEM (Devamla) - Biz Komisyonda o kadar söyledik, sadece bu değil, burada gizli bir sürü amaç var arkadaşlar. Bak, bir tanesi bu, diğeri? Şimdi, büyükşehir adı altında yapacağınız yeni idari birimlerle köyleri kaldıracaksınız, beldeleri kaldıracaksınız. Arkadaşlar, jandarma teşkilatını bu bölgede kaldıracak mısınız, kaldırmayacak mısınız? Şimdi, büyükşehirde jandarma olur mu? Jandarma kırsalda görev yapan bir birimdir. Şimdi, Türkiye'nin terörle alakalı böyle bir sorununun olduğu dönemde elini zayıflatacak, teröre karşı bizi zafiyete uğratacak böyle bir düzenleme getiriyorsunuz. Bunu kime yediriyorsunuz, kime yutturuyorsunuz? Şimdi, jandarma teşkilatı kırsalda görev yapacak, büyükşehir yaptığınız yerde jandarma teşkilatı ancak valinin, emniyet müdürü ve jandarma komutanıyla beraber bir protokolüyle geçici bir süre için oraya bakabilir. Ondan sonra? Ondan sonra jandarmayı oradan kaldıracaksınız. Başka? Orada koruculuk sistemini de kaldıracaksınız.
Peki, değerli milletvekilleri, ben samimi olarak soruyorum?
MEHMET METİNER (Adıyaman) - Kır polisi olacak o zaman.
ENVER ERDEM (Devamla) - Yani onların eğitimini verecek kadar bu konulara vâkıfız, rahat olun, biliyoruz neleri yapmak istediğinizi ama o sizin yapmak istediğiniz esas şeyin? O bölgede büyükşehir belediyesinin zabıta kurma yetkisi var, zabıta. O zabıtayı da, sizin, o öz savunma gücü -onu da yakında getirirsiniz- olarak adlandıracağınız dağdan inecek teröristleri orada istihdam edeceksiniz, kusura bakmayın.
SADİR DURMAZ (Yozgat) - Aynen öyle. Adım adım gidiyor işte.
ENVER ERDEM (Devamla) - Değerli milletvekilleri, bunlar yapbozun parçaları.
MEHMET METİNER (Adıyaman) - Hassasiyetine gerek yok.
ENVER ERDEM (Devamla) - Nereden geldiğinizi de biliyoruz, ne yapmak istediğinizi de. Hiç laf atmanıza gerek yok.
MEHMET METİNER (Adıyaman) - Irak'a girme.
SADİR DURMAZ (Yozgat) - Siz, PKK ile görüşmeleri de inkâr etmiştiniz.
ENVER ERDEM (Devamla) - Dolayısıyla, bunlar yapbozun parçaları değerli milletvekilleri. Şimdi, bu kanun boyunca her bir alanda uzun boylu konuşacağız Allah'ın izniyle ama sizin gizli niyetlerinizle alakalı isterseniz bundan sonraki konuşmamda bunları bir bütün olarak bölünmeden arz edeyim.
Dolayısıyla, köy koruculuğu sisteminin kaldırılmasını sizden isteyen Oslo süreci bunu istiyor, mutabakat metni istiyor, yol haritası istiyor. Siz bunu yapmak zorundasınız. Bunlar bağlayıcı, bunları biz de biliyoruz. Emirleri, aldığınız emirleri yerine getireceksiniz. Dolayısıyla, ben, bu düzenlemenin bir an önce çekilmesini, Türkiye'nin üniter yapısını?
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)