GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: EĞİTİM UYGULAMA OKULU VE İŞ EĞİTİM MERKEZLERİNİN SORUNLARINA İLİŞKİN
Yasama Yılı:3
Birleşim:18
Tarih:08.11.2012

MEHMET ALİ SUSAM (İzmir) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; gündem dışı bugün söz almamın nedeni: Mesleki eğitim merkezleri ve özel eğitim iş uygulama okullarında 21 Temmuzda çıkarılan bir yönetmelikle artık yirmi üç yaşının üzerindeki çocuklar bu okullardan eğitim alma şansını kaybettiler.

Öncelikle, size bu okullara hangi çocukların gittiğini bir kez daha hatırlatmak istiyorum. Bu okullara engelli çocuklarımız gidiyor. Bir düşünün, çocuğunuz doğmuş, engelli, yaşamı boyunca evinizde onunla her anı geçirmek zorunda olan bir anne bir babasınız. Bu çocuğun evde -hangi ekonomik gücünüz olursa olsun- yirmi dört saat sizinle birlikte olması çocuğun gelişimi açısından çok zordur. Devletin sosyal devlet olma gereği bu çocuklarla ilgili iş yapabilme gereğine, okul açabilme, eğitim verme gereğine ihtiyacı vardır. Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk'ün dediği gibi "Eğitimde feda edebileceğimiz tek bir ferdimiz bile yoktur." düsturuyla açılmış olan bu okullarda bu çocuklarımız eğitim almakta idi.

Bir eğitim gönüllüsü, böyle bir okulu kazandırmış bir hayırsever olarak da söylüyorum. Bu çocuklarla dört yılı aşkın süredir beraberim. Evlerinden bu okula geldikleri günü de biliyorum, bu okulda iki üç yıl sonra geldikleri düzeyi de biliyorum. İçine kapanık gelmiş bir çocuğun bale yaptığını, tiyatro oynağını ve folklor gösterisine katılabildiğini görüyorum. Ama bu çocuklar, şimdi, yeni bir sistemle, 4+4+4 gibi bir uygulamayla okullarından alındılar.

Değerli arkadaşlar, eğer eğitimde bir tasarrufa ihtiyaç varsa yapılması gereken en son tasarruf bu alandadır. Bu çocuklarımız en çok eğitime ihtiyacı olan çocuklardır. Bunun gerekçesi yeni çocukları alıp, üç yıl eğitip ondan sonra bunları yenileriyle desteklemek; "Okulum yoktur, okul imkânım yoktur." diyerek böyle bir kararname çıkarmak değildir.

Millî Eğitim Bakanlığı dedi ki: "Yirmi üç yaşından sonra halk eğitimlere gidecekler." Halk eğitimlerin durumunu biliyorsunuz, halk eğitimler bu çocuklar için hiçbir özel koşula sahip değil. Bu çocuklar için öğretmenler özel olması gerekiyor, fedakârca eğitime gönül vermiş öğretmenler olması gerekiyor, eğitim almış, eğitilmiş öğretmenler olması gerekiyor. Bu çocuklar için her şart uygun olması gerekiyor.

Bu sefer, baskı üzerine Millî Eğitim Bakanlığı bir uygulama yaptı. Uygulama, halk eğitim merkezlerinin geçici yerlerinde bu çocukları eğitme noktasında ama servis yok ama yemek yok. Bu çocukların bu durumda eğitim alma şansları yok. Bir kısmına yardımcı olduk; taşımayı ilçe belediyelerine verdik, yemeği büyükşehire verdik ama bu çocuklarımız için ne yapılacağı konusunda Millî Eğitimin ne hazırlığı var? Ama hazırlığı olmadan da bir talimatla bu çocukların eğitim hayatına son veriyorlar.

Değerli arkadaşlar, size şunu hatırlatmak istiyorum: Bu çocuklardaki sevgi katışıksız ve hesapsız kitapsız sevgidir. Böyle bir okulu gidin bir ziyaret edin. Bu çocukların iş yaparken duyduğu mutluluğu görün. Bu çocukların arkadaşlarıyla birlikte mutluluğunu görün. En önemlisi de çocuğunun gelişmesini gören anne babanın mutluluğunu görün. Bu kadar mutluluğu bu insanlara çok görmek "Bu eğitim sisteminde reform yaptım." diyen insanlar için oturup kırk kere düşünülmesi gereken durumdur.

Dikkatinizi bu konuya çekmek için bugün söz aldım. Hepinizi bir kez daha düşünüp Millî Eğitim Bakanlığını bu konuda çıkarmış olduğu kararnameyi düzeltmeye, bu okulların sayısını artırmaya davet ediyorum. Bu iş parayla olmaz. "506 lira para veriyoruz." diyorlar, para bu işin iyi olması için yeterli bir konu değildir.

Bu duygularla yüce heyetinizi saygıyla selamlıyor, bu konuda desteklerinizi bekliyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum.