GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: ADANA MİLLETVEKİLİ ÖMER ÇELİK?İN CHP GRUBUNA SATAŞMASI NEDENİYLE
Yasama Yılı:2
Birleşim:100
Tarih:26.04.2012

ALİ SERİNDAĞ (Gaziantep) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Sayın Başkanın tutumunun da doğru olmadığını bir kez daha ifade etmek istiyorum. Sayın Başkan Türkiye Büyük Millet Meclisini yönetiyor, Türkiye Büyük Millet Meclisini hakkaniyetle ve adaletle yönetmelidir. Sayın Başkan, bir partinin grup başkan vekili değildir, Türkiye Büyük Millet Meclisinin Başkanıdır. (AK PARTİ sıralarından gürültüler)

AYŞE NUR BAHÇEKAPILI (İstanbul) - Asla böyle davranmıyor.

BAŞKAN - Bir saniye sayın milletvekilleri, ben kendimi savunurum, âciz değilim.

ALİ SERİNDAĞ (Devamla) - Evet, Sayın Başkan kendisini savunur.

Şimdi, Sayın Ömer Çelik AKP Grubu adına konuşurken bir ifadede bulundu, dedi ki: "Lazkiye'de savaş gemileri halkı bombaladı." Efendim, şimdi Sayın Dışişleri Bakanımız burada, Dışişleri yetkilileri burada; Sayın Dışişleri Bakanı bu bilgiyi burada doğruluyorsa doğrulasın. Ben hiçbir şey demiyorum bu konuda. Sayın Bakan bu konuda görüşlerini lütfen açıkça ifade etsin. Acaba doğru mudur, yanlış mıdır? Sayın Başkan, bu konuda?

FİKRİ IŞIK (Kocaeli) - Buna Suriye cevap versin, sen niye cevap veriyorsun? Onu anlamadım.

BAŞKAN - Sayın Işık, lütfen?

ALİ SERİNDAĞ (Devamla) - Efendim, siz öyle düşünebilirsiniz. Biz ülkemizin menfaatini düşünüyoruz. Ben Suriye'ye komşu bir ilin milletvekiliyim.

Şimdi, Gaziantep'te yayınlanan bir gazeteden bir parça okuyorum? Sayın sözcü dedi ki: "Bu, iki grubun çatışması değildir." Evet, okuyorum: "Eski Tekel tütün deposu alanındaki çadır kente yerleştirilen Suriyelilerden -bu, İslâhiye'de- çoğunluğunu genç erkeklerin oluşturduğu 442'si 33 minibüsle İslâhiye'den ayrıldı. Ülkelerine dönmek üzere Hatay'ın Reyhanlı ilçesine giden Suriyelilerden bazıları gazetecilere yaptığı açıklamada kampta kalan ailelerini görmek için İslâhiye'ye geldiklerini ve savaşmak için yeniden ülkelerine döneceklerini ifade etti."

FİKRİ IŞIK (Kocaeli) - Ne var bunda?

ALİ ÖZGÜNDÜZ (İstanbul) - Nasıl ne var ya! Siz besleyip savaşa gönderiyorsunuz.

ALİ SERİNDAĞ (Devamla) - Bunu takdirlerinize sunuyorum.

Gene, biliyorsunuz, gazeteci Tayfun Talipoğlu'nun kamplarda yaptığı bir röportaj var. Bakın ne diyor: "Gelenlerden sadece yüzde 20'si Esad rejiminden kaçtığını söylüyor. Diğerlerine iş, para ve vatandaşlık vadedildiği ifade ediliyor. Hiçbirisi kaçmış değil, yanlarında güvercinlerini getirenler bile var." Değerli arkadaşlarım, bu nasıl bir geliştir ki gelenlerin yüzde 50'si geri dönmüş, 16 bin kişi geri dönmüş. Bunu sizin takdirlerinize sunuyorum. Devam ediyor: "Askerlerimiz kamplarda silahsız nöbet tutuyor. Dışişleri görevlileri de her ihtiyacı karşılamaya çalışıyor. Ama buna rağmen?"

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

ALİ SERİNDAĞ (Devamla) - "?en ufak bir talepleri karşılanmadığında, oturma eylemi yaparak devlet görevlilerini şikâyet ediyorlar. Biraz sinirlenince, bana `Başbakan Erdoğan'ı bağlayın' diye bağırıyorlar." Bunlar benim sözlerim değil; bunlar, kampa giden ve röportaj yapan gazetecinin sözleri.

Hepinize saygılar sunuyor, teşekkür ediyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Serindağ.