GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: CEZA MUHAKEMESİ KANUNU İLE CEZA VE GÜVENLİK TEDBİRLERİNİN İNFAZI HAKKINDA KANUNDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ
Yasama Yılı:3
Birleşim:56
Tarih:23.01.2013

HASİP KAPLAN (Şırnak) - Evet arkadaşlar, bu Meclis 12 Eylül'de kapatıldı. Bu Mecliste bulunan partilerin en başında Cumhuriyet Halk Partisi ve MHP ve sizin izinden geldiğiniz bazı partiler Zincirbozan'a çekildi. Generaller oturdu buraya ve sıkıyönetim mahkemelerini kurdular ve anayasalarını, yasalarını yaptılar. Yaptıkları ilk iş 2932 sayılı Yasa'yla Kürtçe ana dilini yasaklamak oldu. Sonra 5 No'lu Diyarbakır Cezaevinin işkencehanelerinde -Leyla Zana burada, Ahmet Türk burada- birçok arkadaşımız, analar çocuklarına "Nasılsın?" diyemedi kendi ana dillerinde. Bu zulmü estirdiler, bu zulmün bugün burada estirildiğini görüyoruz. Burada darbeciler yok, burada generaller yok, burada asker yok, militarizm yok, askerî vesayet yok, zorbalık yok. Fikir konuşuyoruz ama zihniyetin yansımasını görüyoruz. Militarist bir zihniyeti sosyal demokrasiyi savunanlarda görmek utanç vericidir, utanç vericidir. (BDP sıralarından alkışlar)

MHP işkencelerden geçti, aynı cezaevlerinde aynı sırada Halil Aksoy'la, Sait Kaya Erzurum Cezaevinde beraber yattınız. Orada görmediniz mi bir ana bir çocuğuyla kendi dilini konuşamıyordu. Gözlerinizi görün, vicdanlarınıza bakın, bu mübarek kandil gününde vicdanınızı, dininizi, imanınızı, izanınızı, terazinizi doğru kurun.

S.NEVZAT KORKMAZ (Isparta) - Sen de öyle, sen de.

HASİP KAPLAN (Devamla) - Ve size şunu söylüyoruz: Bir önerge veriyoruz, diyoruz ki: "Ana dilde savunma polis, jandarma yakaladığı anda başlar." Polis, jandarma yakaladımı niçin yakalandığını ona ana dilinde söyleyecek. Niye yakalandığını bilmeyen birini götüreceksiniz, sonra hakkında delilleri toplayacaksınız, sıcağı sıcağına, hatta özel yetkili mahkemelerin, o sıkı yönetimlerin devamı mahkemeler binlerce sayfa Kürtçe dinleme tutanakları tutacak, o Kürtçe dinleme tutanakları çevrilecek Türkçeye ve aleyhe delil olacak ve ondan sonra da savunmasını yapamayacak, iddianame dava açacak, ee ondan sonra lütfen paranı verirsen savunma yapacaksınız. Nerede bunun adaleti? Nerede bunun adil yargılaması? Nerede bunun bağımsız mahkemesi?

İHSAN ŞENER (Ordu) - Sakin, sakin?

HASİP KAPLAN (Devamla) - Nerede bunun tarafsız mahkemesi? Nerede hukuk? Nerede insan hakları? Nerede demokrasi? Allah'ım görün işte, işte Türkiye'nin Büyük Millet Meclisi bu! (Gürültüler)

GÜRKUT ACAR (Antalya) - Yakında Türkiye Cumhuriyeti'ni bırakmayacaksınız!

HASİP KAPLAN (Devamla) - Türkiye'nin Büyük Millet Meclisi aklını yitirmiş! İzanını yitirmiş! Vicdanını yitirmiş! Her şeyini yitirmiş! Bize paramızla savunma yaptıracak gücü göremiyoruz!

GÜRKUT ACAR (Antalya) - Türkiye Cumhuriyeti diye bir şey bırakmayacaksınız!

HASİP KAPLAN (Devamla) - Bize paramızla savunma yaptıracak bir güç göremiyoruz ve biz bu parayı ödemeden kendi ana dilimizle savunma da yapacağız, kendi ana dilimizle eğitim de yapacağız, televizyonumuz da olacak, okullarımız da olacak! Yeter ya! Yeter! Biraz vicdan? Biraz vicdan?

OKTAY VURAL (İzmir) - Kürt kökenli insanları öldürdünüz.

HASİP KAPLAN (Devamla) - Şimdi, ben size Avrupa Mahkemesinin kararlarını mı okuyayım? Tercüme parasını ödediği için mahkûm olan ülkeleri mi okuyayım? Bırak onu, iddianameyi anlamadığı için ve yeterince anlamadığı için mahkûm olan Avrupa ülkelerini mi okuyayım?

MEHMET GÜNAL (Antalya) - Neden tercüme ettirmişler, neden?

HASİP KAPLAN (Devamla) - Bırakın onu, size zorluk çıkarılan şeyleri mi okuyayım? Yani bu ülkenin egemenliği, tapusu 75 milyonun değil mi? Ya bu 75 milyonun içinde 15-20 milyon vatandaşımızın da hissesi yok mu? İstiklal Savaşı'nda beraber değil miydik? Bizim günahımız bin yıl beraber mi olmak? Beraber yollarda mı olmak? Beraber İstiklal Savaşı'nda mı olmak? Malazgirt'ten bu yana beraber olmak günahımız mı? Bizim günahımız bu mu, söyler misiniz? Kardeşliğimizin nedeni bu mu, söyler misiniz?

GÜRKUT ACAR (Antalya) - Kardeşlik diye diye ulus devleti batıracaksınız!

HASİP KAPLAN (Devamla) - Ne bu hakaretler? Duymadığımız hakaret kalmadı.

DİLEK AKAGÜN YILMAZ (Uşak) - Siz bize hakaret ediyorsunuz!

HASİP KAPLAN (Devamla) - Duymadığımız küfür kalmadı. Duymadığımız? İnsanlığımızdan yitirdiniz. Yeter artık diyoruz, yeter! Yeter, yeter, yeter diyoruz! Hakikaten yeter. Yani şunu biraz izana çekin, izana. Biraz vicdana gelin, vicdana. Biraz elinizi vicdanınıza koyun.

GÜRKUT ACAR (Antalya) - Ne ulus bırakacaksınız ne devlet bırakacaksınız. Yazıklar olsun!

HASİP KAPLAN (Devamla) - Bu mübarek günde herkes elini vicdanına koyması lazım. Öncelikle bunu söylüyoruz. Önergemizi kabul edersiniz, etmezsiniz ama biz doğru bildiğimiz yolda, hak yolumuzda, hakkımızı savunmaya devam edeceğiz diyorum.

Saygılarımla. (BDP sıralarından alkışlar)