| Konu: | CHP GRUBU ÖNERİSİ |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 21 |
| Tarih: | 11.11.2012 |
SADİR DURMAZ (Yozgat) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; siyasi iktidarın muhalefet belediyelerine karşı uyguladığı baskı, yıldırma, itibarsızlaştırma ve bu belediyelerin halka hizmet sunmasını engellemeye yönelik uygulamalarının tespiti maksadıyla Cumhuriyet Halk Partisi tarafından verilmiş grup önerisinin lehinde Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına söz almış bulunuyorum. Bu vesileyle yüce heyeti saygıyla selamlıyorum.
Konuşmamın başında helikopter kazasında kaybettiğimiz 17 vatan evladına Cenabı Allah'tan rahmet, kederli ailelerine ve milletimize de başsağlığı diliyorum.
Değerli milletvekilleri, yerel yönetimler, yöre halkının ihtiyaçlarını etkin bir biçimde karşılamak üzere hizmet veren, halkın kendi seçtiği organlarca yönetilen kamu kurumlarıdır. Kamu yönetiminde halkla en yakın ilişki içerisinde olan birim yerel yönetimlerdir. Yerel yönetimler, yerel halkın istek ve ihtiyaçlarını yerine getirmek amacıyla oluşturulmuş tüzel kişiliklerdir. Çağımızda halkın beklenti ve ihtiyaçlarına cevap verme görevinde olan kamu ve yerel yönetimler sürekli olarak yeniden yapılanma ve etkinliğini artırma çalışmalarına ihtiyaç duymaktadır. Bir ülkenin gelişmesi, yerel yönetimlerin varlığı ve gelişme düzeyiyle yakından ilgilidir. Günümüz toplumunun yükselen değer olarak gördüğü katılımcı, şeffaf, demokratik, insan ve hizmet odaklı yönetim anlayışı vatandaşlarımızın en önemli beklentisidir.
Değerli milletvekilleri, AKP hükûmetleri döneminde muhalefet belediyelerine karşı baskı, sindirme, itibarsızlaştırma ve hizmet vermelerini engellemeye yönelik gayretlerde artış gözlenmektedir. Ağırlıklı olarak da vatandaşla bütünleşerek kaynaklar ve ihtiyaçlar dengesini oluşturup insan sevgisine dayalı çalışma esasını benimsemiş ve başarılarını her geçen gün artıran Milliyetçi Hareket Partili belediyelere karşı sistematik bir saldırı başlatılmıştır. Gün geçmiyor ki bir belediyemize, teşkilatımıza, rutin belediyecilik faaliyetleri kapsamında yapılan konuşma ve görüşmeler üzerinden bir soruşturma açılmasın, bir operasyon yapılmasın. Kasıtlı olarak aylarca sürdürülen müfettiş çalışmaları, inceleme ve soruşturmaları belediyelerimizi hizmet veremez hâle getirmiştir. Dilekçe Kanunu'na aykırı olarak isimsiz, imzasız, adres bulunmayan veya sahte isim ve imzalı ihbar mektupları işleme konularak belediye yetkilileri zan altında bırakılmakta, gelecekte kullanılacak siyasi argümanlar elde edilmeye çalışılmaktadır. Bilinçli bir şekilde "Çamur at, izi kalsın." mantığıyla, bu insanlar, aile hayatları ve toplumsal statüleri dikkate alınmadan küçük düşürülmeye çalışılmaktadır. Gece yarıları evlerinden alınarak çoluk çocuğunun gözleri önünde boyunları büktürülüp zorla araçlara bindirilen yöneticilerden bazılarının bu psikolojik baskıyı kaldıramadıkları da bir gerçektir. Gözaltında intihar eden ve ilk duruşmada haklarında tutuksuz yargılanma kararı verilen belediye görevlilerinin varlığı dikkate alındığında, yapılan uygulamanın sadece haysiyet ve şeref cellatlığıyla açıklanamayacağı, aynı zamanda insanların hayatına kasteden rezil bir sürece dönüştüğü gözükmektedir.
Bu sürecin bir diğer amacının da partimize mensup başarılı belediye başkanlarını partimizden koparmaya çalışmak ve bunların iktidar partisine geçmesini sağlamaya yönelik tezgâhlar olduğu apaçık ortadadır. Bu maksatla belediyelerimizin bazı mali, hukuki ve siyasi yaptırımlarla karşı karşıya bırakıldıkları tarafımızdan bilinmektedir.
Esasen Milliyetçi Hareket Partisinin belediyecilik anlayışının özünü oluşturan temel unsur, belediye başkanının şehrin emini olduğu ve bu anlayışla kamunun bir kuruşuna dahi halel getirmeyerek, aldığı sorumluluğun gereği olarak herkese eşit mesafede duran ve hizmetin odağına insan sevgisini koyan bir anlayıştır.
Milliyetçi Hareket Partisi olarak buna aykırı işlem ve eylemlerde bulunan hiçbir yetkiliyi hoş görmeyeceğimizi ve aramızda barındırmayacağımızı defaatle kamuoyuna açıklamış bulunuyoruz.
Değerli milletvekilleri, partimizin bu konudaki samimi beklentisi, zor şartlarda hizmet üretmeye çalışan belediye başkanlarının ve belediye yetkililerinin haysiyet ve şereflerine, aile hayatlarına yönelmiş olan siyasi linç kampanyasının durdurulmasıdır. Kendi haysiyet ve şerefine düşkün olan herkesi bu konuda duyarlı olmaya davet ediyoruz.
İktidar partisi, başta MHP'li belediyeler olmak üzere başarılı buldukları ve seçimle uzaklaştıramayacaklarını anladıkları birçok belediye başkan ve meclis üyelerine yönelik bu itibarsızlaştırma çalışmalarına hız vermiş görülmektedir. Benden önce söz alan ve daha önce de dinlediğimiz çok değerli iktidar partisi mensubu arkadaşlarım sürekli olarak AKP iktidarlarının yerel yönetimlerde ne denli tarafsız ne denli objektif hizmet vermeye gayret ettiklerini, herkese eşit mesafede durduklarını ifade etmektedirler.
Ben, şimdi, burada yüce Meclisin takdirlerine ve vicdanlarına bir-iki belgeyi arz etmek istiyorum.
Bakınız, bu, bir bilgi notu. Bir büyükşehir belediye başkanına AKP iktidarı tarafından yapılmış olan uygulamaların izahatını içeren bir belge. "82 müfettiş görevden uzak olduğum otuz aylık sürede yirmi sekiz yıl geriye giderek yüzlerce inceleme ve soruşturmalarıyla aile fertlerimin mal varlıkları, yurt içi, yurt dışı banka hesapları dâhil belediyenin de bütün iş ve işlemlerini inceledi; hâlen suç bulunmadı. Bugünkü tarih baz alındığında sadece beş davam etmektedir. Bu davalar da bitme aşamasına gelmiştir. Bütün belgeler ve sanıklar dinlenmiştir. Danıştayda bekleyen bir dosyam ve İçişleri Bakanlığında bekleyen üç dosyam mevcuttur. Bu dosyalar da incelenmiş, bütün evraklar tamamlanmış, karar aşamasındadır. Bugüne kadar aşağıdaki davalardan beraat ettim." diyor. Sayfalarca beraat yazısı, beraata ilişkin açıklamalar var; bunu, isteyen milletvekili arkadaşlarıma takdim edebilirim.
Şimdi, bu davalardan bir tanesine ilişkin olarak, hakkındaki suçlama ve bu suçlamaya verdiği cevabı yine yüce heyetinizin vicdanlarına ve takdirlerine sunuyorum:
"Suç: Suç işlemek amacıyla örgüt kurma, özel hayatın gizliliğini ihlal, kamu kurum ve kuruluşunu dolandırarak zarara uğratmak, izinsiz mermi bulundurmak.
Açıklama: Yazılı savunmamı dosya hâlinde bilahare takdim edeceğim." Bu, mahkemeye verilen açıklama değerli arkadaşlar. "Ancak özetlemem gerekirse, hakkımda açılan bütün davalar, maalesef, âdeta, talimatla hareket eden birtakım muakkipler tarafından soruşturma metni hâline getiriliyor. Bilahare emniyet görevlilerince, muakkiplerin hazırladığı bu metinler `kes, kopyala, yapıştır' yöntemiyle fezleke hâline getiriliyor. Yüzlerce sayfalık, çok teferruat içeren bu fezlekeler de mahkemelere iddianame olarak sunuluyor. Mahkemenize intikal eden davamızda da, özel yetkili savcılıkça hazırlanan iddianame gereğince, örgüt davasının lideri konumuna getirildim. Ne var ki 21'i tutuklu toplam 73 sanıklı bu davayla benim ne ilgim olabilir ki? Diğer sanıklar, suç örgütü kurmak, ihaleye fesat karıştırmak, rüşvet almak, vermek, tehdit, darp, irtikâp gibi iddialarla yargılanırken hakkımda bu suçlamalarla hiç ilgisi olmayan üç komik iddiayla beni bu davada örgüt lideri yaptılar. Böyle dava mı olur?
Görülmekte olan davada şahsımla ilgili iddialara gelince:
Bir: 2 şahsa ait üç adet korsan billboard'dan para almayarak, kamu zararına sebep olmak suçu. Oysa bu iddiayla ilgili `Soruşturmaya gerek yok.' diye Danıştay kararı var. Kaldı ki Adana şehrinin binlerce afiş ve billboard yerleri, bütünüyle, 26 trilyon 250 milyar liraya ihale edilmiştir. Varsa zarar, ihaleyi alan yükleniciye aittir.
Bir şahsın kaldırımda yürürken görüntüsünün çekilmesinden doğan özel hayatın gizliliğini ihlal etmek suçu." MOBESE kameralarıyla devlet zaten bu suçu her gün işliyor.
Değerli arkadaşlar, bir de "Ruhsatsız birkaç mermi bulundurmak? Oysa mermilerin de, silahın da ruhsatı var.
Böylece üç billboard'dan 2 kişi, kaldırımda görüntü çeken 1 kişi daha, etti 3, mermi de var, `etti 4' diyemiyoruz, `etti örgüt.'" İşte AKP'nin hukuk anlayışının tezahürü olan somut bir belge.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
SADİR DURMAZ (Devamla) - Adana halkının, Adana şehrinin iradesine ipotek koyan AKP'nin ne denli tarafsız olduğunu ortaya koyan bir belge.
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum.
SADİR DURMAZ (Devamla) - Onun için, buraya çıkıp Andersen'den masallar anlatmayın. Biz sizin uygulamalarınızı biliyoruz ve biz, Cenabı Allah ömür, imkân verdiği sürece, bu hesaplar ters döndüğünde, bugün bunlara sebebiyet verenlerden bu hesapları soracağımızı da burada, bir kez daha ifade ediyorum.
Yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum. (MHP sıralarından alkışlar)