| Konu: | ORMAN KÖYLÜLERİNİN KALKINMALARININ DESTEKLENMESİ VE HAZİNE ADINA ORMAN SINIRLARI DIŞINA ÇIKARILAN YERLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ İLE HAZİNEYE AİT TARIM ARAZİLERİNİN SATIŞI HAKKINDA KANUNDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TEKLİFLERİ |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 58 |
| Tarih: | 29.01.2013 |
OSMAN KAPTAN (Antalya) - Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım; hepinize saygılar sunarım.
Bugünkü yaptığım gündem dışı konuşmada öneriler kısmını söyleyememiştim. Şimdi önce o önerileri söyleyerek esas 2/B konusuna geçmek istiyorum.
Efendim, bizim, Antalya için önerilerimizden birisi şu: Nasıl, GAP, DAP, KOP gibi büyük projeler var, biz de istiyoruz ki Antalya'ya AP -Antalya Projesi- veya BAP -Batı Akdeniz Projesi- gibi bir proje olsun. Nedir bu proje? Örneğin, KOP -Konya Ovası Projesi- nasıl önemli bir proje ise, Antalya'yı da selden, sudan korumak için, Toroslardan gelen o selleri disipline etmek için bir proje önemlidir. O nedenle böyle bir projeyi öneriyoruz ve hasarların öncelikle ödenmesini istiyoruz. Antalya'nın tüm ilçelerindeki nehir, dere ve çay yataklarının ıslahını istiyoruz. Gerekli olan barajların ve göletlerin yapılmasını, denize dökülen suların seviyeleri denizden düşük olduğu için dalgakıranların yapılmasını istiyoruz. Dere ve çay yataklarına ev ve sera yapılmasının önlenmesini istiyoruz. Projeli, modern cam seraların yapılmasının özendirilmesini ve ucuz krediler verilmesini istiyoruz. TARSİM'in tüm çiftçileri sigorta yapması sağlanmalıdır. Hal Kanunu, üretici bölgesindeki belediyelerin, çiftçilerin ve tüccarların hakkını koruyacak şekilde yeniden düzenlenmelidir diyoruz.
Şimdi, değerli arkadaşlarım, görüşülmekte olan kanun teklifine geçmek istiyorum.
Sayın arkadaşlarım, bizim, bu yüce Meclisin işi gücü yok da bu sizin yaptığınız sökükleri dikmekle mi meşgul olacağız biz? (CHP sıralarından alkışlar)
Yani şöyle: Dokuz ay önce bir kanun çıkardık, dokuz ay önceki kanunla hiç uygulama da yapılmadı. Şimdi geldik "Bunu bir 400 metrekareye indirelim." falan? Arkadaşlarımızın söylediği gibi, bu 400 metrekare de işi, sorunu çözmeyecek; yarın ileride tekrar, yeniden bir düzenlemeye gidilecektir diye düşünüyoruz.
Şimdi, arkadaşlar, sayın milletvekilleri; biz bu 2/B'nin çözümü için on yıldır mücadele ediyoruz; siz de istiyorsunuz, biz de istiyoruz. 2002 seçimleri sonrası Cumhuriyet Halk Partisi olarak biz, 2/B'nin arazilerini ekene, biçene, dikene, üstüne ev yapana, Osmanlıdan beri tapusu olana yani yedi sülalesinden kalana parasız verelim" dedik. Siz ise, Hükûmet ise, o günkü bakanın ifadesiyle "Çayın taşıyla çayın kuşunu vuracağız, buraları 25 milyar dolara satacağız." dendi mi? Dendi. O dönemin, 2004'ün Orman Bakanı Osman Pepe zamanında Antalya Kepez'de boş bir tapu şöyle gösterildi arkadaşlar, 2004 seçimlerinde. Bu nedir? Tapu. İsim ve soy isim yeri nedir? Boş. "Bak, seçimden sonra buraya, senin hakkın olan durumda, 2/B ile ilgili sorun çözülecek, senin adın da yazılacak." dendi.
GÖKÇEN ÖZDOĞAN ENÇ (Antalya) - 2009'da siz gösterdiniz onu, 2009'da!
OSMAN KAPTAN (Devamla) - Efendim?
GÖKÇEN ÖZDOĞAN ENÇ (Antalya) - Siz gösterdiniz onu 2009'da.
OSMAN KAPTAN (Devamla) - Neyi? Efendim, siz buraya gelin.
BAŞKAN - Sayın Kaptan, lütfen Genel Kurula konuşun.
OSMAN KAPTAN (Devamla) - Bunu Osman Pepe gösterdi Kepez'de.
Şimdi, sayın arkadaşlar, geldik, geliyoruz, efendim, bugünlerden? "Çayın taşıyla çayın kuşunu vuracağız." dediniz. Ee? "2/B sorununu çözeceğiz." dediniz, bugüne kadar çö-zül-me-di. Ha, "Çözdük." diyorsanız? Yani biz inşallah çözersiniz diyoruz. Biz, bir de 2/B sorunu çözülsün" demek için? Vatandaş dedi ki: "Ya, bu iş uzuyor madem, paralı olsun da nasıl olursa olsun, çözülsün." Orman köylüsüne "Yapmayın, etmeyin, perişan olursunuz." dedik, "Paraları ödeyemezsiniz." dedik ama bizi dinlemedi vatandaşlarımız, iktidarı dinledi ve 2/B çıktı. Ama 2/B çıktı da sayın arkadaşlarım, CHP Anayasa Mahkemesine de gitmedi. E, dokuz ay önce çıktı bu kanun; şimdi, dokuz aydır hiçbir şey yapılmadı. Niye yapılmadı? Rayiç bedel yüksekti de onun için yapılmadı. Peki, o zaman rayiç bedel kaçtı? Yüzde 70. Kaça indirildi Komisyonda? Yüzde 70'den yüzde 50'ye indirildi. Peki, yüzde 50'ye indirildikten sonra burada ne oldu? Yüzde 70'e tekrar çıkarıldı. Biz dedik ki: Yazıktır, günahtır, bu olmaz. Antalya'da 2/B konusunda, sayın arkadaşlar, bizim Yörükler ayağa kalktı. Yani burada ayrım mayrım yapmıyoruz, hepimiz insanız, hepimiz eşitiz. Yörükler ayağa kalktı. Alanya'nın Değirmendere'sinden Kemer'in Ulupınar'ına, Beycik'ine, Konyaaltı'nın Geyikbayırı'ndan velhasıl Kaş'tan Gazipaşa'ya kadar herkes ayaktaydı, "Rayiç bedel yüksek." diye bas bas bağırdılar. Ankara'ya heyetlerin biri geldi, biri gitti ve iktidar milletvekilleri başta olmak üzere anlattılar. Biz de doğru, bu rayiçler yüksek dedik, arkadaşlarımız da "Yüksek." dedi ve ondan sonra Alanya'nın Değirmendere köyünde 80 yaşındaki Ayşe Teyze, efendim, "Osmanlıdan, 1912 yılından kalma, benim tapum var." diye bizlere mektup yazdı, sizlere de gelmiştir.
Meclis lokantasında, şimdi, bugünkü menüye bakın, bugünkü menünün başında, efendim, çorbanın adı "Sultan Mahmut Çorbası" Vallahi arkadaşlar, bakın, yani Sayın Meclis Başkanının falan bu konuyla ilgisi yok, onu söyleyeyim. Ben orada sordum, burada bürokratlar öyle uygun görmüş, öyle yapmışlar. Nedir bu çorba? Mercimek çorbası. Biraz havuç konmuş içine, olmuş Sultan Mahmut Çorbası. Peki, arkadaşlar, "Osmanlının ta çorbasına kadar her şeyine değer veriyoruz, önem veriyoruz da biz Osmanlının tapusuna niye önem vermiyoruz?" diye insanlar bize soruyor. (CHP sıralarından alkışlar)
Değerli arkadaşlarım, Toroslardaki Yörükler için, Tahtacılar için, Türkmenler için at, avrat, silah kadar toprak da önemlidir. Yani burada, insanların bir avuç yerini alırken veyahut parası yoksa o insanları mağdur etmememiz lazım. "Senin paran yok, sen burayı alamazsın. Parası olan gelsin, alsın." demenin çok yanlış olacağı kanısındayız. Yeni düzenlemede ne deniyor "400 metrekare." Sayın vekilim, 400 metrekarede, Allah için, bir kara çadır kurulabilir mi? Kara çadırı kurduğu zaman, tek başına olmaz o, yanında eşeğini köşeğini takacak, efendim koyununu keçisini koyacak bir de ahırı lazım ya Torosların başında. E, öyle olunca bu 400 metre, nerede 400 metre? Yani ben Mahmut Tanal'a sordum, Mahmut Tanal diyor ki: "Bu, böyle çadır madır yeri değil, bu villa yeridir." Peki, Mahmut Bey'e sen hukukçusun ben hukukçu değilim. Arkadaş, 2 bin lira para alınıyor, bin lira para alınıyor, bu ne parası, kapora mı bu dedim, "Borçlar hukukunda böyle kapora yoktur." diyor. Ne parası bu o zaman? Yahu "Benim 2/B'lik yerimi bana verin." diye insanlar dilekçe verince, bundan bin lira, 2 bin lira, alınıyor.
Şimdi, Büyükşehir Yasası çıktı, bu taksitler maksitler hepsi değişti. Durum böyle olunca insanların da mağdur olmaması gerekiyor.
Arkadaşlar, uzun lafın kısası biz bu işi çözelim, çözerken de hiç uzatmayalım. Hakikaten köylüler mağdur ve bu "siz, biz" meselesi de değil. On yıldır, bakın, ben size söylüyorum, biz "Çözeceğiz" dedik, siz "Çözeceğiz" dediniz, 2002 seçiminde siz de biz de yani biz Cumhuriyet Halk Partisi olarak seçim bildirgemize koyduk, siz de seçim bildirgenize koydunuz "Bu işi çözeceğiz." diye. 2002'den bugüne on yıl geçti. Şimdi, dokuz ay önce çıkardığımız bu kanunu uygulayamıyoruz veyahut uygulamadık.
Bizim Antalya'da tamamen satışa hazır yerler varken satılmadı, 1 metrekare yer satılmadı. Neden? E, Türkiye'de satılmadı da onun için. Biz korkarız, bu önümüzdeki dönemde de bu 400 metrekare işe yaramazsa bir daha burada kanun çıkarmak için uğraşmayalım diyoruz. Yapılması gereken bir şey varsa şimdiden yapalım diyoruz.
Hayırlı olmasını diliyorum. Teşekkür ederim. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ediyoruz Sayın Kaptan.