| Konu: | ORMAN KÖYLÜLERİNİN KALKINMALARININ DESTEKLENMESİ VE HAZİNE ADINA ORMAN SINIRLARI DIŞINA ÇIKARILAN YERLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ İLE HAZİNEYE AİT TARIM ARAZİLERİNİN SATIŞI HAKKINDA KANUNDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TEKLİFLERİ |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 58 |
| Tarih: | 29.01.2013 |
KALKINMA BAKANI CEVDET YILMAZ (Bingöl) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Çok sayıda tabii soru oldu, arkadaşlarımızdan da bilgiler alarak cevap vermeye gayret edeceğim. Veremediğimiz cevaplar olursa bilahare yine yazılı olarak arkadaşlarımızdan alacağımız bilgileri değerli milletvekillerimize ileteceğiz.
Sayın Işık'ın soruları vardı, burada toplam alanımız 282 bin hektar olarak tespit ediliyor, bunun içinde arazi olarak baktığımızda 665 bin adet hak sahibi söz konusu ama toplam arazi alanı 282 bin hektara karşılık geliyor.
Yine, Sayın Şandır'ın sorularına cevap olarak: 588 bin taşınmaz söz konusu, 665 bin hak sahibi yine, var.
MEHMET ŞANDIR (Mersin) - Sayın Bakanım, benim sorum o değildi.
KALKINMA BAKANI CEVDET YILMAZ (Bingöl) - Sayın Halaman'ın Adana Kozan'la ilgili sorusu vardı, onunla ilgili arkadaşlarımız bir cevap hazırladıklarında milletvekilimize ileteceğiz.
Yine, Sayın Şandır'ın "Bu suçlarla ilgili herhangi bir çalışma var mı?" şeklinde bir sorusu oldu. Müsaade ederseniz, bu konuda ilgili kurumlarımızın herhangi bir çalışması olup olmadığından benim açıkçası bir bilgim söz konusu değil, onu Adalet Bakanlığımız ve ilgili kurumlarımızdan bilgi alarak arz edersek daha doğru olur diye düşünüyorum.
Bu, yine, Göktürk ve Kemerburgaz'la ilgili Sayın Özgündüz'ün bir sorusu vardı. Tabii, spesifik bir alana ilişkin bir soru, çok değerli bir arazi olduğu anlaşılıyor. Buralara, değerli milletvekilleri, 2/B ile tapu verilmesi, mülkiyet belirsizliğinin giderilmesi aslında servetin değerinde de bir artış getiriyor. Şimdi, burada bunun getireceği faydayı da dikkate almamız lazım. Buradaki mülkiyete hissedarların ödemesi anlamında sorunları olabilir mi? Tabii ki olabilir ama bir taraftan da ciddi bir servet sahibi olduklarını, bu yapılan düzenlemeyle birlikte servetlerinin değerinde bir artış olacağını, belirsizliğin ortadan kalkacağını da düşünmemiz, artılarıyla eksileriyle ele almamız gerekir.
ALİ ÖZGÜNDÜZ (İstanbul) - Bu paraya alamaz Sayın Bakan, mümkün değil.
KALKINMA BAKANI CEVDET YILMAZ (Bingöl) - Bir şekilde bu mal varlığına sahip olanlar belli bir finansman imkânına da ulaşabilirler diye düşünüyorum doğrusu. Diğer taraftan, bu kadar büyük bir servete sahip olduğu için birtakım muafiyetler tanınması, ayrıcalık getirilmesinin de sosyal açıdan, sosyal adalet açısından değerlendirilmesi de tabii gerekir, o tarafını da görmemiz lazım.
Sayın Işık, arazi büyüklüğüyle ilgili sormuştu, daha detaylı soruları vardı aslında. Arkadaşlarımız yine bakarlarsa memnun olurum; onları Sayın Işık'a daha sonra iletelim.
Ayrıca, Sayın Yılmaz'ın hak sahibi sayısı ve müracaat sayısıyla ilgili soruları vardı. Hak sahibi 665 bin, müracaat sayımız 477 bin. 430 milyon lira civarında da başvuru bedeli söz konusu. Daha detaylı bilgiyi de, arkadaşlarımız, müsaade ederseniz, daha geniş bir zamanda hazırlasınlar onu takdim edelim.
Sayın Topal, rayiç bedeller yanlış olabilir gibi bir yorum yaptılar. Tabii biz, Maliye Bakanlığımıza bu konuda güveniyoruz. İl bazında komisyonlarımız var, teknik elemanlar çalışıyor, detaylı bir şekilde bu incelemeler yapılıyor. Bazen, aynı sokağın farklı yerlerindeki emlaklerin veya varlıkların değerinde bile çok ciddi farklılaşmalar da söz konusu olabiliyor. Tek tek bunlara bakılıyor ve rayiç bedeller düzgün bir şekilde tespit edilmeye gayret ediliyor çok yoğun bir çalışmayla. Henüz, tabii kamuoyuyla rayiç bedeller paylaşılmış değil. Dolayısıyla, şöyle veya böyle olduğu konusunda bir yorum yapabilecek durumda değiliz. Bunlar önümüzdeki dönemde, tabii zamanı geldiğinde kamuoyuyla paylaşılmış olacak.
Yine, Sayın Tanal'ın soruları vardı "En fazla hangi şehir yararlanıyor bu uygulamalarımızdan?" diye. İstanbul, Muğla, Antalya gibi şehir merkezlerimiz ağırlıklı olarak bu düzenlemelerden, özellikle meskûn mahallerde olanlar daha fazla istifade ediyorlar.
Tabii burada sayıyla değeri yine belki mukayese etmek lazım. Sayısal anlamda daha fazla yararlanıcı sayısı var toplama oranla ama değer itibarıyla bakarsanız bu oranın daha düştüğünü görüyorsunuz. Dolayısıyla toplam kamu gelirleri açısından da çok büyük bir sorun olmayacağını değerlendiriyoruz.
Yine, 400 metrekareyle ilgili sorular vardı, özellikle Sayın Tanal'ın sorusu vardı. Geçmişten bugüne aslında yaptığımız birçok kanunda bir anlamda bu bir genel ölçü hâline gelmiş durumda. İşte bu Gecekondu Kanunu'ndan, mevzuatından, 2981 sayılı mevzuattan başlayan, uygulanan bir ölçü. Bir anlamda meskûn mahalde belli bir ölçeği ifade ediyor ama her ölçü tabii ki tartışmaya açıktır. Yani "Niye 401 olmadı da 400 oldu?" diye sorabilirsiniz. "399 niye olmadı?" diyebilirsiniz. En sonunda Meclisimizin takdiridir, belli bir ölçü konulmuştur. Bu ölçüyü makul ölçüde bir alanı ifade eden ölçü olarak değerlendiriyoruz ve çeşitli kanunlarımızda da, bugüne kadar uygulamalarımızda da belli bir referans oluşturmuş bir ölçü olarak bunu burada da kullanıyoruz.
Kaç tane dava açıldığına ilişkin Sayın Şandır'ın soruları var. 1981-2011 döneminde 207.019 adet suç tespiti var; 744.774 dekara tekabül ediyor. 2002-2011 döneminde ise 32.243 adet suç söz konusu ve dekar olarak da 104.473 dekara tekabül ediyor.
Ayrıca, işgal suçları var ve burada da yine 1997-2011 arası 46.549 suç adedi ve 238.838 dekar alan söz konusu. 2002-2011 döneminde ise 29.943 adet suç söz konusu, bunun tekabül ettiği dekar ise 145.944.
Yine hazine arazilerini? Sayın Şandır, pardon, başka bir vekil arkadaşımız sormuştu "Orman müdürlükleri niçin komisyona dâhil olmadı?" diye. Komisyonlarımızda yok bildiğim kadarıyla. Maliye Bakanlığımızın yürüttüğü bir çalışma oldu, bütün, her bölgemizde aynı usulle hareket edildi.
Sayın Bulut'un bu Osmanlı tapularıyla ilgili bir sorusu vardı. Tabii, Osmanlı dönemindeki tapular o dönemin, o çağın şartlarına göre daha esnek tanımlarla, ifadelerle oluşturulmuş tapular. Cumhuriyet dönemine geldiğimizde daha modern yöntemlerle, kadastro çalışmalarıyla o tapuların cumhuriyet dönemi tapularına dönüştürülmesi söz konusu. Bunlar gerçekleştirildikten sonra "Geriye dönüp tekrar tarihteki tapuları esas alalım." dediğimizde çok daha büyük bir kargaşaya ve haksızlığa yol açmamız söz konusu olabilir, ölçütleri ortaya koyup hakkaniyetli bir şekilde tespit etmemiz mümkün olmaz. Kadastral çalışmalar bittikten sonra, modern yöntemlerle cumhuriyet döneminde bu çalışmalar tamamlandıktan sonra dönüp tekrar tarihteki tapulara bakmamızın çok da anlamlı olmayacağını herhâlde takdir edersiniz.
"Yan yana iki köyün değeri niye çok farklı?" diye bir soru geldi. Aslında, bazen, yan yana iki binanın değeri bile çok farklı olabilir. Cephesi, konumu, özellikleri, bütün özellikleri dikkate alınarak değer tespiti yapılmak durumunda. Yan yana olsa bile iki köy, farklı özellikler arz ediyor olabilirler, piyasa değerleri de bu özelliklere göre farklılaşabilir. Oradaki, ildeki komisyonumuzun bütün bu özellikleri dikkate alarak bir değer tespiti yaptığına inanıyoruz. Dolayısıyla, bunu bir sorun olarak görmüyoruz.
Evet, orman köylüleriyle ilgili Sayın Işık'ın bir sorusu olmuştu yine. "400 metrekareden yararlanacakları mı?" Onlar da arkadaşlarımızın verdiği bilgiye göre aynı şekilde yararlanacaklar, herkes bir anlamda, bu 400 metrekareden, bu durumda yararlanmış olacak.
Çok teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.
BAŞKAN - Teşekkür ediyoruz Sayın Bakan.